قَالُوا إِنَّكُمْ كُنْتُمْ تَأْتُونَنَا عَنِ الْيَمِينِ
Kalu inneküm küntüm te’tunena anil yemın
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Gerçekten de derler, siz sağımızdan çıkagelir, iyilik ediyor görünürdünüz bize. |
Abdullah Parlıyan |
"Bakın" diyecek. "Siz bize ayartma niyetiyle, sağdan yaklaşır, bizi şaşırtırdınız." |
Adem Uğur |
(Uyanlar, uydukları adamlara) Siz bize sağdan gelirdiniz (sûreti haktan görünürdünüz) derler. |
Ahmed Hulusi |
"Muhakkak ki siz bize sağdan (sanki hakikati bildirirmiş gibi) gelirdiniz?" |
Ahmet Varol |
’Doğrusu siz bize sağdan geliyordunuz.’ |
Ali Bulaç |
"Gerçekten sizler bize sağdan (sağ duyudan ve haktan) yana gelip yanaşıyordunuz." derler. |
Ali Fikri Yavuz |
(Yardakçılar, öncülerine şöyle) diyecekler "- Siz, bize sağdan (en sağlam taraftan) gelirdiniz." |
Bayraktar Bayraklı |
“Siz, bize sağdan geliyordunuz” diyecekler. |
Bekir Sadak |
Ileri gelenlerine «Dogrusu siz bize sureti hakdan gorunurdunuz» derler. |
Celal Yıldırım |
Siz bize sağ taraftan (dinî açıdan) geliyordunuz, derler. |
Cemal Külünkoğlu |
(27-28) (Onlarda) birbirlerine dönüp sitem etmeye kalkışırlar. (Kötülükte kendilerine uyanlar, uydukları kimselere) “Siz bize sağdan (en sağlam taraftan) gelirdiniz (bize haktan yana görünürdünüz).” |
Diyanet İşleri |
Şöyle derler "Siz bize sağdan gelirdiniz. Bize haktan yana görünürdünüz." |
Diyanet Vakfı |
(Uyanlar, uydukları adamlara) Siz bize sağdan gelirdiniz (sûreti haktan görünürdünüz) derler. |
Edip Yüksel |
"Siz bize sağ yanımızdan yaklaşıyordunuz" derler. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Onlar «Siz bize (uğurlu görünerek) sağdan gelir dururdunuz» derler. |
Fizil-al il Kuran |
«Doğrusu siz bize sağdan gelirdiniz» derler. |
Gültekin Onan |
"Gerçekten sizler bize sağdan (sağduyudan ve haktan) yana gelip yanaşıyordunuz" derler. |
Harun Yıldırım |
Siz bize sağdan gelirdiniz derler. |
Hasan Basri Çantay |
«Hakıykat siz, derler, biz sağdan (suret-i hakdan) gelirdiniz». |
Hayrat Neşriyat |
(Tâbi` olanlar, elebaşlarına) `Doğrusu siz, bize sağdan gelirdiniz (hayrımıza çalışır görünürdünüz)!` derler. |
İbn-i Kesir |
Ve derler ki Doğrusu siz, bize sağdan gelirdiniz. |
İlyas Yorulmaz |
"Siz, bizi en güçlü tarafımızdan yakaladınız" derler. |
İskender Ali Mihr |
"Gerçekten siz bize, sağ taraftan (Allah taraftarıymış gibi) geliyordunuz." dediler (derler). |
Kadri Çelik |
"Doğrusu siz, bize sağdan (nasihat edercesine) gelirdiniz" derler. |
Muhammed Esed |
(Onların) bir kısmı "Bakın" diyecek, "Siz bize (ayartma niyetiyle) sağdan yaklaşırdınız!" |
Mustafa İslamoğlu |
(Bir kısmı) şöyle diyecek "Siz bize hep suret-i haktan görünerek yanaşırdınız." |
Ömer Nasuhi Bilmen |
(Tâbi olanlar) Derler ki «Şüphe yok, siz bize sağdan gelir olmuştunuz.» |
Ömer Öngüt |
"Siz bize sağdan gelir, sureti haktan görünürdünüz!" derler. |
Sadık Türkmen |
Derler ki "Gerçekten bize ‘iyilik yapıyoruz’ diye gelenler sizdiniz." |
Seyyid Kutub |
«Doğrusu siz bize sağdan gelirdiniz» derler. |
Suat Yıldırım |
Tâbi olanlar önderlerine "Siz, derler, bize (en çok önem verdiğimiz taraftan), sağ cihetten gelir, ısrarla size tâbi olmamızı isterdiniz?" |
Süleyman Ateş |
(Uyanlar, uydukları adamlara) Dediler ki "Siz bize sağdan gelir (güvendiğimiz yandan bize sokulup vesvese verir)diniz." |
Şaban Piriş |
- Siz bize sağdan geliyordununuz, derler. |
Tefhim-ul Kur'an |
«Gerçekten sizler bize sağdan (sağduyudan ve haktan) yana gelip yanaşıyordunuz» derler. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Dediler "Siz bize sağ taraftan geliyordunuz." |
Yusuf Ali (İngilizce) |
They will say "It was ye who used to come to us from the right hand (of power and authority)!" |