وَقَالَ الْمَلَأُ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ قَوْمِهِ لَئِنِ اتَّبَعْتُمْ شُعَيْبًا إِنَّكُمْ إِذًا لَخَاسِرُونَ
Ve kalel meleüllezıne keferu min kavmihı le initteba’tüm şüayben inneküm izel le hasirun
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Kavminin ileri gelenlerinden kâfir olanlar, Şuayb’e uyduğunuz takdîrde andolsun ki dediler, zarara uğrarsınız. |
Abdullah Parlıyan |
"Doğrusu eğer Şuayb’a uyarsanız, bilin ki kaybedenlerden olacaksınız" dediler. |
Adem Uğur |
Kavminden ileri gelen kâfirler dediler ki Eğer Şuayb’e uyarsanız o takdirde siz mutlaka ziyana uğrarsınız. |
Ahmed Hulusi |
Halkından hakikat bilgisini inkâr eden ileri gelenler "Eğer Şuayb’a tâbi olursanız, o takdirde mutlaka hüsrana uğrayanlar olursunuz" dediler. |
Ahmet Varol |
’Eğer Şu’ayb’a uyarsanız o zaman zarara uğrayanlardan olursunuz.’ |
Ali Bulaç |
Kavminin önde gelenlerinden inkar edenler, dediler ki "Andolsun, Şuayb’a uyacak olursanız, kuşkusuz kayba uğrayanlardan olursunuz." |
Ali Fikri Yavuz |
Kavminin öncü kâfirleri, diğerlerine şöyle dediler "- Dininizi bırakıp Şuayb’a uyarsanız, yemin ederiz ki, bu takdirde çok büyük ziyan görenlerden olacaksınız." |
Bayraktar Bayraklı |
“Eğer Şu‘ayb`a uyarsanız, muhakkak siz ziyana uğrarsınız!” dediler. |
Bekir Sadak |
Milletinin inkar eden ileri gelenleri, «suayb’i uyarsaniz, and olsun ki siz kaybedersiniz» dediler. |
Celal Yıldırım |
Kavminden inkâra sapan ileri gelenler «Şuâyb’e inanıp uyarsanız and olsun ki o takdirde ziyana uğrayanlardan olursunuz!» diyerek (tehdîdde bulundular). |
Cemal Külünkoğlu |
Kavminden inkârcıların ileri gelenleri dediler ki “Şuayb`a uyarsanız; kesinlikle zarara uğrar, perişan olursunuz.” |
Diyanet İşleri |
Şu’ayb’ın kavminden inkâr eden ileri gelenler dediler ki "(Ey ahali!) Andolsun ki eğer Şu’ayb’a uyarsanız, o takdirde mutlaka siz zarar edenler olursunuz." |
Diyanet Vakfı |
Kavminden ileri gelen kâfirler dediler ki Eğer Şuayb’e uyarsanız o takdirde siz mutlaka ziyana uğrarsınız. |
Edip Yüksel |
Halkının ileri gelen inkârcıları, "Şuayb’a uyarsanız kaybedenlerden olursunuz" dediler. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Kavminden ileri gelen kâfirler dediler ki «Eğer Şu’ayb’a uyarsanız o takdirde siz mutlaka ziyana uğrarsınız.» |
Fizil-al il Kuran |
Soydaşlarının ileri gelenleri ’eğer Şuayb’a uyarsanız, kesinlikle hüsrana uğrar, mahvolursunuz’ dediler. |
Gültekin Onan |
Kavminin önde gelenlerinden küfredenler dediler ki "Andolsun, eğer Şuayb’a uyacak olursanız, kuşkusuz kayba uğrayanlardan olursunuz." |
Harun Yıldırım |
Kavminin ileri gelenlerinden kâfir olanlar dediler ki "Andolsun Şuayb’a uyarsanız mutlaka hüsrana uğrayanlardan olursunuz." |
Hasan Basri Çantay |
Onun kavminden kâfir olan ileri gelirler «(Dîninizi terk ile) Şuaybe uyarsanız, andolsun ki, o takdirde muhakkak en büyük zarara uğramış kimseler olacaksınız» dedi. |
Hayrat Neşriyat |
Kavminden inkâr eden ileri gelenler ise dedi ki `Yemîn olsun ki, eğer Şuayb`a tâbi` olursanız, o takdirde doğrusu siz elbette hüsrâna uğramış kimseler olursunuz.` |
İbn-i Kesir |
Kavminden küfretmiş olan ileri gelenler dediler ki Şuayb’a uyarsanız; andolsun ki siz, o zaman hüsrana uğrayanlardansınız. |
İlyas Yorulmaz |
Kavminden hakkı kabul etmeyen önde gelenler "Eğer Şuayb’a tabi olursanız, o zaman kaybedenlerden olursunuz" diye halkı tehdit ettiler. |
İskender Ali Mihr |
Kavminden kâfir olanların ileri gelenleri şöyle dedi(ler) "Eğer, gerçekten Şuayb’a tâbî olursanız, o taktirde siz mutlaka hüsranda olanlardan (nefslerini hüsrana düşürenlerden) olursunuz." |
Kadri Çelik |
Kavminden küfre sapanların elebaşları, "Şuayb’a uyacak olursanız, şüphesiz hüsrana uğrayanlardan olursunuz" dediler. |
Muhammed Esed |
Ne var ki, kavimleri arasından, hakkı inkara şartlanmış olan elebaşları, (Şuaybın yandaşlarına) "Doğrusu, eğer Şuayba uyarsanız, bilin ki, kaybedenlerden olacaksınız!" dediler. |
Mustafa İslamoğlu |
Ve kavminden inkarda direnen seçkinler "Eğer Şuayb`e uyacak olursanız kesinlikle kaybeden siz olacaksınız!" diye tehdit ettiler. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Ve onun kavminden kâfir olmuş olan ileri gelenleri demişti ki «Eğer Şuayb’e tebâiyyet ederseniz, şüphesiz siz o zaman en büyük zarara düşmüşler olursunuz.» |
Ömer Öngüt |
Kavminin ileri gelen kâfirleri dediler ki "Eğer Şuayb’e uyarsanız, yemin ederiz ki bu takdirde ziyan edenlerden olacaksınız. " |
Sadık Türkmen |
Kavminden ileri gelen inkârcılar dediler ki "Şayet Şuayb’a uyarsanız, o zaman hüsrana uğrayanlardan olursunuz." |
Seyyid Kutub |
Soydaşlarının ileri gelenleri ’eğer Şuayb’a uyarsanız, kesinlikle hüsrana uğrar, mahvolursunuz’ dediler. |
Suat Yıldırım |
Kavminden inkâra sapan ileri gelenler "Eğer Şuayb’a uyacak olursanız kesinlikle perişan olursunuz!" diye tehditte bulundular. |
Süleyman Ateş |
Kavminden inkâr eden ileri gelenler dediler ki "Eğer Şu’ayb’e uyarsanız muhakkak siz ziyana uğrarsınız!" |
Şaban Piriş |
Toplumun önde gelen kâfirleri dediler ki -Şuayb’e uyarsanız o zaman mahvolursunuz! |
Tefhim-ul Kur'an |
Kavminin önde gelenlerinden küfre sapanlar, dediler ki «Andolsun, Şuayb’a uyacak olursanız, kuşkusuz kayba uğrayanlardan olursunuz.» |
Yaşar Nuri Öztürk |
Toplumunun küfre sapan kodamanları dedi ki "Eğer Şuayb’ın ardısıra giderseniz hüsrana gömülenler olursunuz." |
Yusuf Ali (İngilizce) |
The leaders, the unbelievers among his people, said "If ye follow Shu´aib, be sure then ye are ruined!" |
وَقَالَ ve ḳāle |
ve dediler ki | ق و ل |
الْمَلَأُ l-meleu |
ileri gelenler | م ل ا |
الَّذِينَ elleƶīne |
kimseler | |
كَفَرُوا keferū |
inkar eden | ك ف ر |
مِنْ min |
-nden | |
قَوْمِهِ ḳavmihi |
kavmi- | ق و م |
لَئِنِ leini |
eğer | |
اتَّبَعْتُمْ ttebeǎ’tum |
uyarsanız | ت ب ع |
شُعَيْبًا şuǎyben |
Şu’ayb’e | |
إِنَّكُمْ innekum |
muhakkak siz | |
إِذًا iƶen |
||
لَخَاسِرُونَ leḣāsirūne |
ziyana uğrarsınız | خ س ر |