← FECR 89:20 →

Ve malı, alabildiğine seviyorsunuz.

ve sınırsız bir sevgiyle malı mülkü alabildiğine seviyorsunuz.

Malı aşırı biçimde seviyorsunuz.

Malı da pek çok seviyorsunuz, toplayıp yığarcasına.

Malı da pek çok seviyorsunuz.

Malı ’bir yığma tutkusu ve hırsıyla’ seviyorsunuz.

Malı da pek çok seversiniz.

(17-20) Hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz; yoksulu doyurmaya teşvik etmiyorsunuz; haram helâl demeden mirası yiyorsunuz; malı aşırı derecede seviyorsunuz.

Mali pek cok seviyorsunuz.

Malı da öyie seviyorsunuz ki hep biriktirircesine.

Malı da pek çok seviyorsunuz.

Malı da pek çok seviyorsunuz.

(17-20) Hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz, yoksulu yedirmeye birbirinizi teşvik etmiyorsunuz. Haram helâl demeden mirası yiyorsunuz. Malı aşırı biçimde seviyorsunuz.

Parayı/malı da çok fazla seviyorsunuz.

Malı öyle bir seviyorsunuz ki, yığmacasına.

Malı pek çok seviyorsunuz.

Malı ’bir yığma tutkusu ve hırsıyla’ seviyorsunuz.

Malı bir yığma tutkusuyla çok seviyorsunuz.

Malı pek çok seversiniz.

Ve malı, aşırı bir sevgi ile seviyorsunuz!

Malı da pek çok seversiniz.

Malları biriktirmeyi çok seviyorsunuz.

Ve malı aşırı bir sevgiyle seviyorsunuz.

Malı pek çok seviyorsunuz.

ve sınırsız bir sevgiyle malı mülkü seviyorsunuz!

dahası ölçüsüz bir sevgiyle malı seviyorsunuz.

Ve malı pek çokça bir sevgi ile seversiniz.

Malı pek çok seviyorsunuz.

Ve malı da öyle sınırsız bir sevgiyle seviyorsunuz ki!..

Malı pek çok seviyorsunuz.

Mal mülk sevgisi ise bütün benliğinizi kaplamış!

Malı pek çok seviyorsunuz.

Malı da pek çok seviyorsunuz.

Malı da ’bir yığma tutkusu ve hırsıyla’ seviyorsunuz.

Malı, devşirip depolatacak bir sevgiyle seviyorsunuz.

And ye love wealth with inordinate love!