عَبَسَ وَتَوَلَّىٰ
Abese ve tevella.
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Yüzünü ekşitti ve döndürdü. |
Abdullah Parlıyan |
Yüzünü ekşitti ve döndü, |
Adem Uğur |
Yüzünü ekşitti ve geri döndü. |
Ahmed Hulusi |
Asıldı yüzü ve çevirdi yüzünü! |
Ahmet Varol |
Surat astı ve döndü. |
Ali Bulaç |
Surat astı ve yüz çevirdi; |
Ali Fikri Yavuz |
(Peygamber) hoşlanmadı ve yüzünü çevirdi, |
Bayraktar Bayraklı |
(1-10) Kendisine âmâ geldi diye yüzünü ekşitti ve döndü. Sen nereden bileceksin, belki o arınacaktı? Yahut, öğüt dinleyecek de öğüt kendisine yarayacaktı. Kendisini yeterli görüp tenezzül etmeyene gelince; sen ona yöneliyorsun. Onun arınmamasından sen sorumlu değilsin. Fakat koşarak sana gelen, saygı duyarak gelmişken, sen onunla ilgilenmiyorsun. |
Bekir Sadak |
(1-2) Yanina kor bir kimse geldi diye (Peygamber )yuzunu asip cevirdi. |
Celal Yıldırım |
(1-2) Kendisine o iki gözü kör geldi diye yüzünü ekşitip çevirdi. |
Cemal Külünkoğlu |
(1-2) (Peygamber) kendisine kör adam geldi diye yüzünü ekşitti ve çevirdi. |
Diyanet İşleri |
(1-2) Kendisine o âmâ geldi diye Peygamber yüzünü ekşitti ve öteye döndü. |
Diyanet Vakfı |
(1-4) (Peygamber), âmânın kendisine gelmesinden ötürü yüzünü ekşitti ve çevirdi. (Resûlüm! onun halini) sana kim bildirdi! Belki o temizlenecek, yahut öğüt alacak da o öğüt ona fayda verecek. |
Edip Yüksel |
Surat astı ve döndü; |
Elmalılı Hamdi Yazır |
(Peygamber) Yüzünü ekşitti ve döndü. |
Fizil-al il Kuran |
Surat astı ve döndü. |
Gültekin Onan |
Surat astı ve yüz çevirdi; |
Harun Yıldırım |
Surat astı ve yüz çevirdi. |
Hasan Basri Çantay |
Yüzünü ekşitib çevirdi, |
Hayrat Neşriyat |
(1-2) Kendisine a`mâ bir kimse geldi diye (peygamber) yüzünü ekşitti ve döndü. |
İbn-i Kesir |
Yüzünü asıp çevirdi, |
İlyas Yorulmaz |
Suratını astı ve sırtını döndü. |
İskender Ali Mihr |
Huzursuz oldu (yüzünü buruşturdu). Ve başını çevirdi (ilgilenmedi). |
Kadri Çelik |
Surat astı ve yüz çevirdi. |
Muhammed Esed |
O, suratını astı ve uzaklaştı, |
Mustafa İslamoğlu |
O (kibirli adam) surat astı ve sırtını dönüp uzaklaştı, |
Ömer Nasuhi Bilmen |
(1-2) Yüzünü ekşitti ve ardını döndü. Kendisine âmânın gelmesinden dolayı. |
Ömer Öngüt |
(Peygamber) yüzünü asıp çevirdi. |
Sadık Türkmen |
Surat asti ve sırt çevirdi. |
Seyyid Kutub |
Surat astı ve döndü. |
Suat Yıldırım |
(1-2) Yanına görmeyen (âma) biri geldi diye yüzünü ekşitti ve sırtını döndü. |
Süleyman Ateş |
Surat astı ve döndü; |
Şaban Piriş |
(Peygamber) Yüzünü ekşitti ve döndü. |
Tefhim-ul Kur'an |
Surat astı ve yüz çevirdi; |
Yaşar Nuri Öztürk |
Yüzünü ekşitti ve öteye döndü; |
Yusuf Ali (İngilizce) |
(The Prophet) frowned and turned away, |