وَاللَّهُ فَضَّلَ بَعْضَكُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ فِي الرِّزْقِ ۚ فَمَا الَّذِينَ فُضِّلُوا بِرَادِّي رِزْقِهِمْ عَلَىٰ مَا مَلَكَتْ أَيْمَانُهُمْ فَهُمْ فِيهِ سَوَاءٌ ۚ أَفَبِنِعْمَةِ اللَّهِ يَجْحَدُونَ
Vallahü faddale ba’daküm ala ba’dın fir rızk femellezıne füddılu bi raddı rizkıhim ala ma meleket eymanühüm fe hüm fıhi seva’ ife bi nı’metillahi yechadun
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Ve Allah, rızık bakımından bir kısmınızı, bir kısmınızdan üstün etmiştir. Geçimi üstün olanlar, rızıklarını, elleri altında bulunanlara verip onları da geçim bakımından kendilerine eşit etmezler, Allah’ın nîmetini bile bile inkâr mı ederler? |
Abdullah Parlıyan |
Ve Allah, rızık bakımından bir kısmınızı, bir kısmınızdan üstün kılmıştır. Hal böyleyken, rızkı kendilerine fazla verilmiş olanlar, bu rızıklarını elleri altında bulunan işci ve kölelerine verip, onları da geçim bakımından kendilerine eşit etmezler. Peki böyle yapmakla, Allah’ın rızık nimetini bile bile inkâra mı kalkışıyorlar? |
Adem Uğur |
Allah kiminize kiminizden daha bol rızık verdi. Bol rızık verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere verip de bu hususta kendilerini onlara eşit kılmazlar. Durum böyle iken Allah’ın nimetini inkâr mı ediyorlar? |
Ahmed Hulusi |
Allâh, yaşam gıdanız konusunda kiminizi kiminizden üstün tuttu... Üstün tutulan kimseler yaşam gıdalarını, sorumlu olduklarıyla hakkıyla paylaşmıyor... (Oysa) onlar onda eşittirler... Allâh nimetini (yaşam gıdalarını, ben kazandım, benim; diyerek, hatta benliklerini de böylece Allâh’a eş koşarak) bilerek inkâr mı ediyorlar? |
Ahmet Varol |
Allah rızık konusunda kiminizi kiminizden üstün kıldı. Üstün kılınanlar ellerinin altındakilere (köle ve cariyelerine) rızıklarını vermezler. Oysa onda (rızıkta) eşittirler. Öyleyken Allah’ın nimetini bile bile inkâr mı ediyorlar? |
Ali Bulaç |
Allah rızıkta kiminizi kiminize üstün kıldı; üstün kılınanlar, rızıklarını ellerinin altında bulunanlara onda eşit olacak şekilde çevirip-verici değildirler. Şimdi Allah’ın nimetini inkar mı ediyorlar? |
Ali Fikri Yavuz |
Allah rızık hakkında bir kısmınızı bir kısmınızdan üstün kıldı. Kendilerine fazla rızık verilenler de, rızıklarını elleri altında bulunanlara vermiyorlar ki, onda müsavi olsunlar. (İşte böyle köle ve hizmetçilerini mallarına ortak etmiyenler, Allah’a nasıl, kudreti altındaki şeyleri ortak ediyorlar?) Şimdi Allah’ın nimetini mi inkâr ediyorlar? |
Bayraktar Bayraklı |
Allah rızık alanında bir bölümünüzü diğerlerinizden üstün kıldı. Üstün konumdakiler rızıklarını, buyrukları altındaki yoksullarla paylaşmıyorlar ki, herkes eşit geçim düzeyine kavuşsun. Acaba Allah`ın nimetlerini inkar mı ediyorsunuz? |
Bekir Sadak |
Allah rizikda kiminizi digerlerine ustun tutmustur. stun kilinanlar, emirleri altinda bulunanlarin riziklarini vermezler. Oysa rizikta hepsi esittir. Allah’in nimetini bile bile inkar mi ediyorlar? |
Celal Yıldırım |
Allah rızık hususunda kiminizi kiminizden üstün kılmıştır. Üstün kılınanlar ellerinin altındakilere rızıklarını kendilerine eşit olacak ölçüde çevirip verici değillerdir. Allah’ın nîmetini bile bile inkâr mı ediyorsunuz? |
Cemal Külünkoğlu |
Allah, rızık konusunda kiminizi kiminizden üstün kıldı. Rızık bakımından üstün kılınanlar (kendilerine bol rızık verilenler) ellerinin altında bulunanlara kendi rızıklarından (kendileriyle eşit seviyeye gelecek derecede) vermezler. Hâlbuki bunda hepsi eşittir (ellerinin altında bulunanların rızkı sadece onlara emanet edilmiştir). Yoksa Allah`ın nimetini inkâr mı ediyorlar? |
Diyanet İşleri |
Allah, rızık konusunda kiminizi kiminizden üstün kıldı. Üstün kılınanlar, rızıklarını ellerinin altındakilere vermezler ki rızıkta hep eşit olsunlar. Şimdi Allah’ın nimetini mi inkâr ediyorlar? |
Diyanet Vakfı |
Allah kiminize kiminizden daha bol rızık verdi. Bol rızık verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere verip de bu hususta kendilerini onlara eşit kılmazlar. Durum böyle iken Allah’ın nimetini inkâr mı ediyorlar? |
Edip Yüksel |
ALLAH rızık açısından sizi birbirinize üstün kılmıştır. Nitekim, üstün kılınanlar, emirleri altındakilerle varlıklarını eşit paylaşmazlar. ALLAH’ın nimetini mi reddediyorlar? |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Allah, rızık yönünden bir kısmınızı diğerlerinden üstün kıldı. Kendilerine bol rızık verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere vermiyorlar ki, onda eşit olsunlar. Durum böyle iken Allah’ın nimetini inkâr mı ediyorlar? |
Fizil-al il Kuran |
Allah rızık alanında bir bölümünüzü diğerlerinizden üstün kıldı. Üstün konumdakiler rızıklarını, buyrukları altındaki yoksullarla paylaşmıyorlar ki, herkes eşit geçim düzeyine kavuşsun. Acaba Allah’ın nimetlerini inkar mı ediyorsunuz? |
Gültekin Onan |
Tanrı rızıkta kiminizi kiminize üstün kıldı; üstün kılınanlar, rızıklarını ellerinin altında bulunanlara onda eşit olacak şekilde çevirip verici değildirler. Şimdi Tanrı’nın nimetini inkar mı ediyorlar? |
Harun Yıldırım |
Allah kiminize kiminizden daha bol rızık verdi. Bol rızık verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere verip de bu hususta kendilerini onlara eşit kılmazlar. Durum böyle iken Allah’ın nimetini inkâr mı ediyorlar? |
Hasan Basri Çantay |
Allah rızk hususunda kiminizi kiminizden üstün kıldı. O üstün kılınanlar, onda hepsi eşit olmak üzere, rızklarını ellerinin altındakilere verici değildirler. O halde bunlar Allahın ni’metini bilerek inkâr mı ediyorlar? |
Hayrat Neşriyat |
Hem Allah, rızık husûsunda bazınızı bazınızdan üstün kıldı. Böylece üstün kılınanlar ise, rızıklarını (kendileriyle eşit dereceye gelecek şekilde) ellerinin altındaki kölelerine verici değiller ki, artık onda (o rızıkta) kendileri müsâvî olsunlar. (Onlar kendi köleleriyle eşitliği kabûl etmezken, nasıl oluyor da Allah`a eş tutup ortak koşuyorlar?)Şimdi Allah`ın ni`metini bilerek inkâr mı ediyorlar? |
İbn-i Kesir |
Allah; rızık hususunda kiminizi kiminizden üstün kıldı. Üstün kılınanlar buyrukları altında bulunanların rızıklarını vermezler. Halbuki bunda hepsi eşittir. Yoksa Allah’ın nimetini bile bile inkar mı ediyorlar? |
İlyas Yorulmaz |
Allah, sizin bir kısmınızı, rızık olarak bir kısmınıza üstün tuttu. Kendilerine fazla rızık verilenler, sorumlulukları altındakileri rızıklandırmaktan kaçınıyorlar. Hâlbuki rızıklanma hususunda eşittiler. Onlar Allah’ın nimetlerini inkar mı ediyorlar? |
İskender Ali Mihr |
Üstün kılınan kimseler, ellerinin altında bulunanlara rızıklarını veren (verici) değiller (çünkü rızkı veren sadece Allah’tır). Oysa onlar, rızıkları konusunda eşittirler. Onlar, Allah’ın ni’metini bilerek mi inkâr ediyorlar? |
Kadri Çelik |
Allah rızıkta kiminizi kiminize üstün kılmıştır; üstün kılınanlar, (zatî bir üstünlüğe sahip olmadıkları halde kendilerine verilen) rızıklarını ellerinin altında bulunanlara vermezler (ve onları mülkünde ortak kılmazlar) ki böylece onda (mülkte) eşit olsunlar. (Ama nasıl olur da mülkünde zatî bir üstünlüğe sahip olan Allah’ın bir takım ortakları olduğunu iddia ediyorlar!) Yoksa Allah’ın bu nimetini (üstün kıldığını) inkâr mı ediyorlar (ve zatî bir üstünlüğe sahip olduklarına mı inanıyorlar)? |
Muhammed Esed |
Rızık konusunda, kiminize kiminizden fazla veren Allah’tır hal böyleyken, kendisine fazla verilmiş olanlar, rızıklarını -bu bakımdan aralarında eşitlik olsun diye- sağ ellerinin malik olduğu kimselerle paylaşmakta isteksiz davranıyorlar. Peki, (böyle yapmakla) Allah’ın nimetini (bile bile) inkara mı kalkışıyorlar? |
Mustafa İslamoğlu |
Allah rızkı kiminize diğerinden daha fazla vermiştir. Peki, kendisine fazla verilenler emirleri altında çalışan kesimleri servetlerine ortak etseler de, onlar da bu konuda (kendileriyle) eşit hale gelseler ya! Buna (dahi razı olmayacaklarına) göre, hala (ortak koşmakla), Allah`ın nimetlerini bile bile inkara yeltenmiş olmuyorlar mı? |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Ve Allah Teâlâ bazınızı bazınız üzerine rızk hususunda üstün kılmıştır. Artık üstün kılınanlar, rızklarını onlar onda müsavî olmak için ellerinin altındakilere verici değillerdir. İmdi Allah’ın nîmetlerini inkâr mı ediyorlar? |
Ömer Öngüt |
Allah rızık hususunda kiminizi kiminizden üstün kıldı. Üstün kılınanlar, ellerinin altındakilere kendi rızıklarını vermiyorlar ki, o rızık hususunda eşit olsunlar. Yoksa Allah’ın nimetini inkâr mı ediyorlar? |
Sadık Türkmen |
Allah rızıkta kiminizin kiminize üstün olmasına izin verdi. Üstün olanlar yönettiklerine paylarını vermiyorlar. Oysa onlar rızıkta eşit olmaya çalışsınlar. Yoksa Allah’ın nimetine nankörlük mü ediyorlar? |
Seyyid Kutub |
Allah rızık alanında bir bölümünüzü diğerlerinizden üstün kıldı. Üstün konumdakiler rızıklarını, buyrukları altındaki yoksullarla paylaşmıyorlar ki, herkes eşit geçim düzeyine kavuşsun. Acaba Allah’ın nimetlerini inkar mı ediyorsunuz? |
Suat Yıldırım |
Allah sizi, maişet ve rızık hususunda kiminizi kiminize üstün kıldı. Nasipleri bol olanlar kendi nasiplerini, kendileriyle eşit seviyeye gelecek derecede, yanlarında çalıştırdıkları köle ve hizmetçilere vermezler. O halde nasıl olur da Allah’ın nimetini, Allah’ın kendilerinin üzerindeki hakkını bile bile inkâr ederler? |
Süleyman Ateş |
Allâh, rızıkta kiminizi kiminizden üstün kıldı. (Rızıkça) üstün kılınanlar, ellerinin altında bulunanlara kendi rızıklarını verip de hepsi rızıkta eşit olmuyorlar. Allâh’ın ni’metini mi inkâr ediyorlar? |
Şaban Piriş |
Allah, rızık konusunda kiminizi, kiminizden üstün kılmıştır. Fakat, üstün kılınanlar, gözetimleri altında bulunanlara, kendileriyle eşit olurlar diye rızıklarını vermezler. Bile bile Allah’ın nimetini inkar mı ediyorlar? |
Tefhim-ul Kur'an |
Allah rızıkta kiminizi kiminize üstün kıldı; üstün kılınanlar, rızıklarını ellerinin altında bulunanlara onda eşit olacak şekilde çevirip verici değildirler. Şimdi Allah’ın nimetini inkâr mı ediyorlar? |
Yaşar Nuri Öztürk |
Allah, rızıkta kiminizi kiminize üstün kılmıştır. Fazla verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere aktarıp da hepsi onda eşit hale gelmiyor. Allah’ın nimetini mi inkâr ediyor bunlar? |
Yusuf Ali (İngilizce) |
Allah has bestowed His gifts of sustenance more freely on some of you than on others those more favoured are not going to throw back their gifts to those whom their right hands possess, so as to be equal in that respect. Will they then deny the favours of Allah? |
وَاللَّهُ vallahu |
Allah | |
فَضَّلَ feDDele |
üstün kıldı | ف ض ل |
بَعْضَكُمْ beǎ’Dekum |
kiminizi | ب ع ض |
عَلَىٰ ǎlā |
üzerine | |
بَعْضٍ beǎ’Din |
kiminiz | ب ع ض |
فِي fī |
||
الرِّزْقِ r-rizḳi |
rızıkta | ر ز ق |
فَمَا femā |
değildir | |
الَّذِينَ elleƶīne |
||
فُضِّلُوا fuDDilū |
üstün kılınanlar | ف ض ل |
بِرَادِّي birāddī |
verip de | ر د د |
رِزْقِهِمْ rizḳihim |
kendi rızıklarını | ر ز ق |
عَلَىٰ ǎlā |
||
مَا mā |
||
مَلَكَتْ meleket |
altında bulunanlara | م ل ك |
أَيْمَانُهُمْ eymānuhum |
ellerinin | ي م ن |
فَهُمْ fehum |
onlar | |
فِيهِ fīhi |
onda | |
سَوَاءٌ sevā'un |
eşit olacak şekilde | س و ي |
أَفَبِنِعْمَةِ efebiniǎ’meti |
ni’metini mi? | ن ع م |
اللَّهِ llahi |
Allah’ın | |
يَجْحَدُونَ yecHadūne |
inkar ediyorlar | ج ح د |