و ل ي kökü Kur'an'da 232 defa geçmektedir.

AYETLER

ÂLAK
96:13

وَتَوَلَّىٰ

ve tevellā

ve yüz çevirirse?

Gördün mü? Ya (bu engellemek isteyen) yalanlıyor ve yüz çeviriyor ise.

LEYL
92:16

وَتَوَلَّىٰ

ve tevellā

ve sırtını döndü

Ki o, yalanlamış ve yüz çevirmişti.

NECM
53:29

تَوَلَّىٰ

tevellā

yüz çeviren

Şu halde sen, Bizim zikrimize sırt çeviren ve dünya hayatından başkasını istemeyenden yüz çevir.

NECM
53:33

تَوَلَّىٰ

tevellā

arkasını dönen

Şimdi, o yüz çevireni gördün mü?

ABESE
80:1

وَتَوَلَّىٰ

ve tevellā

ve döndü

Surat astı ve yüz çevirdi;

KIYAMET
75:32

وَتَوَلَّىٰ

ve tevellā

ve döndü

Ancak o, yalanlamış ve yüz çevirmişti.

KIYAMET
75:34

أَوْلَىٰ

evlā

yazık

Sen buna müstahaksın, dahasına müstahaksın.

KIYAMET
75:34

فَأَوْلَىٰ

fe evlā

yazık

Sen buna müstahaksın, dahasına müstahaksın.

KIYAMET
75:35

أَوْلَىٰ

evlā

yazık

Yine müstahaksın, dahasına da müstahaksın.

KIYAMET
75:35

فَأَوْلَىٰ

fe evlā

yazık

Yine müstahaksın, dahasına da müstahaksın.

KAMER
54:6

فَتَوَلَّ

fetevelle

öyleyse sen de yüz çevir

Öyleyse sen onlardan yüz çevir. O çağırıcının ’ne tanınmış, ne görülmüş’ bir şeye çağıracağı gün...

KAMER
54:45

وَيُوَلُّونَ

ve yuvellūne

ve dönüp kaçacaklardır

Yakında o toplum bozguna uğratılacak ve arkalarını dönüp kaçacaklardır.

A'RAF
7:3

أَوْلِيَاءَ

evliyā'e

velilere

Rabbinizden size indirilene uyun, O’ndan başka velilere uymayın. Ne az öğüt alıyorsunuz?

A'RAF
7:27

أَوْلِيَاءَ

evliyā'e

dostları

Ey Ademoğulları, şeytan, anne ve babanızın çirkin yerlerini kendilerine göstermek için, elbiselerini sıyırtarak, onları cennetten çıkardığı gibi sakın sizi de bir belaya uğratmasın. Çünkü o ve taraftarları, (kendilerini göremeyeceğiniz yerden) sizleri görmektedir. Biz gerçekten şeytanları, inanmayacakların dostları kıldık.

A'RAF
7:30

أَوْلِيَاءَ

evliyā'e

dostlar

Kimine hidayet verdi, kimi de sapıklığı hak etti. Çünkü bunlar, Allah’ı bırakıp şeytanları veli edinmişlerdi. Ve gerçekten onları doğru yolda saymaktadırlar.

A'RAF
7:79

فَتَوَلَّىٰ

fetevellā

öteye döndü

O da onlardan yüz çevirdi ve (şöyle) dedi "Ey kavmim, andolsun size Rabbimin risaletini tebliğ ettim ve size öğüt verdim. Ama siz, öğüt verenleri sevmiyorsunuz."

A'RAF
7:93

فَتَوَلَّىٰ

fetevellā

öteye döndü

O da onlardan yüz çevirdi ve (şöyle) dedi "Ey kavmim andolsun, size Rabbimin risaletini tebliğ ettim ve size öğüt verdim. Şimdi ben, inkara sapan bir topluluğa nasıl üzülebilirim?"

A'RAF
7:155

وَلِيُّنَا

veliyyunā

bizim velimizsin

Musa, belirlediğimiz buluşma zamanı için kavminden yetmiş adam seçip-ayırdı. Bunları da ’dayanılmaz bir sarsıntı’ tutuverince, dedi ki "Rabbim, eğer dileseydin, onları ve beni daha önceden helak ederdin. (Şimdi) İçimizdeki beyinsizlerin yaptıklarından dolayı bizi helak edecek misin? O da Senin denemenden başkası değildir. Onunla Sen dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirirsin. Bizim Velimiz Sensin. Öyleyse bizi bağışla, bizi esirge; Sen bağışlayanların en hayırlısısın."

A'RAF
7:196

وَلِيِّيَ

veliyyiye

benim velim

Hiç şüphesiz, benim velim kitabı indiren Allah’tır ve O salihlerin koruyuculuğunu (veliliğini) yapıyor.

A'RAF
7:196

يَتَوَلَّى

yetevellā

yönetir

Hiç şüphesiz, benim velim kitabı indiren Allah’tır ve O salihlerin koruyuculuğunu (veliliğini) yapıyor.

FURKAN
25:18

أَوْلِيَاءَ

evliyā'e

veliler

Derler ki "Sen Yücesin; Senin dışında başka veliler edinmemiz bize yakışmaz, ancak onları ve atalarını Sen meta verip yararlandırdın, öyle ki (Senin) zikri(ni) unuttular ve böylece yıkıma uğrayan bir kavim oldular."

MERYEM
19:5

الْمَوَالِيَ

l-mevāliye

yerime geçecek yakınlarımdan

"Doğrusu ben, arkamdan gelecek yakınlarım adına korkuya kapıldım, benim karım da bir kısır (kadın)dır. Artık bana Kendi Katından bir yardımcı armağan et."

MERYEM
19:5

وَلِيًّا

veliyyen

bir veli(aht)

"Doğrusu ben, arkamdan gelecek yakınlarım adına korkuya kapıldım, benim karım da bir kısır (kadın)dır. Artık bana Kendi Katından bir yardımcı armağan et."

MERYEM
19:45

وَلِيًّا

veliyyen

dostu

"Babacığım, gerçekten ben, sana Rahman tarafından bir azabın dokunacağından korkuyorum, o zaman şeytanın velisi olursun."

MERYEM
19:70

أَوْلَىٰ

evlā

uygun olduğunu

Sonra Biz ona (cehenneme) girmeye kimlerin en çok uygun olduğunu daha iyi biliriz.

TA-HA
20:48

وَتَوَلَّىٰ

ve tevellā

ve yüz çevirenin

"Gerçekten bize vahyolundu ki Doğrusu azap, yalanlayan ve yüz çevirenlerin üstünedir."

TA-HA
20:60

فَتَوَلَّىٰ

fetevellā

dönüp gitti

Böylelikle Firavun arkasını dönüp gitti, hileli düzenini (yürütecek büyücüleri) biraraya getirdi, sonra geldi.

NEML
27:10

وَلَّىٰ

vellā

dön(üp kaç)dı

"Asanı bırak;" (Bıraktı ve) onun çevik bir yılan gibi hareket etttiğini görünce, geriye doğru kaçtı ve arkasına bakmadı. "Ey Musa, korkma; şüphesiz Ben(im); Benim yanımda gönderilen (elçiler) korkmaz."

NEML
27:28

تَوَلَّ

tevelle

biraz öteye çekil

"Bu mektubumla git, onu kendilerine bırak sonra onlardan (biraz) uzaklaş, böylelikle bir bakıver, neye başvuracaklar?"

NEML
27:49

لِوَلِيِّهِ

liveliyyihi

velisine

Kendi aralarında Allah adına and içerek, dediler ki "Gece mutlaka ona ve ailesine bir baskın düzenleyelim, sonra velisine Ailesinin yok oluşuna biz şahid olmadık ve gerçekten bizler doğruyu söyleyenleriz, diyelim."

NEML
27:80

وَلَّوْا

vellev

kaçtıkları

Çünkü gerçekten sen, ölülere (söz) dinletemezsin ve arkasını dönüp kaçan sağırlara da çağrıyı işittiremezsin.

KASAS
28:24

تَوَلَّىٰ

tevellā

çekildi

Hemencecik onların sürülerini suladı, sonra yine gölgeye çekilerek dedi ki "Rabbim, doğrusu bana indirdiğin her hayra muhtacım."

KASAS
28:31

وَلَّىٰ

vellā

kaçtı

"Asanı bırak." (Attıktan hemen sonra) onun şimdi bir yılan gibi hareket ettiğini görünce, arkasına dönüp bakmaksızın kaçmaya başladı. "Ey Musa, dön ve korkuya kapılma. Şüphesiz güvendesin."

İSRA
17:33

لِوَلِيِّهِ

liveliyyihi

onun velisine

Haklı bir neden olmaksızın Allah’ın haram kıldığı bir kimseyi öldürmeyin. Kim mazlum olarak öldürülürse onun velisine yetki vermişizdir; o da öldürmede ölçüyü aşmasın. Çünkü o, gerçekten yardım görmüştür.

İSRA
17:46

وَلَّوْا

vellev

dönüp

Ve onların kalpleri üzerine, onu kavrayıp anlamalarını engelleyen kabuklar, kulaklarına da bir ağırlık koyduk. Sen Kur’an’da sadece Rabbini "bir ve tek" (İlah olarak) andığın zaman, ’nefretle kaçar vaziyette’ gerisin geriye giderler.

İSRA
17:97

أَوْلِيَاءَ

evliyā'e

veliler

Allah, kimi hidayete erdirirse, işte o, hidayet bulmuştur, kimi saptırırsa onlar için O’nun dışında asla veliler bulamazsın. Kıyamet günü, Biz onları yüzükoyun körler, dilsizler ve sağırlar olarak haşrederiz. Onların barınma yerleri cehennemdir; ateşi sükun buldukça, çılgın alevini onlara arttırırız.

İSRA
17:111

وَلِيٌّ

veliyyun

yardımcıya

Ve de ki "Övgü (hamd), çocuk edinmeyen, mülkte ortağı olmayan ve düşkünlükten dolayı yardımcıya da (ihtiyacı) bulunmayan Allah’adır." Ve O’nu tekbir edebildikçe tekbir et.

YUNUS
10:30

مَوْلَاهُمُ

mevlāhumu

mevlaları olan

İşte orada, her nefis önceden yaptıklarıyla imtihana çekilmiş olacak ve onlar asıl-gerçek mevlaları olan Allah’a döndürülecekler. Yalan yere uydurdukları da, kendilerinden kaybolup uzaklaşacaklar.

YUNUS
10:62

أَوْلِيَاءَ

evliyā'e

dostları için

Haberiniz olsun; Allah’ın velileri, onlar için korku yoktur, mahzun da olmayacaklardır.

YUNUS
10:72

تَوَلَّيْتُمْ

tevelleytum

yüz çevirirseniz

Eğer yüz çevirecek olursanız, ben sizden bir karşılık istemedim. Benim ecrim, yalnızca Allah’a aittir. Ve ben, Müslümanlardan olmakla emrolundum.

HUD
11:3

تَوَلَّوْا

tevellev

yüz çevirirseniz

Ve Rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra O’na tevbe edin. O da sizi, adı konulmuş bir vakte kadar güzel bir meta (fayda) ile metalandırsın ve her ihsan sahibine kendi ihsanını versin. Eğer yüz çevirirseniz gerçekten Ben, sizin için büyük bir günün azabından korkarım.

HUD
11:20

أَوْلِيَاءَ

evliyā'e

dostları

Bunlar, yeryüzünde (Allah’ı) aciz bırakacak değildir ve bunların Allah’tan başka velileri yoktur. Azap onlar için kat kat artırılır. Bunlar (hakkı) işitmeye güç yetirmezlerdi ve görmezlerdi de.

HUD
11:52

تَتَوَلَّوْا

tetevellev

yüz çevirmeyin

Ey kavmim, Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O’na tevbe edin. Üstünüze gökten sağanak (yağmurlar, bol nimetler) yağdırsın ve gücünüze güç katsın. Suçlu-günahkarlar olarak yüz çevirmeyin."

HUD
11:57

تَوَلَّوْا

tevellev

yüz çevirirseniz

"Buna rağmen yüz çevirirseniz, artık size kendisiyle gönderildiğim şeyi tebliğ ettim. Rabbim de sizden başka bir kavmi yerinize geçirir. Siz O’na hiçbir şeyle zarar veremezsiniz. Doğrusu benim Rabbim, herşeyi gözetleyip-koruyandır."

HUD
11:113

أَوْلِيَاءَ

evliyā'e

dost(lar)

Zulmedenlere eğilim göstermeyin, yoksa size ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka velileriniz yoktur, sonra yardım göremezsiniz.

YUSUF
12:84

وَتَوَلَّىٰ

ve tevellā

ve yüzünü çevirdi

Ve onlardan yüz(ünü) çevirdi ve "Ey Yusuf’a karşı (artan dayanılmaz) kahrım" dedi ve gözleri üzüntüsünden (ağardıkça) ağardı. Ki yutkundukça yutkunuyordu."

YUSUF
12:101

وَلِيِّي

velīyī

benim velim

"Rabbim, Sen bana mülkten (bir pay ve onu yönetme imkanını) verdin, sözlerin yorumundan (bir bilgi) öğrettin. Göklerin ve yerin Yaratıcısı, dünyada ve ahirette benim velim Sensin. Müslüman olarak benim hayatıma son ver ve beni salihlerin arasına kat."

EN'ÂM
6:14

وَلِيًّا

veliyyen

dost

De ki "O, gökleri ve yeri yaratırken ve O, (hep) besleyen (hiç) beslenmezken, ben Allah’tan başkasını mı veli edineceğim?" De ki "Bana gerçekten Müslüman olanların ilki olmam emredildi ve Sakın müşriklerden olma." (denildi.)

EN'ÂM
6:51

وَلِيٌّ

veliyyun

ne dostları

Rablerine (götürülüp) toplanacaklarından korkanları onunla (Kur’an’la) uyarıp-korkut; onlar için ondan başka ne velileri vardır ne şefaatçileri. Umulur ki korkup-sakınırlar.

EN'ÂM
6:62

مَوْلَاهُمُ

mevlāhumu

Tanrıları

Sonra gerçek mevlaları olan Allah’a döndürülürler. Haberiniz olsun; hüküm yalnızca O’nundur. Ve O, hesap görenlerin en süratli olanıdır.

EN'ÂM
6:70

وَلِيٌّ

veliyyun

ne bir dostu

Dinlerini bir oyun ve eğlence (konusu) edinenleri ve dünya hayatı kendilerini mağrur kılanları bırak. Onunla (Kur’an’la) hatırlat ki, bir nefis, kendi kazandıklarıyla helake düşmesin; (böylesinin) Allah’tan başka ne bir velisi, ne bir şefaatçisi vardır; her türlü fidyeyi verse de kabul olunmaz. İşte onlar, kazandıkları nedeniyle helake uğrayanlardır; küfre saptıklarından dolayı onlar için çılgınca kaynar sular ve acıklı bir azap vardır.

EN'ÂM
6:121

أَوْلِيَائِهِمْ

evliyāihim

dostlarına

Üzerinde Allah’ın isminin anılmadığı şeyi yemeyin; çünkü bu fısk’tır (yoldan çıkıştır). Gerçekten şeytanlar, sizinle mücadele etmeleri için kendi dostlarına gizli-çağrılarda bulunurlar. Onlarla itaat ederseniz şüphesiz siz de müşriklersiniz.

EN'ÂM
6:127

وَلِيُّهُمْ

veliyyuhum

onların dostudur

Onlar için Rableri Katında barış yurdu vardır ve O, yapmakta oldukları dolayısıyla onların velisidir.

EN'ÂM
6:128

أَوْلِيَاؤُهُمْ

evliyā'uhum

onların dostları

Onların tümünü toplayacağı gün "Ey cin topluluğu insanlardan çoğunu (ayartıp kendinize kullar) edindiniz" (diyecek). İnsanlardan onların dostları derler ki "Rabbimiz, kimimiz kimimizden yararlandı ve bizim için tespit ettiğin süreye ulaştık." (Allah) Diyecek ki "Allah’ın dilediği dışta olmak üzere, ateş sizin içinde süresiz kalacağınız konaklama yerinizdir." Şüphesiz Rabbin, hüküm ve hikmet sahibi olandır, bilendir.

EN'ÂM
6:129

نُوَلِّي

nuvellī

peşine takarız

Böylece Biz, kazandıkları dolayısıyla zalimlerin bir kısmını bir kısmının başına geçiririz.

SAFFAT
37:90

فَتَوَلَّوْا

fetevellev

bunun üzerine kaçtılar

Böylelikle arkalarını çevirip ondan kaçmaya başladılar.

SAFFAT
37:174

فَتَوَلَّ

fetevelle

o halde dön

Öyleyse sen, bir süreye kadar onlardan yüz çevir.

SAFFAT
37:178

وَتَوَلَّ

vetevelle

ve uzaklaş

Sen bir süreye kadar onlardan yüz çevir.

LOKMAN
31:7

وَلَّىٰ

vellā

sırtını döner

Ona ayetlerimiz okunduğunda, sanki işitmiyormuş ve kulaklarında bir ağırlık varmış gibi, büyüklük taslayarak (müstekbirce) sırtını çevirir. Artık sen ona acı bir azap ile müjde ver.

SEBE
34:41

وَلِيُّنَا

veliyyunā

bizim velimiz

(Melekler) Derler ki "Sen Yücesin, bizim velimiz Sensin, onlar değil. Hayır, onlar cinlere tapıyordu ve çoğu onlara iman etmişlerdi."

ZÜMER
39:3

أَوْلِيَاءَ

evliyā'e

dostlar

Haberin olsun; halis (katıksız) olan din yalnızca Allah’ındır. O’ndan başka veliler edinenler (şöyle derler) "Biz, bunlara bizi Allah’a daha fazla yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz." Elbette Allah, kendi aralarında hakkında ihtilaf ettikleri şeylerden hüküm verecektir. Gerçekten Allah, yalancı, kafir olan kimseyi hidayete erdirmez.

MÜ'MIN
40:33

تُوَلُّونَ

tuvellūne

arkanızı dönüp

"Arkanızı dönüp kaçacağınız gün; sizi Allah’tan koruyacak yoktur. Allah, kimi saptırırsa artık onu doğruya yöneltecek bulunmaz."

FUSSILET
41:31

أَوْلِيَاؤُكُمْ

evliyā'ukum

sizin dostlarınızız

"Biz, dünya hayatında da, ahirette de sizin velileriniziz. Orda nefislerinizin arzuladığı herşey sizindir ve istediğiniz herşey de sizindir."

FUSSILET
41:34

وَلِيٌّ

veliyyun

bir dosttur

İyilikle kötülük eşit olmaz. Sen, en güzel olan bir tarzda (kötülüğü) uzaklaştır; o zaman, (görürsün ki) seninle onun arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dost(un) oluvermiştir.

ŞURA
42:6

أَوْلِيَاءَ

evliyā'e

dostlar

Allah’ın dışında birtakım veliler edinenler ise; Allah, onların üzerinde gözetleyicidir. Sen onların üzerinde bir vekil değilsin.

ŞURA
42:8

وَلِيٍّ

veliyyin

velisi

Eğer Allah dileseydi, onları herhalde tek bir ümmet kılardı. Ancak O, dilediğini Kendi rahmetine sokar. Zalimlere gelince; onlar için ne bir veli vardır, ne bir yardımcı (bulursun).

ŞURA
42:9

أَوْلِيَاءَ

evliyā'e

dostlar

Yoksa O’nun dışında birtakım veliler mi edindiler? İşte Allah; veli O’dur, ölüleri dirilten O’dur. O, herşeye güç yetirendir.

ŞURA
42:9

الْوَلِيُّ

l-veliyyu

dost olan

Yoksa O’nun dışında birtakım veliler mi edindiler? İşte Allah; veli O’dur, ölüleri dirilten O’dur. O, herşeye güç yetirendir.

ŞURA
42:28

الْوَلِيُّ

l-veliyyu

velidir

O’dur ki, onlar umutlarını kestikten sonra yağmuru indirir ve rahmetini serip-yayar. O, Veli’dir, Hamid’dir.

ŞURA
42:31

وَلِيٍّ

veliyyin

veliniz

Siz yeryüzünde (O’nu) aciz bırakacak değilsiniz. Ve sizin Allah’ın dışında ne bir veliniz vardır, ne bir yardımcınız.

ŞURA
42:44

وَلِيٍّ

veliyyin

velisi

Allah, kimi saptırırsa, artık bundan sonra onun hiçbir velisi yoktur. Azabı gördükleri zaman, o zalimleri bir görsen; "Geri dönmeye bir yol var mı?" derler.

ŞURA
42:46

أَوْلِيَاءَ

evliyā'e

velileri

Onların Allah’ın dışında kendilerine yardım edecek velileri yoktur. Allah kimi saptırırsa, artık onun için hiçbir (çıkış) yolu yoktur.

DUHAN
44:14

تَوَلَّوْا

tevellev

yüz çevirdiler

Sonra, ondan yüz çevirdiler ve dediler ki "(Bu,) Öğretilmiştir, bir delidir."

DUHAN
44:41

مَوْلًى

mevlen

dost

O gün, bir dost dosttan herhangi bir şeyle yarar sağlayamaz. Ve onlara yardım edilmez.

DUHAN
44:41

مَوْلًى

mevlen

dostu-

O gün, bir dost dosttan herhangi bir şeyle yarar sağlayamaz. Ve onlara yardım edilmez.

CASIYE
45:10

أَوْلِيَاءَ

evliyā'e

veliler

Arkalarından cehennem (onları izlemektedir). Kazandıkları şeyler, onlara hiçbir yarar sağlamaz. Allah’tan başka edindikleri veliler de. Onlar için büyük bir azap vardır.

CASIYE
45:19

أَوْلِيَاءُ

evliyā'u

velisidirler

Çünkü onlar, Allah’tan (gelecek) hiçbir şeyi senden savamazlar. Şüphesiz zalimler, birbirlerinin velisidirler. Allah ise, muttakilerin velisidir.

CASIYE
45:19

وَلِيُّ

veliyyu

velisidir

Çünkü onlar, Allah’tan (gelecek) hiçbir şeyi senden savamazlar. Şüphesiz zalimler, birbirlerinin velisidirler. Allah ise, muttakilerin velisidir.

AHKAF
46:29

وَلَّوْا

vellev

döndüler

Hani cinlerden birkaçını, Kur’an dinlemek üzere sana yöneltmiştik. Böylece onun huzuruna geldikleri zaman, dediler ki "Kulak verin;" sonra bitirilince kendi kavimlerine uyarıcılar olarak döndüler.

AHKAF
46:32

أَوْلِيَاءُ

evliyā'u

velileri

"Kim Allah’a davet edene icabet etmezse, artık o, yeryüzünde (Allah’ı aciz bırakacak değildir ve onun O’ndan başka) velileri yoktur. İşte onlar, apaçık bir sapıklık içindedirler."

ZARIYAT
51:39

فَتَوَلَّىٰ

fetevellā

çevirdi

Fakat o, ’bütün kişisel ve askeri gücüyle’ yüz çevirdi ve "(Bu,) Ya bir büyücü veya bir delidir" dedi.

ZARIYAT
51:54

فَتَوَلَّ

fetevelle

yüz çevir

Öyleyse sen, onlardan yüz çevir; artık kınanacak değilsin.

GAŞIYE
88:23

تَوَلَّىٰ

tevellā

yüz çevirirse

Ancak kim yüz çevirir ve inkar ederse

KEHF
18:17

وَلِيًّا

veliyyen

bir dost

(Onlara baktığında) Görürsün ki, güneş doğduğunda mağaralarına sağ yandan yönelir, battığında onları sol yandan keser-geçerdi ve onlar da onun (mağaranın) geniş boşluğundalardı. Bu, Allah’ın ayetlerindendir. Allah, kime hidayet verirse, işte hidayet bulan odur, kimi saptırırsa onun için asla doğru-yolu gösterici bir veli bulamazsın.

KEHF
18:18

لَوَلَّيْتَ

levelleyte

mutlaka dönüp

Sen onları uyanık sanırsın, oysa onlar (derin bir uykuda) uyuşmuşlardır. Biz onları sağ yana ve sol yana çeviriyorduk. Köpekleri de iki kolunu uzatmış yatıyordu. Onları görmüş olsaydın, geri dönüp onlardan kaçardın, onlardan içini korku kaplardı.

KEHF
18:26

وَلِيٍّ

veliyyin

yardımcısı

De ki "Ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gaybı O’nundur. O, ne güzel görmekte ve ne güzel işitmektedir. O’nun dışında onların bir velisi yoktur. Kendi hükmünde hiç kimseyi ortak kılmaz."

KEHF
18:44

الْوَلَايَةُ

l-velāyetu

velilik (koruyuculuk)

İşte burada (bu durumda) velayet (yardımcılık, dostluk) hak olan Allah’a aittir. O, sevap bakımından hayırlı, sonuç bakımından hayırlıdır.

KEHF
18:50

أَوْلِيَاءَ

evliyā'e

dostlar

Hani meleklere "Adem’e secde edin" demiştik; İblis’in dışında (diğerleri) secde etmişlerdi. O cinlerdendi, böylelikle Rabbinin emrinden dışarı çıkmıştı. Bu durumda Beni bırakıp onu ve onun soyunu veliler mi edineceksiniz? Oysa onlar sizin düşmanlarınızdır. (Bu,) Zalimler için ne kadar kötü bir (tercih) değiştirmedir.

KEHF
18:102

أَوْلِيَاءَ

evliyā'e

veliler (dost)

İnkar edenler, Beni bırakıp kullarımı veliler edindiklerini mi sandılar? Gerçekten Biz cehennemi kafirler için bir durak olarak hazırlamışız.

NAHL
16:63

وَلِيُّهُمُ

veliyyuhumu

onların dostudur

Andolsun Allah’a, senden önceki ümmetlere de (elçiler) gönderdik, fakat şeytan onlara yapıp ettiklerini süslü göstermiştir; bugün de onların velisi odur ve onlar için acı bir azap vardır.

NAHL
16:76

مَوْلَاهُ

mevlāhu

efendisinin

Allah şu örneği verdi İki kişi; bunlardan birisi dilsiz, hiçbir şeye gücü yetmez ve herşeyiyle efendisinin üstünde (bir yük), o, onu hangi yöne gönderse bir hayır getirmez; şimdi bu, adaletle emreden ve dosdoğru yol üzerinde bulunanla eşit olabilir mi?

NAHL
16:82

تَوَلَّوْا

tevellev

yüz çevirirlerse

Fakat onlar yüz çevirirlerse, sana düşen yalnızca apaçık bir tebliğdir.

NAHL
16:100

يَتَوَلَّوْنَهُ

yetevellevnehu

onu dost tutan(lar)

Onun zorlayıcı-gücü ancak onu veli edinenlerle, onunla O’na (Allah’a) ortak koşanlar üzerindedir.

ENBIYA
21:57

تُوَلُّوا

tuvellū

siz gittikten

"Andolsun Allah’a, sizler arkanızı dönüp gittikten sonra, ben sizin putlarınıza muhakkak bir tuzak kuracağım."

ENBIYA
21:109

تَوَلَّوْا

tevellev

yüz çevirirlerse

Buna rağmen yüz çevirecek olurlarsa, de ki "Size eşitlik üzere açıklamada bulundum. Tehdit edildiğiniz (sorgu ve azap günü) yakın mı, uzak mı, bilemem."

SECDE
32:4

وَلِيٍّ

veliyyin

dostunuz

Allah; gökleri, yeri ve ikisi arasında olanları altı günde yarattı, sonra arşa istiva etti. Sizin O’nun dışında bir yardımcınız ve şefaatçiniz yoktur. Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?

ME'ARIC
70:17

وَتَوَلَّىٰ

ve tevellā

ve yüz çevireni

Yüz çevirip arkasını döneni çağırır-durur.

RUM
30:52

وَلَّوْا

vellev

giderlerken

Şimdi sen, ölülere (söz) duyuramazsın ve arkalarını dönüp giden sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.

ANKEBUT
29:22

وَلِيٍّ

veliyyin

koruyucu(nuz)

Siz yerde ve gökte (Allah’ı) aciz bırakamazsınız. Sizin Allah’ın dışında veliniz yoktur, yardım edeniniz de yoktur.

ANKEBUT
29:41

أَوْلِيَاءَ

evliyā'e

dostlar

Allah’ın dışında başka veliler edinenlerin örneği, kendine ev edinen örümcek örneğine benzer. Gerçek şu ki, evlerin en dayanıksız olanı örümcek evidir; bir bilselerdi.

RA'D
13:11

وَالٍ

valin

koruyucuları

O’nun (insanın) önünden ve arkasından izleyenleri vardır, onu Allah’ın emriyle gözetip-korumaktadırlar. Gerçekten Allah, kendi nefis (öz)lerinde olanı değiştirip bozuncaya kadar, bir toplulukta olanı değiştirip-bozmaz. Allah bir topluluğa kötülük istedi mi, artık onu geri çevirmeye hiçbir (biçimde imkan) yoktur; onlar için O’ndan başka bir veli yoktur.

RA'D
13:16

أَوْلِيَاءَ

evliyā'e

veliler

De ki "Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?" De ki "Allah’tır." De ki "Öyleyse, O’nu bırakıp kendilerine bile yarar da, zarar da sağlamaya güç yetiremeyen birtakım veliler mi (tanrılar) edindiniz?" De ki "Hiç görmeyen (a’ma) ile gören (basiret sahibi) eşit olabilir mi? Veya karanlıklarla nur eşit olabilir mi?" Yoksa Allah’a, O’nun yaratması gibi yaratan ortaklar buldular da, bu yaratma, kendilerince birbirine mi benzeşti? De ki "Allah, herşeyin Yaratıcısı’dır ve O, tektir, kahredici olandır."

RA'D
13:37

وَلِيٍّ

veliyyin

dost

İşte böylece Biz onu (Kur’an’ı) Arapça bir hüküm olarak indirdik. Andolsun, sana gelen bu ilimden sonra, onların heva (istek ve tutku)larına uyacak olursan, senin için Allah’tan ne bir yardımcı, dost, ne bir koruyucu vardır.

HAC
22:4

تَوَلَّاهُ

tevellāhu

onu takibederse

Ona yazılmıştır "Kim onu veli edinirse, şüphesiz o (şeytan) onu şaşırtıp-saptırır ve onu çılgın ateşin azabına yöneltir."

HAC
22:13

الْمَوْلَىٰ

l-mevlā

bir yardımcı

(Ya da) Zararı, yararından daha yakın olana tapar; ne kötü yardımcı ve ne kötü yoldaştır.

HAC
22:78

مَوْلَاكُمْ

mevlākum

mevlanız (sahibiniz)

Allah adına gerektiği gibi mücadele edin. O, sizleri seçmiş ve din konusunda size bir güçlük yüklememiştir, atanız İbrahim’in dini(nde olduğu gibi). O (Allah) bundan daha önce de, bunda (Kur’an’da) da sizi "Müslümanlar" olarak isimlendirdi; elçi sizin üzerinize şahid olsun, siz de insanlar üzerine şahidler olasınız diye. Artık dosdoğru namazı kılın, zekatı verin ve Allah’a sarılın, sizin Mevlanız O’dur. İşte, ne güzel mevla ve ne güzel yardımcı.

HAC
22:78

الْمَوْلَىٰ

l-mevlā

mevladır

Allah adına gerektiği gibi mücadele edin. O, sizleri seçmiş ve din konusunda size bir güçlük yüklememiştir, atanız İbrahim’in dini(nde olduğu gibi). O (Allah) bundan daha önce de, bunda (Kur’an’da) da sizi "Müslümanlar" olarak isimlendirdi; elçi sizin üzerinize şahid olsun, siz de insanlar üzerine şahidler olasınız diye. Artık dosdoğru namazı kılın, zekatı verin ve Allah’a sarılın, sizin Mevlanız O’dur. İşte, ne güzel mevla ve ne güzel yardımcı.

BAKARA
2:64

تَوَلَّيْتُمْ

tevelleytum

dönmüştünüz

Siz ise, bundan sonra da yüz çevirdiniz. Eğer Allah’ın üzerinizdeki fazlı (lütuf ve ihsanı) ve rahmeti olmasaydı, siz gerçekten hüsrana uğrayanlardan olurdunuz.

BAKARA
2:83

تَوَلَّيْتُمْ

tevelleytum

döndünüz

Hani İsrailoğulları’ndan, "Allah’tan başkasına kulluk etmeyin, anneye-babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın, insanlara güzel söz söyleyin, namazı dosdoğru kılın ve zekatı verin" diye misak almıştık. Sonra siz, pek azınız hariç, döndünüz ve (hala) yüz çeviriyorsunuz.

BAKARA
2:107

وَلِيٍّ

veliyyin

koruyucu

(Yine) Bilmez misin ki, gerçekten göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. Sizin Allah’tan başka veliniz ve yardımcınız yoktur.

BAKARA
2:115

تُوَلُّوا

tuvellū

dönerseniz

Doğu da Allah’ındır, batı da. Her nereye dönerseniz Allah’ın yüzü (kıblesi) orasıdır. Şüphesiz ki Allah, kuşatandır, bilendir.

BAKARA
2:120

وَلِيٍّ

veliyyin

bir dost

Sen onların dinlerine uymadıkça, Yahudi ve Hıristiyanlar senden kesinlikle hoşnut olacak değillerdir. De ki "Şüphesiz doğru yol, Allah’ın (gösterdiği) yoludur." Eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların heva (arzu ve tutku)larına uyacak olursan, senin için Allah’tan ne bir dost vardır, ne de bir yardımcı.

BAKARA
2:137

تَوَلَّوْا

tevellev

dönerlerse

Şayet onlar da, sizin inandığınız gibi inanırlarsa, kuşkusuz doğru yolu bulmuş olurlar; yok eğer yüz çevirirlerse, onlar elbette bir (çelişki ve) aykırılık içindedirler. Sana onlara karşı Allah yeter. O, işitendir, bilendir.

BAKARA
2:142

وَلَّاهُمْ

vellāhum

onları çeviren

Birtakım beyinsiz insanlar "Onları daha önceki kıblelerinden çeviren nedir?" diyecekler. De ki "Doğu da Allah’ındır, batı da. O dilediğini doğru yola yöneltir."

BAKARA
2:144

فَلَنُوَلِّيَنَّكَ

felenuvelliyenneke

elbette seni döndüreceğiz

Biz, senin yüzünü çok defa göğe doğru çevirip-durduğunu görüyoruz. Şimdi elbette seni hoşnut olacağın kıbleye çevireceğiz. Artık yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. Her nerede bulunursanız, yüzünüzü onun yönüne çevirin. Şüphesiz, kendilerine kitap verilenler, tartışmasız bunun Rablerinden bir gerçek (hak) olduğunu elbette bilirler. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.

BAKARA
2:144

فَوَلِّ

fevelli

(Bundan böyle) çevir

Biz, senin yüzünü çok defa göğe doğru çevirip-durduğunu görüyoruz. Şimdi elbette seni hoşnut olacağın kıbleye çevireceğiz. Artık yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. Her nerede bulunursanız, yüzünüzü onun yönüne çevirin. Şüphesiz, kendilerine kitap verilenler, tartışmasız bunun Rablerinden bir gerçek (hak) olduğunu elbette bilirler. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.

BAKARA
2:144

فَوَلُّوا

fevellū

çevirin

Biz, senin yüzünü çok defa göğe doğru çevirip-durduğunu görüyoruz. Şimdi elbette seni hoşnut olacağın kıbleye çevireceğiz. Artık yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. Her nerede bulunursanız, yüzünüzü onun yönüne çevirin. Şüphesiz, kendilerine kitap verilenler, tartışmasız bunun Rablerinden bir gerçek (hak) olduğunu elbette bilirler. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.

BAKARA
2:148

مُوَلِّيهَا

muvellīhā

yöneldiği

Herkesin (her toplumun) yüzünü çevirdiği bir yön vardır. Öyleyse hayırlarda yarışınız. Her nerede olursanız, Allah sizleri biraraya getirecektir. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

BAKARA
2:149

فَوَلِّ

fevelli

çevir

Her nereden çıkarsan, yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. Şüphesiz bu, Rabbinden olan bir haktır. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.

BAKARA
2:150

فَوَلِّ

fevelli

çevir

Her nereden çıkarsan, yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. (Siz de) Her nerede olursanız yüzünüzü onun yönüne çevirin. Öyle ki, onlardan zulmedenlerin dışında insanların, size karşı bir delilleri olmasın. Onlardan korkmayın, Benden korkun, üzerinizdeki nimetimi tamamlayayım. Umulur ki hidayete erersiniz.

BAKARA
2:150

فَوَلُّوا

fevellū

çevirin

Her nereden çıkarsan, yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. (Siz de) Her nerede olursanız yüzünüzü onun yönüne çevirin. Öyle ki, onlardan zulmedenlerin dışında insanların, size karşı bir delilleri olmasın. Onlardan korkmayın, Benden korkun, üzerinizdeki nimetimi tamamlayayım. Umulur ki hidayete erersiniz.

BAKARA
2:177

تُوَلُّوا

tuvellū

çevirmeniz

Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. Ama iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden; mala olan sevgisine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyip-dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) veren; namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve ahidleştiklerinde ahidlerine vefa gösterenler ile zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenler(in tutum ve davranışlarıdır). İşte bunlar, doğru olanlardır ve müttaki olanlar da bunlardır.

BAKARA
2:205

تَوَلَّىٰ

tevellā

döndüğü

O, iş başına geçti mi (ya da sırtını çevirip gitti mi) yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya, ekini ve nesli helak etmeye çaba harcar. Allah ise, bozgunculuğu sevmez.

BAKARA
2:246

تَوَلَّوْا

tevellev

yüz çevirdiler

Musa’dan sonra İsrailoğulları’nın önde gelenlerini görmedin mi? Hani, peygamberlerinden birine "Bize bir melik gönder de Allah yolunda savaşalım" demişlerdi, O "Ya üzerinize savaş yazıldığı halde savaşmayacak olursanız?" demişti. "Bize ne oluyor ki Allah yolunda savaşmayalım? Ki biz yurdumuzdan çıkarıldık ve çocuklarımızdan (uzaklaştırıldık.)" demişlerdi. Ama onlara savaş yazıldığı (öngörüldüğü) zaman, az bir kısmı hariç yüz çevirdiler. Allah zalimleri bilir.

BAKARA
2:257

وَلِيُّ

veliyyu

dostudur

Allah, iman edenlerin Velisi (dostu ve destekçisi)dir. Onları karanlıklardan nura çıkarır; inkar edenlerin velileri ise tağut’tur. Onları nurdan karanlıklara çıkarırlar. İşte onlar, ateşin halkıdırlar, onda süresiz kalacaklardır.

BAKARA
2:257

أَوْلِيَاؤُهُمُ

evliyā'uhumu

dostları da

Allah, iman edenlerin Velisi (dostu ve destekçisi)dir. Onları karanlıklardan nura çıkarır; inkar edenlerin velileri ise tağut’tur. Onları nurdan karanlıklara çıkarırlar. İşte onlar, ateşin halkıdırlar, onda süresiz kalacaklardır.

BAKARA
2:282

وَلِيُّهُ

veliyyuhu

onun velisi

Ey iman edenler, belirli bir süre için borçlandığınız zaman onu yazınız. Aranızdan bir katip doğru olarak yazsın, katip Allah’ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Üzerinde hak olan (borçlu) da yazdırsın ve Rabbi olan Allah’tan sakınsın, ondan hiçbir şeyi eksiltmesin. Eğer üzerinde hak olan (borçlu), düşük akıllı ya da za’f sahibi veya kendisi yazmaya güç yetiremeyecekse, velisi dosdoğru yazdırsın. Erkeklerinizden de iki şahid tutun; eğer iki erkek yoksa, şahidlerden rıza göstereceğiniz bir erkek ve biri şaşırdığında öbürü ona hatırlatacak iki kadın (da olur). Şahidler çağırıldıkları zaman kaçınmasınlar. Onu (borcu) az olsun, çok olsun, süresiyle birlikte yazmaya üşenmeyin. Bu, Allah Katında en adil, şahitlik için en sağlam, şüphelenmemeniz için de en yakın olandır. Ancak aranızda devredip durduğunuz ve peşin olarak yaptığınız ticaret başka, bunu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Alış-veriş ettiğinizde de şahid tutun. Yazana da, şahide de zarar verilmesin. (Aksini) Yaparsanız, o, kendiniz için fısk (zulüm ve günah)tır. Allah’tan sakının. Allah size öğretiyor. Allah herşeyi bilendir.

BAKARA
2:286

مَوْلَانَا

mevlānā

bizim sahibimizsin

Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez. (Kişinin nefsinin) Kazandığı lehine, kazandırdıkları aleyhinedir. "Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma. Bizi affet. Bizi bağışla. Bizi esirge, Sen bizim Mevlamızsın. Kafirler topluluğuna karşı bize yardım et."

ENFAL
8:15

تُوَلُّوهُمُ

tuvellūhumu

onlara döndürmeyin

Ey iman edenler, toplu olarak kafirlerle karşılaştığınız zaman, onlara arka çevirmeyin (savaştan kaçmayın).

ENFAL
8:16

يُوَلِّهِمْ

yuvellihim

döner(kaçar)sa

Kim onlara böyle bir günde -yine savaşmak için bir yana çekilen ya da bir başka bölüğe katılmak için yer tutanın dışında- arkasını çevirirse, gerçekten o, Allah’tan bir gazaba uğramıştır ve onun barınma yeri cehennemdir. Ne kötü bir yataktır o.

ENFAL
8:20

تَوَلَّوْا

tevellev

dönmeyin

Ey iman edenler, Allah’a ve Resûlü’ne itaat edin. Siz de işitiyorken, ondan yüz çevirmeyin.

ENFAL
8:23

لَتَوَلَّوْا

letevellev

yine dönerlerdi

Eğer Allah, onlarda bir hayır görseydi muhakkak onlara işittirirdi. İşittirseydi bile, arka çevirenler olarak (yine) yüz çevirirlerdi.

ENFAL
8:34

أَوْلِيَاءَهُ

evliyā'ehu

onun velisi

Onlar, Mescid-i Haram’dan (insanları) alıkoyarlarken ve onun (gerçek ve layık) koruyucuları değilken Allah, ne diye onları azaplandırmasın? Onun (asıl) koruyucularıyalnızca korkup-sakınanlardır. Ancak onların çoğu bilmezler.

ENFAL
8:34

أَوْلِيَاؤُهُ

evliyā'uhu

onun velileri

Onlar, Mescid-i Haram’dan (insanları) alıkoyarlarken ve onun (gerçek ve layık) koruyucuları değilken Allah, ne diye onları azaplandırmasın? Onun (asıl) koruyucularıyalnızca korkup-sakınanlardır. Ancak onların çoğu bilmezler.

ENFAL
8:40

تَوَلَّوْا

tevellev

dönerlerse

Geri dönerlerse, bilin ki gerçekten Allah, sizin mevlanızdır. O, ne güzel mevladır ve ne güzel yardımcıdır.

ENFAL
8:40

مَوْلَاكُمْ

mevlākum

sizin sahibinizdir

Geri dönerlerse, bilin ki gerçekten Allah, sizin mevlanızdır. O, ne güzel mevladır ve ne güzel yardımcıdır.

ENFAL
8:40

الْمَوْلَىٰ

l-mevlā

sahip

Geri dönerlerse, bilin ki gerçekten Allah, sizin mevlanızdır. O, ne güzel mevladır ve ne güzel yardımcıdır.

ENFAL
8:72

أَوْلِيَاءُ

evliyā'u

velisidir

Gerçek şu ki, iman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler ile (hicret edenleri) barındıranlar ve yardım edenler, işte birbirlerinin velisi olanlar bunlardır. İman edip hicret etmeyenler, onlar hicret edinceye kadar, sizin onlara hiçbir şeyle velayetiniz yoktur. Ama din konusunda sizden yardım isterlerse, yardım üzerinizde bir yükümlülüktür. Ancak, sizlerle onlar arasında anlaşma bulunan bir topluluğun aleyhinde değil. Allah, yaptıklarınızı görendir.

ENFAL
8:72

وَلَايَتِهِمْ

velāyetihim

onların velayeti-

Gerçek şu ki, iman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler ile (hicret edenleri) barındıranlar ve yardım edenler, işte birbirlerinin velisi olanlar bunlardır. İman edip hicret etmeyenler, onlar hicret edinceye kadar, sizin onlara hiçbir şeyle velayetiniz yoktur. Ama din konusunda sizden yardım isterlerse, yardım üzerinizde bir yükümlülüktür. Ancak, sizlerle onlar arasında anlaşma bulunan bir topluluğun aleyhinde değil. Allah, yaptıklarınızı görendir.

ENFAL
8:73

أَوْلِيَاءُ

evliyā'u

velisidirler

İnkar edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur.

ENFAL
8:75

أَوْلَىٰ

evlā

daha yakındırlar

Bundan sonra iman edip hicret edenler ve sizinle birlikte cihad edenler, işte onlar sizdendir. Akrabalar (mirasta) Allah’ın Kitabı’na göre, birbirlerine (mirasta) önceliklidir. Doğrusu Allah herşeyi bilendir.

ÂL-I İMRAN
3:20

تَوَلَّوْا

tevellev

dönerlerse

Eğer seninle çekişip-tartışırlarsa, de ki "Ben, bana uyanlarla birlikte, kendimi Allah’a teslim ettim." Ve kitap verilenlerle ümmilere de ki "Siz de teslim oldunuz mu?" Eğer teslim oldularsa, gerçekten hidayete ermişlerdir. Fakat yüz çevirdilerse, artık sana düşen yalnızca tebliğ(etmek)dir. Allah, kulları hakkıyla görendir.

ÂL-I İMRAN
3:23

يَتَوَلَّىٰ

yetevellā

dönüyorlar

Kendilerine kitaptan bir pay verilenleri görmedin mi? Aralarında Allah’ın kitabı hükmetsin diye çağrılıyorlar da, onlardan bir bölümü yüz çeviriyor. Onlar, işte böyle arka dönenlerdir.

ÂL-I İMRAN
3:28

أَوْلِيَاءَ

evliyā'e

dost

Mü’minler, mü’minleri bırakıp da kafirleri veliler edinmesinler. Kim böyle yaparsa, Allah’tan hiçbir şey (yardım) yoktur. Ancak onlardan korunma gayesiyle sakınma(nız) başka. Allah, sizi Kendisi’nden sakındırır. Varış Allah’adır.

ÂL-I İMRAN
3:32

تَوَلَّوْا

tevellev

dönerlerse

De ki "Allah’a ve elçisine itaat edin." Eğer yüz çevirirlerse şüphesiz Allah, kafirleri sevmez.

ÂL-I İMRAN
3:63

تَوَلَّوْا

tevellev

dönerlerse

Eğer yüz çevirirlerse elbette Allah, fesat çıkaranları bilir.

ÂL-I İMRAN
3:64

تَوَلَّوْا

tevellev

yüz çevirirlerse

De ki "Ey Kitap Ehli, bizimle sizin aranızda müşterek (olan) bir kelimeye (tevhide) gelin. Allah’tan başkasına kulluk etmeyelim, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve Allah’ı bırakıp bir kısmımız (diğer) bir kısmımızı Rabler edinmeyelim." Eğer yine yüz çevirirlerse, deyin ki "Şahid olun, biz gerçekten Müslümanlarız."

ÂL-I İMRAN
3:68

أَوْلَى

evlā

en yakın olanı

Doğrusu, insanların İbrahim’e en yakın olanı, ona uyanlar ve bu peygamber ile iman edenlerdir. Allah, mü’minlerin velisidir.

ÂL-I İMRAN
3:68

وَلِيُّ

veliyyu

dostudur

Doğrusu, insanların İbrahim’e en yakın olanı, ona uyanlar ve bu peygamber ile iman edenlerdir. Allah, mü’minlerin velisidir.

ÂL-I İMRAN
3:82

تَوَلَّىٰ

tevellā

dönerse

Artık kim bundan sonra yüz çevirirse, onlar fasık olanlardır.

ÂL-I İMRAN
3:111

يُوَلُّوكُمُ

yuvellūkumu

size dönüp kaçarlar

Onlar size ezadan başka kesinlikle bir zarar veremezler. Eğer sizinle savaşırlarsa size arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra kendilerine yardım da edilmez.

ÂL-I İMRAN
3:122

وَلِيُّهُمَا

veliyyuhumā

kendilerinin dostu idi

O zaman sizden iki grup, neredeyse ’çözülüp geri çekilmek’ istemişti. Oysa Allah onların (Velisi) yardımcısıydı. Artık mü’minler, yalnızca Allah’a tevekkül etmelidir.

ÂL-I İMRAN
3:150

مَوْلَاكُمْ

mevlākum

Mevlanız

Hayır, sizin Mevlanız Allah’tır. O, yardım edenlerin en hayırlısıdır.

ÂL-I İMRAN
3:155

تَوَلَّوْا

tevellev

yüz çevirip giden

İki topluluğun karşı karşıya geldikleri gün, sizden geri dönenleri, kazandıkları bazı şeyler dolayısıyla şeytan onların ayağını kaydırmak istemişti. Ama andolsun ki, Allah onları affetti. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, yumuşak olandır.

ÂL-I İMRAN
3:175

أَوْلِيَاءَهُ

evliyā'ehu

kendi dostlarından

İşte bu şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Siz onlardan korkmayın, eğer mü’minlerseniz, Benden korkun.

HAŞR
59:12

لَيُوَلُّنَّ

leyuvellunne

dönüp kaçarlar

Andolsun, (yurtlarından) çıkarılacak olurlarsa onlarla birlikte çıkmazlar. Onlara karşı savaşılırsa da, kendilerine yardımda bulunmazlar; yardım etseler bile (arkalarına) dönüp-kaçarlar. Sonra kendilerine yardım edilmez.

CUM'A
62:6

أَوْلِيَاءُ

evliyā'u

dostları

De ki "Ey Yahudi olanlar, eğer siz, (bütün) insanlardan ayrı olarak yalnızca sizlerin gerçekten Allah’ın velileri (dost ve sevgili kulları) olduğunuzu öne sürüyorsanız, şu halde ölümü temenni edin; eğer doğru sözlü iseniz (bunu çekinmeden yapın)."

AHZAB
33:5

وَمَوَالِيكُمْ

ve mevālīkum

ve dostlarınızdır

Onları (evlat edindiklerinizi) babalarına nisbet ederek çağırın; bu, Allah Katında daha adildir. Eğer babalarını bilmiyorsanız artık onlar, dinde sizin kardeşleriniz ve dostlarınızdır. Hata olarak yaptıklarınızda ise, sizin için bir sakınca (bir vebal) yoktur. Ancak kalplerinizin kasıt gözeterek (taammüden) yaptıklarınızda vardır. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

AHZAB
33:6

أَوْلَىٰ

evlā

daha yakındır

Peygamber, mü’minler için kendi nefislerinden daha evladır ve onun zevceleri de onların anneleridir. Rahim sahipleri (akrabalar) de, Allah’ın Kitab’ında birbirlerine öteki mü’minlerden ve muhacirlerden daha yakındır. Ancak dostlarınıza maruf üzere yapacaklarınız başka; bunlar Kitap’ta yazılmış bulunmaktadır.

AHZAB
33:6

أَوْلَىٰ

evlā

daha yakındırlar

Peygamber, mü’minler için kendi nefislerinden daha evladır ve onun zevceleri de onların anneleridir. Rahim sahipleri (akrabalar) de, Allah’ın Kitab’ında birbirlerine öteki mü’minlerden ve muhacirlerden daha yakındır. Ancak dostlarınıza maruf üzere yapacaklarınız başka; bunlar Kitap’ta yazılmış bulunmaktadır.

AHZAB
33:6

أَوْلِيَائِكُمْ

evliyāikum

dostlarınıza

Peygamber, mü’minler için kendi nefislerinden daha evladır ve onun zevceleri de onların anneleridir. Rahim sahipleri (akrabalar) de, Allah’ın Kitab’ında birbirlerine öteki mü’minlerden ve muhacirlerden daha yakındır. Ancak dostlarınıza maruf üzere yapacaklarınız başka; bunlar Kitap’ta yazılmış bulunmaktadır.

AHZAB
33:15

يُوَلُّونَ

yuvellūne

dön(üp kaç)mayacaklarına

Oysa andolsun, daha önce ’arkalarını dönüp kaçmayacaklarına’ dair Allah’a söz vermişlerdi; Allah’a verilen söz (ahid) ise, (ağır bir) sorumluluktur.

AHZAB
33:17

وَلِيًّا

veliyyen

bir dost

De ki "Size bir kötülük isteyecek olsa sizi Allah’tan koruyacak, veya size bir rahmet isteyecek olsa (buna engel olacak) kimdir?" Onlar, kendileri için Allah’ın dışında ne bir veli, ne bir yardımcı bulamazlar.

AHZAB
33:65

وَلِيًّا

veliyyen

bir dost

Orda ebedi olarak kalıcıdırlar. Onlar ne bir veli, ne bir yardımcı bulamayacaklardır.

NISA
4:33

مَوَالِيَ

mevāliye

varisler

Anne-babanın ve yakınların geride bıraktıklarından ve her birine mirasçılar kıldık. Yeminlerinizin (akid ile) bağladığı kimselere de kendi paylarını verin. Şüphesiz, Allah, herşeye şahid olandır.

NISA
4:45

وَلِيًّا

veliyyen

dost olarak

Allah, sizin düşmanlarınızı daha iyi bilendir; bir veli (en güvenilir bir dost) olarak Allah yeter, bir yardımcı olarak da Allah yeter.

NISA
4:75

وَلِيًّا

veliyyen

bir koruyucu

Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve "Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize Katından bir veli (koruyucu sahib) gönder, bize Katından bir yardım eden yolla" diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına savaşmıyorsunuz?

NISA
4:76

أَوْلِيَاءَ

evliyā'e

dostlarıyle

İman edenler Allah yolunda savaşırlar; inkar edenler ise tağut yolunda savaşırlar öyleyse şeytanın dostlarıyla savaşın. Hiç şüphesiz, şeytanın hileli-düzeni pek zayıftır.

NISA
4:80

تَوَلَّىٰ

tevellā

yüz çevirirse

Kim Resûl’e itaat ederse, gerçekte Allah’a itaat etmiş olur. Kim de yüz çevirirse, Biz seni onların üzerine koruyucu göndermedik.

NISA
4:89

أَوْلِيَاءَ

evliyā'e

dostlar

Onlar, kendilerinin inkara sapmaları gibi sizin de inkara sapmanızı istediler. Böylelikle bir olacaktınız. Öyleyse Allah yolunda hicret edinceye kadar onlardan veliler (dostlar) edinmeyin. Şayet yine yüz çevirirlerse, artık onları tutun ve her nerede ele geçirirseniz öldürün. Onlardan ne bir veli (dost) edinin, ne de bir yardımcı.

NISA
4:89

تَوَلَّوْا

tevellev

yüz çevirirlerse

Onlar, kendilerinin inkara sapmaları gibi sizin de inkara sapmanızı istediler. Böylelikle bir olacaktınız. Öyleyse Allah yolunda hicret edinceye kadar onlardan veliler (dostlar) edinmeyin. Şayet yine yüz çevirirlerse, artık onları tutun ve her nerede ele geçirirseniz öldürün. Onlardan ne bir veli (dost) edinin, ne de bir yardımcı.

NISA
4:89

وَلِيًّا

veliyyen

(ne) bir dost

Onlar, kendilerinin inkara sapmaları gibi sizin de inkara sapmanızı istediler. Böylelikle bir olacaktınız. Öyleyse Allah yolunda hicret edinceye kadar onlardan veliler (dostlar) edinmeyin. Şayet yine yüz çevirirlerse, artık onları tutun ve her nerede ele geçirirseniz öldürün. Onlardan ne bir veli (dost) edinin, ne de bir yardımcı.

NISA
4:115

نُوَلِّهِ

nuvellihi

onu yöneltiriz

Kim kendisine ’dosdoğru yol’ apaçık belli olduktan sonra, elçiye muhalefet ederse ve mü’minlerin yolundan başka bir yola uyarsa, onu döndüğü şeyde bırakırız ve cehenneme sokarız. Ne kötü bir yataktır o!..

NISA
4:115

تَوَلَّىٰ

tevellā

döndüğü (yola)

Kim kendisine ’dosdoğru yol’ apaçık belli olduktan sonra, elçiye muhalefet ederse ve mü’minlerin yolundan başka bir yola uyarsa, onu döndüğü şeyde bırakırız ve cehenneme sokarız. Ne kötü bir yataktır o!..

NISA
4:119

وَلِيًّا

veliyyen

dost

Onları -ne olursa olsun- şaşırtıp-saptıracağım, en olmadık kuruntulara düşüreceğim ve onlara kesin olarak davarların kulaklarını kesmelerini emredeceğim ve Allah’ın yarattıklarını değiştirmelerini emredeceğim." Kim Allah’ı bırakıp da şeytanı dost (veli) edinirse, kuşkusuz o, apaçık bir hüsrana uğramıştır.

NISA
4:123

وَلِيًّا

veliyyen

(ne) bir dost

Ne sizin kuruntularınızla, ne de Kitap Ehlinin kuruntularıyla değil. Kim kötülük yaparsa, onunla ceza görür; o, Allah’tan başka bir veli (dost) ve bir yardımcı bulamaz.

NISA
4:135

أَوْلَىٰ

evlā

daha yakındır

Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şahidler olarak adaleti ayakta tutun. (Onlar) ister zengin olsun, ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha yakındır. Öyleyse adaletten dönüp heva (tutkuları)nıza uymayın. Eğer dilinizi eğip büker (sözü geveler) ya da yüz çevirirseniz, şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.

NISA
4:139

أَوْلِيَاءَ

evliyā'e

dost

Onlar, mü’minleri bırakıp kafirleri dostlar (veliler) edinirler. ’Kuvvet ve onuru (izzeti)’ onların yanında mı arıyorlar? Şüphesiz, ’bütün kuvvet ve onur,’ Allah’ındır.

NISA
4:144

أَوْلِيَاءَ

evliyā'e

dost

Ey iman edenler, mü’minleri bırakıp kafirleri veliler (dostlar) edinmeyin. Kendi aleyhinizde Allah’a apaçık olan kesin bir delil vermek ister misiniz?

NISA
4:173

وَلِيًّا

veliyyen

bir dost

Ama iman edenler ve salih amellerde bulunanlar, onlara ecirlerini eksiksiz ödeyecek ve onlara Kendi fazlından ekleyecektir de. Çekimser davrananlar ve büyüklenenler, onları acıklı bir azapla azaplandıracaktır ve kendileri için Allah’tan başka bir (vekil) koruyucu dost ve yardımcı bulamayacaklardır.

MUHAMMED
47:11

مَوْلَى

mevlā

koruyucusudur

İşte böyle; çünkü Allah, iman edenlerin velisidir; kafirlerin ise, velisi yoktur.

MUHAMMED
47:11

مَوْلَىٰ

mevlā

koruyucuları

İşte böyle; çünkü Allah, iman edenlerin velisidir; kafirlerin ise, velisi yoktur.

MUHAMMED
47:20

فَأَوْلَىٰ

feevlā

daha yakın

İman edenler, derler ki "(Savaş izni için) Bir sûre indirilmeli değil miydi?" Fakat, içinde savaş (kıtal) zikri geçen muhkem bir sure indirildiği zaman, kalplerinde hastalık olanların, üzerine ölüm baygınlığı çökmüş olanların bakışı gibi sana baktıklarını gördün. Oysa onlara evla (olan)

MUHAMMED
47:22

تَوَلَّيْتُمْ

tevelleytum

işbaşına gelecek olursanız

Demek, ’iş başına gelip yönetimi ele alırsanız’ hemen yeryüzünde fesad (bozgunculuk) çıkaracak ve akrabalık bağlarınızı koparıp parçalayacaksınız, öyle mi?

MUHAMMED
47:38

تَتَوَلَّوْا

tetevellev

yüz çevirecek olursanız

İşte sizler böylesiniz; Allah yolunda infak etmeye çağrılıyorsunuz; buna rağmen bazılarınız cimrilik ediyor. Kim cimrilik ederse, artık o, ancak kendi nefsine cimrilik eder. Allah ise, Ğaniy (hiçbir şeye ihtiyacı olmayan)dır; fakir olan sizlersiniz. Eğer siz yüz çevirecek olursanız, sizden başka bir kavmi getirip-değiştirir. Sonra onlar, sizin benzeriniz de olmazlar.

NUR
24:11

تَوَلَّىٰ

tevellā

yüklenen

Doğrusu, uydurulmuş bir yalanla gelenler, sizin içinizden birlikte davranan bir topluluktur; siz onu kendiniz için bir şer saymayın, aksine o sizin için bir hayırdır. Onlardan her bir kişiye kazandığı günahtan (bir ceza) vardır. Onlardan (iftiranın) büyüğünü yüklenene ise büyük bir azap vardır.

NUR
24:47

يَتَوَلَّىٰ

yetevellā

dönüyor

Onlar derler ki "Allah’a ve elçisine iman ettik ve itaat ettik" sonra bunun ardından onlardan bir grup sırt çevirir. Bunlar iman etmiş değildirler.

NUR
24:54

تَوَلَّوْا

tevellev

dönerseniz

De ki "Allah’a itaat edin, Resûl’e itaat edin. Eğer yine yüz çevirirseniz, artık Onun (peygamberin) sorumluluğu kendisine yüklenen, sizin sorumluluğunuz da size yüklenendir. Eğer Ona itaat ederseniz, hidayet bulmuş olursunuz. Elçiye düşen, apaçık bir tebliğden başkası değildir."

MÜCADELE
58:14

تَوَلَّوْا

tevellev

dost edinen(leri)

Allah’ın kendilerine karşı gazablandığı bir kavmi veli (dost ve müttefik) edinenleri görmedin mi? Onlar, ne sizdendirler, ne onlardan. Kendileri de (açıkça gerçeği) bildikleri halde, yalan üzere yemin ediyorlar.

TAHRIM
66:2

مَوْلَاكُمْ

mevlākum

sizin sahibinizdir

Allah, yeminlerinizin (keffaretle) çözülmesini size farz (veya meşru) kıldı. Allah, sizin mevlanız (sahibiniz, yardımcınız)dır. O, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

TAHRIM
66:4

مَوْلَاهُ

mevlāhu

onun koruyucusu

Eğer sizler (Peygamberin iki eşi) Allah’a tevbe ederseniz (ne güzel); çünkü kalpleriniz eğrilik gösterdi. Yok eğer ona karşı birbirinize destekçi olmaya kalkışırsanız, artık Allah, onun mevlasıdır; Cibril ve mü’minlerin salih olan(lar)ı da. Bunların arkasından melekler de onun destekçisidirler.

TEĞABUN
64:6

وَتَوَلَّوْا

ve tevellev

ve yüz çevirdiler

Bu, kendilerine apaçık belgelerle elçiler geldiği halde "bizi bir beşer mi hidayete ulaştıracak?" demeleri ve bu yüzden inkar edip saparak yüz çevirmeleri nedeniyledir. Allah da (onlara karşı) müstağni olduğunu (hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını) gösterdi. Allah Ğani’dir, Hamid’dir.

TEĞABUN
64:12

تَوَلَّيْتُمْ

tevelleytum

dönerseniz

Allah’a itaat edin ve Resûle de itaat edin. Şayet yüz çevirecek olursanız, artık elçimiz üzerine düşen (yalnızca) apaçık bir tebliğ (gerçeği en yalın biçimde size iletme)dir.

FETIH
48:16

تَتَوَلَّوْا

tetevellev

dönerseniz

Bedevilerden geride bırakılanlara de ki "Siz yakında zorlu savaşçı olan bir kavme çağrılacaksınız; onlarla (ya) savaşırsınız ya da (onlar) Müslüman olurlar. Bu durumda eğer itaat ederseniz, Allah, size güzel bir ecir verir; eğer bundan önce sırt çevirdiğiniz gibi (yine) sırt çevirirseniz, sizi acı bir azap ile azaplandırır."

FETIH
48:16

تَوَلَّيْتُمْ

tevelleytum

döndüğünüz

Bedevilerden geride bırakılanlara de ki "Siz yakında zorlu savaşçı olan bir kavme çağrılacaksınız; onlarla (ya) savaşırsınız ya da (onlar) Müslüman olurlar. Bu durumda eğer itaat ederseniz, Allah, size güzel bir ecir verir; eğer bundan önce sırt çevirdiğiniz gibi (yine) sırt çevirirseniz, sizi acı bir azap ile azaplandırır."

FETIH
48:17

يَتَوَلَّ

yetevelle

yüz çevirirse

Kör olana güçlük (sorumluluk) yoktur, topal olana güçlük yoktur, hasta olana da güçlük yoktur. Kim Allah’a ve Resûlü’ne itaat ederse, (Allah) onu, altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim de sırt çevirirse, onu acı bir azap ile azaplandırır.

FETIH
48:22

لَوَلَّوُا

levellevu

dön(üp kaç)arlardı

Kafir olanlar, sizinle savaşmış olsalardı, arkalarını dönüp kaçarlardı; sonra, ne bir veli (koruyucu dost), ne bir yardımcı bulamazlardı.

FETIH
48:22

وَلِيًّا

veliyyen

bir koruyucu

Kafir olanlar, sizinle savaşmış olsalardı, arkalarını dönüp kaçarlardı; sonra, ne bir veli (koruyucu dost), ne bir yardımcı bulamazlardı.

MAIDE
5:43

يَتَوَلَّوْنَ

yetevellevne

dönüyorlar

Allah’ın hükmünün bulunduğu Tevrat yanlarında olduğu halde, seni nasıl hakem kılıyorlar ve sonra bunun peşinden yüz çeviriyorlar? İşte onlar, inanmış değildir.

MAIDE
5:49

تَوَلَّوْا

tevellev

dönerlerse

Aralarında Allah’ın indirdiğiyle hükmet ve onların hevalarına uyma. Allah’ın sana indirdiklerinin bir kısmından seni şaşırtmamaları için onlardan sakın. Şayet yüz çevirirlerse, bil ki, Allah bir kısım günahları nedeniyle onlara bir musibeti tattırmak istemektedir. Şüphesiz, insanların çoğu fasıklardır.

MAIDE
5:51

أَوْلِيَاءَ

evliyā'e

veliler

Ey iman edenler, Yahudi ve Hıristiyanları dostlar (veliler) edinmeyin; onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden onları kim dost edinirse, kuşkusuz onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna hidayet vermez.

MAIDE
5:51

أَوْلِيَاءُ

evliyā'u

velileridir

Ey iman edenler, Yahudi ve Hıristiyanları dostlar (veliler) edinmeyin; onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden onları kim dost edinirse, kuşkusuz onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna hidayet vermez.

MAIDE
5:51

يَتَوَلَّهُمْ

yetevellehum

onları kendine veli yaparsa

Ey iman edenler, Yahudi ve Hıristiyanları dostlar (veliler) edinmeyin; onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden onları kim dost edinirse, kuşkusuz onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna hidayet vermez.

MAIDE
5:55

وَلِيُّكُمُ

veliyyukumu

sizin veliniz

Sizin dostunuz (veliniz), ancak Allah, O’nun elçisi, rüku ediciler olarak namaz kılan ve zekatı veren mü’minlerdir.

MAIDE
5:56

يَتَوَلَّ

yetevelle

dost tutarsa

Kim Allah’ı, Resûlü’nü ve iman edenleri dost (veli) edinirse, hiç şüphe yok, galip gelecek olanlar, Allah’ın taraftarlarıdır.

MAIDE
5:57

أَوْلِيَاءَ

evliyā'e

dost

Ey iman edenler, sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi, alay ve oyun (konusu) edinenleri ve kafirleri dostlar (veliler) edinmeyin. Ve eğer inanıyorsanız, Allah’tan korkup-sakının.

MAIDE
5:80

يَتَوَلَّوْنَ

yetevellevne

dostluk ettiklerini

Onlardan çoğunun inkara sapanlarla dostluklar kurduklarını görürsün. Kendileri için nefislerinin takdim ettiği şey ne kötüdür. Allah onlara gazablandı ve onlar azapta ebedi kalacaklardır.

MAIDE
5:81

أَوْلِيَاءَ

evliyā'e

veli

Eğer Allah’a, peygambere ve ona indirilene iman etselerdi, onları dostlar edinmezlerdi. Fakat onlardan çoğu fasık olanlardır.

MAIDE
5:92

تَوَلَّيْتُمْ

tevelleytum

dönerseniz

Allah’a itaat edin, peygambere de itaat edin ve sakının. Eğer yüz çevirirseniz, bilin ki, elçimize düşen, ancak apaçık bir tebliğdir.

MAIDE
5:107

الْأَوْلَيَانِ

l-evleyāni

daha layık

Eğer o ikisi aleyhinde kesin olarak günahı hak ettiklerine ilişkin bilgi sahibi olunursa, bu durumda haksızlığa uğrayanlardan iki kişi -ki bunlar buna daha hak sahibidirler- öbürlerinin yerine geçerler ve "Bizim şehadetimiz o ikisinin şehadetinden şüphesiz daha doğrudur. Biz haddi aşmadık, yoksa gerçekten zulmedenlerden oluruz" diye Allah’a yemin ederler.

MÜMTEHINE
60:1

أَوْلِيَاءَ

evliyā'e

dostlar

Ey iman edenler, Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları veliler edinmeyin. Siz onlara karşı sevgi yöneltiyorsunuz; oysa onlar haktan size geleni inkar etmişler, Rabbiniz olan Allah’a inanmanızdan dolayı elçiyi de, sizi de (yurtlarınızdan) sürüp-çıkarmışlardır. Eğer siz, Benim yolumda cihad etmek ve Benim rızamı aramak amacıyla çıkmışsanız (nasıl) onlara karşı hala sevgi gizliyorsunuz? Ben, sizin gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı bilirim. Kim sizden bunu yaparsa, artık o, elbette yolun ortasından şaşırıp-sapmış olur.

MÜMTEHINE
60:6

يَتَوَلَّ

yetevelle

yüz çevirirse

Andolsun, onlarda sizlere, Allah’ı ve ahiret gününü umud edenlere güzel bir örnek vardır. Kim yüz çevirecek olursa, artık şüphesiz Allah, Ğaniy (hiçbir şeye ihtiyacı olmayan), Hamid (övülmeye layık olan)dır.

MÜMTEHINE
60:9

تَوَلَّوْهُمْ

tevellevhum

dost olmanızdan

Allah, ancak din konusunda sizinle savaşanları, sizi yurtlarınızdan sürüp-çıkaranları ve sürülüp-çıkarılmanız için arka çıkanları dost edinmenizden sakındırır. Kim onları dost edinirse, artık onlar zalimlerin ta kendileridir.

MÜMTEHINE
60:9

يَتَوَلَّهُمْ

yetevellehum

onlarla dost olursa

Allah, ancak din konusunda sizinle savaşanları, sizi yurtlarınızdan sürüp-çıkaranları ve sürülüp-çıkarılmanız için arka çıkanları dost edinmenizden sakındırır. Kim onları dost edinirse, artık onlar zalimlerin ta kendileridir.

MÜMTEHINE
60:13

تَتَوَلَّوْا

tetevellev

dostluk etmeyin

Ey iman edenler, Allah’ın kendilerine karşı gazablandığı bir kavmi veli (dost ve müttefik) edinmeyin; ki onlar, kafirlerin mezar halkından umut kesmeleri gibi ahiretten umut kesmişlerdir.

HADID
57:15

مَوْلَاكُمْ

mevlākum

sizin layığınız

Artık bugün sizden herhangi bir fidye alınmaz ve inkar edenlerden de.. Barınma yeriniz ateştir, sizin veliniz (size yaraşan dost) odur; o ne kötü bir gidiş yeridir.

HADID
57:24

يَتَوَلَّ

yetevelle

yüz çevirirse

Ki onlar, cimrilik ederler ve insanlara cimriliği emr (tavsiye) ederler. Her kim yüz çevirirse, artık şüphesiz Allah, Ğaniy (hiçbir şeye muhtaç olmayan), Hamid (övülmeye layık olan) O’dur.

TEVBE
9:3

تَوَلَّيْتُمْ

tevelleytum

dönerseniz

Ve büyük Hacc (Hacc-ı Ekber) günü, Allah’tan ve Resûlü’nden insanlara bir duyuru Kesin olarak Allah, müşriklerden uzaktır, O’nun Resûlü de… Eğer tevbe ederseniz bu sizin için daha hayırlıdır; yok eğer yüz çevirirseniz, bilin ki Allah’ı elbette aciz bırakacak değilsiniz. İnkar edenleri acı bir azapla müjdele.

TEVBE
9:23

أَوْلِيَاءَ

evliyā'e

veliler

Ey iman edenler, eğer imana karşı inkarı sevip-tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi veliler edinmeyin. Sizden kim onları veli edinirse, işte bunlar zulmeden kimselerdir.

TEVBE
9:23

يَتَوَلَّهُمْ

yetevellehum

onları veli tanırsa

Ey iman edenler, eğer imana karşı inkarı sevip-tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi veliler edinmeyin. Sizden kim onları veli edinirse, işte bunlar zulmeden kimselerdir.

TEVBE
9:25

وَلَّيْتُمْ

velleytum

dönmüştünüz

Andolsun, Allah birçok yerlerde ve Huneyn gününde size yardım etti. Hani çok sayıda oluşunuz sizi böbürlendirip-gururlandırmıştı, fakat size bir şey de sağlayamamıştı. Yer ise, bütün genişliğine rağmen size dar gelmişti, sonra arkanıza dönüp gerisin geri gitmiştiniz.

TEVBE
9:50

وَيَتَوَلَّوْا

ve yetevellev

döner(gider)ler

Sana iyilik dokunursa, bu onları fenalaştırır, bir musibet isabet edince ise "Biz önceden tedbirimizi almıştık" derler ve sevinç içinde dönüp giderler.

TEVBE
9:51

مَوْلَانَا

mevlānā

bizim sahibimiz

De ki "Allah’ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiçbir şey isabet etmez. O bizim Mevlamızdır. Ve mü’minler yalnızca Allah’a tevekkül etmelidirler."

TEVBE
9:57

لَوَلَّوْا

levellev

koşarlardı

Eğer onlar bir sığınak ya da (kalacak) mağaralar veya girebilecekleri bir yer bulsalardı, hızla oraya yönelip koşarlardı.

TEVBE
9:71

أَوْلِيَاءُ

evliyā'u

velisidirler

Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah’a ve Resûlü’ne itaat ederler. İşte Allah’ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

TEVBE
9:74

يَتَوَلَّوْا

yetevellev

dönerlerse

Allah’a and içiyorlar ki (o inkar sözünü) söylemediler. Oysa andolsun, onlar inkar sözünü söylemişlerdir ve İslamlıklarından sonra inkara sapmışlardır ve erişemedikleri bir şeye yeltenmişlerdir. Oysa intikama kalkışmalarının, kendilerini Allah’ın ve elçisinin bol ihsanından zengin kılmasından başka (bir nedeni) yoktu. Eğer tevbe ederlerse kendileri için hayırlı olur, eğer yüz çevirirlerse Allah onları dünyada da, ahirette de acı bir azapla azaplandırır. Onlar için yeryüzünde bir koruyucu-dost ve bir yardımcı yoktur.

TEVBE
9:74

وَلِيٍّ

veliyyin

velisi

Allah’a and içiyorlar ki (o inkar sözünü) söylemediler. Oysa andolsun, onlar inkar sözünü söylemişlerdir ve İslamlıklarından sonra inkara sapmışlardır ve erişemedikleri bir şeye yeltenmişlerdir. Oysa intikama kalkışmalarının, kendilerini Allah’ın ve elçisinin bol ihsanından zengin kılmasından başka (bir nedeni) yoktu. Eğer tevbe ederlerse kendileri için hayırlı olur, eğer yüz çevirirlerse Allah onları dünyada da, ahirette de acı bir azapla azaplandırır. Onlar için yeryüzünde bir koruyucu-dost ve bir yardımcı yoktur.

TEVBE
9:76

وَتَوَلَّوْا

ve tevellev

ve döndüler

Onlara Kendi bol ihsanından verince ise, onunla cimrilik yaptılar ve yüz çevirdiler; onlar böyle sırt dönenlerdir.

TEVBE
9:92

تَوَلَّوْا

tevellev

dönen

Bir de (savaşa katılabilecekleri bir bineğe) bindirmen için sana her gelişlerinde "Sizi bindirecek bir şey bulamıyorum" dediğin ve infak edecek bir şey bulamayıp hüzünlerinden dolayı gözlerinden yaşlar boşana boşana geri dönenler üzerinde de (sorumluluk) yoktur.

TEVBE
9:116

وَلِيٍّ

veliyyin

dost

Gerçek şu ki, göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır; diriltir ve öldürür. Sizin Allah’tan başka veliniz ve yardımcınız yoktur.

TEVBE
9:123

يَلُونَكُمْ

yelūnekum

yakınınızda bulunan

Ey iman edenler, inkar edenlerden size en yakın olanlarla savaşın; sizde ’bir güç ve caydırıcılık’ görsünler. Ve bilin ki gerçekten Allah takva sahipleriyle beraberdir.

TEVBE
9:129

تَوَلَّوْا

tevellev

yüz çevirirlerse

Eğer onlar yüz çevirirlerse, de ki "Bana Allah yeter. O’ndan başka İlah yoktur. Ben O’na tevekkül ettim ve büyük arşın Rabbi O’dur."