فَإِذَا هُمْ بِالسَّاهِرَةِ
Feiza hum bissahireti.
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Derken onlar dümdüz bir yerde toplanırlar. |
Abdullah Parlıyan |
Derken onlar uyanmışlar ve hepsi birden bir düzlüktedirler. |
Adem Uğur |
Birdenbire kendilerini mahşerde buluverirler. |
Ahmed Hulusi |
Bir de bakarsın ki onlar geniş alandadırlar! |
Ahmet Varol |
Birden onlar (dirilmiş halde) bir düzlük üzeredirler. |
Ali Bulaç |
Bir de bakarsın ki, onlar, yerin üstündedirler. |
Ali Fikri Yavuz |
Bir de bakarsın onlar hep kabirlerinden uyanmışlar, (bir araya toplanmışlar)... |
Bayraktar Bayraklı |
(13-14) Bu dönüş sadece bir seslenmeye bakar. Birden bire kendilerini mahşerde buluverirler. |
Bekir Sadak |
Hepsi hemen bir duzluge dokulecektir. |
Celal Yıldırım |
Bir de bakarsın (hepsi) uyanık olarak toprağın üstündeler. |
Cemal Külünkoğlu |
Bir de (bakarsın onlar) kabirlerinden çıkmışlar (bir araya toplanmışlar). |
Diyanet İşleri |
Birdenbire kendilerini mahşerde buluverirler. |
Diyanet Vakfı |
Birdenbire kendilerini mahşerde buluverirler. |
Edip Yüksel |
Onlar uyanıvermişlerdir. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Bir de bakarsın hepsi meydandadır. |
Fizil-al il Kuran |
Hepsi hemen bir düzlüğe dökülecektir. |
Gültekin Onan |
Bir de bakarsın ki, onlar, yerin üstündedirler. |
Harun Yıldırım |
Birden, toprağın üzerinde uyanmıştırlar. |
Hasan Basri Çantay |
Ki o zaman onlar (görürsün ki) hemen (diri olarak) toprağın yüzündedirler. |
Hayrat Neşriyat |
Bir de bakarsın ki onlar (dirilmiş olarak) meydanda (mahşer yerinde) olan kimselerdir! |
İbn-i Kesir |
Ki o zaman, hepsi toprağın yüzüne dökülecektir. |
İlyas Yorulmaz |
Biden bire onlar (yattıkları kabirlerden) uyanmışlardır. |
İskender Ali Mihr |
İşte o zaman onlar yerin (toprağın) üstündedirler. |
Kadri Çelik |
Bir de bakarsın onlar, yerin üstündedirler. |
Muhammed Esed |
işte o zaman (hakikati) anlayacaklar! |
Mustafa İslamoğlu |
İşte o zaman onlar, faltaşı gibi açılmış gözlerle mahşer meydanında beliriverecek. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Artık onlar, o zaman bir düz yer üzerindedirler. |
Ömer Öngüt |
Bir de görürsün ki onlar (diri olarak) düz bir yerin yüzündedirler. |
Sadık Türkmen |
Onlar, derhal uyanırlar/kalkarlar! |
Seyyid Kutub |
Hepsi hemen bir düzlüğe dökülecektir. |
Suat Yıldırım |
(13-14) Fakat olay (zor değil,) bir tek emirden ibarettir. Bir anda mahşerde toplanıverirler! |
Süleyman Ateş |
Hemen onlar uyanıklık alanındadırlar. |
Şaban Piriş |
İşte o zaman onlar, hemen uyanacaktır. |
Tefhim-ul Kur'an |
Bir de bakarsın ki, onlar, yerin üstündedirler. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Bir anda hepsi uyanıp ortaya geliverir. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
When, behold, they will be in the (full) awakening (to Judgment). |
فَإِذَا fe iƶā |
hemen | |
هُمْ hum |
onlar | |
بِالسَّاهِرَةِ bis-sāhirati |
uyanıklık alanındadırlar | س ه ر |