وَمَا أَضَلَّنَا إِلَّا الْمُجْرِمُونَ
Ve ma edalleha illel mücrimun
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Bizi, ancak o mücrimler saptırdı. |
Abdullah Parlıyan |
Yine de bizi yoldan çıkaranlar, o günahlara gömülüp giden elebaşılarımız oldu. |
Adem Uğur |
Bizi ancak o günahkârlar saptırdı. |
Ahmed Hulusi |
"Bizi ancak o suçlular (hakikati inkâr edenler) saptırdı." |
Ahmet Varol |
Bizi o suçlulardan başkası saptırmadı. |
Ali Bulaç |
"Bizi suçlu-günahkarlardan başka saptıran olmadı." |
Ali Fikri Yavuz |
Bizi ancak (kendilerine uyduğumuz bizden önceki) mücrimler sapıttı. |
Bayraktar Bayraklı |
“Vallahi, biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi âlemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; biz apaçık bir sapıklık içindeymişiz. Şimdi ne şefaatçimiz ne de bir dostumuz vardır. Keşke geriye dönüşümüz olsa da inananlardan olsak.” |
Bekir Sadak |
(96-102) Orada putlariyla cekiserek «Vallahi biz apacik bir sapiklikta idik; cunku biz sizi alemlerin Rabbine esit tutmustuk; bizi saptiranlar ancak suclulardir; simdi sefaatcimiz, yakin bir dostumuz yoktur; keski geriye bir donusumuz olsa da inananlardan olsak derler. |
Celal Yıldırım |
Ve bizi ancak suçlu günahkârlar saptırdı. |
Cemal Külünkoğlu |
Bizi yoldan çıkaran, o suçlulardan başkası değildi.” |
Diyanet İşleri |
"Bizi ancak (önderlerimiz olan) suçlular saptırdı." |
Diyanet Vakfı |
Bizi ancak o günahkârlar saptırdı. |
Edip Yüksel |
"Bizi saptıranlar suçlulardı." |
Elmalılı Hamdi Yazır |
«Ve bizi hep o günahkarlar saptırdı.» |
Fizil-al il Kuran |
Bizi ağır suçlular yoldan çıkarmışlardır. |
Gültekin Onan |
"Bizi suçlu günahkarlardan başka saptıran olmadı." |
Harun Yıldırım |
"Bizi suçlulardan başkası saptırmadı." |
Hasan Basri Çantay |
«Bizi o mücrimlerden başkası sapdırmadı». |
Hayrat Neşriyat |
`Bizi ancak günahkârlar dalâlete düşürdü.` |
İbn-i Kesir |
Ve bizi suçlulardan başka da saptıran olmamıştı. |
İlyas Yorulmaz |
"Bizi yalnızca günahkarca davranan mücrimler saptırdı. " |
İskender Ali Mihr |
Ve bizi mücrimlerden (hidayete mani olanlardan) başkası dalâlette bırakmadı. |
Kadri Çelik |
"Bizi suçlu günahkârlardan başka saptıran da olmadı." |
Muhammed Esed |
yine de (sizi tanrılaştırarak) yoldan çıkmamıza günah (önderlerimiz) sebep oldu! |
Mustafa İslamoğlu |
ne ki bizi saptıran, yalnızca günahı hayat tarzı haline getiren şu kimselerdi; |
Ömer Nasuhi Bilmen |
«Ve bizi ancak o mücrimler sapıtmış oldular.» |
Ömer Öngüt |
"Bizi ancak günahkârlar saptırdı. " |
Sadık Türkmen |
Bizi suçlulardan başkası saptırmadı. |
Seyyid Kutub |
Bizi ağır suçlular yoldan çıkarmışlardır. |
Suat Yıldırım |
(96-102) Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler "Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!" "Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu." "Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!" "Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!" |
Süleyman Ateş |
"Ama bizi saptıran o suçlulardır." |
Şaban Piriş |
Bizi hep o günahkarlar şaşırtmıştı. |
Tefhim-ul Kur'an |
«Bizi suçlu günahkârlardan başka saptıran da olmadı.» |
Yaşar Nuri Öztürk |
"Bizi saptıran, o suçlulardan başkası değildi." |
Yusuf Ali (İngilizce) |
"´And our seducers were only those who were steeped in guilt. |