وَلَقَدْ وَصَّلْنَا لَهُمُ الْقَوْلَ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ
Ve le kad vessalna lehümül kavle leallehüm yetezekkerun
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Ve andolsun öğüt alsınlar diye sözü, birbiri ardınca âyet âyet ulayıp indirmedeyiz. |
Abdullah Parlıyan |
Gerçek şu ki, biz vahyimizi onlara birbiri ardınca, aralıksız göndermişizdir. Belki düşünüp, öğüt alırlar diye. |
Adem Uğur |
Andolsun ki biz, düşünüp öğüt alsınlar diye, sözü (vahyi) birbiri ardınca yetiştirmişizdir (aralıksız vahiylerimizi göndermişizdir). |
Ahmed Hulusi |
Andolsun ki onlara sözümüzü ardı ardına ulaştırdık... Umulur ki hatırlayıp düşünürler! |
Ahmet Varol |
Andolsun biz, olur ki düşünürler diye onlar için sözü (Kur’an’ı) birbiri ardınca indirdik. |
Ali Bulaç |
Andolsun, Biz öğüt alıp-düşünsünler diye, sözü birbiri ardınca dizip-indirdik. |
Ali Fikri Yavuz |
Gerçekten o kâfirlere, Kur’an ayetlerini, birbiri ardınca inzal ve beyan ettik ki, ibret alıp iman etsinler. |
Bayraktar Bayraklı |
Andolsun ki, düşünüp öğüt alsınlar diye, sözü birbiri ardınca yetiştirmişizdir. |
Bekir Sadak |
And olsun ki, Biz vahyi onlara ard arda yetistirdik; belki dusunurler. |
Celal Yıldırım |
Biz, düşünürler de öğüt alırlar diye sözü birbiri ardınca getirdik, |
Cemal Külünkoğlu |
Andolsun ki biz, düşünüp öğüt alsınlar diye, sözü (vahyi) birbiri ardınca ulaştırdık (vahiylerimizi aralıksız gönderdik). |
Diyanet İşleri |
Andolsun, düşünüp öğüt alsınlar diye o sözü (Kur’an âyetlerini) onlara peş peşe ulaştırdık. |
Diyanet Vakfı |
Andolsun ki biz, düşünüp öğüt alsınlar diye, sözü (vahyi) birbiri ardınca yetiştirmişizdir (aralıksız vahiylerimizi göndermişizdir). |
Edip Yüksel |
Öğüt alırlar diye kendilerine mesajı iletip durduk. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Andolsun ki biz, düşünüp öğüt alsınlar diye, sözü (vahyi) birbiri ardınca ulamışızdır. |
Fizil-al il Kuran |
Andolsun biz, düşünüp öğüt alsınlar diye vahyi birbirine bitiştirdik. |
Gültekin Onan |
Andolsun, biz öğüt alıp düşünsünler diye, sözü birbiri ardınca dizip indirdik. |
Harun Yıldırım |
Andolsun ki biz, düşünüp öğüt alsınlar diye, sözü (vahyi) birbiri ardınca yetiştirmişizdir (aralıksız vahiylerimizi göndermişizdir). |
Hasan Basri Çantay |
Andolsun ki biz onlar için, nasıyhat kabul etsinler diye, sözü birbiri ardınca inzal edib durmuşuzdur. |
Hayrat Neşriyat |
Celâlim hakkı için, ibret alırlar diye sözü (vahyi) onlar için ardı ardına yetiştirdik. |
İbn-i Kesir |
Andolsun ki; Biz, onlar için sözü birbirine bitiştirdik. Belki düşünürler diye. |
İlyas Yorulmaz |
Belki düşünürler diye (Allah’a ait) sözleri onlara ulaştırdık. |
İskender Ali Mihr |
Ve andolsun ki, tezekkür etsinler diye sözü (âyetlerimizi) ardarda onlara ulaştırdık. |
Kadri Çelik |
Şüphesiz biz hatırlayıp kendilerine gelsinler diye sözü birbiri ardınca dizip indirdik. |
Muhammed Esed |
Gerçek şu ki, Biz vahyi onlara adım adım ulaştırdık ki böylece belki (üzerinde düşünür), akıllarında tutarlar. |
Mustafa İslamoğlu |
Doğrusu Biz bu ilahi sözü onlara adım adım ulaştırdık ki, belki (sorumluluklarını) hatırlarlar. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Kasem olsun ki, onlar için belki düşünürler diye sözü birbiri ardınca irâd ettik. |
Ömer Öngüt |
Gerçekten biz onlar için sözü birbiri ardınca ulaştırdık ki belki düşünürler. |
Sadık Türkmen |
Gerçek şu Kİ, sözü/vahyi onlara aralıksız yetiştirdik. Belki (ayetler üzerinde) düşünüp öğüt alırlar, diye. |
Seyyid Kutub |
Andolsun biz, düşünüp öğüt alsınlar diye vahyi birbirine bitiştirdik. |
Suat Yıldırım |
Düşünüp ibret almaları için Biz, sözümüzü birbiri ardından getirdik. |
Süleyman Ateş |
Andolsun biz, düşünüp öğüt alsınlar diye onlar için sözü(müzü) birbirine bitiştirdik (ardı ardına gerçeği kanıtlayan âyetler gönderdik). |
Şaban Piriş |
Andolsun ki, belki düşünürler diye, onlar için sözü ard arda bildirdik. |
Tefhim-ul Kur'an |
Andolsun, biz öğüt alıp düşünsünler diye, sözü birbiri ardınca dizip indirdik. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Yemin olsun, biz onlar için sözü ardarda getirdik ki, düşünüp öğüt alabilsinler. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
Now have We caused the Word to reach them themselves, in order that they may receive admonition. |