فَأَنْتَ لَهُ تَصَدَّىٰ
Feente lehu tesadda.
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Artık sen onun üstüne düştükçe düşüyorsun. |
Abdullah Parlıyan |
sen bütün ilgiyi onlara gösterip onların üstüne düştükçe düşüyorsun. |
Adem Uğur |
Sen ona yöneliyorsun, |
Ahmed Hulusi |
Sen ona ilgi gösteriyorsun! |
Ahmet Varol |
Sen ona yakın ilgi gösteriyorsun. |
Ali Bulaç |
İşte sen, onda ’yankı uyandırmaya’ çalışıyorsun. |
Ali Fikri Yavuz |
Sen, ona dönüb sözüne kulak veriyorsun. |
Bayraktar Bayraklı |
(1-10) Kendisine âmâ geldi diye yüzünü ekşitti ve döndü. Sen nereden bileceksin, belki o arınacaktı? Yahut, öğüt dinleyecek de öğüt kendisine yarayacaktı. Kendisini yeterli görüp tenezzül etmeyene gelince; sen ona yöneliyorsun. Onun arınmamasından sen sorumlu değilsin. Fakat koşarak sana gelen, saygı duyarak gelmişken, sen onunla ilgilenmiyorsun. |
Bekir Sadak |
(5-6) Ama sen, kendisini ogutten mustagni goren kimseyi karsina alip ilgileniyorsun. |
Celal Yıldırım |
(5-6) Ama öğüt almaya ihtiyaç duymayanı ise, sen ona yönelip ilgi duyuyorsun. |
Cemal Külünkoğlu |
(5-7) Kendisini zengin görüp tenezzül etmeyene gelince; sen, ona dönüp sözüne kulak veriyorsun. Oysa onun arınmaktan geri kalmasının sorumlusu sen değilsin. |
Diyanet İşleri |
Sen, ona yöneliyorsun. |
Diyanet Vakfı |
(5-7) Kendini (sana) muhtaç görmeyene gelince, sen ona yöneliyorsun. Oysa ki onun temizlenip arınmasından sen sorumlu değilsin. |
Edip Yüksel |
Sen ona yöneliyorsun. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Sen ona yöneliyorsun. |
Fizil-al il Kuran |
Sen onunla ilgileniyorsun! |
Gültekin Onan |
İşte sen, onda ’yankı uyandırmaya’ çalışıyorsun. |
Harun Yıldırım |
Sen onunla ilgilendin. |
Hasan Basri Çantay |
İşte sen onu karşına alıyor (ona yöneliyor) sun. |
Hayrat Neşriyat |
(5-6) (Servetinin gurûruyla) kendisini (îmâna) muhtaç görmeyen kimseye gelince, işte sen (îmâna gelir de İslâma kuvvet verir mi diye) ona yöneliyorsun! |
İbn-i Kesir |
İşte sen, onu karşına alıyorsun. |
İlyas Yorulmaz |
Ancak sen yalnızca ona yöneliyorsun. |
İskender Ali Mihr |
Oysa sen, ona yöneliyorsun. |
Kadri Çelik |
Sen ona yönelip ilgilenirsin. |
Muhammed Esed |
sen bütün ilgiyi ona gösterdin, |
Mustafa İslamoğlu |
Sen bütün ilgini ona yönelttin; |
Ömer Nasuhi Bilmen |
(5-6) Amma istiğnada bulunan kimseye gelince. İmdi sen ona teveccüh ediyorsun. |
Ömer Öngüt |
İşte sen ona yöneliyorsun. |
Sadık Türkmen |
Sen onun tasasını çekiyorsun/onun için endişeye kapılıyorsun. |
Seyyid Kutub |
Sen onunla ilgileniyorsun! |
Suat Yıldırım |
(5-6) Ama irşada ihtiyaç duymayana ise, ona dönüp itibar ediyorsun. |
Süleyman Ateş |
Sen ona yöneliyorsun. |
Şaban Piriş |
Sen, yöneliyorsun ona.. |
Tefhim-ul Kur'an |
İşte sen, onda ’yankı uyandırmaya’ çalışıyorsun. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Ki sen ona yöneliyorsun; |
Yusuf Ali (İngilizce) |
To him dost thou attend; |
فَأَنْتَ feente |
sen | |
لَهُ lehu |
ona | |
تَصَدَّىٰ teSaddā |
yöneliyorsun | ص د ي |