← ÂLAK 96:15 →

İş öyle değil, vazgeçmezse eğer elbette tutarız perçeminden.

Hayır, hayır o bu tuttuğu yoldan vazgeçmezse, onu perçeminden tutup ateşe sürükleyeceğiz.

Hayır, hayır! Eğer vazgeçmezse, derhal onu alnından (perçeminden), yakalarız (cehenneme atarız).

Hayır (iş sandığı gibi değil)! Andolsun ki eğer vazgeçmezse, elbette onu alnından (beyninden) şiddetle tutup sürükleriz!

Hayır. Eğer (bu tutumundan) vazgeçmezse, andolsun ki onun perçeminden tutup sürükleyeceğiz.

Hayır; eğer o, (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursa, andolsun, onu perçeminden tutup sürükleyeceğiz;

(Peygamberi namazdan alıkoymak isteyen kâfir Ebu Cehil, teşebbüs ve düşüncelerinden) vazgeçsin. Celâlim hakkı için, eğer (aklını başına alıb) vazgeçmezse, muhakkak onu perçeminden yakalayıb (ateşe) sürükleyeceğiz

(15-18) Hayır hayır! Eğer bu yaptığından vazgeçmezse, derhal onu o yalancı, günahkâr alnından yakalarız. O, hemen gidip meclisini çağırsın. Biz de zebanileri çağıracağız.

Ama bundan vazgecmezse, and olsun ki, onu perceminden,

(15-16) Hayır, hayır; o bu tutumundan vazgeçmezse, elbette onu alnından tutup, o yalancı günahkâr alından (Cehennem’e sürükleyeceğiz).

(15-16) Hayır, eğer bundan vazgeçmezse o yalancı günahkârı perçeminden (alnından) yakalayacağız.

(15-16) Hayır! Andolsun, eğer vazgeçmezse, muhakkak onu perçeminden; o yalancı, günahkâr perçeminden yakalarız.

(15-19) Hayır, hayır! Eğer vazgeçmezse, derhal onu alnından (perçeminden), o yalancı, günahkâr alından (perçemden) yakalarız (cehenneme atarız). O, hemen gidip meclisini (kendi taraftarlarını) çağırsın. Biz de zebânîleri çağıracağız. Hayır! Ona uyma! Allah’a secde et ve (yalnızca O’na) yaklaş!

Doğrusu, buna son vermezse, yakalarız ön lobundan,

(15-16) Hayır, hayır! Eğer o, bu davranışından vazgeçmezse, and olsun ki biz, onu perçeminden, o günahkâr ve yalancı perçeminden tutup cehenneme sürükleriz.

Hayır eğer bundan vazgeçmezse onu perçeminden yakalarız.

Hayır; eğer o, (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursa, andolsun, onu perçeminden tutup sürükleyeceğiz;

Hayır, hayır; eğer o, son vermeyecek olursa, elbette, alından tutup sürükleyeceğiz.

(Böyle şeylerden) sakınsın o. Eğer (küfründen) vaz geçmezse, andolsun, onu aln (ının saç) ından tutub (cehenneme) sürükleriz,

Hayır! Celâlim hakkı için, eğer (bundan) vazgeçmezse, elbette o perçem(in)den tutup (onu Cehenneme) sürükleriz!

Ama bundan vazgeçmezse; andolsun ki; onu alnından tutup sürükleriz.

Hayır! O bu tutumundan vazgeçmezse, mutlaka onun alnından yakalayıp sürükleyeceğiz.

Hayır, eğer o gerçekten vazgeçmezse, mutlaka Biz, onu perçeminden (alnından) yakalarız (sürükleriz).

Hayır! Eğer o, (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursa, şüphesiz onu perçeminden tutup sürükleyeceğiz.

Hayır, eğer vazgeçmezse, onu alnından tutup sürükleyeceğiz,

Yoo! Eğer o buna bir son vermediyse, elbet perçeminden yakalayacağız;

Yok, yok... Eğer nihâyet vermezse, elbette ki Biz o alnı sürükleyeceğizdir.

Hayır! Eğer bundan vazgeçmezse, yemin olsun ki onu perçeminden tutup sürükleriz.

Hayır hayır! Eğer vazgeçmezse, onu alnından/perçeminden (yaptıklarıyla) yakalayacağız;

Hayır eğer bundan vazgeçmezse onu perçeminden yakalarız.

(15-16) Hayır! Hayır! Olmaz böyle şey! Eğer bu tutumundan vazgeçmezse, onu perçeminden tutup cehenneme sürükleriz. Evet, o yalancı ve suçlu perçeminden tutup sürükleriz.

Hayır, (olmaz böyle şey), eğer bundan vazgeçmezse (onu) perçem(in)den yakalar (ateşe sürükler)iz,

-Hayır! Eğer son vermezse, elbette perçeminden yakalayıp, sürükleriz.

Hayır; eğer o, (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursa, andolsun, onu perçeminden tutup sürükleyeceğiz;

İş, sandığı gibi değil! Eğer vazgeçmezse yemin olsun, o alnı mutlaka tutup sürteceğiz!

Let him beware! If he desist not, We will drag him by the forelock,-