فَخَرَجَ عَلَىٰ قَوْمِهِ مِنَ الْمِحْرَابِ فَأَوْحَىٰ إِلَيْهِمْ أَنْ سَبِّحُوا بُكْرَةً وَعَشِيًّا
Fe harace ala kavmihı minel mıhrabi fe evha ileyhim en sebbihu bükratev ve aşiyya
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Zekeriyya, mihraptan çıkıp kavmine, sabah akşam onu tenzîh edin noksan sıfatlardan diye işâret etti. |
Abdullah Parlıyan |
"Sabah akşam, Rabbinizin sınırsız yüceliğini anın!" diye işaret etti. |
Adem Uğur |
Bunun üzerine Zekeriyya, mâbetten kavminin karşısına çıkarak onlara "Sabah akşam tesbihte bulunun" diye işaret verdi. |
Ahmed Hulusi |
(Zekeriyya) mabetten halkının yanına çıktı ve onlara "Sabah - akşam tespih edin" diye işaret etti. |
Ahmet Varol |
Derken o, mabetteki inziva hücresinden çıkarak onlara; "Sabah akşam Rabbinizin şanını (ibadetle) yüceltmeye devam edin!" diye işaret etti. |
Ali Bulaç |
Böylelikle (Zekeriya) mescidten kavminin karşısına çıkıp onlara (şu anlamları) işaret etti "Sabah akşam tesbih edin." |
Ali Fikri Yavuz |
Nihayet (hanımına hamil vakti gelip de konuşamayınca) mihrabdan kavmine karşı (Zekeriyya) çıktı da, onlara "- Sabah ve akşam namaz kılın." diye işaret etti. |
Bayraktar Bayraklı |
Bunun üzerine Zekeriyyâ, mabedden kavminin karşısına çıkarak onlara, “Sabah-akşam tesbîhte bulunun” diye işaret verdi. |
Bekir Sadak |
Zekeriya bunun uzerine mabedden cikip milletine «Sabah aksam Allah’i tesbih edin» diye isarette bulundu. |
Celal Yıldırım |
Bunun üzerine Zekeriyyâ, mihrâbdan çıkıp kavmine, «sabah akşam tesbîh edin!» diye işarette bulundu. |
Cemal Külünkoğlu |
Derken Zekeriya mabedden halkının karşısına çıktı. (Konuşmak istedi, konuşamadı) ve onlara “Sabah akşam Allah`ı tesbih edin” diye işaret etti. |
Diyanet İşleri |
Derken Zekeriya ibadet yerinden halkının karşısına çıktı. (Konuşmak istedi, konuşamadı) ve onlara "Sabah akşam Allah’ı tespih edin" diye işaret etti. |
Diyanet Vakfı |
Bunun üzerine Zekeriyya, mâbetten kavminin karşısına çıkarak onlara «Sabah akşam tesbihte bulunun» diye işaret verdi. |
Edip Yüksel |
Tapınaktan halkının arasına çıktı ve "O’nu sabah akşam düşünüp anın" diye onlara işaretle bildirdi. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Nihayet (birgün konuşamayınca) mihrabdan kavmine karşı çıktı da onlara «Sabah ve akşam (Rabbinizi) tesbih edin» diye işaret etti. |
Fizil-al il Kuran |
Bunun üzerine Zekeriyya mihrapta yüzünü soydaşlarına dönerek sabahları ve akşamları Allah’ı her tür noksanlıktan tenzih etmelerini işaret etti. |
Gültekin Onan |
Böylelikle (Zekeriya) mescidden kavminin karşısına çıkıp onlara (şu anlamları) işaret etti "Sabah akşam tesbih edin." |
Harun Yıldırım |
Bunun üzerine, mâbetten kavminin karşısına çıkarak onlara "Sabah akşam tesbih edin" diye işaret verdi. |
Hasan Basri Çantay |
Derken (Zekeriyyâ) mescidinden kavminin karşısına çıkıb onlara «Sabah akşam tesbîhde bulunun» diye işaret verdi. |
Hayrat Neşriyat |
Bunun üzerine (Zekeriyyâ) mihrabdan (ma`bedden) kavminin karşısına çıktı da (o müjde alâmetinin hemen görünmesiyle, konuşamayarak) onlara `Sabah-akşam (Rabbinizi)tesbîh edin!` diye işâret etti. |
İbn-i Kesir |
Bunun üzerine ma’bedden çıkıp kavmine Sabah akşam Allah’ı tesbih edin, diye işaret etti. |
İlyas Yorulmaz |
Mescitten kavminin karşısına çıktığında, onlara işaretle "Sabah akşam Rabbinizi bütün eksiklerden tenzih edin" diye işaretle seslendi. |
İskender Ali Mihr |
Bundan sonra mihraptan kavmine (kavminin karşısına) çıktı. Böylece onlara, (Allah’ı) sabah akşam tesbih etmelerini vahyetti (konuşmadan, iç sesi ile duyurdu). |
Kadri Çelik |
Böylelikle (Zekeriya) Mescitten kavminin karşısına çıkıp onlara (şu anlamları) işaret etti "Sabah akşam (Allah’ı) tesbih edin." |
Muhammed Esed |
Bunun üzerine (Zekeriya) mabedden kavminin karşısına çıktı ve onlara "Sabah akşam (Rabbinizin) sınırsız kudret ve yüceliğini anın!" diye işaret etti. |
Mustafa İslamoğlu |
Derken o, mabetteki inziva hücresinden çıkarak onlara; "Sabah akşam Rabbinizin şanını (ibadetle) yüceltmeye devam edin!" diye işaret etti. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Sonra mescitten kavmine karşı çıktı da, «Gündüzlerin evvellerinde ve sonunda tesbihte bulununuz,» diye onlara işaret eyledi. |
Ömer Öngüt |
Mescitten kavminin karşısına çıktığında, onlara işaretle "Sabah akşam Rabbinizi bütün eksiklerden tenzih edin" diye işaretle seslendi. |
Sadık Türkmen |
O, mihraptan kavminin karşısına çıktı; onlara ‘sabah ve akşam tesbih etmelerini’ işâret etti. |
Seyyid Kutub |
Bunun üzerine Zekeriyya mihrapta yüzünü soydaşlarına dönerek sabahları ve akşamları Allah’ı her tür noksanlıktan tenzih etmelerini işaret etti. |
Suat Yıldırım |
Derken, mâbeddeki bölmesinden halkının karşısına çıkıp "Sabah akşam Rabbinizi tenzih ve O’na ibadet edin!" diye işarette bulundu. |
Süleyman Ateş |
(Zekeriyyâ), ma’bedden kavminin karşısına çıkıp onlara "Sabah akşam (Rabbinizi) tesbih edin!" diye işâret etti. |
Şaban Piriş |
Mabedden, kavminin karşısına çıkınca onlara sabah akşam Allah’ı tesbih etmelerini işaret etti. |
Tefhim-ul Kur'an |
Böylelikle (Zekeriya) mescidten kavminin karşısına çıkıp onlara (şu anlamları) işaret etti «Sabah akşam tesbih edin.» |
Yaşar Nuri Öztürk |
Bunun üzerine Zekeriyya, yakarış yerinden ayrılıp halkının karşısına geçti ve onlara "sabah akşam tespih edin" diye işaret verdi. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
So Zakariya came out to his people from him chamber He told them by signs to celebrate Allah´s praises in the morning and in the evening. |
فَخَرَجَ feḣarace |
çıkıp | خ ر ج |
عَلَىٰ ǎlā |
karşısına | |
قَوْمِهِ ḳavmihi |
kavminin | ق و م |
مِنَ mine |
-den | |
الْمِحْرَابِ l-miHrābi |
ma’bed- | ح ر ب |
فَأَوْحَىٰ fe evHā |
işaret etti | و ح ي |
إِلَيْهِمْ ileyhim |
onlara | |
أَنْ en |
diye | |
سَبِّحُوا sebbiHū |
tesbih edin | س ب ح |
بُكْرَةً bukraten |
sabah | ب ك ر |
وَعَشِيًّا ve ǎşiyyen |
ve akşam | ع ش و |