قَالُوا نَفْقِدُ صُوَاعَ الْمَلِكِ وَلِمَنْ جَاءَ بِهِ حِمْلُ بَعِيرٍ وَأَنَا بِهِ زَعِيمٌ
Kalu nefkıdü suvaal meliki ve li men cae bihı hımlü beıyriv ve ene bihı zeıym
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Padişâhın şerbet bardağını kaybettik, bulup getirene bir deve yükü zahîre verilecek, ben de kefîlim buna dediler. |
Abdullah Parlıyan |
"Kralın su kabını kaybettik, onu kim bulursa, ödül olarak kendisine bir deve yükü zahîre verilecek. Buna ben kefilim!" diye ekledi o görevli kimse. |
Adem Uğur |
Kralın su kabını arıyoruz; onu getirene bir deve yükü (bahşiş) var dediler. (İçlerinden biri) Ben buna kefilim, dedi. |
Ahmed Hulusi |
Dedi ki "Melîk’in su içme tası kayboldu... Onu bulan için, bir deve yükü ödül var... Ben bu ödüle kefilim." |
Ahmet Varol |
’Hükümdarın su kabını arıyoruz. Onu getirene bir deve yükü (bahşiş) var. Ben de buna kefilim.’ |
Ali Bulaç |
Dediler ki "Hükümdarın su tasını kaybettik, kim onu (bulup) getirirse, (ona armağan olarak) bir deve yükü vardır. Ben de buna kefilim." |
Ali Fikri Yavuz |
Onlar dediler ki, hükümdarın su tasını arıyoruz (altından yapılmıştı), onu getirene bir deve yükü ikramiye var ve ben de onu ödemeye kefilim. |
Bayraktar Bayraklı |
“Hükümdarın kâsesini kaybettik; bulup getirene bir deve yükü bahşiş var” dediler. Çağırıcı, “Ben de buna kefilim” diye ilâve etti. |
Bekir Sadak |
«ukumdarin su kabini kaybettik, onu getirene bir deve yuku mukafat verilecek, buna ben kefil oluyorum» dediler. |
Celal Yıldırım |
Onlar da, «kralın su kabını kaybettik. Onu getirene bir deve yükü (ödül) vardır, ben buna kefilim,» dediler. |
Cemal Külünkoğlu |
Onlar “Hükümdarın su kabını arıyoruz. Onu getirene bir deve yükü ödül var. Tellal (çağrıcı) buna ben kefilim” dedi. |
Diyanet İşleri |
Onlar, "Hükümdar’ın su kabını yitirdik. Onu getirene bir deve yükü ödül var. Ben buna kefilim" dediler. |
Diyanet Vakfı |
Kralın su kabını arıyoruz; onu getirene bir deve yükü (bahşiş) var dediler. (İçlerinden biri) Ben buna kefilim, dedi. |
Edip Yüksel |
"Kralın su tasını kaybettik. Kim onu getirirse ona bir deve yükü ödül verilecektir. Ben bunu garantiliyorum." |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Onlar da dediler ki «Hükümdarın su kabını arıyoruz. Onu bulup getirene bir yük zahire var. Üstelik o tas bana zimmetlidir». |
Fizil-al il Kuran |
Görevlilerden biri dedi ki; «Ölçü kabı olarak kullanılan kralın su tasını kaybettik. Onu geri getirene ödül olarak bir deve yükü zahire verilecek buna ben kefilim.» |
Gültekin Onan |
Dediler ki "Hükümdarın su tasını kaybettik, kim onu (bulup) getirirse, (ona armağan olarak) bir deve yükü vardır. Ben de buna kefilim." |
Harun Yıldırım |
Dediler ki "Hükümdarın su kabını kaybettik. Onu getirene bir deve yükü vardır. Ben de buna kefilim." |
Hasan Basri Çantay |
Dediler ki «Pâdişâhın su kabını arıyoruz. Onu getirene bir deve yükü (bahşiş) var. Ben de buna kefilim». |
Hayrat Neşriyat |
(Onlar) dediler ki `Melik`in su kabını kaybettik; hem onu getirene bir deve yükü(bahşiş) var`; (tellâl) `Ben de buna kefîlim` (dedi). |
İbn-i Kesir |
Dediler ki Hükümdarın su kabını kaybettik, onu getirene de bir deve yükü var. Ben de buna kefilim. |
İlyas Yorulmaz |
Melikin adamları "Melikin su tasını kaybettik. Kayıp tası kim getirirse ona bir deve yükü ihtiyacı olan buğday verilecek ve ben o tası sizde bulacağımı zannediyorum" dedi. |
İskender Ali Mihr |
"Melik’in su kabını kaybettik." dediler. Kim onu getirirse (ona) bir deve yükü (erzak) var. Ve ben, ona kefilim. |
Kadri Çelik |
"Hükümdarın su kabını kaybettik, onu getirene bir deve yükü mükâfat verilecek" dediler. (Tahıl ambarının sorumlusu ise) "Ben de kefilim" (dedi.) |
Muhammed Esed |
"Kral’ın su kupasını kaybettik" diye karşılık verdiler, "Onu kim bulursa, (ödül olarak) kendisine bir deve yükü (zahire) verilecek!" "Buna ben kefilim!" diye ekledi (çığırtkan). |
Mustafa İslamoğlu |
"Kralın su kupasını kaybettik!" dediler ve (eklediler) "Onu getiren kimseye bir deve yükü (tahıl ödül) verilecektir! Ben de buna kefilim!" |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Dediler ki «Hükümdarın su kabını arıyoruz, ve onu getirecek kimse için bir deve yükü vardır. Ve ben de ona kefilim.» |
Ömer Öngüt |
Onlar dediler ki "Kralın su kabını kaybettik, onu arıyoruz! Onu getirene bir deve yükü mükâfat verilecek. Ben buna kefil oluyorum. " |
Sadık Türkmen |
Dediler ki "Kralın su tasını kaybettik, arıyoruz. Onu bulup getirene bir deve yükü mükâfat vardır. Ben de buna kefilim." |
Seyyid Kutub |
Görevlilerden biri dedi ki; «Ölçü kabı olarak kullanılan kralın su tasını kaybettik. Onu geri getirene ödül olarak bir deve yükü zahire verilecek buna ben kefilim.» |
Suat Yıldırım |
Görevlilerden biri "Hükümdarın su kabını kaybettik. Onu getirene bir deve yükü ödül var. Buna ben kefilim." dedi. |
Süleyman Ateş |
Dediler ki "Kralın su tasını kaybettik (onu arıyoruz). Onu getirene bir deve yükü (mükâfât) var. Ben buna kefilim" |
Şaban Piriş |
-Hükümdarın su kabını kaybettik. Onu getirene bir deve yükü (mükafat) vardır. Buna ben kefil oluyorum, dediler. |
Tefhim-ul Kur'an |
Dediler ki «Hükümdarın su tasını kaybettik, kim onu (bulup) getirirse, (ona armağan olarak) bir deve yükü vardır. Ben de buna kefilim.» |
Yaşar Nuri Öztürk |
Dediler "Kralın su tasını kaybettik. Onu getirene bir deve yükü ödül var. Kefili benim." |
Yusuf Ali (İngilizce) |
They said "We miss the great beaker of the king; for him who produces it, is (the reward of) a camel load; I will be bound by it." |
قَالُوا ḳālū |
dediler ki | ق و ل |
نَفْقِدُ nefḳidu |
kaybettik | ف ق د |
صُوَاعَ Suvāǎ |
su tasını | ص و ع |
الْمَلِكِ l-meliki |
Kralın | م ل ك |
وَلِمَنْ velimen |
kimseye | |
جَاءَ cā'e |
ve getiren | ج ي ا |
بِهِ bihi |
onu | |
حِمْلُ Himlu |
yükü (mükafat) var | ح م ل |
بَعِيرٍ beǐyrin |
bir deve | ب ع ر |
وَأَنَا ve enā |
ve ben | |
بِهِ bihi |
buna | |
زَعِيمٌ zeǐymun |
kefilim | ز ع م |