Abdulbaki Gölpınarlı |
Ve ancak kendilerine apaçık kesin bir delil geldikten sonradır ki aykırılığa düştüler, kendilerine kitap verilmiş olanlar. |
---|---|
Abdullah Parlıyan |
Bize de kitap verildi diyenler, ancak kendilerine açık ve kesin delil geldikten sonra, inanç birlikteliklerini bozdular. |
Adem Uğur |
Kendilerine kitap verilenler ancak o açık delil (Peygamber) kendilerine geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Ahmed Hulusi |
Kitap verilmiş olanlar, ancak kendilerine o beyyine geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Ahmet Varol |
Kendilerine kitap verilenler, ancak onlara apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Ali Bulaç |
Kitap Ehlinden olanlar, ancak kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra fırkalara ayrıldılar. |
Ali Fikri Yavuz |
Böyle iken, kendilerine kitab verilenler, ancak kendilerine o hüccet (Peygamber, yahud Kur’an) geldikten sonra tefrikaya düştüler. (Kimi peygambere iman etti, kimi inkâr etti, kimi de şübhe içinde bocaladı durdu.) |
Bayraktar Bayraklı |
Kitap verilmiş olanlar, ancak kendilerine o açık kanıt geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Bekir Sadak |
Ama, kendilerine kitap verilenler, onlara apacik belge geldikten sonra ayriliga dustuler. |
Celal Yıldırım |
Kitap (Tevrat ve İncil) verilenler ise, kendilerine ancak bu açık kesin delil geldikten sonra bölünüp ayrıldılar. |
Cemal Külünkoğlu |
Kendilerine kitap verilenler, ancak onlara apaçık delil (Kur`an ve Peygamber) geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Diyanet İşleri |
Kendilerine kitap verilenler, ancak kendilerine o apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Diyanet Vakfı |
Kendilerine kitap verilenler ancak o açık delil (Peygamber) kendilerine geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Edip Yüksel |
Gerçek şu ki, kendilerine kitap verilmiş olanlar, ancak onlara açık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Kitap ehli, ancak kendilerine apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Fizil-al il Kuran |
Ama, kendilerine kitab verilenler, onlara apaçık belge geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Gültekin Onan |
Kitap ehlinden olanlar, ancak kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra fırkalara ayrıldılar. |
Harun Yıldırım |
Ama kendilerine kitap verilenler, ancak apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Hasan Basri Çantay |
Böyle iken kitab verilmiş olan bunlar, ayrılmadı (lar, ayrılmadılar) da ancak kendilerine o apâşikâr hüccet geldikden sonra (ayrıldılar). |
Hayrat Neşriyat |
Böyleyken o kitab verilenler, ancak kendilerine o apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştü. |
İbn-i Kesir |
Ama kitab verilmiş olanlar, kendilerine apaçık huccetler geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
İlyas Yorulmaz |
Ehli kitaptan olanlar, kendilerine gelen beyyinelerden (açıklayıcı ayetlerden) sonra ayrılıklara düştüler. |
İskender Ali Mihr |
Ve kitap ehli olanlar, (onlara beyyine gelmesinden önce) tefrikaya düşmediler (fırkalara ayrılmadılar). Ancak kendilerine beyyineler geldikten sonra (tefrikaya düştüler). |
Kadri Çelik |
Kitap ehlinden olanlar, ancak kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra fırkalara ayrıldılar. |
Muhammed Esed |
Ama kendilerine daha önce vahiy verilenler, hakikatin böyle bir kanıtı geldikten sonra (inanç) birlikteliklerini bozdular. |
Mustafa İslamoğlu |
Ama önceki vahiylerin mensupları durdular durdular da, kendilerine hakikatin apaçık belgeleri geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Halbuki, kitap verilmiş olanlar; ayrılmış olmadılar, kendilerine o hüccet geldikten sonra tefrikaya düştüler. |
Ömer Öngüt |
Kendilerine kitap verilenler, onlara apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Sadık Türkmen |
Kendilerine kitap verilenler; kendilerine o apaçık delil geldikten sonra, ayrılığa düştüler. |
Seyyid Kutub |
Ama, kendilerine kitab verilenler, onlara apaçık belge geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Suat Yıldırım |
Ehl-i kitap mensupları, o kesin delil gelinceye kadar bu konuda ihtilaf etmemişlerdi. |
Süleyman Ateş |
Kitap verilmiş olanlar, ancak kendilerine açık kanıt geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Şaban Piriş |
Kendilerine kitap verilenler, ancak kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Tefhim-ul Kur'an |
Kitap ehlinden olanlar, ancak kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra fırkalara ayrıldılar. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Kitap verilmiş olanlar, kendilerine beyyine/açık delil geldikten sonradır ki parçalanıp bölündüler. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
Nor did the People of the Book make schisms, until after there came to them Clear Evidence. |