Abdulbaki Gölpınarlı |
Bir vakit sizin için denizi yardık da kurtardık sizi; Firavun’un soyunu sopunu sulara boğduk; siz de buna bakıp duruyordunuz. |
---|---|
Abdullah Parlıyan |
Ve önünüzdeki denizi yarıp, sizi nasıl kurtardığımızı gözlerinizin önünde Firavun’un adamlarını nasıl boğduğumuzu, |
Adem Uğur |
Bir zamanlar biz sizin için denizi yardık, sizi kurtardık, Firavun’un taraftarlarını da, siz bakıp dururken denizde boğduk. |
Ahmed Hulusi |
Varlığınızdaki Allâh Esmâ’sı kuvvesinin açığa çıkartılmasıyla denizi yarıp sizi kurtarmış; Firavun ailesini ise size bakıp dururken boğmuştuk! |
Ahmet Varol |
Hani, sizin için denizi yarmıştık da, sizi kurtarıp gözlerinizin önünde Firavun ailesini boğmuştuk. |
Ali Bulaç |
Ve sizin için denizi ikiye yarıp sizi kurtardığımızı ve Firavun’un adamlarını -gözlerinizin önünde- boğduğumuzu hatırlayın. |
Ali Fikri Yavuz |
Ve yine hatırlayın ki, bir vakit sizden ötürü denizi yardık da hepinizi kurtardık, Fir’avun avânesini ise, sizler bakıb dururken, suda boğduk. |
Bayraktar Bayraklı |
Sizin için denizi yarmış, sizi kurtarmış ve Firavun taraftarlarını boğmuştuk; siz de bunu görüyordunuz. |
Bekir Sadak |
Denizi yarip sizi kurtarmis ve gozlerinizin onunde Firavun ailesini batirmistik. |
Celal Yıldırım |
Ve hatırlayın ki sizin için denizi yarıp sizi kurtardığımızı; Fir’avn’ in yoldaşlarını ise —sizler bakıp dururken— boğduğumuz zamanı! |
Cemal Külünkoğlu |
Hani, sizin için (Kızıl) denizi yarıp sizi kurtarmış, gözlerinizin önünde Firavun (ve) soyunu/adamlarını siz bakıp dururken (gözlerinizin önünde suda) boğmuştuk. |
Diyanet İşleri |
Hani, sizin için denizi yarmış, sizi kurtarmış, gözlerinizin önünde Firavun ailesini suda boğmuştuk. |
Diyanet Vakfı |
Bir zamanlar biz sizin için denizi yardık, sizi kurtardık, Firavun’un taraftarlarını da, siz bakıp dururken denizde boğduk. |
Edip Yüksel |
Denizi yararak sizi kurtarmış, Firavunun adamlarını da gözlerinizin önünde boğmuştuk. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Hani bir zamanlar sizin için denizi yarıp, sizi kurtardık da Firavun’un adamlarını suda boğduk, siz de bakıp duruyordunuz. |
Fizil-al il Kuran |
Hani önünüze çıkan denizi yararak sizi (boğulmaktan) kurtarmış ve gözleriniz önünde Firavun ailesini boğmuştuk. |
Gültekin Onan |
Denizi yararak (ferakna) sizi kurtarmış (feenceynaküm), Firavun’un adamlarını / taraftarlarını / ordusunu da (ale) gözlerinizin önünde (tenzurun) boğmuştuk (ağrakna). |
Harun Yıldırım |
Hani sizin için denizi yarmış ve sizi kurtarmıştık. Firavun hanedanını da boğmuştuk ki siz görüyordunuz. |
Hasan Basri Çantay |
Hem hatırlayın o demleri ki sizin sebebinize denizi yarıb da hepinizi kurtarmış, Fir’avun haanedânını ise, kendiniz de gözlerinizle bakıb dururken, (suda) boğmuşduk. |
Hayrat Neşriyat |
Hani sizin için denizi yarıp da sizi kurtarmış ve siz (hayretle) bakıp dururken Fir`avun ehlini suda boğmuştuk. |
İbn-i Kesir |
Hani, bir de sizin için denizi yarmış, ve sizi kurtarmıştık. Firavun hanedanını da, siz bakıp dururken suda boğmuştuk. |
İlyas Yorulmaz |
Size denizi yardık, sonra sizi kurtardık ve sizin gözünüzün önünde Firavun ailesini denizde boğduk. |
İskender Ali Mihr |
Ve sizin için denizi yardık. Böylece sizi kurtarıp firavun ailesini boğduk. Ve siz de (bunu) görüyordunuz. |
Kadri Çelik |
Hani denizi yararak sizi (boğulmaktan) kurtarmış ve siz bakıp dururken (gözleriniz önünde) Firavun ailesini boğmuştuk.); |
Muhammed Esed |
Ve önünüzdeki denizi yararak sizi kurtarıp, Firavun hanedanını gözlerinizin önünde boğduğumuz (günleri). |
Mustafa İslamoğlu |
Bir zaman da suyu sizin için açmış ve sizi kurtarmış, gözlerinizin önünde Firavun`un kadrosunu boğmuştuk. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Ve hatırlayınız o zamanı ki sizin için denizi yardık da hepinizi kurtardık. Firavun’un âlini de gark ettik, bir halde ki sizler bakıp duruyordunuz. |
Ömer Öngüt |
Bir zamanlar biz sizin için denizi yarıp sizi kurtarmış ve gözlerinizin önünde Firavun hanedanını suda boğmuştuk. |
Sadık Türkmen |
Hani, sizin için denizi yarmış, sizi kurtarmış, gözlerinizin önünde Firavun ailesini (de) suda boğmuştuk. |
Seyyid Kutub |
Hani önünüze çıkan denizi yararak sizi (boğulmaktan) kurtarmış ve gözleriniz önünde Firavun ailesini boğmuştuk. |
Suat Yıldırım |
Yine hatırlayın ki, sizin geçmeniz için denizi yarmış, sizi kurtarıp, siz bakıp dururken gözlerinizin önünde Firavun hanedanını boğmuştuk. |
Süleyman Ateş |
Sizin için denizi yarmıştık, sizi kurtarmış ve Fir’avn âilesini boğmuştuk; siz de bunu görüyordunuz. |
Şaban Piriş |
Ve sizin için denizi yardık, sizi kurtarıp; gözünüzün önünde, Firavun Hanedanını suda boğmuştuk. |
Tefhim-ul Kur'an |
Ve sizden dolayı denizi ikiye yarıp sizi kurtardığımızı ve Firavun’un adamlarını -siz seyredip dururken- boğduğumuzu da hatırlayın. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Hani önünüzde denizi yarmıştık da sizi kurtarmış, Firavun hanedanını boğmuştuk. Siz de bunu bakıp görüyordunuz. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
And remember We divided the sea for you and saved you and drowned Pharaoh´s people within your very sight. |