إِنَّ لَدَيْنَا أَنْكَالًا وَجَحِيمًا
İnne ledeyna enkalen ve cahıymen.
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Şüphe yok ki katımızda bağlar var ve koca cehennem var. |
Abdullah Parlıyan |
Çünkü katımızda ağır prangalar ve yakıcı koca cehennem var. |
Adem Uğur |
Hiç şüphesiz bizim nezdimizde (onlar için hazırlanmış) boyunduruklar, yakıcı bir ateş, var. |
Ahmed Hulusi |
Muhakkak ki bizim yanımızda enkal (güçlü bağlar, zincirler) ve cahîm (cehennem, yakıcı ateş) vardır. |
Ahmet Varol |
Çünkü bizim katımızda bukağılar ve çılgınca yanan bir ateş var. |
Ali Bulaç |
Çünkü Bizim yanımızda bukağılar ve cayır cayır yanan bir ateş vardır |
Ali Fikri Yavuz |
Zira (ahirette kâfirler için) bizim yanımızda bukağılar ve (içine) girecekleri bir ateş var. |
Bayraktar Bayraklı |
(12-14) Şüphesiz, yerin ve dağların şiddetle sarsılacağı, dağların saçılmış kum yığını haline geleceği gün, katımızda prangalar ve cehennem vardır. Boğazı tıkayan yiyecek ve acıklı azap vardır. |
Bekir Sadak |
(12-13) suphesiz katimizda onlar icin agir boyunduruklar, cehennem, bogazi tikayan bir yiyecek ve can yakan azap vardir. |
Celal Yıldırım |
(12-13) Çünkü yanımızda bukağılar, Cehennem, boğazdan geçmeyen yiyecek ve elem verici bir azâb vardır. |
Cemal Külünkoğlu |
(12-13) Hiç şüphesiz, bizim yanımızda ağır prangalar, boyunduruklar, yakıcı bir alev, bir de boğaza takılıp kalan bir yiyecek ve acıklı bir azap vardır. |
Diyanet İşleri |
(12-13) Çünkü bizim yanımızda (kâfirler için) bukağılar vardır, cehennem vardır, boğazdan zor geçen yiyecekler vardır ve elem dolu bir azap vardır. |
Diyanet Vakfı |
(12-13) Hiç şüphesiz bizim nezdimizde (onlar için hazırlanmış) boyunduruklar, yakıcı bir ateş, boğazdan geçmez bir yiyecek ve elem verici bir azap vardır. |
Edip Yüksel |
Yanımızda zincirler ve cehennem vardır. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Zira bizim yanımızda bukağılar var, bir cehennem var. |
Fizil-al il Kuran |
Çünkü bizim yanımızda ağır zincirler ile cehennem vardır. |
Gültekin Onan |
Çünkü bizim yanımızda bukağılar ve cayır cayır yanan bir ateş vardır. |
Harun Yıldırım |
Çünkü yanımızda ağır bukağılar ve yakıcı bir ateş var. |
Hasan Basri Çantay |
Çünkü bizim yanımızda (ağır) bukağılar var, yakıcı bir ateş var, |
Hayrat Neşriyat |
Çünki bizim yanımızda ağır kelepçeler ve yakıcı bir ateş vardır! |
İbn-i Kesir |
Muhakkak ki katımızda, ağır boyunduruklar ve cehennem var. |
İlyas Yorulmaz |
Şüphe yok ki, sağlam bağlar ve içindekileri sarmalayan ateş bizim yanımızda. |
İskender Ali Mihr |
Muhakkak ki bizim yanımızda (ayaklara bağlanan) ağır zincirler ve alevli ateş vardır. |
Kadri Çelik |
Çünkü bizim yanımızda bukağılar ve cayır cayır yanan bir ateş vardır. |
Muhammed Esed |
çünkü, Katımızda ağır prangalar ve yakıcı bir alev (onları beklemektedir), |
Mustafa İslamoğlu |
Çünki bizim yanımızda ağır kelepçeler ve yakıcı bir ateş vardır! |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Şüphe yok ki Bizim yanımızda ağır bukağılar ve bir alevli ateş vardır. |
Ömer Öngüt |
Yanımızda onlar için ağır boyunduruklar ve cehennem var. |
Sadık Türkmen |
Bizim yanımızda bukağılar/boyunduruklar/kelepçeler ve yakıcı ateş vardır. |
Seyyid Kutub |
Çünkü bizim yanımızda ağır zincirler ile cehennem vardır. |
Suat Yıldırım |
(12-13) Muhakkak ki Bizim nezdimizde bukağılar, alevli ateşler, dikenli, boğazı tırmalayan yiyecekler ve gâyet acı azap var. |
Süleyman Ateş |
Doğrusu, bizim yanımızda bukağılar ve cehennem var. |
Şaban Piriş |
Bizim yanımızda ağır boyunduruklar ve cehennem var. |
Tefhim-ul Kur'an |
Çünkü bizim yanımızda bukağılar ve cayır cayır yanan bir ateş vardır; |
Yaşar Nuri Öztürk |
Bizim yanımızda bukağılar var, cehennem var! |
Yusuf Ali (İngilizce) |
With Us are Fetters (to bind them), and a Fire (to burn them), |