ŞU'ARA 26:157
نَادِمِينَ
nādimīne
pişman
|
"Sonunda onu (yine de) kestiler, ancak pişman oldular."
|
فَعَقَرُوهَا فَأَصْبَحُوا نَادِمِينَ
Fe akaruha fe asbehu nadimın
|
YUNUS 10:54
النَّدَامَةَ
n-nedāmete
pişmanlıklarını
|
Zulmeden her nefis, yeryüzündekilerin tümüne sahip olsa bunu (azaba karşılık) mutlaka fidye olarak verirdi. Onlar azabı görünce pişmanlıklarını gizlerler, oysa onlar haksızlığa uğratılmadan aralarında adaletle hükmedilmiştir.
|
وَلَوْ أَنَّ لِكُلِّ نَفْسٍ ظَلَمَتْ مَا فِي الْأَرْضِ لَافْتَدَتْ بِهِ ۗ وَأَسَرُّوا النَّدَامَةَ لَمَّا رَأَوُا الْعَذَابَ ۖ وَقُضِيَ بَيْنَهُمْ بِالْقِسْطِ ۚ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ
Ve lev enne li külli nefsin zalemet ma fil erdı leftedet bih ve eserrun nedamete lemma raevül azab ve kudiye beynehüm bil kıstı ve hüm la yuzlemun
|
SEBE 34:33
النَّدَامَةَ
n-nedāmete
pişmanlıklarını
|
Za’fa uğratılanlar da büyüklük taslayanlara "Hayır, siz gece ve gündüz hileli düzenler (kurup) bizim Allah’ı inkar etmemizi ve O’na eşler koşmamızı bize emrediyordunuz" dediler. Azabı gördüklerinde pişmanlıklarını saklarlar; Biz de inkar edenlerin boyunlarına halkalar geçirdik. Onlar, yaptıklarından başkasıyla mı cezalandırılacaklardı?
|
وَقَالَ الَّذِينَ اسْتُضْعِفُوا لِلَّذِينَ اسْتَكْبَرُوا بَلْ مَكْرُ الَّيْلِ وَالنَّهَارِ إِذْ تَأْمُرُونَنَا أَنْ نَكْفُرَ بِاللَّهِ وَنَجْعَلَ لَهُ أَنْدَادًا ۚ وَأَسَرُّوا النَّدَامَةَ لَمَّا رَأَوُا الْعَذَابَ وَجَعَلْنَا الْأَغْلَالَ فِي أَعْنَاقِ الَّذِينَ كَفَرُوا ۚ هَلْ يُجْزَوْنَ إِلَّا مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Ve kalellesınestud’ıfu lillesınestekberu bel mekrul leyli ven nehari iz te’mürunena en nekfüra billahi ve nec’ale lehu endada ve eserrun nedamete lemma raevül azab ve cealnel ağlale fı a’nakıllezıne keferu hel yüczevne illa ma kanu ya’melun
|
MÜ'MINUN 23:40
نَادِمِينَ
nādimīne
pişman
|
(Allah) Dedi ki "Az bir süre (bekle), onlar gerçekten pişman olacaklar."
|
قَالَ عَمَّا قَلِيلٍ لَيُصْبِحُنَّ نَادِمِينَ
Kale amma kalılil le yusbihunne nadimın
|
HUCURAT 49:6
نَادِمِينَ
nādimīne
pişman
|
Ey iman edenler, eğer bir fasık, size bir haber getirirse, onu ’etraflıca araştırın’. Yoksa cehalet sonucu, bir kavme kötülükte bulunursunuz da, sonra işlediklerinize pişman olursunuz.
|
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِنْ جَاءَكُمْ فَاسِقٌ بِنَبَإٍ فَتَبَيَّنُوا أَنْ تُصِيبُوا قَوْمًا بِجَهَالَةٍ فَتُصْبِحُوا عَلَىٰ مَا فَعَلْتُمْ نَادِمِينَ
Ya eyyühellezine amenu in caeküm fazikum bi nebein fe tebeyyenu en tüsıybu kavmem bi cehaletin fe tusbihu ala ma fealtüm nadimın
|
MAIDE 5:31
النَّادِمِينَ
n-nādimīne
pişman olanlar-
|
Derken, Allah, ona, yeri eşeleyerek kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini gösteren bir karga gönderdi. "Bana yazıklar olsun" dedi. "Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten aciz miyim?" Artık o, pişman olmuştu.
|
فَبَعَثَ اللَّهُ غُرَابًا يَبْحَثُ فِي الْأَرْضِ لِيُرِيَهُ كَيْفَ يُوَارِي سَوْءَةَ أَخِيهِ ۚ قَالَ يَا وَيْلَتَا أَعَجَزْتُ أَنْ أَكُونَ مِثْلَ هَٰذَا الْغُرَابِ فَأُوَارِيَ سَوْءَةَ أَخِي ۖ فَأَصْبَحَ مِنَ النَّادِمِينَ
Fe beasellahü ğurabey yebhasü fil erdı li yüriyehu keyfe yüvarı sev’ete ehıyh kale ya veyleta eaceztü en ekune misle hazel ğurabi fe üvariye sev’ete ehıy fe asbeha minen nadimın
|
MAIDE 5:52
نَادِمِينَ
nādimīne
pişmanlık
|
İşte kalplerinde hastalık olanları "Zamanın, felaketleriyle aleyhimize dönüp bize çarpmasından korkuyoruz" diyerek aralarında çabalar yürüttüklerini görürsün. Umulur ki Allah, bir fetih veya Katından bir emir getirecek de, onlar, nefislerinde gizli tuttuklarından dolayı pişman olacaklardır.
|
فَتَرَى الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ يُسَارِعُونَ فِيهِمْ يَقُولُونَ نَخْشَىٰ أَنْ تُصِيبَنَا دَائِرَةٌ ۚ فَعَسَى اللَّهُ أَنْ يَأْتِيَ بِالْفَتْحِ أَوْ أَمْرٍ مِنْ عِنْدِهِ فَيُصْبِحُوا عَلَىٰ مَا أَسَرُّوا فِي أَنْفُسِهِمْ نَادِمِينَ
Fe terallezıne fı kulubihim meraduy yüsariune fıhim yekulune nahşa en tüsıybena dairah fe asellahü ey ye’tiye bil fethı ev emrim min ındihı fe yusbihu ala ma eserru fı enfüsihim nadimın
|