ك ي ف kökü Kur'an'da 83 defa geçmektedir.

AYETLER

KALEM
68:36

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Size ne oluyor? Nasıl hüküm veriyorsunuz?

MÜZZEMMIL
73:17

فَكَيْفَ

fekeyfe

peki nasıl?

Eğer inkar edecek olursanız, çocukların saçlarını ağartan bir günde kendinizi nasıl koruyacaksınız?

MÜDDESIR
74:19

كَيْفَ

keyfe

nasıl da

Kahrolası, nasıl bir ölçü koydu?

MÜDDESIR
74:20

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Yine kahrolası, nasıl bir ölçü koydu?

FECR
89:6

كَيْفَ

keyfe

ne

Rabbinin Ad (kavmin)e ne yaptığını görmedin mi?

FIL
105:1

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Rabbinin fil sahiplerine neler yaptığını görmedin mi?

KAF
50:6

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Üzerlerindeki göğe bakmıyorlar mı? Biz, onu nasıl bina ettik ve onu nasıl süsledik? Onun hiçbir çatlağı yok.

KAMER
54:16

فَكَيْفَ

fekeyfe

nasıl

Şu halde Benim azabım ve uyarıp-korkutmam nasılmış?

KAMER
54:18

فَكَيْفَ

fekeyfe

ama nasıl?

Ad (kavmi) de yalanladı. Şu halde Benim azabım ve uyarmam nasılmış?

KAMER
54:21

فَكَيْفَ

fekeyfe

nasıl?

Şu halde Benim azabım ve uyarmam nasılmış?

KAMER
54:30

فَكَيْفَ

fekeyfe

ama nasıl?

Şu halde Benim azabım ve uyarmam nasılmış?

A'RAF
7:84

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Ve onların üzerine bir (azap) sağanağı yağdırdık. Suçlu-günahkarların uğradıkları sona bir bak işte.

A'RAF
7:86

كَيْفَ

keyfe

nasıl

"O’na iman edenleri tehdit ederek, Allah’ın yolundan alıkoymak için ve onda çarpıklık arayarak (böyle) her yolun (başını) kesip-oturmayın. Hatırlayın ki siz azınlıkta (ve güçsüz) iken O, sizi çoğalttı. Bozgunculuk çıkaranların nasıl bir sona uğradıklarına bir bakın."

A'RAF
7:93

فَكَيْفَ

fekeyfe

artık nasıl

O da onlardan yüz çevirdi ve (şöyle) dedi "Ey kavmim andolsun, size Rabbimin risaletini tebliğ ettim ve size öğüt verdim. Şimdi ben, inkara sapan bir topluluğa nasıl üzülebilirim?"

A'RAF
7:103

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Sonra bunların (peygamberlerin) ardından Musa’yı ayetlerimizle Firavun’a ve önde gelen çevresine gönderdik; onlar ona (ayetlerimize) haksızlık ettiler. İşte bozgunculuk çıkaranların nasıl bir sona uğradıklarına bir bak.

A'RAF
7:129

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Dediler ki "Sen bize gelmeden önce de, geldikten sonra da eziyete uğratıldık." (Musa) "Umulur ki, Rabbiniz düşmanınızı helak edecek ve sizleri yeryüzünde halifeler (egemenler) kılacak, böylece nasıl davranacağınızı gözleyecek" dedi.

FURKAN
25:9

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Bir bak; senin için nasıl örnekler verdiler de böylece saptılar. Artık onlar hiçbir yol bulamazlar.

FURKAN
25:45

كَيْفَ

keyfe

nasıl?

Rabbini görmedin mi, gölgeyi nasıl uzatıvermiştir? Eğer dilemiş olsaydı onu durgun kılardı. Sonra Biz Güneş’i ona bir delil kılmışızdır.

FATIR
35:26

فَكَيْفَ

fe keyfe

nasıl?

Sonra Ben de o inkar edenleri yakalayıverdim. Beni inkarları nasıl oldu (onlar gördüler)?

FATIR
35:44

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı ki, kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görsünler; üstelik onlar kuvvet bakımından kendilerinden daha güçlüydüler. Göklerde ve yerde Allah’ı aciz bırakacak hiçbir şey yoktur. Şüphesiz O, bilendir, güç yetirendir.

MERYEM
19:29

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Bunun üzerine ona (çocuğa) işaret etti. Dediler ki "Henüz beşikte olan bir çocukla biz nasıl konuşabiliriz?"

NEML
27:14

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Vicdanları kabul ettiği halde, zulüm ve büyüklenme dolayısıyla bunları inkar ettiler. Artık sen, bozguncuların nasıl bir sona uğratıldıklarına bir bak.

NEML
27:51

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Artık sen, onların kurdukları hileli-düzenin uğradığı sona bir bak; Biz, onları ve kavimlerini topluca yerle bir ettik.

NEML
27:69

كَيْفَ

keyfe

nasıl

De ki "Yeryüzünde gezip dolaşın da, suçlu-günahkarların nasıl bir sona uğradıklarını görün"

KASAS
28:40

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Bunun üzerine, onu ve askerlerini tutup suya attık. Böylelikle zulmedenlerin nasıl bir sona uğradıklarına bir bak.

İSRA
17:21

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Onlardan kimini kimine nasıl üstün tuttuğumuzu gör. Muhakkak ahiret dereceler bakımından daha büyüktür, üstünlük bakımından da daha büyüktür.

İSRA
17:48

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Sana nasıl örnekler vererek saptıklarına bir bak, artık onların bir yola güçleri yetmemektedir.

YUNUS
10:14

كَيْفَ

keyfe

neler

Sonra, nasıl yapıp-davranacaksınız diye gözlemek için, onların ardından sizi yeryüzünde halifeler kıldık.

YUNUS
10:35

كَيْفَ

keyfe

nasıl

De ki "Sizin şirk koştuklarınızdan hakka ulaştırabilecek var mı?" De ki "Hakka ulaştıracak Allah’tır. Öyleyse, hakka ulaştıran mı uyulmaya daha hak sahibidir, yoksa doğru yola ulaştırılmadıkça kendisi hidayete ulaşmayan mı? Ne oluyor size? Nasıl hükmediyorsunuz?"

YUNUS
10:39

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Hayır, onlar ilmini kuşatamadıkları ve kendilerine henüz yorumu gelmemiş bir şeyi yalanladılar. Onlardan öncekiler de böyle yalanlamışlardı. Zulmedenlerin nasıl bir sonuca uğradıklarına bir bak.

YUNUS
10:73

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Fakat onu yalanladılar; Biz de onu ve gemide onunla birlikte olanları kurtardık ve onları halifeler kıldık. Ayetlerimizi yalanlayanları da suda boğduk. Uyarılanların nasıl bir sonuca uğratıldıklarına bir bak.

YUSUF
12:109

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Biz senden önce, şehirler halkına kendilerine vahyettiğimiz kimseler dışında (başkalarını elçi olarak) göndermedik. Hiç yeryüzünde dolaşmıyorlar mı, ki kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görmüş olsunlar? Korkup-sakınanlar için ahiret yurdu elbette daha hayırlıdır. Siz yine de akıl erdirmeyecek misiniz?

EN'ÂM
6:11

كَيْفَ

keyfe

nasıl

De ki "Yeryüzünde gezip dolaşın, sonra yalanlayanların sonu nasıl oldu, bir görün."

EN'ÂM
6:24

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Bak, kendilerine karşı nasıl yalan söylediler ve düzmekte oldukları da kendilerinden kaybolup-uzaklaştı.

EN'ÂM
6:46

كَيْفَ

keyfe

nasıl

De ki "Düşündünüz mü hiç; eğer Allah sizin işitmenizi ve görmenizi alıverir ve kalplerinizi mühürlerse, onları size Allah’tan başka getirebilecek ilah kimdir?" Bak, Biz nasıl ayetleri ’çeşitli biçimlerde açıklıyoruz da’ sonra onlar (yine) sırt çevirip-engelliyorlar?

EN'ÂM
6:65

كَيْفَ

keyfe

nasıl

De ki "O, size üstünüzden ya da ayaklarınızın altından azap göndermeye veya sizi parça parça birbirinize kırdırıp kiminizin şiddetini kiminize taddırmaya güç yetirendir." Bak, iyice kavrayıp-anlamaları için ayetleri nasıl çeşitli biçimlerde açıklıyoruz?

EN'ÂM
6:81

وَكَيْفَ

ve keyfe

ve nasıl

"Hem siz, O’nun haklarında hiçbir delil indirmediği şeyleri Allah’a ortak koşmaktan korkmazken, ben nasıl sizin şirk koştuklarınızdan korkarım? Şu halde ’güvenlik içinde olmak bakımından’ iki taraftan hangisi daha hak sahibidir? Eğer bilebilirseniz."

SAFFAT
37:73

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Uyarılanların nasıl bir sona uğradıklarına bir bak.

SAFFAT
37:154

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Size ne oluyor, nasıl hüküm veriyorsunuz?

SEBE
34:45

فَكَيْفَ

fekeyfe

ama nasıl

Kendilerinden öncekiler de yalanladı. Oysa bunlar, öbürlerine verdiklerimizin onda birine bile ulaşamamışlardı. Buna rağmen (şımararak) elçilerimi yalanladılar; ancak Benim de (onları) inkarım (yıkıma uğratmam) nasıl oldu?

MÜ'MIN
40:5

فَكَيْفَ

fekeyfe

nasıl

Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanladı ve kendilerinden sonra (sayısı çok) fırkalar da. Her ümmet, kendi elçilerini (susturmak için) yakalamaya yeltendi. Hakkı, onunla yürürlükten kaldırmak için, ’batıla-dayanarak’ mücadeleye giriştiler. Ben de onları yakalayıverdim. Artık Benim cezalandırmam nasılmış?

MÜ'MIN
40:21

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Onlar, yeryüzünde gezip-dolaşmıyorlar mı ki, böylece kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını bir görsünler. Onlar, kuvvet ve yeryüzündeki eserleri bakımından kendilerinden daha üstün idiler. Fakat Allah, onları günahları dolayısıyla (azapla) yakalayıverdi. Onları Allah’tan koruyacak kimse olmadı.

MÜ'MIN
40:82

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı ki, kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını bir görsünler. Onlar, kendilerinden (sayıca) daha çoktu ve yeryüzünde kuvvet ve eserler bakımından daha üstündüler. Fakat kazandıkları şeyler, (azaba karşı) onlara hiçbir şey sağlayamadı.

ZUHRUF
43:25

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Böylece onlardan intikam aldık. Öyleyse, bir bak; yalan sayanların sonu nasıl oldu?

GAŞIYE
88:17

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Bakmıyorlar mı o deveye; nasıl yaratıldı?

GAŞIYE
88:18

كَيْفَ

keyfe

nasıl?

Göğe, nasıl yükseltildi?

GAŞIYE
88:19

كَيْفَ

keyfe

nasıl?

Dağlara; nasıl oturtulup-kuruldu?

GAŞIYE
88:20

كَيْفَ

keyfe

nasıl?

Yere; nasıl yayılıp-döşendi?

KEHF
18:68

وَكَيْفَ

ve keyfe

ve nasıl?

(Böyleyken) "Özünü kavramaya kuşatıcı olamadığın şeye nasıl sabredebilirsin?"

NAHL
16:36

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Andolsun, Biz her ümmete "Allah’a kulluk edin ve tağuttan kaçının" (diye tebliğ etmesi için) bir elçi gönderdik. Böylelikle, onlardan kimine Allah hidayet verdi, onlardan kiminin üzerine sapıklık hak oldu. Artık, yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların uğradıkları sonucu görün.

NUH
71:15

كَيْفَ

keyfe

nasıl

"Görmüyor musunuz; Allah, yedi göğü birbirleriyle bir uyum (mutabakat) içinde yaratmıştır?"

İBRAHIM
14:24

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Görmedin mi ki, Allah nasıl bir örnek vermiştir Güzel bir söz, güzel bir ağaç gibidir ki, onun kökü sabit, dalı ise göktedir.

İBRAHIM
14:45

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Siz, kendi nefislerine zulmedenlerin yerleştikleri yerlerde oturmuştunuz. Onlara ne yaptığımız size açıklanmıştı ve size örnekler vermiştik.

MÜLK
67:17

كَيْفَ

keyfe

nasıldır

Yoksa gökte olanın üzerinize ’taş yağdıran (fırtınalı) bir rüzgar’ göndermeyeceğinden emin misiniz? Siz o takdirde Benim uyarmam nasılmış bilip-öğreneceksiniz.

MÜLK
67:18

فَكَيْفَ

fe keyfe

ama nasıl?

Andolsun, kendilerinden öncekiler de yalanladı. Fakat Beni inkar (etmelerine karşılık verdiğim azap) nasılmış?

RUM
30:9

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı? Böylece kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görsünler. Onlar, güç bakımından kendilerinden daha üstün idiler, toprağı alt-üst etmişler (ekmişler, madenler, sular arayıp çıkarmışlar) ve onu, kendilerinin imar ettiğinden daha çok imar etmişlerdi. Elçileri de, onlara açık delillerle gelmişti. Demek ki Allah onlara zulmetmiyordu, ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.

RUM
30:42

كَيْفَ

keyfe

nasıl

De ki "Yeryüzünde gezip dolaşın, böylece daha öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görün. Onların çoğu müşrik kimselerdi."

RUM
30:48

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Allah, rüzgarları gönderir, böylece bir bulut kaldırır da onu nasıl dilerse gökte yayıp-dağıtır ve onu parça parça kılar; nihayet onun arasından yağmurun akıp çıktığını görürsün. Sonunda Kendi kullarından dilediğine verince, hemen sevince kapılıverirler.

RUM
30:50

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Şimdi Allah’ın rahmetinin eserlerine bak; ölümünden sonra yeryüzünü nasıl diriltmektedir? Şüphesiz O, ölüleri de gerçekten diriltecektir. O, herşeye güç yetirendir.

ANKEBUT
29:19

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Onlar görmediler mi ki, Allah yaratmaya nasıl başlıyor, sonra onu iade ediyor? Şüphesiz, bu Allah’a göre kolaydır.

ANKEBUT
29:20

كَيْفَ

keyfe

nasıl

De ki "Yeryüzünde gezip dolaşın da, böylelikle yaratmaya nasıl başladığına bir bakın, sonra Allah ahiret yaratmasını (veya son yaratmayı) da inşa edip yaratacaktır. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

RA'D
13:32

فَكَيْفَ

fe keyfe

nasıl

Andolsun, senden önceki elçilerle de alay edildi, bunun üzerine Ben de o inkara sapanlara bir süre tanıdım, sonra onları (kıskıvrak) yakalayıverdim. İşte nasıldı sonuçlandırma?

HAC
22:44

فَكَيْفَ

fe keyfe

nasıl

Medyen halkı da (peygamberlerini yalanlamıştı). Musa da yalanlanmıştı. Böylelikle Ben, o inkar edenlere bir süre tanıdım, sonra onları yakalayıverdim. Nasılmış Benim (herşeyi alt üst edip kökten değiştiren) inkılabım (veya inkarım).

BAKARA
2:28

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Nasıl oluyor da Allah’ı inkar ediyorsunuz? Oysa ölü iken sizi O diriltti; sonra sizi yine öldürecek, yine diriltecektir ve sonra O’na döndürüleceksiniz.

BAKARA
2:259

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Ya da altı üstüne gelmiş, ıssız duran bir şehre uğrayan gibisini (görmedin mi?) Demişti ki "Allah, burasını ölümünden sonra nasıl diriltecekmiş?" Bunun üzerine Allah, onu yüz yıl ölü bıraktı, sonra onu diriltti. (Ve ona) Dedi ki "Ne kadar kaldın?" O "Bir gün veya bir günden az kaldım" dedi. (Allah ona) "Hayır, yüz yıl kaldın, böyleyken yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamış; eşeğine de bir bak; (bunu yapmamız) seni insanlara ibret-belgesi kılmamız içindir. Kemiklere de bir bak nasıl biraraya getiriyoruz, sonra da onlara et giydiriyoruz?" dedi. O, kendisine (bunlar) apaçık belli olduktan sonra dedi ki "(Artık şimdi) Biliyorum ki gerçekten Allah, herşeye güç yetirendir."

BAKARA
2:260

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Hani İbrahim "Rabbim, bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster" demişti. (Allah ona) "İnanmıyor musun?" deyince, "Hayır (inandım), ancak kalbimin tatmin olması için" dedi. "Öyleyse, dört kuş tut. Onları kendine alıştır, sonra onları (parçalayıp) her bir parçasını bir dağın üzerine bırak, sonra da onları çağır. Sana koşarak gelirler. Bil ki, şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir."

ÂL-I İMRAN
3:6

كَيْفَ

keyfe

gibi

Döl yataklarında size dilediği gibi suret veren O’dur. O’ndan başka İlah yoktur; üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

ÂL-I İMRAN
3:25

فَكَيْفَ

fekeyfe

peki nasıl (olacak)?

Artık onları, kendisinde şüphe olmayan bir gün topladığımızda ve her bir nefse -haksızlığa uğratılmaksızın- kazandığı tam olarak ödendiğinde nasıl olacak?

ÂL-I İMRAN
3:86

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Kendilerine apaçık belgeler geldiği ve elçinin hak olduğuna şahid oldukları halde, imanlarından sonra küfre sapan bir kavmi Allah nasıl hidayete erdirir? Allah, zulmeden bir kavmi hidayete erdirmez.

ÂL-I İMRAN
3:101

وَكَيْفَ

ve keyfe

ve nasıl?

Allah’ın ayetleri size okunuyorken ve O’nun elçisi içinizdeyken nasıl oluyor da inkar ediyorsunuz? Kim Allah’a sımsıkı tutunursa, artık elbette o, dosdoğru olan bir yola iletilmiştir.

ÂL-I İMRAN
3:137

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Gerçek şu ki, sizden önce nice sünnetler gelip-geçmiştir. Bundan dolayı yeryüzünde gezip-dolaşın da yalanlayanların uğradıkları sonuç nasıl oldu bir görün.

NISA
4:21

وَكَيْفَ

ve keyfe

ve nasıl

Onu nasıl alırsınız ki, birbirinize katılmış (birleşerek içli-dışlı olmuş)tınız. Onlar sizden kesin bir güvence (kuvvetli bir ahid) de almışlardı.

NISA
4:41

فَكَيْفَ

fekeyfe

(halleri) nice olur?

Her ümmetten bir şahid getirdiğimiz ve onların üzerine seni şahit olarak getirdiğimiz zaman nasıl olacak?

NISA
4:50

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Allah’a karşı nasıl yalan uyduruyorlar, bir bak. Bu, apaçık bir günah olarak yeter.

NISA
4:62

فَكَيْفَ

fekeyfe

nasıl

Öyleyse, nasıl olur da, kendi ellerinin sundukları sonucu, onlara bir musibet isabet eder, sonra sana gelerek "Kuşkusuz, biz iyilikten ve uzlaştırmaktan başka bir şey istemedik" diye Allah’a yemin ederler?

MUHAMMED
47:10

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Onlar, yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı ki, kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görsünler. Allah, onları yerle bir etti. O kafirler için de bunun bir benzeri vardır.

MUHAMMED
47:27

فَكَيْفَ

fekeyfe

nice olur?

Öyleyse melekler, yüzlerine ve arkalarına vura vura canlarını aldıkları zaman nasıl olacak?

MAIDE
5:31

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Derken, Allah, ona, yeri eşeleyerek kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini gösteren bir karga gönderdi. "Bana yazıklar olsun" dedi. "Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten aciz miyim?" Artık o, pişman olmuştu.

MAIDE
5:43

وَكَيْفَ

vekeyfe

ve nasıl

Allah’ın hükmünün bulunduğu Tevrat yanlarında olduğu halde, seni nasıl hakem kılıyorlar ve sonra bunun peşinden yüz çeviriyorlar? İşte onlar, inanmış değildir.

MAIDE
5:64

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Yahudiler "Allah’ın eli sıkıdır" dediler. Onların elleri bağlandı ve söylediklerinden dolayı lanetlendiler. Hayır; O’nun iki eli açıktır, nasıl dilerse infak eder. Andolsun, Rabbinden sana indirilen, onlardan çoğunun taşkınlıklarını ve inkarlarını artıracaktır. Biz de onların arasına kıyamet gününe kadar sürecek düşmanlık ve kin salıverdik. Onlar ne zaman savaş amacıyla bir ateş alevlendirdilerse Allah onu söndürmüştür. Yeryüzünde bozgunculuğa çalışırlar. Allah ise bozguncuları sevmez.

MAIDE
5:75

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Meryem oğlu Mesih, yalnızca bir elçidir. Ondan önce de elçiler gelip geçti. Onun annesi dosdoğrudur, ikisi de yemek yerlerdi. Bir bak, onlara ayetleri nasıl açıklıyoruz? (Yine) bir bak, onlar ise nasıl da çevriliyorlar?

TEVBE
9:7

كَيْفَ

keyfe

nasıl

Mescid-i Haram yanında kendileriyle anlaştıklarınız dışında, müşriklerin Allah Katında ve Resûlünün katında nasıl bir ahdi olabilir? Şu halde o (anlaşmalı olanlar), size karşı (doğru) bir tutum takındıkça, siz de onlara karşı doğru bir tutum takının. Şüphesiz Allah, muttaki olanları sever.

TEVBE
9:8

كَيْفَ

keyfe

nasıl?

Nasıl olabilir ki!.. Eğer size karşı galip gelirlerse size karşı ne ’akrabalık bağlarını’, ne de ’sözleşme hükümlerini’ gözetip-tanırlar. Sizi ağızlarıyla hoşnut kılarlar, kalpleri ise karşı koyar. Onların çoğu fasık kimselerdir.