Abdulbaki Gölpınarlı |
Derken Allah onu, dünyâda da, âhirette de azaplandırarak helâk etmişti. |
---|---|
Abdullah Parlıyan |
Derken Allah onu dünyada boğarak ahirette de cehennemle azaplandırarak helak etmişti. |
Adem Uğur |
Allah onu, (herkese ibret olarak) dünya ve ahiret azabıyla cezalandırdı. |
Ahmed Hulusi |
Bunun üzerine Allâh, onu sonsuz yaşam boyutunun ve öndekinin (dünyanın) ibret verici azabı ile yakaladı. |
Ahmet Varol |
Allah da onu dünya ve ahiret azabıyla yakaladı. |
Ali Bulaç |
Böylelikle Allah onu, ahiret ve dünya azabıyla yakaladı. |
Ali Fikri Yavuz |
Allah da onu dünya ve ahiret azabı ile yakalayıverdi. |
Bayraktar Bayraklı |
Böylece Allah, onu âhiret ve dünya azabıyla cezalandırdı. |
Bekir Sadak |
Allah bunun uzerine onu dunya ve ahiret azabina ugratti. |
Celal Yıldırım |
Bu yüzden Allah onu (öğüt ve ibret alınacak şekilde) Dünya ve Âhiret azâbıyla yakalayıverdi. |
Cemal Külünkoğlu |
Allah onu, (herkese ibret olarak) dünya ve ahiret azabıyla cezalandırdı. |
Diyanet İşleri |
Allah onu, ibret verici şekilde dünya ve âhiret cezasıyla cezalandırdı. |
Diyanet Vakfı |
Allah onu, (herkese ibret olarak) dünya ve ahiret azabıyla cezalandırdı. |
Edip Yüksel |
Sonunda, ALLAH onu ahiret ve dünya cezasına çarptı. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Allah da onu tuttu, dünya ve ahiret azabıyla yakalayıverdi. |
Fizil-al il Kuran |
Allah bunun üzerine onu dünya ve ahiret azabına uğrattı. |
Gültekin Onan |
Böylelikle Tanrı onu, ahiret ve dünya azabıyla yakaladı. |
Harun Yıldırım |
Allah, ahiret ve dünya azabıyla yakaladı onu. |
Hasan Basri Çantay |
Bunun üzerine Allah onu hem âhiret, hem dünyâ azâbiyle yakaladı. |
Hayrat Neşriyat |
Allah da onu, âhiretin ve dünyanın (ibret verici) azâbıyla yakalayıverdi! |
İbn-i Kesir |
Bunu üzerine Allah, onu dünya ve ahiret azabıyla yakaladı. |
İlyas Yorulmaz |
Allah da onu, hem ahiret, hem de dünya cezasıyla yakaladı. |
İskender Ali Mihr |
Bunun üzerine Allah, onu dünya ve ahiret azabıyla ahzetti (yakalayıp helâk etti). |
Kadri Çelik |
Böylelikle Allah onu, ahiret ve dünya azabıyla yakaladı. |
Muhammed Esed |
Bunun üzerine Allah onu yakalayıp hesaba çekti (ve bunu) hem bu dünyada hem de öteki dünyada uyarıcı bir örnek yaptı. |
Mustafa İslamoğlu |
Sonunda Allah, onu ahiret ve dünya azabıyla (aleme) ibret olsun diye yakaladı. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Fakat Allah, onu ahiretin de, dünyanın da ukûbetiyle yakaladı. |
Ömer Öngüt |
Allah da onu dünya ve ahiret azabı ile yakalayıverdi. |
Sadık Türkmen |
Bunun üzerine Allah da onu dünya ve ahiret azabıyla yakaladı. |
Seyyid Kutub |
Allah bunun üzerine onu dünya ve ahiret azabına uğrattı. |
Suat Yıldırım |
Allah da onu dünyada da, âhirette de şiddetle cezalandırdı. |
Süleyman Ateş |
Allâh da onu, sonun ve ilkin (âhiretin ve dünyânın) azâbıyle cezâlandırdı. |
Şaban Piriş |
Allah da onu dünya ve ahiret azabıyla yakaladı. |
Tefhim-ul Kur'an |
Böylelikle Allah (c.c.) onu, ahiret ve dünya azabıyla yakaladı. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Bunun üzerine Allah, onu sonraya ve önceye ibret olmak üzere bir ceza ile çarptı. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
But Allah did punish him, (and made an) example of him, - in the Hereafter, as in this life. |