أَفَمَنْ حَقَّ عَلَيْهِ كَلِمَةُ الْعَذَابِ أَفَأَنْتَ تُنْقِذُ مَنْ فِي النَّارِ
E fe men hakka aleyhi kelimetül azab e fe ente tünkızü men fin nar
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Ya azap hükmünü hak edene ne dersin? Sen mi cehennemde bulunanı kurtaracaksın? |
Abdullah Parlıyan |
Allah tarafından hakkında azap hükmü gerçekleşmiş olan kimseyi, sen doğru yola getirebilir misin? Ve sen ateşi hak eden kimseyi kurtarabilir misin? |
Adem Uğur |
(Resûlüm!) Hakkında azap hükmü gerçekleşmiş kimseyi ve ateşte olanı sen mi kurtaracaksın! |
Ahmed Hulusi |
Yanan kimseyi sen mi kurtaracaksın, azap çekmesi için varolmuş (şakî) ise? |
Ahmet Varol |
Hakkında (azab) söz(ü) hak olmuş olanı; ateşte olanı sen mi kurtaracaksın? |
Ali Bulaç |
Azap sözü kendisi üzerinde hak olmuş kimse mi (onlarla bir tutulur)? Ateşte olanı artık sen mi kurtaracaksın? |
Ali Fikri Yavuz |
Artık (Allah’ın ilim ve takdirinde) üzerine azab vacib olmuş o ateşteki kimseyi, sen mi kurtaracaksın? (Ey Rasûlüm, buna kimsenin gücü yetmez). |
Bayraktar Bayraklı |
Hakkında azap kesinleşmiş olanı, ateştekini, sen mi kurtaracaksın? |
Bekir Sadak |
Hakkinda azap sozu gerceklesmis kimseyi, ateste olani sen mi kurtaracaksin? |
Celal Yıldırım |
(Ey Peygamber!) Aleyhine azâb hükmü gerçekleşmiş kimseyi, ateşte olan kimseyi sen mi kurtaracaksın ?! |
Cemal Külünkoğlu |
Hakkında azap hükmü kesinleşmiş, ateşte olan kimseyi sen mi kurtaracaksın? |
Diyanet İşleri |
Hakkında azap sözü (hükmü) gerçekleşenler, hiç onlar gibi olur mu? Cehennemlikleri sen mi kurtaracaksın? |
Diyanet Vakfı |
(Resûlüm!) Hakkında azap hükmü gerçekleşmiş kimseyi ve ateşte olanı sen mi kurtaracaksın! |
Edip Yüksel |
Azap sözünü hakedenlere gelince, sen ateştekini kurtarabilir misin? |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Ya üzerine azab kelimesi hak olmuş kimse de mi (böyledir)? Artık o ateşteki kimseyi sen mi çıkaracaksın? |
Fizil-al il Kuran |
Hakkında azab hükmü kesinleşmiş, ateşte olan kimseyi sen mi kurtaracaksın? |
Gültekin Onan |
Azab sözü kendisi üzerinde hak olmuş kimse mi (onlarla bir tutulur)? Ateşte olanı artık sen mi kurtaracaksın? |
Harun Yıldırım |
(Resûlüm!) Hakkında azap hükmü gerçekleşmiş kimseyi ve ateşte olanı sen mi kurtaracaksın! |
Hasan Basri Çantay |
Kendisine azâb hükmü hak olmuş kimseyi, (bu yüzden) ateşde bulunan kişiyi artık sen mi kurtaracaksın (Habîbim)? |
Hayrat Neşriyat |
O hâlde üzerine azab sözü hak olmuş kimseyi, (ve) bu sebeble o ateşte bulunan kişiyi sen mi kurtaracaksın? |
İbn-i Kesir |
Hakkında azab hükmü gerçekleşmiş kimseyi mi? Ateşte olanı sen mi kurtaracaksın? |
İlyas Yorulmaz |
Azap kelimesinin üzerine hak olduğu kimseyi, ateşten sen mi kurtaracaksın? |
İskender Ali Mihr |
Öyleyse bir kimse, üzerine azap sözünü hakettiği taktirde sen, ateşte olanı kurtarabilir misin? |
Kadri Çelik |
Üzerine azap kelimesi hak olmuş kimse mi (onlarla bir tutulur)? Ateşte olanı artık sen mi kurtaracaksın? |
Muhammed Esed |
Peki, ya (Allah’ın) azabına çarpılmış olan kimse(yi insanlar kurtarabilir) mi? Ateşi hak eden kimseyi sen kurtarabilir misin? |
Mustafa İslamoğlu |
Ne o, hakkında azap vaadi gerçekleşmiş olan kimseyle (böyle olmayan) kimse bir olabilir mi? Şimdi, ateşin göbeğine düşmüş birini sen kurtarabilir misin? |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Ya üzerine azap kelimesi hak olmuş kimseyi mi, ateş içinde bulunan şahsı mı sen kurtaracaksın? |
Ömer Öngüt |
Hakkında azap hükmü hak olmuş kimseyi ve ateşte olanı sen mi kurtaracaksın? |
Sadık Türkmen |
Üzerine azap sözü hak olmuş kimseyi, ateşte iken sen mi kurtaracaksın? |
Seyyid Kutub |
Hakkında azab hükmü kesinleşmiş, ateşte olan kimseyi sen mi kurtaracaksın? |
Suat Yıldırım |
Hakkında azap hükmü kesinleşmiş kimseyi, ateşte olan kimseyi sen mi kurtaracaksın? |
Süleyman Ateş |
Üzerine azâb kararı hak olanı mı, sen ateşte bulunanı mı kurtaracaksın? |
Şaban Piriş |
Hakkında azap verilen kimseyi sen mi ateşten kurtaracaksın? |
Tefhim-ul Kur'an |
Azab sözü kendisi üzerinde hak olmuş kimse mi (onlarla bir tutulur)? Ateşte olanı artık sen mi kurtaracaksın? |
Yaşar Nuri Öztürk |
Üzerine azap sözü hak olanı, ateşe dalmış olanı sen mi kurtaracaksın? |
Yusuf Ali (İngilizce) |
Is, then, one against whom the decree of Punishment is justly due (equal to one who eschews Evil)? Wouldst thou, then, deliver one (who is) in the Fire? |