فَإِذَا جَاءَتِ الصَّاخَّةُ
Feiza caetissahhatu.
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Derken âdetâ kulakları sağır eden o bağırış gelip çattı mı. |
Abdullah Parlıyan |
Derken kulakları sağır edercesine gelecek olan kıyametin çağrısı duyulunca… |
Adem Uğur |
Kulakları sağır eden o ses geldiğinde, |
Ahmed Hulusi |
O korkunç sayha duyulduğunda, |
Ahmet Varol |
Ancak o kulakları sağır edercesine şiddetli gürültü geldiği zaman, |
Ali Bulaç |
Fakat ’kulakları patlatırcasına olan o gürleme’ geldiği zaman, |
Ali Fikri Yavuz |
Amma kıyamet sayhası geldiği zaman, |
Bayraktar Bayraklı |
Kulakları sağır eden o ses geldiğinde, |
Bekir Sadak |
O muazzam gurultu, kiyamet kopup geldigi zaman; |
Celal Yıldırım |
Kulakları sağırlaştıracak o Kıyamet gürültüsü geldiğinde ; |
Cemal Külünkoğlu |
Kulakları sağırlaştıracak o kıyamet gürültüsü geldiği zaman. |
Diyanet İşleri |
(33-37) Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır. |
Diyanet Vakfı |
Kulakları sağır eden o ses geldiğinde, |
Edip Yüksel |
Sonra, o müthiş patlama gerçekleşince, |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Kulakları sağır eden o gürültü geldiğinde, |
Fizil-al il Kuran |
Kulakları sağır edercesine yüksek o gürültü geldiği zaman. |
Gültekin Onan |
Fakat ’kulakları patlatırcasına olan o gürleme’ geldiği zaman, |
Harun Yıldırım |
Fakat o dehşetli gürültü geldiğinde. |
Hasan Basri Çantay |
Fakat o kulakları sağır edercesine haykıracak olan ses geldiği zaman, |
Hayrat Neşriyat |
Derken (kulakları sağır eden) o şiddetli gürültü (Sûr`a ikinci üfürülüş) geldiği zaman! |
İbn-i Kesir |
O büyük gürültü geldiği zaman; |
İlyas Yorulmaz |
Sonra, kıyameti bildiren o ses (sura üfürüldüğünde) geldiğinde. |
İskender Ali Mihr |
Fakat o sahha (sağır edici büyük gürleme) geldiği zaman. |
Kadri Çelik |
Fakat kulakları sağır eden o ses geldiğinde. |
Muhammed Esed |
Ve böylece, (yeniden dirilmenin) o kulakları sağır eden çağrısı duyulduğunda, |
Mustafa İslamoğlu |
Ve nihayet kulakları sağır eden o (mahşer) çığlığı koptuğunda; |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Sonra o pek kuvvetli sayha geldiği vakit. |
Ömer Öngüt |
Çarpınca kulakları sağır eden o gürültü geldiği zaman! |
Sadık Türkmen |
Okulaklari sağır edici ses geldiği zaman; |
Seyyid Kutub |
Kulakları sağır edercesine yüksek o gürültü geldiği zaman. |
Suat Yıldırım |
Ama vakti gelip de o kulakları patlatan dehşetli gün geldiği zaman |
Süleyman Ateş |
Çarpınca kulakları sağır eden o gürültü geldiği zaman, |
Şaban Piriş |
O büyük gürültü geldiği zaman, |
Tefhim-ul Kur'an |
Fakat ’kulakları patlatırcasına olan o gürleme’ geldiği zaman, |
Yaşar Nuri Öztürk |
Şiddetle çarpanın çıkardığı korkunç ses geldiğinde, |
Yusuf Ali (İngilizce) |
At length, when there comes the Deafening Noise,- |