← SAFFAT 37:140 →

Hani, yolcularla dolu bir gemiye kaçmıştı da.

Kaçak bir köle gibi, yüklü bir gemiye binip kaçmıştı.

Hani o, dolu bir gemiye binip kaçmıştı.

Hani o dopdolu gemiye kaçmıştı (Hakikat bilgisine rağmen halkına yararlı olamadığı düşüncesiyle sıradan yaşamına dönmüştü).

Hani o dolu gemiye kaçmıştı.

Hani o, dolu bir gemiye kaçmıştı.

Hani o, (kavmine vaad ettiği azab gelmeyince aralarında çıkıb) yüklü gemiye kaçmıştı.

Bir vakit, dolu gemi ile kaçmıştı.

Dolu bir gemiye kacmisti.

Hani bir vakit dolu bir gemiye kaçmıştı da,

(140-142) Hani o kaçıp yüklü gemiye binmişti de gemidekilerle kur`a çekmişti ve kaybedenlerden olmuştu. (O, sahibinden izinsiz kaçan benim diyerek) kınanmış bir halde (kendisini denize atmış) iken balık onu hemen yutmuştu.

Hani o kaçıp yüklü gemiye binmişti.

Hani o, dolu bir gemiye binip kaçmıştı.

Dolu bir gemiye kaçmıştı.

Hani o bir zaman dolu bir gemiye kaçmıştı.

Dolu bir gemiye kaçmıştı.

Hani o, dolu bir gemiye kaçmıştı.

Hani o, dolu bir gemiye binip kaçmıştı.

Hani o, dolu bir gemiye kaçmışdı.

Hani (o), dolu gemiye kaçmıştı.

Hani o, dolu bir gemiye kaçmıştı.

Dolu bir gemiye binmişti de.

O (Yunus A.S) dolu bir gemiye (gemi ile) kaçmıştı.

Hani o öfke içinde, dolu bir gemiye doğru yürümüştü.

kaçak bir köle gibi, yüklü bir gemiye (binip) kaçmıştı.

Hani o efendisinden kaçan bir köle gibi ağzına kadar dolu bir gemiyle kaçmıştı.

(139-140) Ve şüphe yok ki, Yûnus da elbette gönderilmiş peygamberlerdendir. Vaktâ ki O, dolu bir gemiye kaçmıştı.

Hani o bir vakit dolu bir gemiye kaçmıştı.

Hani o, dolu bir gemi ile kaçmıştı.

Dolu bir gemiye kaçmıştı.

Hani o, Rabbinden izinsiz kaçıp yolcusunu doldurmuş gemiye kendini atmıştı.

Dolu gemiye kaçmıştı.

Dolu bir gemiye binmişti.

Hani o, dolu bir gemiye kaçmıştı.

Hani o, dolu bir gemiye kaçmıştı.

When he ran away (like a slave from captivity) to the ship (fully) laden,