Abdulbaki Gölpınarlı |
Biz, gerçek ve şüphesiz bilgiye sahip olması için İbrahîm’e, göklerdeki ve yeryüzündeki kudret ve saltanatı, tasarruf ve hikmeti böylece göstermedeydik. |
---|---|
Abdullah Parlıyan |
Böylece biz İbrahim’e, Allah’ın göklerde ve yeryüzündeki güçlü hükümranlığı ile ilgili derin bir kavrayış kazandırdık ki, kalben tatmin olup kesin bilgi edinenlerden olsun diye. |
Adem Uğur |
Böylece biz, kesin iman edenlerden olması için İbrahim’e göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyorduk. |
Ahmed Hulusi |
Böylece İbrahim’e, ikân sahibi olsun diye, semâlar ve arzın melekûtunu (derûnundaki, onları oluşturan kuvveleri) görecek basîreti veriyoruz (gözünün gördüğüyle eşyanın hakikatinden perdelenmesin diye). |
Ahmet Varol |
Böylece İbrahim’e kesin bilgi sahibi olması için göklerin ve yerin melekutunu (büyüklüklerini, harikuladeliklerini) de gösteriyorduk. |
Ali Bulaç |
Böylece İbrahim’e, -kesin bilgiyle inananlardan olması için- göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyorduk. |
Ali Fikri Yavuz |
Biz, İbrahim’e atasının ve kavminin sapıklığını gösterdiğimiz gibi, göklerin ve yerin acâibini ve güzelliklerini gösteriyorduk ki, tevhîd hususunda yakîn sahibi olsun. |
Bayraktar Bayraklı |
Böylece biz İbrâhim`e, kesin inananlardan olsun diye göklerin ve yerin melekûtunu/ kainatın işleyiş kanunlarını gösteriyorduk. |
Bekir Sadak |
Yakinen bilenlerden olmasi icin ibrahim’e goklerin ve yerin hukumranligini soylece gosteriyorduk |
Celal Yıldırım |
İşte böylece biz İbrahim’e kesin bilgi edinenlerden olsun diye göklerin ve yerin melekûtunu (yaratılışındaki düzen, denge, plân ve bazı kanunların işleyişini) gösteriyorduk. |
Cemal Külünkoğlu |
Böylece biz İbrahim`e (şirkin çirkinliğini gösterdiğimiz gibi), göklerin ve yerin melekûtunu (muhteşem ve mükemmel varlıklarını) gösteriyorduk ki, kesin inananlardan olsun. |
Diyanet İşleri |
İşte böylece İbrahim’e göklerdeki ve yerdeki hükümranlığı ve nizamı gösteriyorduk ki kesin ilme erenlerden olsun. |
Diyanet Vakfı |
Böylece biz, kesin iman edenlerden olması için İbrahim’e göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyorduk. |
Edip Yüksel |
Kesin bir onaylamaya sahip olması için, İbrahim’e göklerin ve yerin yönetimini şöylece gösterdik |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Böylece biz İbrahim’e göklerin ve yerin melekûtunu (muhteşem varlıklarını) gösteriyorduk ki, kesin inananlardan olsun. |
Fizil-al il Kuran |
Biz İbrahim’e göklerin ve yerin görkemli egemenlik mekanizmasını böylece gösteriyorduk ki, o kesin inançlılardan olsun. |
Gültekin Onan |
Böylece İbrahim’e, -kesin bilgiyle inananlardan olması için- göklerin ve yerin melekutunu gösteriyorduk. |
Harun Yıldırım |
Biz İbrahim’e yakîn sahiplerinden olsun diye göklerin ve yerin mülkünü böylece gösteriyorduk. |
Hasan Basri Çantay |
Biz İbrâhîme (hakıykatı nasıl öğretdiysek, istidlalde bulunması ve) kesin ilme erenlerden olması için göklerin ve yerin büyük mülkünü de öylece gösteriyorduk. |
Hayrat Neşriyat |
İşte (birliğimize delil getirsin) ve kat`î olarak îmân edenlerden olsun diye İbrâhîm`e, göklerin ve yerin melekûtunu (İlâhî tasarrufâtın açıkça göründüğü cihetini)böyle gösteriyorduk. |
İbn-i Kesir |
İşte böylece yakınen bilenlerden olması için Biz, İbrahim’e göklerin ve yerin melekutunu gösteriyorduk. |
İlyas Yorulmaz |
Böylece göklerin ve yerin hakimiyetinin delillerini, tam bir kanaat getirmesi için gösterdik. |
İskender Ali Mihr |
Ve böylece Biz, İbrâhîm’e onun mûkınîn (yakîn hasıl edenlerden) olması için yerin ve göklerin (semaların) melekûtunu gösteriyoruz (gösteriyorduk). |
Kadri Çelik |
Böylece yakin edenlerden olması (ve diğerlerini hidayete erdirmesi) için İbrahim’e göklerin ve yerin melekûtunu gösterdik. |
Muhammed Esed |
Böylece Biz İbrahime, (Allahın) gökler ve yer üzerindeki güçlü hükümranlığı ile ilgili (ilk) kavrayışı kazandırdık, ki kalben mutmain olan kimselerden olsun. |
Mustafa İslamoğlu |
İşte böylece Biz, İbrahim`e göklerin ve yerin hükümranlığı hakkında bir bakış açısı kazandırdık ki, kalben mutmain kimselerden olsun. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Ve İbrahim’e şöylece göklerin ve yerin melekutunu gösteriyorduk ki, yakinen bilip inananlardan oluversin. |
Ömer Öngüt |
Böylece biz İbrahim’e yakîn sahiplerinden olması için, göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyorduk. |
Sadık Türkmen |
Bir zamanlar Biz İbrahim’e göklerin ve yeryüzünün melekûtunu/yönetimini gösteriyorduk ki, gerçeği görüp bilerek inananlardan olsun. |
Seyyid Kutub |
Biz İbrahim’e göklerin ve yerin görkemli egemenlik mekanizmasını böylece gösteriyorduk ki, o kesin inançlılardan olsun. |
Suat Yıldırım |
Biz İbrâhim’e (şirkin çirkinliğini gösterdiğimiz gibi) imanında yakîne, kesinliğe ulaşması için göklerin ve yerin muhteşem hükümranlığını da öylece gösteriyorduk. |
Süleyman Ateş |
Böylece biz İbrâhim’e göklerin ve yerin melekûtunu (büyük ve hârikulâde muhteşem varlıklarını) gösteriyorduk ki, kesin inananlardan olsun. |
Şaban Piriş |
İbrahim’e sağlam müminlerden olması için, göklerin ve yerin hükümranlığını da şöyle göstermiştik. |
Tefhim-ul Kur'an |
İşte böyle İbrahim’e göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyorduk ki, yakîn sahiplerinden olsun. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Böylece biz İbrahim’e göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyorduk ki, gerçeği görüp bilerek inananlardan olsun. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
So also did We show Abraham the power and the laws of the heavens and the earth, that he might (with understanding) have certitude. |