Görmez misiniz ektiğiniz tohumu?

Görmez misiniz ektiğiniz tohumu?

Şimdi bana, ektiğinizi haber verin.

Ekmekte olduklarınızı gördünüz mü?

Ekmekte olduğunuz (tohum)u gördünüz mü?

Şimdi ekmekte olduğunuz (tohum)u gördünüz mü?

Şimdi gördünüz mü, o ektiğiniz tohumu?

(63-67) Düşündünüz mü ektiklerinizi? Siz mi onları ekin haline getiriyorsunuz yoksa biz mi? Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşar kalırdınız. “Doğrusu borç altına girdik, daha doğrusu biz yoksul kaldık” derdiniz.

(63-64) Soyleyin, ektiklerinizi yerden bitirenler sizler misiniz, yok Biz mi bitiriyoruz?

Söyleseniz ya, o ektiklerinizi,

(63-64) (Toprağa) ekmekte olduğunuz (tohum)u gördünüz mü? Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyiz?

Ektiğiniz tohuma ne dersiniz?!

Şimdi bana, ektiğinizi haber verin.

Ektiğinize dikkat ettiniz mi?

Ektiğinizi gördünüz mü?

Ektiğiniz tohumu görüyor musunuz?

Şimdi ekmekte olduğunuz (tohum)u gördünüz mü?

Şimdi ekmekte olduğunuzu gördünüz mü?

Şimdi bana ekmekde olduğunuz (tohum) u haber verin.

Peki söyleyin bana, ekmekte olduğunuz şeyleri?

Şimdi Bana; ekmekte olduğunuzu haber verin.

Sizler tarlalardan topladıklarınıza bakmıyor musunuz?

Öyleyse ektiğiniz ekin nedir (onu) gördünüz mü? (Her bitkinin tohumundan kendi türüne has yeni bir bitkinin yetişmesi için gerekli olan şifrelerin ve gelişim programının, ektiğiniz tohum içinde saklı olduğunu biliyor musunuz, idrak ediyor musunuz?)

Şimdi ekmekte olduğunuzu gördünüz mü?

Toprağa ektiğiniz tohumu hiç düşündünüz mü?

Hiç toprağa ektiğiniz tohumu düşündünüz mü?

Şimdi ektiğiniz tohumu gördünüz mü?

Sizler tarlalardan topladıklarınıza bakmıyor musunuz?

Ektiğinizi gördünüz mü

Ektiğiniz tohumu görüyor musunuz?

(63-64) Ektiğiniz tohuma baksanıza! Siz mi onu yetiştiriyorsunuz Biz mi?

Ektiğinizi gördünüz mü?

-Ektiğiniz şeyleri gördünüz mü?

Şimdi ekmekte olduğunuz (tohum)u gördünüz mü?

Ekmekte olduğunuzu gördünüz mü?

See ye the seed that ye sow in the ground?