Abdulbaki Gölpınarlı |
Artık sen de yetîmi horlama. |
---|---|
Abdullah Parlıyan |
O halde yetime haksızlık yapma veya yetime yüzünü ekşitme. |
Adem Uğur |
Öyleyse yetimi sakın ezme. |
Ahmed Hulusi |
O hâlde, yetime hor bakma! |
Ahmet Varol |
Öyleyse sakın yetimi ezme. |
Ali Bulaç |
Öyleyse, sakın yetimi üzüp-kahretme. |
Ali Fikri Yavuz |
Öyle ise, yetime gelince; zulüm etme. |
Bayraktar Bayraklı |
Öyleyse sakın yetimi ezme! |
Bekir Sadak |
Oyleyse sakin oksuze kotu muamele etme; |
Celal Yıldırım |
O halde, sakın öksüzü hor görüp ona kötü davranma ! |
Cemal Külünkoğlu |
Öyleyse yetime haksızlık yapma! |
Diyanet İşleri |
Öyleyse sakın yetimi ezme! |
Diyanet Vakfı |
Öyleyse yetimi sakın ezme. |
Edip Yüksel |
Öyleyse, öksüzü yüzüstü bırakma. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Öyleyse sakın yetimi ezme. |
Fizil-al il Kuran |
Yetime gelince sakın onu üzme, |
Gültekin Onan |
Öyleyse, sakın yetimi üzüp kahretme. |
Harun Yıldırım |
Öyleyse, sakın yetimi ezme! |
Hasan Basri Çantay |
O halde, yetime gelince (Ona sakın) kahretme. |
Hayrat Neşriyat |
O hâlde yetîme gelince, sakın (onu) ezme! |
İbn-i Kesir |
O halde sakın yetime kahretme. |
İlyas Yorulmaz |
Yetime gelince, sakın onu ezmeye kalkma. |
İskender Ali Mihr |
Fakat bundan sonra yetimi kahretme (üzme). |
Kadri Çelik |
Ama yetime gelince, sakın (yetimi) ezme. |
Muhammed Esed |
Öyleyse yetime haksızlık yapma, |
Mustafa İslamoğlu |
Dolayısıyla, asla yetime otoriter davranma (surat asma) |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Artık yetime sakın kötü bir muamelede bulunma. |
Ömer Öngüt |
Sakın yetime kahretme! |
Sadık Türkmen |
Öyleyse sakın yetimi ezme! |
Seyyid Kutub |
Yetime gelince sakın onu üzme, |
Suat Yıldırım |
Öyle ise, sakın yetimi güçsüz bulup hakkını yeme, sakın onu küçümseyip üzme! |
Süleyman Ateş |
Öyleyse sakın öksüzü ezme, |
Şaban Piriş |
Şimdi yetimi hor görme. |
Tefhim-ul Kur'an |
Öyleyse, sakın yetimi üzüp kahretme. |
Yaşar Nuri Öztürk |
O halde, yetimi örseleme, |
Yusuf Ali (İngilizce) |
Therefore, treat not the orphan with harshness, |