Şüphe yok ki o, iyice bir düşündü de kendince ölçtü biçti.

Bakınız mesajlarımız inkâr edenlere ulaştırıldığında, onları nasıl tesirsiz hale getireceğini düşünüp ölçtü, biçti.

Zira o, düşündü taşındı, ölçtü biçti.

Muhakkak ki o düşündü ve takdir etti!

Çünkü o düşündü ve hesap kurdu.

Çünkü o, düşündü ve bir ölçü tespit etti.

Çünkü o (Velid İbni Muğire), kendi kendine bir düşündü ve (zannınca peygambere söyliyecek sözünü) uydurub kurdu.

(18-20) Zira o, düşündü ve ölçtü biçti. Geberesice, nasıl ölçtü biçti! Lanet olası nasıl ölçtü biçti!

Cunku o, dusundu, olctu bicti;

Çünkü gerçekten o, iyice düşündü, ölçüp biçti.

Şüphe yok ki o düşündü ve planladı.

Çünkü o, düşündü taşındı, ölçtü biçti.

Zira o, düşündü taşındı, ölçtü biçti.

Nitekim o düşündü; ölçtü biçti.

Çünkü o bir düşündü, ölçtü, biçti.

O düşündü ve değerlendirme yaptı.

Çünkü o, düşündü (fekkere) ve bir ölçü tesbit etti.

Çünkü o düşündü ve karar verdi.

Çünkü o (Kur’an hakkında ne diyeceğini) uzun uzadıya düşündü, (kendine göre gûyâ bir) ölçü koydu.

Çünki o, (Kur`ân hakkında ne diyeceğini uzun uzadıya) düşündü ve ölçtü biçti.

Doğrusu o, düşündü ve ölçüp biçti.

Şüphe yok ki o düşündü ve planladı.

Muhakkak ki o, (Kur’ân hakkında) tefekkür etti (düşündü) ve karar verdi.

O düşündü ve değerlendirme yaptı.

Bakınız, (mesajlarımız hakikati inkara şartlanmış olan birine aktarıldığında, onları nasıl çürüteceğini) düşünür ve (onu) hesaplar,

Çünkü o (vahiy hakkında) sığ ve yanlış düşündü, ölçüp biçti;

(18-19) Şüphe yok ki o, düşündü ve ölçtü biçti. Artık kahrolası, nasıl ölçtü biçti.

Çünkü o düşündü taşındı, ölçüp biçti.

Çünkü o, düşündü ve ölçtü (biçti), yorumladı.

O düşündü ve değerlendirme yaptı.

O düşündü, ölçtü, biçti...

Zirâ o düşündü, ölçtü, biçti.

Çünkü o düşündü ve karar verdi..

Çünkü o, düşündü ve bir ölçü tesbit etti.

Derin derin düşündü o; ölçtü biçti.

For he thought and he plotted;-