ر د د kökü Kur'an'da 59 defa geçmektedir.

AYETLER

TIN
95:5

رَدَدْنَاهُ

radednāhu

onu çevirdik

Sonra aşağıların aşağısına çevirdik.

SAD
38:33

رُدُّوهَا

ruddūhā

getirin onları

"Onları bana geri getirin" (dedi). Sonra (onların) bacaklarını ve boyunlarını okşamaya başladı.

A'RAF
7:53

نُرَدُّ

nuraddu

tekrar geri döndürülür müyüz ki

Onlar, onun tevilinden başkasına bakmazlar mı? Onun tevilinin geleceği gün, daha önce onu unutanlar, diyecekler ki "Gerçekten Rabbimiz’in elçileri bize hakkı getirmişlerdi. Şimdi bize şefaat edecek şefaatçiler var mıdır? Veya geri çevrilsek de işlediklerimizden başkasını yapsak." Gerçek şu ki onlar, kendilerini hüsrana uğratmışlardır, uydurmakta oldukları şeyler de kendilerinden uzaklaşıp kaybolmuşlardır.

MERYEM
19:76

مَرَدًّا

meradden

varılacak yer bakımından

Allah, hidayet bulanlara hidayeti arttırır. Sürekli olan salih davranışlar, Rabbinin Katında sevap bakımından daha hayırlı, varılacak sonuç bakımından da daha hayırlıdır.

NEML
27:40

يَرْتَدَّ

yertedde

sen kırpmadan

Kendi yanında kitaptan ilmi olan biri dedi ki "Ben, (gözünü açıp kapamadan) onu sana getirebilirim." Derken (Süleyman) onu kendi yanında durur vaziyette görünce dedi ki "Bu Rabbimin fazlındandır, O’na şükredecek miyim, yoksa nankörlük edecek miyim diye beni denemekte olduğu için (bu olağanüstü olay gerçekleşti). Kim şükrederse, artık o kendisi için şükretmiştir, kim nankörlük ederse, gerçekten benim Rabbim Gani (hiçbir şeye ve kimseye ihtiyacı olmayan)dır, Kerim olandır.

KASAS
28:7

رَادُّوهُ

rāddūhu

onu tekrar geri vereceğiz

Musa’nın annesine "Onu emzir, şayet onun için korkacak olursan, onu suya bırak, korkma ve üzülme; çünkü onu Biz sana tekrar geri vereceğiz ve onu gönderilen (elçilerden) kılacağız" diye vahyettik (bildirdik).

KASAS
28:13

فَرَدَدْنَاهُ

feradednāhu

böylece onu geri verdik

Böylelikle, gözünün aydın olması, üzülmemesi ve gerçekten Allah’ın va’dinin hak olduğunu bilmesi için, onu annesine geri vermiş olduk. Ancak onların çoğu bilmezler.

KASAS
28:85

لَرَادُّكَ

lerādduke

elbette seni döndürecektir

Şüphesiz, sana Kur’an’ı farz kılan, seni dönülecek yere elbette döndürecektir. De ki "Rabbim, hidayetle geleni de, açıkça bir sapıklık içinde olanı da daha iyi bilmektedir."

İSRA
17:6

رَدَدْنَا

radednā

verdik

Sonra onlara karşı size tekrar ’güç ve kuvvet verdik’, size mallar ve çocuklarla yardım ettik ve topluluk olarak sizi sayıca çok kıldık.

YUNUS
10:30

وَرُدُّوا

ve ruddū

ve döndürülmüşlerdir

İşte orada, her nefis önceden yaptıklarıyla imtihana çekilmiş olacak ve onlar asıl-gerçek mevlaları olan Allah’a döndürülecekler. Yalan yere uydurdukları da, kendilerinden kaybolup uzaklaşacaklar.

YUNUS
10:107

رَادَّ

rādde

geri çevirecek

Allah sana bir zarar dokunduracak olsa, O’ndan başka bunu senden kaldıracak yoktur. Ve eğer sana bir hayır isterse, O’nun bol fazlını geri çevirecek de yoktur. Kullarından dilediğine bundan isabet ettirir. O, bağışlayandır, esirgeyendir.

HUD
11:76

مَرْدُودٍ

merdūdin

geri çevrilmeyecek

"Ey İbrahim, bundan vazgeç. Çünkü gerçek şu ki, Rabbinin emri gelmiştir ve gerçekten onlara geri çevrilmeyecek bir azap gelmiştir."

YUSUF
12:65

رُدَّتْ

ruddet

geri verilmiş

Erzak yüklerini açıp da sermayelerinin kendilerine geri verilmiş olduğunu gördüklerinde, dediler ki "Ey Babamız, daha neyi arıyoruz, işte sermayemiz bize geri verilmiş; (bununla yine) ailemize erzak getiririz, kardeşimizi koruruz ve bir deve yükünü de ilave ederiz. Bu (aldığımız) az bir ölçektir."

YUSUF
12:65

رُدَّتْ

ruddet

geri verilmiş

Erzak yüklerini açıp da sermayelerinin kendilerine geri verilmiş olduğunu gördüklerinde, dediler ki "Ey Babamız, daha neyi arıyoruz, işte sermayemiz bize geri verilmiş; (bununla yine) ailemize erzak getiririz, kardeşimizi koruruz ve bir deve yükünü de ilave ederiz. Bu (aldığımız) az bir ölçektir."

YUSUF
12:96

فَارْتَدَّ

fertedde

derhal

Müjdeci gelip de onu (gömleği) onun yüzüne sürdüğü zaman, gözü görür olarak (sağlığına) dönüverdi. (Yakub) Dedi ki "Ben, size bilmediğinizi Allah’tan gerçekten biliyorum demedim mi?"

YUSUF
12:110

يُرَدُّ

yuraddu

geri çevrilmez

Öyle ki elçiler, umutlarını kesip de, artık onların gerçekten yalanladıklarını sandıkları bir sırada onlara yardımımız gelmiştir; Biz kimi dilersek o kurtulmuştur. Suçlu-günahkarlar topluluğundan zorlu azabımız kesin olarak geri çevrilmeyecektir.

EN'ÂM
6:27

نُرَدُّ

nuraddu

geri döndürülseydik

Ateşin üstünde durdurulduklarında onları bir görsen; derler ki "Keşke (dünyaya bir daha) geri çevrilseydik de Rabbimiz’in ayetlerini yalanlamasaydık ve mü’minlerden olsaydık."

EN'ÂM
6:28

رُدُّوا

ruddū

geri gönderilselerdi

Hayır, önceden saklı tuttukları kendilerine açıklandı. Şayet (dünyaya) geri çevrilseler bile, kendisinden sakındırıldıkları şeylere şüphesiz yine döneceklerdir. Çünkü onlar, gerçekten kafirlerdir.

EN'ÂM
6:62

رُدُّوا

ruddū

döndürülürler

Sonra gerçek mevlaları olan Allah’a döndürülürler. Haberiniz olsun; hüküm yalnızca O’nundur. Ve O, hesap görenlerin en süratli olanıdır.

EN'ÂM
6:71

وَنُرَدُّ

ve nuraddu

ve döndürülüp

De ki "Bize yararı ve zararı olmayan Allah’tan başka şeylere mi tapalım? Allah bizi hidayete erdirdikten sonra, şeytanların ayartarak yerde şaşkınca bıraktıkları, arkadaşlarının da "Doğru yola, bize gel" diye kendisini çağırdığı kimse gibi topuklarımız üzerinde gerisin geri mi döndürülelim?" De ki "Hiç şüphesiz Allah’ın yolu, asıl yoldur. Ve biz alemlerin Rabbine (kendimizi) teslim etmekle emrolunduk."

EN'ÂM
6:147

يُرَدُّ

yuraddu

geri çevrilmez

Şayet seni yalanlayacak olurlarsa, de ki "Rabbiniz geniş rahmet sahibidir. O’nun şiddetli çarpması, suçlu-günahkarlar topluluğundan geri çevrilemez."

MÜ'MIN
40:43

مَرَدَّنَا

meraddenā

bizim dönüşümüz

"İmkanı yok; gerçekten sizin beni kendisine çağırmakta olduğunuz şeyin, dünyada da, ahirette de çağrıda bulunma (yetkisi, gücü, değeri ve bağışlama)sı yoktur. Şüphesiz, bizim dönüşümüz Allah’adır. Ölçüyü taşıranlar, onlar ateşin halkıdırlar."

FUSSILET
41:47

يُرَدُّ

yuraddu

döndürülür

Kıyamet-saatinin ilmi O’na döndürülür. O’nun ilmi olmaksızın, hiçbir meyve tomurcuğundan çıkmaz, hiçbir dişi gebe kalmaz ve doğurmaz da. Onlara "Benim ortaklarım nerede" diye sesleneceği gün, dediler ki "Sana arzettik ki, bizden hiçbir şahid yok."

ŞURA
42:44

مَرَدٍّ

meraddin

geri dönecek

Allah, kimi saptırırsa, artık bundan sonra onun hiçbir velisi yoktur. Azabı gördükleri zaman, o zalimleri bir görsen; "Geri dönmeye bir yol var mı?" derler.

ŞURA
42:47

مَرَدَّ

meradde

geri çevrilmesi

Allah’tan, geri çevrilmesi olmayan bir gün gelmeden evvel, Rabbinize icabet edin. O gün, sizin için ne sığınılacak bir yer var, ne sizin için inkar (etmeye bir imkan).

KEHF
18:36

رُدِدْتُ

rudidtu

döndürülsem bile

"Kıyamet-saatinin kopacağını da sanmıyorum. Buna rağmen Rabbime döndürülecek olursam, şüphesiz bundan daha hayırlı bir sonuç bulacağım."

KEHF
18:64

فَارْتَدَّا

ferteddā

geriye döndüler

(Musa) Dedi ki "Bizim de aradığımız buydu." Böylelikle ikisi izleri üzerinde geriye doğru gittiler.

KEHF
18:87

يُرَدُّ

yuraddu

döndürülecektir

Dedi ki "Kim zulmederse biz onu azaplandıracağız, sonra Rabbine döndürülür, O da onu görülmemiş bir azapla azaplandırır."

NAHL
16:70

يُرَدُّ

yuraddu

itilir

Allah sizi yarattı, sonra sizi öldürüyor, sizden kimi de, bildikten sonra bir şey bilmesin diye, ömrün en aşağı ucuna (yaşlılığa) geri çevrilir. Şüphesiz, Allah bilendir, herşeye güç yetirendir.

NAHL
16:71

بِرَادِّي

birāddī

verip de

Allah rızıkta kiminizi kiminize üstün kıldı; üstün kılınanlar, rızıklarını ellerinin altında bulunanlara onda eşit olacak şekilde çevirip-verici değildirler. Şimdi Allah’ın nimetini inkar mı ediyorlar?

İBRAHIM
14:9

فَرَدُّوا

feraddū

fakat koydular

Sizden öncekilerin, Nuh kavminin, Ad ve Semud ile onlardan sonra gelenlerin haberi size gelmedi mi? Ki onları, Allah’tan başkası bilmez. Elçileri onlara apaçık delillerle gelmişlerdi de, ellerini ağızlarına götürüp (öfkelerinden ısırdılar) ve dediler ki "Tartışmasız, biz sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyleri inkar ettik ve bizi kendisine çağırdığınız şeyden de gerçekten kuşku verici bir tereddüt içindeyiz."

İBRAHIM
14:43

يَرْتَدُّ

yerteddu

dönmez

Başlarını dikerek koşarlar, gözleri kendilerine dönüp-çevrilmez. Kalpleri (sanki) bomboştur.

ENBIYA
21:40

رَدَّهَا

raddehā

onu reddetmeye

Hayır, onlara apansız gelecek de, böylece onları şaşkına çevirecek; artık ne onu geri çevirmeye güçleri yetecek ve ne onlara süre tanınacak.

NAZI'AT
79:10

لَمَرْدُودُونَ

lemerdūdūne

döndürülecek (miyiz?)

Derler ki "Biz çukurda iken, gerçekten biz mi yeniden (diriltilip) döndürüleceğiz?"

RUM
30:43

مَرَدَّ

meradde

geri çevirilmeyen

Öyleyse sen, Allah’tan (bir takdir olarak) geri çevrilmesi mümkün olmayan gün gelmeden önce, yüzünü dimdik ayakta duran dine çevir. O gün parça parça bölünecekler.

RA'D
13:11

مَرَدَّ

meradde

geri çevirecek

O’nun (insanın) önünden ve arkasından izleyenleri vardır, onu Allah’ın emriyle gözetip-korumaktadırlar. Gerçekten Allah, kendi nefis (öz)lerinde olanı değiştirip bozuncaya kadar, bir toplulukta olanı değiştirip-bozmaz. Allah bir topluluğa kötülük istedi mi, artık onu geri çevirmeye hiçbir (biçimde imkan) yoktur; onlar için O’ndan başka bir veli yoktur.

HAC
22:5

يُرَدُّ

yuraddu

itilir

Ey insanlar, eğer dirilişten yana bir kuşku içindeyseniz, gerçek şu ki, Biz sizi topraktan yarattık, sonra bir damla sudan, sonra bir alak’tan (embriyo), sonra yaratılış biçimi belli belirsiz bir çiğnem et parçasından; size (kudretimizi) açıkça göstermek için. Dilediğimizi, adı konulmuş bir süreye kadar rahimlerde tutuyoruz. Sonra sizi bebek olarak çıkarıyoruz, sonra da erginlik çağına erişmeniz için (sizi büyütüyoruz). Sizden kiminizin hayatına son verilmekte, kiminiz de, bildikten sonra hiçbir şey bilmeme durumuna gelmesi için ömrün en aşağı ucuna (yaşlılığa) geri çevrilmektedir. Yeryüzünü kupkuru ölü gibi görürsün, fakat Biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman titreşir, kabarır ve her güzel çiftten (ürünler) bitirir.

BAKARA
2:85

يُرَدُّونَ

yuraddūne

onlar itilirler

Sonra (yine) siz, birbirinizi öldürüyor, bir bölümünüzü yurtlarından sürüp-çıkarıyor ve günah ve düşmanlıkla aleyhlerinde ittifaklar kuruyor ve size esir olarak geldiklerinde onlarla fidyeleşiyordunuz. Oysa onları çıkarmanız, size haram kılınmıştı. Yoksa siz, kitabın bir bölümüne inanıp da bir bölümünü inkar mı ediyorsunuz? Artık sizden böyle yapanların dünya hayatındaki cezası aşağılık olmaktan başka değildir; kıyamet gününde de azabın en şiddetli olanına uğratılacaklardır. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.

BAKARA
2:109

يَرُدُّونَكُمْ

yeruddūnekum

sizi döndürmek

Kitap Ehlinden çoğu, kendilerine gerçek (hak) apaçık belli olduktan sonra, nefislerini (kuşatan) kıskançlıktan dolayı, imanınızdan sonra sizi inkara döndürmek arzusunu duydular. Fakat, Allah’ın emri gelinceye kadar onları bırakın ve (onlara ne sözle, ne de eylemle) ilişmeyin. Hiç şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

BAKARA
2:217

يَرُدُّوكُمْ

yeruddūkum

sizi döndürünceye

Sana haram olan ayı, onda savaşmayı sorarlar. De ki "Onda savaşmak büyük (bir günahtır). Ancak Allah Katında, Allah’ın yolundan alıkoymak, onu inkar etmek, Mescid-i Haram’a engel olmak ve halkını oradan çıkarmak daha büyük (bir günahtır). Fitne, katilden beterdir. Eğer güç yetirirlerse, sizi dininizden geri çevirinceye kadar sizinle savaşmayı sürdürürler; sizden kim dininden geri döner ve kafir olarak ölürse, artık onların bütün işledikleri (amelleri) dünyada da, ahirette de boşa çıkmıştır ve onlar ateşin halkıdır, onda süresiz kalacaklardır.

BAKARA
2:217

يَرْتَدِدْ

yertedid

döner

Sana haram olan ayı, onda savaşmayı sorarlar. De ki "Onda savaşmak büyük (bir günahtır). Ancak Allah Katında, Allah’ın yolundan alıkoymak, onu inkar etmek, Mescid-i Haram’a engel olmak ve halkını oradan çıkarmak daha büyük (bir günahtır). Fitne, katilden beterdir. Eğer güç yetirirlerse, sizi dininizden geri çevirinceye kadar sizinle savaşmayı sürdürürler; sizden kim dininden geri döner ve kafir olarak ölürse, artık onların bütün işledikleri (amelleri) dünyada da, ahirette de boşa çıkmıştır ve onlar ateşin halkıdır, onda süresiz kalacaklardır.

BAKARA
2:228

بِرَدِّهِنَّ

biraddihinne

onları geri almağa

Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç ’ay hali ve temizlenme süresi’ beklerler. Eğer Allah’a ve ahiret gününe inanıyorlarsa Allah’ın rahimlerinde yarattığını saklamaları onlara helal olmaz. Kocaları, bu süre içinde barışmak isterlerse, onları geri almada (başkalarından) daha çok hak sahibidirler. Onların lehine de, aleyhlerindeki maruf hakka denk bir hak vardır. Yalnız erkekler için onlar üzerinde bir derece var. Allah Azizdir. Hakimdir.

ÂL-I İMRAN
3:100

يَرُدُّوكُمْ

yeruddūkum

sizi döndürürler

Ey iman edenler, eğer kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba boyun eğecek olursanız, sizi imanınızdan sonra tekrar küfre döndürürler.

ÂL-I İMRAN
3:149

يَرُدُّوكُمْ

yeruddūkum

sizi çevirirler

Ey iman edenler, eğer inkar edenlere itaat ederseniz, sizi topuklarınız üzerinde gerisin-geri çevirirler, böylece büyük hüsrana uğrayanlara dönersiniz.

CUM'A
62:8

تُرَدُّونَ

turaddūne

döndürüleceksiniz

De ki "Elbette sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, şüphesiz sizinle karşılaşıp-buluşacaktır. Sonra gaybı da, müşahede edilebileni de bilen (Allah)a döndürüleceksiniz; O da size yaptıklarınızı haber verecektir."

AHZAB
33:25

وَرَدَّ

ve radde

geri çevirdi

Allah, inkar edenleri kin ve öfkeleriyle geri çevirdi, onlar hiçbir hayra varamadılar. Savaşta Allah (yardımcı ve zafer nasib edici olarak) mü’minlere yetti. Allah çok güçlüdür, üstün ve galib olandır.

NISA
4:47

فَنَرُدَّهَا

fe neruddehā

döndürmemizden

Ey kendilerine kitap verilenler birtakım yüzleri silip de arkalarına çevirmeden ya da cumartesi adamlarını (o gün yasağı çiğneyenleri) lanetlediğimiz gibi onları da lanetlemeden evvel, yanınızdakini (Tevrat ve İncil’i) doğrulayıcı olarak indirdiğimize (Kur’an’a) iman edin. Allah’ın emri yapılagelmiştir.

NISA
4:59

فَرُدُّوهُ

feruddūhu

onu götürün

Ey iman edenler, Allah’a itaat edin; elçiye itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine de. Eğer bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz, artık onu Allah’a ve elçisine döndürün. Şayet Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsanız. Bu, hayırlı ve sonuç bakımından daha güzeldir.

NISA
4:83

رَدُّوهُ

raddūhu

onu götürselerdi

Kendilerine güven veya korku haberi geldiğinde, onu yaygınlaştırıverirler. Oysa bunu peygambere ve kendilerinden olan emir sahiplerine götürmüş olsalardı, onlardan ’sonuç-çıkarabilenler,’ onu bilirlerdi. Allah’ın üzerinizdeki fazlı ve rahmeti olmasaydı, azınız hariç herhalde şeytana uymuştunuz.

NISA
4:86

رُدُّوهَا

ruddūhā

aynen iade edin

Bir selamla selamlandığınızda, siz ondan daha güzeliyle selam verin ya da aynıyla karşılık verin. Şüphesiz, Allah herşeyin hesabını tam olarak yapandır.

NISA
4:91

رُدُّوا

ruddū

götürülseler

Diğerlerini de sizden ve kendi kavimlerinden güvende olmayı istiyor bulacaksınız. (Ama) Fitneye her geri çağrılışlarında içine başaşağı (balıklama) dalarlar. Şayet sizden uzak durmaz, barış (şartların)ı size bırakmaz ve ellerini çekmezlerse, artık onları her nerede bulursanız tutun ve onları öldürün. İşte size, onların aleyhinde apaçık olan ’destekleyici bir delil’ kıldık.

MUHAMMED
47:25

ارْتَدُّوا

rteddū

dönen(lere)

Şüphesiz, kendilerine hidayet açıkça belli olduktan sonra, gerisin geri (küfre) dönenleri, şeytan kışkırtmış ve uzun emellere kaptırmıştır.

MAIDE
5:21

تَرْتَدُّوا

terteddū

dönmeyin

"Ey kavmim, Allah’ın sizin için yazdığı (girmenizi emrettiği) kutsal yere girin ve gerisin geri arkanıza dönmeyin; yoksa kayba uğrayanlar olarak çevrilirsiniz."

MAIDE
5:54

يَرْتَدَّ

yertedde

dönerse

Ey iman edenler, içinizden kim dininden geri döner (irtidat eder)se, Allah (yerine) Kendisi’nin onları sevdiği, onların da Kendisi’ni sevdiği mü’minlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı ise ’güçlü ve onurlu,’ Allah yolunda çaba harcayan ve kınayıcının kınamasından korkmayan bir topluluk getirir. Bu, Allah’ın bir fazlıdır, onu dilediğine verir. Allah (rahmetiyle) geniş olandır, bilendir.

MAIDE
5:108

تُرَدَّ

turadde

reddedilmesinden

Bu, gerektiği gibi şahidliği yapmalarına veya yeminlerinden sonra yeminlerin reddedilmesinden korkmalarına daha yakındır. Allah’tan korkup-sakının ve dinleyin. Allah, fasıklar topluluğunu hidayete erdirmez.

TEVBE
9:45

يَتَرَدَّدُونَ

yeteraddedūne

bocalayıp duranlar

Senden, yalnızca Allah’a ve ahiret gününe inanmayan, kalpleri kuşkuya kapılıp, kuşkularında kararsızlığa düşenler izin ister.

TEVBE
9:94

تُرَدُّونَ

turaddūne

döndürüleceksiniz

Onlara geri döndüğünüzde size özür belirttiler. De ki "Özür belirtmeyiniz, size kesin olarak inanmıyoruz. Allah bize, durumunuzu haber vermiştir. Yaptıklarınızı Allah görecektir, O’nun elçisi de. Sonra gaybı da, müşahede edilebileni de bilene döndürüleceksiniz ve O, yaptıklarınızı size haber verecektir."

TEVBE
9:101

يُرَدُّونَ

yuraddūne

onlar itileceklerdir

Çevrenizdeki bedevilerden münafık olanlar vardır ve Medine halkından da nifakı alışkanlığa çevirmiş olanlar vardır. Sen onları bilmezsin, Biz onları biliriz. Biz onları iki kere azaplandıracağız, sonra onlar büyük bir azaba döndürülecekler.

TEVBE
9:105

وَسَتُرَدُّونَ

ve seturaddūne

sonra döndürüleceksiniz

De ki "Yapıp-edin. Allah sizin yapıp-ettiklerinizi (amellerinizi) görecektir. O’nun elçisi ve mü’minler de. Yakında gaybı ve müşahede edilebileni Bilen’e döndürüleceksiniz ve O, size yaptıklarınızı haber verecektir."