قَالَ مَا خَطْبُكُنَّ إِذْ رَاوَدْتُنَّ يُوسُفَ عَنْ نَفْسِهِ ۚ قُلْنَ حَاشَ لِلَّهِ مَا عَلِمْنَا عَلَيْهِ مِنْ سُوءٍ ۚ قَالَتِ امْرَأَتُ الْعَزِيزِ الْآنَ حَصْحَصَ الْحَقُّ أَنَا رَاوَدْتُهُ عَنْ نَفْسِهِ وَإِنَّهُ لَمِنَ الصَّادِقِينَ
Kale ma hatbükünne iz ravedtünne yusüfe an nefsih kulne haşe lillahi ma alimna aleyhi min su’ kaletimraetül azızil ane hashasal hakku ene ravedtühu an nefsihı ve innehu le mines sadikıyn
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Padişah, o kadınlara, Yûsuf’tan murât almak istediğiniz zaman ne haldeydiniz dedi. Allah için dediler, onun bir kötülüğünü görmedik, bilmedik. Azîzin karısı da şimdi işte dedi, hak çıktı meydana, ondan murât almak isteyen bendim ancak ve o, hiç şüphe yok ki gerçeklerdendi. |
Abdullah Parlıyan |
"İşte şimdi gerçek yerini buldu" dedi. "Ben O’nun nefsinden murad almak istemiştim, ama o özü, sözü doğru kimselerdendi." |
Adem Uğur |
(Kral kadınlara) dedi ki Yusufun nefsinden murat almak istediğiniz zaman durumunuz neydi? Kadınlar, Hâşâ! Allah için, biz ondan hiçbir kötülük görmedik, dediler. Azizin karısı da dedi ki "Şimdi gerçek ortaya çıktı. Ben onun nefsinden murat almak istemiştim. Şüphesiz ki o doğru söyleyenlerdendir." |
Ahmed Hulusi |
(Melîk, kadınlara) dedi ki "Yusuf’u ayartmak istediğinizde ne yaptı?"... "Hâşâ! Allâh için, Onun bir kötü davranışına şahit olmadık" dediler. Aziyz’in karısı ise "Şimdi Hak ortaya çıktı! Ben Onu ayartmak istedim... Muhakkak ki O (Yusuf) doğru sözlüydü!" |
Ahmet Varol |
’İşte şimdi gerçek ortaya çıktı. Ben onun nefsine yaklaşmak istedim. O ise gerçekten doğru söyleyenlerdendir.’ |
Ali Bulaç |
(Hükümdar topladığı o kadınlara) "Yusuf’un nefsinden murad almak istediğinizde sizin durumunuz neydi?" dedi. Onlar "Allah için, haşa" dediler. "Biz ondan hiçbir kötülük görmedik." Aziz (Vezir)in de karısı dedi ki "İşte şu anda gerçek orta yere çıktı; onun nefsinden ben murad almak istemiştim. O ise gerçekten doğruyu söyleyenlerdendir." |
Ali Fikri Yavuz |
(Hükümdar o kadınları toplayıp kendilerine) sordu "Yûsuf’un nefsine yaklaşmak istediğiniz zaman ne halde idiniz?" Kadınlar "-Hâşâ, Allah için, biz onun aleyhinde bir fenalık bilmiyoruz." dediler. Vezirin karısı da şöyle dedi "- Şimdi hak meydana çıktı. Onun nefsine yaklaşmak isteyen ben idim. O ise, hakîkaten sadıklardandır." |
Bayraktar Bayraklı |
“Şimdi gerçek ortaya çıktı. Ben, onun nefsinden murat almak istemiştim. Şüphesiz ki o, doğru söyleyenlerdendir.” |
Bekir Sadak |
Hukumdar kadinlara «Yusuf’un olmak istediginiz zaman durumunuz neydi?» dedi. Kadinlar. «Hasa! Onun bir fenaligini gormedik» dediler. Vezirin karisi «Şimdi gercek ortaya cikti; onun olmak isteyen bendim; dogrusu Yusuf dogrulardandir» dedi. |
Celal Yıldırım |
Kral o kadınlara «Yûsuf’u kendinize çekmek istediğinizdeki durum ne idi ?» diye sordu. Kadınlar da «Hâşâ, Allah için biz onun aleyhine fenalıktan hiçbir şey bilmiyoruz» diye cevap verdiler. Aziz (vezir)in eşi, «Şimdi hak ortaya çıktı. Onunla ilişki kurmak isteyen ben idim ve şüphesiz Yûsuf doğrulardandır» diyerek gerçeği anlattı. |
Cemal Külünkoğlu |
(Bunun üzerine Kral o kadınları çağırtıp kendilerine) “Yusuf`un gönlünü çelmek isterken ne sağlayacağınızı umuyordunuz?” diye sordu. (Kadınlar) “Allah korusun, biz ondan en küçük bir kötülük görmedik!” dediler. Tam o sırada Aziz`in karısı (Züleyha) “Artık gerçek ortaya çıktı!” diye atıldı “Onun gönlünü çelmek isteyen bendim; o ise hep özü sözü doğru olan kimselerdendi!” dedi. |
Diyanet İşleri |
Kral, kadınlara, "Yûsuf’tan murad almak istediğiniz zaman derdiniz ne idi?" dedi. Kadınlar, "Hâşâ! Allah için, biz onun bir kötülüğünü bilmiyoruz" dediler. Aziz’in karısı ise, "Şimdi gerçek ortaya çıktı. Ondan ben murad almak istedim. Şüphesiz Yûsuf doğru söyleyenlerdendir" dedi. |
Diyanet Vakfı |
(Kral kadınlara) dedi ki Yusuf’un nefsinden murat almak istediğiniz zaman durumunuz neydi? Kadınlar, Hâşâ! Allah için, biz ondan hiçbir kötülük görmedik, dediler. Azizin karısı da dedi ki «Şimdi gerçek ortaya çıktı. Ben onun nefsinden murat almak istemiştim. Şüphesiz ki o doğru söyleyenlerdendir.» |
Edip Yüksel |
"Yusuf’u baştan çıkarmak isterken durumunuz neydi?" Kadınlar, "ALLAH korusun; biz ondan bir kötülük görmedik!" dediler. Bunun üzerine, valinin karısı şöyle dedi "Gerçek artık ortaya çıktı. Onu ben yoldan çıkarmaya çalışmıştım. O doğru konuşuyor." |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Hükümdar, o kadınlara «Derdiniz neydi ki, o vakit Yusuf’un nefsinden murad almaya kalktınız?» dedi. Onlar «Hâşâ, Allah için, biz onun aleyhinde hiçbir fenalık bilmiyoruz» dediler. Aziz’in, karısı da «Şimdi hak ve hakikat olduğu gibi ortaya çıktı. Aslında onun nefsinden ben murad almak istedim. O ise şeksiz şüphesiz doğrulardandır» dedi. |
Fizil-al il Kuran |
Kral, kadınlara «Yusuf’tan yatak yoldaşınız olmasını istediğinizde neler oldu?» dedi. Kadınlar «Haşa Allah’a! O’nun hiçbir kötü davranışını görmedik» dediler. Bunun üzerine başbakanın eşi dedi ki; «Şimdi gerçek meydana çıktı, Yusuf’u yatağıma ben çağırmıştım, onun söylediği doğrudur.» |
Gültekin Onan |
(Hükümdar topladığı o kadınlara) "Yusuf’un nefsinden murad almak istediğinizde sizin durumunuz neydi?" dedi. Onlar "Tanrı için, haşa" dediler. "Biz ondan hiç bir kötülük görmedik." Aziz (Vezir)in de karısı dedi ki "İşte şu anda gerçek orta yere çıktı; onun nefsinden ben murad almak istemiştim. O ise gerçekten doğruyu söylenlerdendir." |
Harun Yıldırım |
Dedi ki "Yusuf’un nefsinden murad almak istediğinizde sizin durumunuz neydi?" Dediler ki "Hâşâ, Allah için biz onun hiçbir kötülüğünü bilmiyoruz." Aziz’in karısı dedi ki "Şimdi gerçek ortaya çıktı; onun nefsinden ben murad almak istemiştim. O ise gerçekten doğruyu söyleyenlerdendir." |
Hasan Basri Çantay |
(Padişah o kadınları toplayıb) dedi «Yuusufun nefsinden kâm almak istediğiniz zaman ne halde idiniz»?. (Kadınlar) «Haaşâ, dediler, Allah için biz onun üstünde bir fenalık bilmedik». Azizin karısı da şöyle dedi «Şimdi hak meydana çıkdı. Ben onun nefsinden murad almak istedim. O ise seksiz şübhesiz doğru söyleyenlerdendir». |
Hayrat Neşriyat |
(Mısır hükümdârı, o kadınlara) `Yûsuf`un nefsinden murâd almak istediğiniz zaman zorunuz neydi?` dedi. (Onlar) `Hâşâ! Allah için, biz onun hakkında hiçbir kötülük bilmiş değiliz!` dediler. Vezîrin karısı da dedi ki `Şimdi hak ortaya çıktı! Onun nefsinden(asıl) ben murâd almak istemiştim. Ve şübhesiz o, gerçekten doğru söyleyenlerdendir!` |
İbn-i Kesir |
Dedi ki Yusuf’tan kam almak istediğiniz zaman ne halde idiniz? Onlar dediler ki Haşa, Allah için biz onun bir kötülüğünü görmedik. Aziz’in karısı da şöyle dedi Şimdi hak ortaya çıktı. Onu kendime ben ram etmek istedim. Ve o, gerçekten sadıklardandır. |
İlyas Yorulmaz |
Melik kadınlara "Yusuf’un kendisinden faydalanmak istediğinizde neler oldu?" diye sordu. Kadınlar "Allah her şeyden münezzehtir ki, Yusuf’un aleyhinde, en küçük bir kötülük yaptığını bilmiyoruz" dediler. Azizin karısı da "Şu an gerçekler ortaya çıktı. Onun erkekliğinden ben istifade etmek istedim. Yusuf bu hususta doğru söylemişti" dedi. |
İskender Ali Mihr |
(Melik) "Yusuf’u elde etmek istediğiniz zaman konuştuğunuz konu neydi?" dedi. Onlar (kadınlar) şöyle dediler "Hâşâ, Allah için ondan bir kötülük görmedik." Azîzin karısı da "Şimdi hak (gizli iken) ortaya çıktı. Ben, onun nefsinden murat almak istedim. Muhakkak ki; o sadıklardandır." dedi. |
Kadri Çelik |
(Hükümdar o kadınlara,) "Yusuf’un nefsinden murat almak istediğinizde sizin durumunuz neydi?" dedi. Onlar, "Allah münezzehtir, biz onun hiç bir kötülüğünü bilmiyoruz!" dediler. Aziz’in karısı da dedi ki "İşte şu anda gerçek orta yere çıktı; onun nefsinden ben murat almak istemiştim. O ise gerçekten doğruyu söyleyenlerdendir." |
Muhammed Esed |
(Bunun üzerine Kral o kadınları çağırtıp kendilerine) "Yusuf’un gönlünü çelmek isterken ne sağlayacağınızı umuyordunuz?" diye sordu. Kadınlar "Allah korusun, biz o’ndan en küçük bir kötülük görmedik!" dediler. (Ve) Yusuf’un ilk efendisinin hanımı "Artık gerçek ortaya çıktı!" diye atıldı, "Onun gönlünü çelmek isteyen bendim; o ise hep özü sözü doğru olan kimselerdendi!" |
Mustafa İslamoğlu |
(Kral onları toplayıp) sordu "Sizler, bir zamanlar Yusuf`u baştan çıkarmaya çabalamakla ne elde etmeyi ummuştunuz? Onlar "Haşa!" dediler, "Allah için biz, onun aleyhine olabilecek en küçük bir kötülüğe tanık olmadık." Malum yöneticinin karısı "İşte" diye atıldı, "gerçek olanca çıplaklığıyla şimdi ortaya çıktı! Arzumu tatmin için onu baştan çıkarmaya çalışan bendim; ne ki o, hep (özüne ve sözüne) sadık kaldı. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Hükümdar kadınlara dedi ki «Mühim haliniz ne idi. O vakit ki, Yusuf’un nefsinden muradını almak istemiş idiniz?» Dediler ki «Hâşâlillâh! Biz O’nun aleyhinde bir fenalık bilmiş değiliz.» Azîz’in karısı da dedi ki «Şimdi hak tebeyyün etti. O’nun nefsinden ben murad almak istemiştim ve şüphe yok ki, o elbette sâdıklardandır.» |
Ömer Öngüt |
(Kral kadınlara) dedi ki "Yusuf’un nefsinden murad almak istediğiniz zaman durumunuz neydi?" Onlar da "Hâşâ! Allah için, biz ondan hiçbir kötülük görmedik. " dediler. Aziz’in karısı da dedi ki "İşte şimdi gerçek ortaya çıktı. Ben onun nefsinden murad almak istemiştim. Doğrusu o sâdıklardandır. " |
Sadık Türkmen |
Dedi ki "Yusuf’un nefsinden murat almak istediğiniz zaman, sizin durumunuz neydi?" "Allah için, hâşâ!" dediler. "Biz ondan hiçbir kötülük görmedik, bilmiyoruz." Vezirin hanımı dedi ki "İşte şu anda, gerçek/hak yerini buldu. Ben ona kur yapmıştım. Şüphesiz o doğru kimselerdendir." |
Seyyid Kutub |
Kral, kadınlara «Yusuf’tan yatak yoldaşınız olmasını istediğinizde neler oldu?» dedi. Kadınlar «Haşa Allah’a! O’nun hiçbir kötü davranışını görmedik» dediler. Bunun üzerine başbakanın eşi dedi ki; «Şimdi gerçek meydana çıktı, Yusuf’u yatağıma ben çağırmıştım, onun söylediği doğrudur.» |
Suat Yıldırım |
Hükümdar o kadınları toplayıp "Ne idi sizin Yusuf’la dâvanız?" Siz Yusuf’u elde etmeye çalıştığınızda durum ne idi, Yusuf nasıl davrandı?" diye sordu. Onlar da "Hâşa! Allah için söylemek gerekirse, onun yaptığı hiç bir kötülük bilmiş, görmüş değiliz." dediler. İşte o sırada vezirin eşi "Şimdi gerçek meydana çıktı. Ondan kâm almak isteyen bendim. O ise tam sadık ve dürüst insanlardandır." diye itiraf etti. |
Süleyman Ateş |
(Kral, kadınlara) "Yûsuf’un nefsinden murad almak istediğiniz zaman durumunuz neydi?" dedi. Dediler ki "Hâşâ, Allâh için (doğru söylemek lâzım), biz onda hiçbir kötülük görmedik!" Aziz’in karısı da "İşte şimdi hak yerini buldu, ben onun nefsinden murâd almak istemiştim. O tamamen doğrulardandır!" dedi. |
Şaban Piriş |
(Hükümdar kadınlara) -İsteklerinizle Yusuf’a ısrar ettiğiniz zaman durumunuz neydi? dedi. Kadınlar -Haşa, Onun bir kötülüğünü görmedik, dediler. Vezirin karısı -Şimdi gerçek anlaşıldı. Nefsine uyan bendim. O, tamamen doğrulardandır. |
Tefhim-ul Kur'an |
(Hükümdar topladığı o kadınlara) «Yusuf’un nefsinden murad almak istediğinizde sizin durumunuz neydi?» dedi. Onlar «Allah için, haşa» dediler. «Biz ondan hiç bir kötülük görmedik.» Aziz (Vezir) in de karısı dedi ki «İşte şu anda gerçek orta yere çıktı; onun nefsinden ben murad almak istemiştim. O ise gerçekten doğruyu söyleyenlerdendir.» |
Yaşar Nuri Öztürk |
Kral dedi "Yûsuf’un nefsinden murat almak istediğinizde, derdiniz ne idi?" Dediler ki "Allah şahit, biz onun hiçbir kötülüğünü bilmiyoruz." Aziz’in karısı dedi ki "İşte şimdi gerçek ortaya çıktı. Ben onunla gönül eğlendirmek istemiştim. O, özü sözü doğru insanlardandı." |
Yusuf Ali (İngilizce) |
(The king) said (to the ladies) "What was your affair when ye did seek to seduce Joseph from his (true) self?" The ladies said "Allah preserve us! no evil know we against him!" Said the ´Aziz´s wife "Now is the truth manifest (to all) it was I who sought to seduce him from his (true) self He is indeed of those who are (ever) true (and virtuous). |
قَالَ ḳāle |
dedi | ق و ل |
مَا mā |
neydi? | |
خَطْبُكُنَّ ḣaTbukunne |
durumunuz | خ ط ب |
إِذْ iƶ |
zaman | |
رَاوَدْتُنَّ rāvedtunne |
murad almak istediğiniz | ر و د |
يُوسُفَ yūsufe |
Yusuf’un | |
عَنْ ǎn |
||
نَفْسِهِ nefsihi |
nefsinden | ن ف س |
قُلْنَ ḳulne |
dediler ki | ق و ل |
حَاشَ Hāşe |
haşa | ح و ش |
لِلَّهِ lillahi |
Allah için | |
مَا mā |
||
عَلِمْنَا ǎlimnā |
biz bilmiyoruz | ع ل م |
عَلَيْهِ ǎleyhi |
onun | |
مِنْ min |
hiçbir | |
سُوءٍ sū'in |
kötülüğünü | س و ا |
قَالَتِ ḳāleti |
dedi | ق و ل |
امْرَأَتُ mraetu |
karısı da | م ر ا |
الْعَزِيزِ l-ǎzīzi |
Aziz’in | ع ز ز |
الْانَ l-āne |
işte şimdi | |
حَصْحَصَ HaSHaSa |
yerini buldu | ح ص ح ص |
الْحَقُّ l-Haḳḳu |
hak | ح ق ق |
أَنَا enā |
ben | |
رَاوَدْتُهُ rāvedtuhu |
murad almak istemiştim | ر و د |
عَنْ ǎn |
||
نَفْسِهِ nefsihi |
onun nefsinden | ن ف س |
وَإِنَّهُ ve innehu |
şüphesiz o | |
لَمِنَ lemine |
||
الصَّادِقِينَ S-Sādiḳīne |
doğrulardandır | ص د ق |