ن ظ ر kökü Kur'an'da 129 defa geçmektedir.

AYETLER

MÜDDESIR
74:21

نَظَرَ

neZera

baktı

Sonra bir baktı.

ABESE
80:24

فَلْيَنْظُرِ

felyenZuri

o halde baksın

Bir de insan, yediğine bir bakıversin;

KIYAMET
75:23

نَاظِرَةٌ

nāZiratun

bakar

Rablerine bakıp-durur.

KAF
50:6

يَنْظُرُوا

yenZurū

bakmadılar mı?

Üzerlerindeki göğe bakmıyorlar mı? Biz, onu nasıl bina ettik ve onu nasıl süsledik? Onun hiçbir çatlağı yok.

TARIK
86:5

فَلْيَنْظُرِ

felyenZuri

bir baksın

İnsan bir baksın, hangi şeyden yaratıldı?

SAD
38:15

يَنْظُرُ

yenZuru

beklemiyorlar

Bunlar da, (geldiğinde) bir anlık gecikmesi bile olmayan bir tek çığlıktan başkasını gözetlemiyorlar.

SAD
38:79

فَأَنْظِرْنِي

feenZirnī

öyleyse bana süre ver

Dedi ki "Rabbim, öyleyse onların dirilecekleri güne kadar bana süre tanı."

SAD
38:80

الْمُنْظَرِينَ

l-munZerīne

süre verilenler-

Dedi ki "O halde, süre tanınanlardansın."

A'RAF
7:14

أَنْظِرْنِي

enZirnī

bana süre ver

O da "(İnsanların) dirilecekleri güne kadar beni gözle(yip ertele.)" dedi.

A'RAF
7:15

الْمُنْظَرِينَ

l-munZerīne

süre verilmişlerdensin

(Allah) "Sen gözlenip-ertelenenlerdensin" dedi.

A'RAF
7:53

يَنْظُرُونَ

yenZurūne

gözetiyorlar

Onlar, onun tevilinden başkasına bakmazlar mı? Onun tevilinin geleceği gün, daha önce onu unutanlar, diyecekler ki "Gerçekten Rabbimiz’in elçileri bize hakkı getirmişlerdi. Şimdi bize şefaat edecek şefaatçiler var mıdır? Veya geri çevrilsek de işlediklerimizden başkasını yapsak." Gerçek şu ki onlar, kendilerini hüsrana uğratmışlardır, uydurmakta oldukları şeyler de kendilerinden uzaklaşıp kaybolmuşlardır.

A'RAF
7:71

فَانْتَظِرُوا

fenteZirū

bekleyin öyle ise

"Andolsun" dedi. "Rabbinizden üzerinize iğrenç bir azap ve gazab gerekli kılındı. Allah’ın kendileri hakkında hiçbir delil indirmediği ve sizin ile babalarınızın isimlendirdiği (düzüp uydurduğu) birtakım isimler (düzme tanrılar ve kurallar) adına mı benimle mücadele ediyorsunuz? Öyleyse bekleyedurun; şüphesiz, ben de sizlerle birlikte bekleyenlerdenim."

A'RAF
7:71

الْمُنْتَظِرِينَ

l-munteZirīne

bekleyenlerdenim

"Andolsun" dedi. "Rabbinizden üzerinize iğrenç bir azap ve gazab gerekli kılındı. Allah’ın kendileri hakkında hiçbir delil indirmediği ve sizin ile babalarınızın isimlendirdiği (düzüp uydurduğu) birtakım isimler (düzme tanrılar ve kurallar) adına mı benimle mücadele ediyorsunuz? Öyleyse bekleyedurun; şüphesiz, ben de sizlerle birlikte bekleyenlerdenim."

A'RAF
7:84

فَانْظُرْ

fenZur

bak

Ve onların üzerine bir (azap) sağanağı yağdırdık. Suçlu-günahkarların uğradıkları sona bir bak işte.

A'RAF
7:86

وَانْظُرُوا

venZurū

ve bakın

"O’na iman edenleri tehdit ederek, Allah’ın yolundan alıkoymak için ve onda çarpıklık arayarak (böyle) her yolun (başını) kesip-oturmayın. Hatırlayın ki siz azınlıkta (ve güçsüz) iken O, sizi çoğalttı. Bozgunculuk çıkaranların nasıl bir sona uğradıklarına bir bakın."

A'RAF
7:103

فَانْظُرْ

fenZur

fakat bak

Sonra bunların (peygamberlerin) ardından Musa’yı ayetlerimizle Firavun’a ve önde gelen çevresine gönderdik; onlar ona (ayetlerimize) haksızlık ettiler. İşte bozgunculuk çıkaranların nasıl bir sona uğradıklarına bir bak.

A'RAF
7:108

لِلنَّاظِرِينَ

linnāZirīne

bakanlar için

(Bir de) Elini sıyırdı, o da anında bakanlara bembeyaz (görünüverdi).

A'RAF
7:129

فَيَنْظُرَ

feyenZura

böylece bakar

Dediler ki "Sen bize gelmeden önce de, geldikten sonra da eziyete uğratıldık." (Musa) "Umulur ki, Rabbiniz düşmanınızı helak edecek ve sizleri yeryüzünde halifeler (egemenler) kılacak, böylece nasıl davranacağınızı gözleyecek" dedi.

A'RAF
7:143

أَنْظُرْ

enZur

bakayım

Musa tayin edilen sürede gelince ve Rabbi onunla konuşunca "Rabbim, bana göster, Seni göreyim" dedi. (Allah) "Beni asla göremezsin, ama şu dağa bak; eğer o yerinde karar kılabilirse, sen de Beni göreceksin." Rabbi dağa tecelli edince, onu paramparça etti. Musa bayılarak yere düştü. Kendine geldiğinde "Sen ne Yücesin (Rabbim). Sana tevbe ettim ve ben iman edenlerin ilkiyim" dedi.

A'RAF
7:143

انْظُرْ

unZur

bak

Musa tayin edilen sürede gelince ve Rabbi onunla konuşunca "Rabbim, bana göster, Seni göreyim" dedi. (Allah) "Beni asla göremezsin, ama şu dağa bak; eğer o yerinde karar kılabilirse, sen de Beni göreceksin." Rabbi dağa tecelli edince, onu paramparça etti. Musa bayılarak yere düştü. Kendine geldiğinde "Sen ne Yücesin (Rabbim). Sana tevbe ettim ve ben iman edenlerin ilkiyim" dedi.

A'RAF
7:185

يَنْظُرُوا

yenZurū

bakmadılar mı?

Onlar, göklerin ve yerin ’bağımlı olduğu egemenliğe ve sünnete’ (melekût) Allah’ın yarattığı şeylere ve ihtimal (verip) ecellerinin pek yaklaştığına bakmıyorlar mı? Bundan sonra onlar artık hangi söze inanacaklar?

A'RAF
7:195

تُنْظِرُونِ

tunZirūni

göz açtırmayın bana

Onların yürüyecek ayakları var mı? Ya da tutacakları elleri mi var? Veya görecek gözleri mi var? Yoksa işitecek kulakları mı var? De ki "Ortak koştuklarınızı çağırın, sonra bir düzen (tuzak) kurun da bana göz bile açtırmayın."

A'RAF
7:198

يَنْظُرُونَ

yenZurūne

baktıklarını

Eğer onları doğru yola çağırırsanız işitmezler. Onları sana bakar (gibi) görürsün, oysa onlar görmezler bile.

YASIN
36:49

يَنْظُرُونَ

yenZurūne

beklemiyorlar

Onlar, yalnızca tek bir çığlıktan başkasını gözetmezler, onlar birbirleriyle çekişip-dururken o kendilerini yakalayıverir.

FURKAN
25:9

انْظُرْ

unZur

bak

Bir bak; senin için nasıl örnekler verdiler de böylece saptılar. Artık onlar hiçbir yol bulamazlar.

FATIR
35:43

يَنْظُرُونَ

yenZurūne

bekliyorlar

(Hem de) Yeryüzünde büyüklük taslayarak ve kötülüğü tasarlayıp düzenleyerek. Oysa hileli düzen, kendi sahibinden başkasını sarıp-kuşatmaz. Artık onlar öncekilerin sünnetinden başkasını mı gözlemektedirler? Sen, Allah’ın sünnetinde kesinlikle bir değişiklik bulamazsın ve sen, Allah’ın sünnetinde kesinlikle bir dönüşüm de bulamazsın.

FATIR
35:44

فَيَنْظُرُوا

fe yenZurū

görsünler

Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı ki, kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görsünler; üstelik onlar kuvvet bakımından kendilerinden daha güçlüydüler. Göklerde ve yerde Allah’ı aciz bırakacak hiçbir şey yoktur. Şüphesiz O, bilendir, güç yetirendir.

TA-HA
20:97

وَانْظُرْ

venZur

şimdi bak

Dedi ki "Haydi çekip git, artık senin hayatta (hakettiğin ceza "Bana dokunulmasın") deyip yerinmendir." Ve şüphesiz senin için kendisinden asla kaçınamayacağın (azap dolu) bir buluşma zamanı vardır. Üstüne kapanıp bel bükerek önünde eğildiğin ilahına bir bak; biz onu mutlaka yakacağız, sonra darmadağın edip denizde savuracağız."

VAKI'A
56:84

تَنْظُرُونَ

tenZurūne

bakıp durursunuz

Ki o sırada siz (sadece) bakıp-durursunuz,

ŞU'ARA
26:33

لِلنَّاظِرِينَ

linnāZirīne

bakanlara

Elini de çekip çıkardı, bir de (ne görsün) o, bakanlar için ’parlayıp aydınlanıvermiş’.

ŞU'ARA
26:203

مُنْظَرُونَ

munZerūne

süre verilerlerden

Derler ki "Bize bir süre tanınır mı?"

NEML
27:14

فَانْظُرْ

fenZur

bak işte

Vicdanları kabul ettiği halde, zulüm ve büyüklenme dolayısıyla bunları inkar ettiler. Artık sen, bozguncuların nasıl bir sona uğratıldıklarına bir bak.

NEML
27:27

سَنَنْظُرُ

senenZuru

bakacağız

(Süleyman) "Durup bekleyeceğiz, doğruyu mu söyledin, yoksa yalancılardan mı oldun?" dedi.

NEML
27:28

فَانْظُرْ

fenZur

ve bak

"Bu mektubumla git, onu kendilerine bırak sonra onlardan (biraz) uzaklaş, böylelikle bir bakıver, neye başvuracaklar?"

NEML
27:33

فَانْظُرِي

fenZurī

o halde bak

Dediler ki "Biz kuvvet sahibiyiz ve zorlu savaşçılarız. İş konusunda karar senindir, artık sen bak, neyi emredersen (biz uygularız).

NEML
27:35

فَنَاظِرَةٌ

fe nāZiratun

ve bakayım

"Ben onlara bir hediye göndereyim de, bir bakayım elçiler neyle dönerler."

NEML
27:41

نَنْظُرْ

nenZur

bakalım

Dedi ki "Onun tahtını değişikliğe uğratın, bir bakalım doğru olanı bulabilecek mi, yoksa bulmayanlardan mı olacak?

NEML
27:51

فَانْظُرْ

fenZur

bak

Artık sen, onların kurdukları hileli-düzenin uğradığı sona bir bak; Biz, onları ve kavimlerini topluca yerle bir ettik.

NEML
27:69

فَانْظُرُوا

fenZurū

ve görün

De ki "Yeryüzünde gezip dolaşın da, suçlu-günahkarların nasıl bir sona uğradıklarını görün"

KASAS
28:40

فَانْظُرْ

fenZur

bak

Bunun üzerine, onu ve askerlerini tutup suya attık. Böylelikle zulmedenlerin nasıl bir sona uğradıklarına bir bak.

İSRA
17:21

انْظُرْ

unZur

bak

Onlardan kimini kimine nasıl üstün tuttuğumuzu gör. Muhakkak ahiret dereceler bakımından daha büyüktür, üstünlük bakımından da daha büyüktür.

İSRA
17:48

انْظُرْ

unZur

bak

Sana nasıl örnekler vererek saptıklarına bir bak, artık onların bir yola güçleri yetmemektedir.

YUNUS
10:14

لِنَنْظُرَ

linenZura

görmek için

Sonra, nasıl yapıp-davranacaksınız diye gözlemek için, onların ardından sizi yeryüzünde halifeler kıldık.

YUNUS
10:20

فَانْتَظِرُوا

fenteZirū

bekleyin

Bir de derler ki "Rabbinden üzerine bir ayet (mucize) indirilse ya!.." De ki "Gayb yalnızca Allah’ındır, siz bekleyedurun; ben de sizlerle birlikte bekleyenlerdenim."

YUNUS
10:20

الْمُنْتَظِرِينَ

l-munteZirīne

bekleyenlerdenim

Bir de derler ki "Rabbinden üzerine bir ayet (mucize) indirilse ya!.." De ki "Gayb yalnızca Allah’ındır, siz bekleyedurun; ben de sizlerle birlikte bekleyenlerdenim."

YUNUS
10:39

فَانْظُرْ

fenZur

bir bak

Hayır, onlar ilmini kuşatamadıkları ve kendilerine henüz yorumu gelmemiş bir şeyi yalanladılar. Onlardan öncekiler de böyle yalanlamışlardı. Zulmedenlerin nasıl bir sonuca uğradıklarına bir bak.

YUNUS
10:43

يَنْظُرُ

yenZuru

bakan(lar)

Ve sana bakacak olanlar vardır. Ama kör olanları -üstelik basiretleri de yoksa- sen mi doğru yola ulaştıracaksın?

YUNUS
10:71

تُنْظِرُونِ

tunZirūni

bana mühlet vermeyin

Onlara Nuh’un haberini oku. Hani kavmine demişti ki "Ey kavmim, benim makamım ve Allah’ın ayetleriyle hatırlatmalarım eğer size ağır geliyorsa ben, şüphesiz Allah’a tevekkül etmişim. Artık siz ortaklarınızla toplanıp yapacağınız işi karara bağlayın da işiniz size örtülü kalmasın (veya tasa konusu olmasın), sonra hakkımdaki hükmünüzü -bana süre tanımaksızın- verin.

YUNUS
10:73

فَانْظُرْ

fenZur

bir bak

Fakat onu yalanladılar; Biz de onu ve gemide onunla birlikte olanları kurtardık ve onları halifeler kıldık. Ayetlerimizi yalanlayanları da suda boğduk. Uyarılanların nasıl bir sonuca uğratıldıklarına bir bak.

YUNUS
10:101

انْظُرُوا

nZurū

bir bakın

De ki "Göklerde ve yerde ne var? Bir bakıverin." İman etmeyen bir topluluğa apaçık ayetler ve uyarmalar bir şey sağlamaz.

YUNUS
10:102

يَنْتَظِرُونَ

yenteZirūne

bekliyorlar

Kendilerinden önce gelip geçmişlerin (başlarından geçen) günlerin bir benzerinden başkasını mı bekliyorlar? De ki "Bekleyedurun. Şüphesiz ben de sizlerle birlikte bekleyenlerdenim."

YUNUS
10:102

فَانْتَظِرُوا

fenteZirū

bekleyin bakalım

Kendilerinden önce gelip geçmişlerin (başlarından geçen) günlerin bir benzerinden başkasını mı bekliyorlar? De ki "Bekleyedurun. Şüphesiz ben de sizlerle birlikte bekleyenlerdenim."

YUNUS
10:102

الْمُنْتَظِرِينَ

l-munteZirīne

bekleyenlerdenim

Kendilerinden önce gelip geçmişlerin (başlarından geçen) günlerin bir benzerinden başkasını mı bekliyorlar? De ki "Bekleyedurun. Şüphesiz ben de sizlerle birlikte bekleyenlerdenim."

HUD
11:55

تُنْظِرُونِ

tunZirūni

bana hiç göz açtırmayın

"O’nun dışındaki (tanrılardan). Artık siz bana, toplu olarak dilediğiniz tuzağı kurun, sonra bana süre tanımayın."

HUD
11:122

وَانْتَظِرُوا

venteZirū

ve bekleyin

Ve gözleyip durun; gerçekten biz de gözleyip duruyoruz."

HUD
11:122

مُنْتَظِرُونَ

munteZirūne

beklemekteyiz

Ve gözleyip durun; gerçekten biz de gözleyip duruyoruz."

YUSUF
12:109

فَيَنْظُرُوا

fe yenZurū

görsünler

Biz senden önce, şehirler halkına kendilerine vahyettiğimiz kimseler dışında (başkalarını elçi olarak) göndermedik. Hiç yeryüzünde dolaşmıyorlar mı, ki kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görmüş olsunlar? Korkup-sakınanlar için ahiret yurdu elbette daha hayırlıdır. Siz yine de akıl erdirmeyecek misiniz?

HICR
15:8

مُنْظَرِينَ

munZerīne

mühletleri

Hak olmaksızın Biz melekleri indirmeyiz. O zaman da onlara göz açtırılmaz.

HICR
15:16

لِلنَّاظِرِينَ

linnāZirīne

bakanlar için

Andolsun, gökte burçlar kıldık ve onu gözleyenler için süsledik.

HICR
15:36

فَأَنْظِرْنِي

feenZirnī

(bari) beni ertele

Dedi ki "Rabbim, öyleyse onların dirileceği güne kadar bana süre tanı."

HICR
15:37

الْمُنْظَرِينَ

l-munZerīne

ertelenmişlerdensin

Dedi ki "Öyleyse, sen (kendisine) süre tanınanlardansın."

EN'ÂM
6:8

يُنْظَرُونَ

yunZerūne

hiç göz açtırılmazdı

Ve derler ki "Ona bir melek indirilmeli değil miydi?" Eğer bir melek indirilseydi, elbette iş bitirilmiş olurdu da sonra kendilerine göz açtırılmazdı.

EN'ÂM
6:11

انْظُرُوا

nZurū

görün

De ki "Yeryüzünde gezip dolaşın, sonra yalanlayanların sonu nasıl oldu, bir görün."

EN'ÂM
6:24

انْظُرْ

unZur

bak

Bak, kendilerine karşı nasıl yalan söylediler ve düzmekte oldukları da kendilerinden kaybolup-uzaklaştı.

EN'ÂM
6:46

انْظُرْ

unZur

bak

De ki "Düşündünüz mü hiç; eğer Allah sizin işitmenizi ve görmenizi alıverir ve kalplerinizi mühürlerse, onları size Allah’tan başka getirebilecek ilah kimdir?" Bak, Biz nasıl ayetleri ’çeşitli biçimlerde açıklıyoruz da’ sonra onlar (yine) sırt çevirip-engelliyorlar?

EN'ÂM
6:65

انْظُرْ

unZur

bak

De ki "O, size üstünüzden ya da ayaklarınızın altından azap göndermeye veya sizi parça parça birbirinize kırdırıp kiminizin şiddetini kiminize taddırmaya güç yetirendir." Bak, iyice kavrayıp-anlamaları için ayetleri nasıl çeşitli biçimlerde açıklıyoruz?

EN'ÂM
6:99

انْظُرُوا

nZurū

bakın

O, gökten su indirendir. Bununla herşeyin bitkisini bitirdik, ondan bir yeşillik çıkardık, ondan birbiri üstüne bindirilmiş taneler türetiyoruz. Ve hurma ağacının tomurcuğundan da yere sarkmış salkımlar, -birbirine benzeyen ve benzemeyen- üzümlerden, zeytinden ve nardan bahçeler (kılıyoruz.) Meyvesine, ürün verdiğinde ve olgunluğa eriştiğinde bir bakıverin. Şüphesiz inanacak bir topluluk için bunda gerçekten ayetler vardır.

EN'ÂM
6:158

يَنْظُرُونَ

yenZurūne

bekliyorlar

Onlar, kendilerine meleklerin gelmesini mi, ya da Rabbinin gelmesini mi veya Rabbinin bazı ayetlerinin gelmesini mi bekliyorlar? Rabbinin ayetlerinden bazılarının geleceği gün, daha önce iman etmemişse veya imanıyla bir hayır kazanmamışsa hiç kimseye imanı yarar sağlamaz. De ki "Bekleyin, Biz de şüphesiz beklemekteyiz."

EN'ÂM
6:158

انْتَظِرُوا

nteZirū

bekleyin

Onlar, kendilerine meleklerin gelmesini mi, ya da Rabbinin gelmesini mi veya Rabbinin bazı ayetlerinin gelmesini mi bekliyorlar? Rabbinin ayetlerinden bazılarının geleceği gün, daha önce iman etmemişse veya imanıyla bir hayır kazanmamışsa hiç kimseye imanı yarar sağlamaz. De ki "Bekleyin, Biz de şüphesiz beklemekteyiz."

EN'ÂM
6:158

مُنْتَظِرُونَ

munteZirūne

beklemekteyiz

Onlar, kendilerine meleklerin gelmesini mi, ya da Rabbinin gelmesini mi veya Rabbinin bazı ayetlerinin gelmesini mi bekliyorlar? Rabbinin ayetlerinden bazılarının geleceği gün, daha önce iman etmemişse veya imanıyla bir hayır kazanmamışsa hiç kimseye imanı yarar sağlamaz. De ki "Bekleyin, Biz de şüphesiz beklemekteyiz."

SAFFAT
37:19

يَنْظُرُونَ

yenZurūne

bakıp kalırlar

İşte o, yalnızca bir tek çığlıktan ibarettir; artık kendileri (diriltilmiş olarak) bakıp duruyorlar.

SAFFAT
37:73

فَانْظُرْ

fenZur

bak

Uyarılanların nasıl bir sona uğradıklarına bir bak.

SAFFAT
37:88

فَنَظَرَ

feneZera

baktı

Sonra yıldızlara bir göz attı.

SAFFAT
37:88

نَظْرَةً

neZraten

göz atarak

Sonra yıldızlara bir göz attı.

SAFFAT
37:102

فَانْظُرْ

fenZur

(düşün) bak

Böylece (çocuk) onun yanında koşabilecek çağa erişince (İbrahim ona) "Oğlum" dedi. "Gerçekten ben seni rüyamda boğazlıyorken gördüm. Bir bak, sen ne düşünüyorsun." (Oğlu İsmail) Dedi ki "Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşaAllah, beni sabredenlerden bulacaksın."

ZÜMER
39:68

يَنْظُرُونَ

yenZurūne

bakıyorlardır

Sur’a üfürüldü; böylece Allah’ın diledikleri dışında, göklerde ve yerde olanlar çarpılıp-yıkılıverdi. Sonra bir daha ona üfürüldü, artık onlar ayağa kalkmış durumda gözetliyorlar.

MÜ'MIN
40:21

فَيَنْظُرُوا

fe yenZurū

görsünler

Onlar, yeryüzünde gezip-dolaşmıyorlar mı ki, böylece kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını bir görsünler. Onlar, kuvvet ve yeryüzündeki eserleri bakımından kendilerinden daha üstün idiler. Fakat Allah, onları günahları dolayısıyla (azapla) yakalayıverdi. Onları Allah’tan koruyacak kimse olmadı.

MÜ'MIN
40:82

فَيَنْظُرُوا

fe yenZurū

görsünler

Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı ki, kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını bir görsünler. Onlar, kendilerinden (sayıca) daha çoktu ve yeryüzünde kuvvet ve eserler bakımından daha üstündüler. Fakat kazandıkları şeyler, (azaba karşı) onlara hiçbir şey sağlayamadı.

ŞURA
42:45

يَنْظُرُونَ

yenZurūne

bakarlar

Onları görürsün; zilletten başları önlerine düşmüş bir halde, ona (ateşe) sunulurlarken göz ucuyla sezdirmeden bakarlar. İman edenler de "Gerçekten hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendi nefislerini, hem yakın akraba (veya yandaş)larını da hüsrana uğratmışlardır" dediler. Haberiniz olsun; gerçekten zalimler, kalıcı bir azap içindedirler.

ZUHRUF
43:25

فَانْظُرْ

fenZur

bak

Böylece onlardan intikam aldık. Öyleyse, bir bak; yalan sayanların sonu nasıl oldu?

ZUHRUF
43:66

يَنْظُرُونَ

yenZurūne

bekliyorlar

Onlar, hiç şuurunda değilken kendilerine apansız geliverecek olan kıyamet-saatinden başkasını mı gözlüyorlar?

DUHAN
44:29

مُنْظَرِينَ

munZerīne

fırsat verilenlerden

Onlar için ne gök, ne yer ağlamadı ve onlar (ın azabı) ertelenmedi.

ZARIYAT
51:44

يَنْظُرُونَ

yenZurūne

bakıp dururlardı

Ancak Rablerinin emrine baş kaldırdılar; böylece bakıp-dururlarken, onları yıldırım çarpıp-yakaladı.

GAŞIYE
88:17

يَنْظُرُونَ

yenZurūne

bakmıyorlar mı?

Bakmıyorlar mı o deveye; nasıl yaratıldı?

KEHF
18:19

فَلْيَنْظُرْ

fe lyenZur

baksın

Böylece, aralarında bir sorgulama yapsınlar diye onları dirilttik (uyandırdık). İçlerinden bir sözcü dedi ki "Ne kadar kaldınız?" Dediler ki "Bir gün veya günün bir (kaç saatlik) kısmı kadar kaldık." Dediler ki "Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir; şimdi birinizi bu paranızla şehre gönderin de, hangi yiyecek temizse baksın, size ondan bir rızık getirsin; ancak oldukça nazik davransın ve sakın sizi kimseye sezdirmesin."

NAHL
16:33

يَنْظُرُونَ

yenZurūne

bekliyorlar

(Küfre sapanlar) Kendilerine meleklerin gelmesinden veya Rabbinin emrinin gelmesinden başka bir şey mi gözlüyorlar? Onlardan öncekiler de öyle yapmıştı. Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.

NAHL
16:36

فَانْظُرُوا

fenZurū

ve bakın

Andolsun, Biz her ümmete "Allah’a kulluk edin ve tağuttan kaçının" (diye tebliğ etmesi için) bir elçi gönderdik. Böylelikle, onlardan kimine Allah hidayet verdi, onlardan kiminin üzerine sapıklık hak oldu. Artık, yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların uğradıkları sonucu görün.

NAHL
16:85

يُنْظَرُونَ

yunZerūne

fırsat verilmez

O zulmedenler, azabı gördüklerinde, onlara ne (azap) hafifletilecek, ne süre tanınacak.

ENBIYA
21:40

يُنْظَرُونَ

yunZerūne

süre verilecek

Hayır, onlara apansız gelecek de, böylece onları şaşkına çevirecek; artık ne onu geri çevirmeye güçleri yetecek ve ne onlara süre tanınacak.

SECDE
32:29

يُنْظَرُونَ

yunZerūne

mühlet verilenler(den)

De ki "Fetih günü, inkar edenlere (o gün) inanmaları bir yarar sağlamaz ve onlara bir süre tanınmaz."

SECDE
32:30

وَانْتَظِرْ

venteZir

ve bekle

Öyleyse, sen onlardan yüz çevir ve bekleyedur; gerçekten onlar da beklemektedirler.

SECDE
32:30

مُنْتَظِرُونَ

munteZirūne

beklemektedirler

Öyleyse, sen onlardan yüz çevir ve bekleyedur; gerçekten onlar da beklemektedirler.

NEBE
78:40

يَنْظُرُ

yenZuru

bakar

Gerçekten Biz sizi yakın bir azab ile uyardık. Kişinin kendi ellerinin önceden takdim ettiklerine bakacağı gün, kafir olan da "Ah, keşke ben bir toprak oluverseydim" diyecek.

RUM
30:9

فَيَنْظُرُوا

fe yenZurū

baksınlar

Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı? Böylece kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görsünler. Onlar, güç bakımından kendilerinden daha üstün idiler, toprağı alt-üst etmişler (ekmişler, madenler, sular arayıp çıkarmışlar) ve onu, kendilerinin imar ettiğinden daha çok imar etmişlerdi. Elçileri de, onlara açık delillerle gelmişti. Demek ki Allah onlara zulmetmiyordu, ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.

RUM
30:42

فَانْظُرُوا

fenZurū

ve bakın

De ki "Yeryüzünde gezip dolaşın, böylece daha öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görün. Onların çoğu müşrik kimselerdi."

RUM
30:50

فَانْظُرْ

fenZur

bir bak

Şimdi Allah’ın rahmetinin eserlerine bak; ölümünden sonra yeryüzünü nasıl diriltmektedir? Şüphesiz O, ölüleri de gerçekten diriltecektir. O, herşeye güç yetirendir.

ANKEBUT
29:20

فَانْظُرُوا

fenZurū

ve bakın

De ki "Yeryüzünde gezip dolaşın da, böylelikle yaratmaya nasıl başladığına bir bakın, sonra Allah ahiret yaratmasını (veya son yaratmayı) da inşa edip yaratacaktır. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

MUTAFFIFIN
83:23

يَنْظُرُونَ

yenZurūne

oturup bakarlar

Tahtlar üzerinde bakıp-seyretmektedirler.

MUTAFFIFIN
83:35

يَنْظُرُونَ

yenZurūne

(oturup) bakarlar

Tahtlar üzerinde bakıp-seyretmek suretiyle.

HAC
22:15

فَلْيَنْظُرْ

felyenZur

ve baksın

Kim, Allah’ın ona, dünyada ve ahirette kesin olarak yardım etmeyeceğini sanıyorsa, göğe bir araç uzatsın sonra kesiversin de bir bakıversin, kurduğu düzen, onun öfkesini giderebilecek mi?

BAKARA
2:50

تَنْظُرُونَ

tenZurūne

görüyordunuz

Ve sizin için denizi ikiye yarıp sizi kurtardığımızı ve Firavun’un adamlarını -gözlerinizin önünde- boğduğumuzu hatırlayın.

BAKARA
2:55

تَنْظُرُونَ

tenZurūne

bunu görüyordunuz

Ve demiştiniz ki "Ey Musa, biz Allah’ı apaçık görünceye kadar sana inanmayız." Bunun üzerine yıldırım sizi (kendinizden) almıştı. Ve siz bakıp duruyordunuz.

BAKARA
2:69

النَّاظِرِينَ

n-nāZirīne

bakanlara

(Bu sefer) dediler ki "Rabbine adımıza yalvar da, bize rengini bildirsin." O "(Rabbim) diyor ki O, bakanların içini ferahlatan sarı bir inektir" dedi.

BAKARA
2:104

انْظُرْنَا

nZurnā

unzurna (bize bak)

Ey iman edenler, "Raina-Bizi güt, bize bak" demeyin. "Unzurna-Bizi gözet" deyin ve dinleyin. Kafirler için acı bir azap vardır.

BAKARA
2:162

يُنْظَرُونَ

yunZerūne

gözetme

Onda (lanette) süresiz kalacaklardır, onlardan azap hafifletilmez ve onlar gözetilmezler.

BAKARA
2:210

يَنْظُرُونَ

yenZurūne

gözlüyorlar

Onlar, bulut gölgeleri içinde Allah’ın (azabının) meleklerle onlara gelmesini ve (azap) emrinin gerçekleşmesini mi gözlüyorlar? Oysa bütün işler Allah’a döner.

BAKARA
2:259

فَانْظُرْ

fenZur

bak

Ya da altı üstüne gelmiş, ıssız duran bir şehre uğrayan gibisini (görmedin mi?) Demişti ki "Allah, burasını ölümünden sonra nasıl diriltecekmiş?" Bunun üzerine Allah, onu yüz yıl ölü bıraktı, sonra onu diriltti. (Ve ona) Dedi ki "Ne kadar kaldın?" O "Bir gün veya bir günden az kaldım" dedi. (Allah ona) "Hayır, yüz yıl kaldın, böyleyken yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamış; eşeğine de bir bak; (bunu yapmamız) seni insanlara ibret-belgesi kılmamız içindir. Kemiklere de bir bak nasıl biraraya getiriyoruz, sonra da onlara et giydiriyoruz?" dedi. O, kendisine (bunlar) apaçık belli olduktan sonra dedi ki "(Artık şimdi) Biliyorum ki gerçekten Allah, herşeye güç yetirendir."

BAKARA
2:259

وَانْظُرْ

venZur

ve bak

Ya da altı üstüne gelmiş, ıssız duran bir şehre uğrayan gibisini (görmedin mi?) Demişti ki "Allah, burasını ölümünden sonra nasıl diriltecekmiş?" Bunun üzerine Allah, onu yüz yıl ölü bıraktı, sonra onu diriltti. (Ve ona) Dedi ki "Ne kadar kaldın?" O "Bir gün veya bir günden az kaldım" dedi. (Allah ona) "Hayır, yüz yıl kaldın, böyleyken yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamış; eşeğine de bir bak; (bunu yapmamız) seni insanlara ibret-belgesi kılmamız içindir. Kemiklere de bir bak nasıl biraraya getiriyoruz, sonra da onlara et giydiriyoruz?" dedi. O, kendisine (bunlar) apaçık belli olduktan sonra dedi ki "(Artık şimdi) Biliyorum ki gerçekten Allah, herşeye güç yetirendir."

BAKARA
2:259

وَانْظُرْ

venZur

ve bak

Ya da altı üstüne gelmiş, ıssız duran bir şehre uğrayan gibisini (görmedin mi?) Demişti ki "Allah, burasını ölümünden sonra nasıl diriltecekmiş?" Bunun üzerine Allah, onu yüz yıl ölü bıraktı, sonra onu diriltti. (Ve ona) Dedi ki "Ne kadar kaldın?" O "Bir gün veya bir günden az kaldım" dedi. (Allah ona) "Hayır, yüz yıl kaldın, böyleyken yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamış; eşeğine de bir bak; (bunu yapmamız) seni insanlara ibret-belgesi kılmamız içindir. Kemiklere de bir bak nasıl biraraya getiriyoruz, sonra da onlara et giydiriyoruz?" dedi. O, kendisine (bunlar) apaçık belli olduktan sonra dedi ki "(Artık şimdi) Biliyorum ki gerçekten Allah, herşeye güç yetirendir."

BAKARA
2:280

فَنَظِرَةٌ

feneZiratun

beklemek (lazımdır)

Eğer (borçlu) zorluk içindeyse, ona elverişli bir zamana kadar süre (verin). (Borcu) Sadaka olarak bağışlamanız ise, sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz.

ENFAL
8:6

يَنْظُرُونَ

yenZurūne

gözleri göre göre

(Herşey) Açıkça ortaya çıktıktan sonra bile, sanki kendileri, göz göre göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi, seninle hak konusunda tartışıp duruyorlardı.

ÂL-I İMRAN
3:77

يَنْظُرُ

yenZuru

bakmayacak

Allah’ın ahdini ve yeminlerini az bir değere karşılık satanlar... İşte onlar; onlar için ahirette hiçbir pay yoktur, kıyamet gününde Allah onlarla konuşmaz, onları gözetmez ve onları arındırmaz. Ve onlar için acı bir azap vardır.

ÂL-I İMRAN
3:88

يُنْظَرُونَ

yunZerūne

fırsat verilmeyecektir

İçinde temelli kalıcıdırlar. Onların azabı hafifletilmez ve onlar gözetilmezler.

ÂL-I İMRAN
3:137

فَانْظُرُوا

fenZurū

ve görün

Gerçek şu ki, sizden önce nice sünnetler gelip-geçmiştir. Bundan dolayı yeryüzünde gezip-dolaşın da yalanlayanların uğradıkları sonuç nasıl oldu bir görün.

ÂL-I İMRAN
3:143

تَنْظُرُونَ

tenZurūne

bakıp duruyorsunuz

Andolsun, siz onunla karşılaşmadan önce ölümü temenni ediyordunuz. İşte onu gördünüz, ama bakıp duruyorsunuz.

HAŞR
59:18

وَلْتَنْظُرْ

veltenZur

ve baksın

Ey iman edenler, Allah’tan korkun. Herkes yarın için neyi takdim ettiğine baksın. Allah’tan korkun. Hiç şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

AHZAB
33:19

يَنْظُرُونَ

yenZurūne

baktıklarını

(Geldiklerinde de) Size karşı ’cimri ve bencildirler.’ Şayet korku gelecek olsa, ölümden dolayı üstüne baygınlık çökmüş kimseler gibi gözleri dönerek sana bakmakta olduklarını görürsün. Korku gidince, hayra karşı oldukça düşkünlük göstererek sizi keskin dilleriyle (eleştirip inciterek) karşılarlar. İşte onlar iman etmemişlerdir; böylece Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmıştır. Bu Allah’a göre pek kolaydır.

AHZAB
33:23

يَنْتَظِرُ

yenteZiru

(şehidlik) beklemektedir

Mü’minlerden öyle erkek-adamlar vardır ki- Allah ile yaptıkları ahide sadakat gösterdiler; böylece onlardan kimi adağını gerçekleştirdi, kimi beklemektedir. Onlar hiçbir değiştirme ile (sözlerini) değiştirmediler.

AHZAB
33:53

نَاظِرِينَ

nāZirīne

gözetleyiciler

Ey iman edenler (rastgele) Peygamberin evlerine girmeyin, (Bir başka iş için girmişseniz ille de) yemek vaktini beklemeyin. (Ama yemeğe) çağrıldığınız zaman girin, yemeği yiyince dağılın ve (uzun) söze dalmayın. Gerçekten bu, peygambere eziyet vermekte ve o da sizden utanmaktadır; oysa Allah, hak (kı açıklamak)tan utanmaz. Onlardan (peygamberin eşlerinden) bir şey isteyeceğiniz zaman, perde arkasından isteyin. Bu, sizin kalpleriniz için de, onların kalpleri için de daha temizdir. Allah’ın Resûlü’ne eziyet vermeniz ve ondan sonra eşlerini nikahlamanız size ebedi olarak (helal) olmaz. Çünkü böyle yapmanız, Allah Katında çok büyük (bir günah)tır.

NISA
4:46

وَانْظُرْنَا

venZurnā

ve bize bak

Kimi Yahudiler, kelimeleri ’konuldukları yerlerden’ saptırırlar ve dillerini eğip bükerek ve dine bir kin ve hınç besleyerek "Dinledik ve karşı geldik. İşit, -işitmez olası- ve ’Raina’ bizi güt, bize bak" derler. Eğer onlar "İşittik ve itaat ettik, sen de işit ve ’Bizi gözet’ deselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olurdu. Fakat Allah, onları küfürleri dolayısıyla lanetlemiştir. Böylece onlar, az bir bölümü dışında, inanmazlar.

NISA
4:50

انْظُرْ

unZur

bak

Allah’a karşı nasıl yalan uyduruyorlar, bir bak. Bu, apaçık bir günah olarak yeter.

MUHAMMED
47:10

فَيَنْظُرُوا

fe yenZurū

görsünler

Onlar, yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı ki, kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görsünler. Allah, onları yerle bir etti. O kafirler için de bunun bir benzeri vardır.

MUHAMMED
47:18

يَنْظُرُونَ

yenZurūne

bekliyorlar-

Artık onlar, kıyamet-saatinin kendilerine apansız gelmesinden başkasını mı gözlüyorlar? İşte onun işaretleri gelmiştir. Fakat kendilerine geldikten sonra öğüt alıp-düşünmeleri onlara neyi sağlar?

MUHAMMED
47:20

يَنْظُرُونَ

yenZurūne

baktıklarını

İman edenler, derler ki "(Savaş izni için) Bir sûre indirilmeli değil miydi?" Fakat, içinde savaş (kıtal) zikri geçen muhkem bir sure indirildiği zaman, kalplerinde hastalık olanların, üzerine ölüm baygınlığı çökmüş olanların bakışı gibi sana baktıklarını gördün. Oysa onlara evla (olan)

MUHAMMED
47:20

نَظَرَ

neZera

bakışı gibi

İman edenler, derler ki "(Savaş izni için) Bir sûre indirilmeli değil miydi?" Fakat, içinde savaş (kıtal) zikri geçen muhkem bir sure indirildiği zaman, kalplerinde hastalık olanların, üzerine ölüm baygınlığı çökmüş olanların bakışı gibi sana baktıklarını gördün. Oysa onlara evla (olan)

MAIDE
5:75

انْظُرْ

unZur

bak

Meryem oğlu Mesih, yalnızca bir elçidir. Ondan önce de elçiler gelip geçti. Onun annesi dosdoğrudur, ikisi de yemek yerlerdi. Bir bak, onlara ayetleri nasıl açıklıyoruz? (Yine) bir bak, onlar ise nasıl da çevriliyorlar?

MAIDE
5:75

انْظُرْ

unZur

bak

Meryem oğlu Mesih, yalnızca bir elçidir. Ondan önce de elçiler gelip geçti. Onun annesi dosdoğrudur, ikisi de yemek yerlerdi. Bir bak, onlara ayetleri nasıl açıklıyoruz? (Yine) bir bak, onlar ise nasıl da çevriliyorlar?

HADID
57:13

انْظُرُونَا

nZurūnā

bize bakın

O gün, münafık erkekler ile münafık kadınlar, iman edenlere derler ki "(Ne olur) Bize bir bakın, sizin nurunuzdan birazcık alıp-yararlanalım." Onlara "Arkanıza (dünyaya) dönün de bir nur arayıp-bulmaya çalışın" denilir. Derken aralarında kapısı olan bir sur çekilmiştir; onun iç yanında rahmet, dış yanında o yönden azap vardır.

TEVBE
9:127

نَظَرَ

neZera

bakarlar

Bir sûre indirildiğinde, bazısı bazısına bakar (ve) "Sizi bir kimse görüyor mu?" (der.) Sonra sırt çevirir giderler. Gerçekten onlar, kavramayan bir topluluk olmaları dolayısıyla, Allah onların kalplerini çevirmiştir.