انْظُرْ كَيْفَ ضَرَبُوا لَكَ الْأَمْثَالَ فَضَلُّوا فَلَا يَسْتَطِيعُونَ سَبِيلًا
Ünzur keyfe darabu lekel emsale fe dallu fe la yestetıy’une sebıla
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Bak da gör, senin için ne çeşit örnekler getirdi onlar da saptılar doğru yoldan ve artık gerçeğe varmak için hiçbir yol bulamaz onlar. |
Abdullah Parlıyan |
Ey Rasûl! Seni benzettikleri şeye bak! Zaten onlar, bir kere yoldan çıkmış bulunuyorlar ve bir daha da doğru yolu bulamayacaklar. |
Adem Uğur |
(Resûlüm!) Senin hakkında bak ne biçim temsiller getirdiler! Artık onlar sapmışlardır ve (hidayete) hiçbir yol da bulamazlar. |
Ahmed Hulusi |
Bak senin için yaptıkları benzetmeler (yanlış değerlendirmeler) yüzünden nasıl saptılar! Artık çıkış yolu bulamazlar! |
Ahmet Varol |
Bak senin için nasıl örnekler verdiler de böylece saptılar. Onlar artık hiçbir yol bulamazlar. |
Ali Bulaç |
Bir bak; senin için nasıl örnekler verdiler de böylece saptılar. Artık onlar hiçbir yol bulamazlar. |
Ali Fikri Yavuz |
(Ey Rasûlüm) bak, senin hakkında ne temsiller yaptılar da haktan saptılar; artık hiç bir yol bulamazlar. |
Bayraktar Bayraklı |
“Ey Peygamber! Bak, nasıl böyle örnekler verip sapıttılar. Artık onlar hiçbir çıkış yolu bulamazlar.” |
Bekir Sadak |
Sana nasil misaller getirdiklerine bir bak! Onlar sapmislardir, yol bulamazlar. |
Celal Yıldırım |
Bir bak, sana nasıl misâller getirdiler de bu yüzden sapıttılar; yol bulmaya da güçleri yetmez. |
Cemal Külünkoğlu |
(Ey Resulüm!) Senin hakkında nasıl misaller getirdiler de doğru yoldan saptılar. Artık onlar, (inatları yüzünden doğru) yolu bulamazlar! |
Diyanet İşleri |
(Ey Muhammed!) Senin hakkında bak nasıl da temsiller getirdiler de (haktan) saptılar. Artık onlar doğru yolu bulamazlar. |
Diyanet Vakfı |
(Resûlüm!) Senin hakkında bak ne biçim temsiller getirdiler! Artık onlar sapmışlardır ve (hidayete) hiçbir yol da bulamazlar. |
Edip Yüksel |
Bak, senin için ne örnekler verdiler de saptılar, yolu asla bulamayacaklardır. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Ey Muhammed! sana nasıl misaller getirdiklerine bir bak! Onlar sapmışlardır, yol bulamazlar. |
Fizil-al il Kuran |
Senin hakkında ne yakışıksız benzetmeler düzdüklerini görüyor musun? Onlar sapmışlardır ve doğru yolu bir türlü bulamıyorlar. |
Gültekin Onan |
Bir bak; senin için nasıl örnekler verdiler de böylece saptılar. Artık onlar hiç bir yol bulamazlar. |
Harun Yıldırım |
(Resûlüm!) Senin hakkında bak ne biçim temsiller getirdiler! Artık onlar sapmışlardır ve (hidayete) hiçbir yol da bulamazlar. |
Hasan Basri Çantay |
Bak, senin için ne misâller (kıyaslar) getirip sapdılar. Artık onlar (hidâyete) hiçbir yol bulamazlar. |
Hayrat Neşriyat |
Bak, senin hakkında nasıl misâller getirdiler de dalâlete düştüler; artık (onlar, hidâyete) hiçbir yol bulamazlar. |
İbn-i Kesir |
Bir bak; sana nasıl misaller getirip saptılar. Bir daha yol bulamazlar. |
İlyas Yorulmaz |
Bak şimdi, seni nelere benzetiyorlar, onlar doğru olandan tamamen uzaklaşmışlar ve asla doğru olana ulaşmaya güçleri yetmez. |
İskender Ali Mihr |
Bak! Sana nasıl örnekler verdiler (sana ne kötü şeyler yakıştırdılar). Böylece dalâlette kaldılar. Artık sebîle (Allah’ın yoluna ulaşmaya) güçleri yetmez. |
Kadri Çelik |
Bir bakıver; senin için nasıl örnekler verdiler de böylece saptılar. Artık onlar hiç bir yol da bulamazlar. |
Muhammed Esed |
(Ey Rasul,) seni benzettikleri şeye bak! Zaten onlar bir kere yoldan çıkmış bulunuyorlar, bir daha da (doğru) yolu bulamayacaklar! |
Mustafa İslamoğlu |
Şunların, seni neye benzettiklerine bir bak hele! Ve sonuçta öyle bir sapıtıyorlar ki, bir daha doğru yolu bulacak (muhakeme) gücünü asla kendilerinde bulamıyorlar. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Bak senin için nasıl misaller irâd ettiler, dalâlete düştüler, hiçbir yol bulmaya da muktedir olamazlar. |
Ömer Öngüt |
Bir bak, senin hakkında ne biçim temsiller getirdiler ve saptılar. Artık bir daha da yol bulamazlar. |
Sadık Türkmen |
Bir bak, senin hakkında ne biçim temsiller getirdiler ve saptılar. Artık bir daha da yol bulamazlar. |
Seyyid Kutub |
Senin hakkında ne yakışıksız benzetmeler düzdüklerini görüyor musun? Onlar sapmışlardır ve doğru yolu bir türlü bulamıyorlar. |
Suat Yıldırım |
İşte bak senin hakkında nasıl tutarsız misaller getiriyorlar. Doğrusu onlar saptılar, artık asla yol bulamazlar!. |
Süleyman Ateş |
Bak, senin için nasıl benzetmeler yaptılar da saptılar. Artık bir daha yolu bulamazlar. |
Şaban Piriş |
Bak, sana nasıl örnekler veriyorlar, sapıttılar da yolu bulamıyorlar. |
Tefhim-ul Kur'an |
Bir bakıver; senin için nasıl örnekler verdiler de böyle saptılar. Artık onlar hiç bir yol da bulamazlar. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Bak da gör! Nasıl da örnekler sunuyorlar sana. Sapıttılar, artık bir daha yol bulamazlar. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
See what kinds of comparisons they make for thee! But they have gone astray, and never a way will they be able to find! |