إِنَّهَا سَاءَتْ مُسْتَقَرًّا وَمُقَامًا
İnneha saet müstekarrav ve mükama
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Gerçekten de orası, karâr edilecek ne kötü yerdir, durulacak ne kötü yurt. |
Abdullah Parlıyan |
Gerçekten de o cehennem, ne kötü bir yer ve ne kötü bir duraktır. |
Adem Uğur |
Orası cidden ne kötü bir yerleşme ve ikamet yeridir! |
Ahmed Hulusi |
"Muhakkak ki o yanma durağı ve makâmı çok kötüdür!" |
Ahmet Varol |
’Doğrusu orası çok kötü bir karargah ve çok kötü bir kalış yeridir’ (derler). |
Ali Bulaç |
"Şüphesiz o, ne kötü bir karargah ve ne kötü bir konaklama yeridir." |
Ali Fikri Yavuz |
Doğrusu o, ne kötü bir karargâh, ne kötü makamdır!" |
Bayraktar Bayraklı |
Gerçekten, orası ne kötü bir yer ve ne kötü bir duraktır! |
Bekir Sadak |
(65-66) Onlar, «Rabbimiz! Bizden cehennem azabini uzaklastir; dogrusu onun azabi surekli ve acidir. Orasi suphesiz kotu bir yer ve kotu bir duraktir» derler. |
Celal Yıldırım |
Şüphesiz ki orası kötü bir karargâh ve fena bir eyleşim yeridir. |
Cemal Külünkoğlu |
(65-66) Onlar, şöyle yakarırlar “Ey Rabbimiz! Bizden cehennem azabını uzaklaştır, gerçekten onun azabı ebedi bir felakettir! Şüphesiz, ne kötü bir durak ve ne kötü bir konaktır orası.” |
Diyanet İşleri |
"Şüphesiz, ne kötü bir durak ve ne kötü bir konaktır orası." |
Diyanet Vakfı |
Orası cidden ne kötü bir yerleşme ve ikamet yeridir! |
Edip Yüksel |
"O kötü bir durak ve kötü bir yerdir." |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Orası cidden ne kötü bir uğrak, ne kötü bir konaktır. |
Fizil-al il Kuran |
Orası ne fena bir konut ve ne fena bir barınaktır. |
Gültekin Onan |
"Şüphesiz o, ne kötü bir karargah ve ne kötü bir konaklama yeridir." |
Harun Yıldırım |
Orası cidden ne kötü bir yerleşme ve ikamet yeridir! |
Hasan Basri Çantay |
«Hakıykat o, ne kötü bir karargâh ve ikaametgâhdır». |
Hayrat Neşriyat |
Gerçekten orası ne kötü bir karargâh ve (ne kötü) bir ikametgâhtır! |
İbn-i Kesir |
Muhakkak ki o, ne kötü bir karargah ve konaklama yeridir. |
İlyas Yorulmaz |
Cehennem kalınacak yer ve mekân olarak çok kötü bir yer" derler. |
İskender Ali Mihr |
Muhakkak ki o, kötü bir karargâh, kötü bir ikâmet yeridir. |
Kadri Çelik |
Şüphesiz o pek kötü bir karargâh ve pek kötü bir konaklama yeridir. |
Muhammed Esed |
gerçekten, o ne kötü bir yer, o ne kötü bir durak!" |
Mustafa İslamoğlu |
Gerçekten de o ne kötü bir ikametgah, ne fena bir makamdır. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Filhakika o (cehennem) pek kötü bir karargâh, bir ikametgâhtır. |
Ömer Öngüt |
"Orası ne kötü bir yer, ne kötü bir konaktır!" |
Sadık Türkmen |
Orası kalacak bir yer ve bir makam olarak ne kötüdür!" |
Seyyid Kutub |
Orası ne fena bir konut ve ne fena bir barınaktır. |
Suat Yıldırım |
(65-66) "Ey Ulu Rabbimiz, derler, cehennem azabını bizden uzaklaştır. Zira onun azabı tahammülü zor, ömür tüketen bir derttir. Ne kötü bir varış yeri, ne fena bir yerleşim yeridir orası!" |
Süleyman Ateş |
"Orası ne kötü bir karargâh ve ne kötü bir makâmdır!" |
Şaban Piriş |
Orası ne kötü bir karargah ve konaklama yeridir. |
Tefhim-ul Kur'an |
«Şüphesiz o, ne kötü bir karargâh ve ne kötü bir konaklama yeridir.» |
Yaşar Nuri Öztürk |
Ne kötü bir durak yeridir o, ne kötü bir dinlenme yeri! |
Yusuf Ali (İngilizce) |
"Evil indeed is it as an abode, and as a place to rest in"; |