ج ر م kökü Kur'an'da 66 defa geçmektedir.

AYETLER

KALEM
68:35

كَالْمُجْرِمِينَ

kālmucrimīne

suçlular gibi

Öyleyse, Müslümanları suçlu-günahkar olanlar gibi (eşit) kılar mıyız?

MÜDDESIR
74:41

الْمُجْرِمِينَ

l-mucrimīne

suçluların

Suçlu-günahkarları;

MÜRSELAT
77:18

بِالْمُجْرِمِينَ

bil-mucrimīne

suçlulara

İşte Biz, suçlu-günahkarlara böyle yapıyoruz.

MÜRSELAT
77:46

مُجْرِمُونَ

mucrimūne

suçlularsınız

(Sizler de dünyada) Yiyin ve biraz yararlanın. Çünkü siz, suçlu-günahkar kimselersiniz.

KAMER
54:47

الْمُجْرِمِينَ

l-mucrimīne

suçlular

Hiç şüphesiz suçlular-günahkarlar, bir sapmışlık (dalalet) ve çılgınlık içindedirler.

A'RAF
7:40

الْمُجْرِمِينَ

l-mucrimīne

suçluları

Şüphesiz ayetlerimizi yalanlayanlar ve onlara karşı büyüklenenler, onlar için göğün kapıları açılmaz ve halat (ya da deve) iğnenin deliğinden geçinceye kadar cennete girmezler. Biz suçlu-günahkarları işte böyle cezalandırırız.

A'RAF
7:84

الْمُجْرِمِينَ

l-mucrimīne

suçluların

Ve onların üzerine bir (azap) sağanağı yağdırdık. Suçlu-günahkarların uğradıkları sona bir bak işte.

A'RAF
7:133

مُجْرِمِينَ

mucrimīne

suçlu

Bunun üzerine, ayrı ayrı mucizeler (ayetler) olarak üzerlerine tufan, çekirge, buğday güvesi, kurbağa ve kan musallat kıldık. Yine büyüklük tasladılar ve suçlu-günahkar bir kavim oldular.

YASIN
36:59

الْمُجْرِمُونَ

l-mucrimūne

suçlular

"Ey suçlu-günahkarlar, bugün siz bir yana çekilin."

FURKAN
25:22

لِلْمُجْرِمِينَ

lilmucrimīne

suçlulara

Melekleri görecekleri gün, suçlu-günahkarlara bir müjde yoktur. Ve o gün (melekler onlara) derler ki "(Size sevinçli haber) Yasaktır, yasak."

FURKAN
25:31

الْمُجْرِمِينَ

l-mucrimīne

suçlular-

İşte böyle; Biz, her peygambere suçlu-günahkarlardan bir düşman kıldık. Yol gösterici ve yardımcı olarak Rabbin yeter.

MERYEM
19:86

الْمُجْرِمِينَ

l-mucrimīne

suçluları da

Suçlu-günahkarları susamışlar olarak cehenneme süreceğiz.

TA-HA
20:74

مُجْرِمًا

mucrimen

suçlu olarak

"Gerçek şu ki, kim Rabbine suçlu-günahkar olarak gelirse, hiç şüphe yok, onun için cehennem vardır. Onun içinde ise, ne ölebilir, ne dirilebilir."

TA-HA
20:102

الْمُجْرِمِينَ

l-mucrimīne

suçluları

Sur’a üfürüleceği gün, Biz suçlu-günahkarları o gün, (yüzleri kara, gözleri) gömgök (kaskatı ve kör) olarak’ toplayacağız.

ŞU'ARA
26:99

الْمُجْرِمُونَ

l-mucrimūne

suçlulardan

"Bizi suçlu-günahkarlardan başka saptıran olmadı."

ŞU'ARA
26:200

الْمُجْرِمِينَ

l-mucrimīne

suçluların

Biz onu, suçlu-günahkarların kalbine işte böyle işlettik.

NEML
27:69

الْمُجْرِمِينَ

l-mucrimīne

suçluların

De ki "Yeryüzünde gezip dolaşın da, suçlu-günahkarların nasıl bir sona uğradıklarını görün"

KASAS
28:17

لِلْمُجْرِمِينَ

lilmucrimīne

suçlulara

Dedi ki "Rabbim, bana verdiğin nimetler adına, artık suçlu günahkarlara destekçi olmayacağım."

KASAS
28:78

الْمُجْرِمُونَ

l-mucrimūne

suçlulara

Dedi ki "Bu, bende olan bir bilgi dolayısıyla bana verilmiştir." Bilmez mi, ki gerçekten Allah, kendisinden önceki nesillerden kuvvet bakımından kendisinden daha güçlü ve insan-sayısı bakımından daha çok olan kimseleri yıkıma uğratmıştır. Suçlu-günahkarlardan kendi günahları sorulmaz.

YUNUS
10:13

الْمُجْرِمِينَ

l-mucrimīne

suçlular

Andolsun, sizden önceki nesilleri, resulleri kendilerine apaçık deliller getirdiği halde, zulmettikleri ve iman etmeyecek oldukları için yıkıma uğrattık. İşte Biz, suçlu-günahkar olan bir topluluğu böyle cezalandırırız.

YUNUS
10:17

الْمُجْرِمُونَ

l-mucrimūne

suçlular

Allah’a karşı yalan uydurup iftira düzenden ve O’nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir? Şüphesiz O, suçlu-günahkarları kurtuluşa erdirmez.

YUNUS
10:50

الْمُجْرِمُونَ

l-mucrimūne

suçlular

De ki "Düşündünüz mü hiç, eğer O’nun azabı size gece veya gündüz geliverirse, suçlu-günahkarlar, bunu ne diye erkene almak istiyorlar?"

YUNUS
10:75

مُجْرِمِينَ

mucrimīne

suçlu

Sonra bunların ardından Firavun’a ve onun önde gelen çevresine Musa’yı ve Harun’u ayetlerimizle gönderdik. Fakat onlar büyüklendiler. Onlar suçlu-günahkar bir kavimdi.

YUNUS
10:82

الْمُجْرِمُونَ

l-mucrimūne

suçlular

Allah, suçlu-günahkarlar istemese de, hakkı (hak olarak) Kendi kelimeleriyle gerçekleştirecektir.

HUD
11:22

جَرَمَ

cerame

şüphe

Hiç şüphesiz bunlar, ahirette en çok hüsrana uğrayanlardır.

HUD
11:35

إِجْرَامِي

icrāmī

suçum

Onlar "Bunu kendisi uydurdu" mu diyorlar? De ki "Eğer onu ben uydurduysam, günahım bana aittir. Ama ben, sizlerin suç olarak işlemekte olduklarınızdan uzağım."

HUD
11:35

تُجْرِمُونَ

tucrimūne

sizin suçlarınız-

Onlar "Bunu kendisi uydurdu" mu diyorlar? De ki "Eğer onu ben uydurduysam, günahım bana aittir. Ama ben, sizlerin suç olarak işlemekte olduklarınızdan uzağım."

HUD
11:52

مُجْرِمِينَ

mucrimīne

suçlular olarak

Ey kavmim, Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O’na tevbe edin. Üstünüze gökten sağanak (yağmurlar, bol nimetler) yağdırsın ve gücünüze güç katsın. Suçlu-günahkarlar olarak yüz çevirmeyin."

HUD
11:89

يَجْرِمَنَّكُمْ

yecrimennekum

sizi musibete uğratmasın

"Ey kavmim, bana karşı gelişiniz, sakın Nuh kavminin ya da Hud kavminin veya Salih kavminin başlarına gelenlerin bir benzerini size de isabet ettirmesin. Üstelik Lut kavmi size pek uzak değil."

HUD
11:116

مُجْرِمِينَ

mucrimīne

suçlu kimseler

Sizden önceki nesillerden onlardan kurtardığımızdan pek azı dışında yeryüzünde bozgunculuğu önleyecek fazilet sahibi kişiler bulunmalı değil miydi? Zulmedenler ise, içinde bulundukları refahın peşine düştüler. Onlar, suçlu-günahkarlardı.

YUSUF
12:110

الْمُجْرِمِينَ

l-mucrimīne

suçlular

Öyle ki elçiler, umutlarını kesip de, artık onların gerçekten yalanladıklarını sandıkları bir sırada onlara yardımımız gelmiştir; Biz kimi dilersek o kurtulmuştur. Suçlu-günahkarlar topluluğundan zorlu azabımız kesin olarak geri çevrilmeyecektir.

HICR
15:12

الْمُجْرِمِينَ

l-mucrimīne

suçluların

Böylece Biz onu (alayı), suçlu-günahkarların kalplerine sokarız.

HICR
15:58

مُجْرِمِينَ

mucrimīne

suç işleyen

Dediler ki "Gerçekte biz, suçlu-günahkar olan bir topluluğa gönderildik."

EN'ÂM
6:55

الْمُجْرِمِينَ

l-mucrimīne

suçluların

Suçlu-günahkarların yolu apaçık ortaya çıksın diye, ayetlerimizi işte böyle birer birer açıklıyoruz.

EN'ÂM
6:123

مُجْرِمِيهَا

mucrimīhā

(oranın) suçluları

Böylece Biz, her ülkenin önde gelenlerini -orada hileli- düzenler kursunlar diye- oranın suçlu-günahkarları kıldık. Oysa onlar, hileli-düzeni ancak kendilerine kurarlar da bunun şuuruna varmazlar.

EN'ÂM
6:124

أَجْرَمُوا

ecramū

suç işleyen(lere)

Onlara ne zaman bir ayet gelse, derler ki "Allah’ın elçilerine verilenin bir benzeri bize de verilene kadar biz kesin olarak inanmayacağız." Allah, elçiliğini nereye vereceğini daha iyi bilir. Bu, suçlu-günahkarlara, kurdukları hileli-düzenleri nedeniyle şiddetli bir azap ve Allah Katında bir küçüklük isabet edecektir.

EN'ÂM
6:147

الْمُجْرِمِينَ

l-mucrimīne

suçlu

Şayet seni yalanlayacak olurlarsa, de ki "Rabbiniz geniş rahmet sahibidir. O’nun şiddetli çarpması, suçlu-günahkarlar topluluğundan geri çevrilemez."

SAFFAT
37:34

بِالْمُجْرِمِينَ

bil-mucrimīne

suçlulara

Doğrusu Biz, suçlu-günahkarlara böyle yaparız.

SEBE
34:25

أَجْرَمْنَا

ecramnā

bizim işlediğimiz suç-

De ki "Siz, bizim işlemiş bulunduğumuz suçtan sorulacak değilsiniz ve biz de sizin yapmakta olduklarınızdan sorulacak değiliz."

SEBE
34:32

مُجْرِمِينَ

mucrimīne

suç işliyordunuz

Büyüklük taslayanlar, za’fa uğratılan (müstaz’af)lara dediler ki "Size hidayet geldikten sonra, sizi biz mi ondan alıkoyduk? Hayır, siz (zaten) suçlu-günahkarlardınız."

MÜ'MIN
40:43

جَرَمَ

cerame

şüphe

"İmkanı yok; gerçekten sizin beni kendisine çağırmakta olduğunuz şeyin, dünyada da, ahirette de çağrıda bulunma (yetkisi, gücü, değeri ve bağışlama)sı yoktur. Şüphesiz, bizim dönüşümüz Allah’adır. Ölçüyü taşıranlar, onlar ateşin halkıdırlar."

ZUHRUF
43:74

الْمُجْرِمِينَ

l-mucrimīne

suçlular

Şüphesiz suçlu-günahkarlar, cehennem azabı içinde süresiz kalacaklardır.

DUHAN
44:22

مُجْرِمُونَ

mucrimūne

suç işleyen

Sonunda Rabbine "Gerçekten bunlar, suçlu-günahkar bir kavimdirler" diye dua etti.

DUHAN
44:37

مُجْرِمِينَ

mucrimīne

suç işliyorlar

Onlar mı hayırlı, yoksa Tübba’ kavmi ve onlardan öncekiler mi? Biz onları yıkıma uğrattık. Çünkü onlar, suçlu-günahkardı.

CASIYE
45:31

مُجْرِمِينَ

mucrimīne

suçlulardan

İnkar edenlere gelince; "Size karşı ayetlerim okunduğunda büyüklük taslayan (müstekbir olan)lar ve suçlu-günahkar bir kavim olanlar sizler değil miydiniz?"

AHKAF
46:25

الْمُجْرِمِينَ

l-mucrimīne

suç işleyen

Rabbinin emriyle herşeyi yerle bir eder. Böylece meskenlerinden başka, hiçbir şey(leri) görünemez duruma düştüler. İşte Biz, suçlu-günahkar bir kavmi böyle cezalandırırız.

ZARIYAT
51:32

مُجْرِمِينَ

mucrimīne

suçlu

"Doğrusu biz, suçlu-günahkar bir kavme gönderildik" dediler.

KEHF
18:49

الْمُجْرِمِينَ

l-mucrimīne

suçluların

(Önlerine) Kitap konulmuştur; artık suçlu-günahkarların, onda olanlardan dolayı dehşetle-korkuya kapıldıklarını görürsün. Derler ki "Eyvahlar bize, bu kitaba ne oluyor ki, küçük büyük bırakmayıp herşeyi sayıp-döküyor?" Yapıp-ettiklerini (önlerinde) hazır bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye zulmetmez.

KEHF
18:53

الْمُجْرِمُونَ

l-mucrimūne

suçlular

Suçlu-günahkarlar ateşi görmüşlerdir, artık içine kendilerinin gireceklerini de anlamışlardır; ancak ondan bir kaçış yolu bulamamışlardır.

NAHL
16:23

جَرَمَ

cerame

gizli kalmaz

Şüphesiz Allah, onların saklı tuttuklarını ve açığa vurduklarını bilir; gerçekten O, müstekbirleri sevmez.

NAHL
16:62

جَرَمَ

cerame

şüphe

Onlar, Allah’a, hoşlarına gitmeyen şeyleri uygun görürler, dilleri de yalan olarak en güzel olanın ’kendilerinin olduğunu’ düzmektedir. Hiç şüphesiz ateş onlar içindir ve hiç şüphesiz onlar, (cehennemde) öncülerdir.

NAHL
16:109

جَرَمَ

cerame

şüphe

Şüphesiz, onlar ahirette ziyana uğrayanlardır.

İBRAHIM
14:49

الْمُجْرِمِينَ

l-mucrimīne

suçluları

O gün suçlu-günahkarların (sıkı) bukağılara vurulduklarını görürsün.

SECDE
32:12

الْمُجْرِمُونَ

l-mucrimūne

suçluları

Suçlu-günahkarları, Rableri huzurunda başları öne eğilmiş olarak "Rabbimiz, gördük ve işittik; şimdi bizi (bir kere daha dünyaya) geri çevir, salih bir amelde bulunalım, artık biz gerçekten kesin bilgiyle inananlarız" (diye yalvaracakları zamanı) bir görsen.

SECDE
32:22

الْمُجْرِمِينَ

l-mucrimīne

suçlular-

Kendisine Rabbinin ayetleri hatırlatıldıktan sonra, yüz çevirenden daha zalim kimdir? Gerçekten Biz, suçlu-günahkarlardan intikam alıcılarız.

ME'ARIC
70:11

الْمُجْرِمُ

l-mucrimu

suçlu olan

Onlar birbirlerine gösterilirler. Bir suçlu-günahkar, o günün azabına karşılık olmak üzere, oğullarını fidye olarak vermek ister;

RUM
30:12

الْمُجْرِمُونَ

l-mucrimūne

suçlular

Kıyamet-saatinin kopacağı gün, suçlu-günahkarlar umutsuzca yıkılırlar.

RUM
30:47

أَجْرَمُوا

ecramū

suç işleyen(ler)

Andolsun, Biz senden önce kendi kavimlerine elçiler gönderdik de onlara apaçık belgeler getirdiler; böylece Biz de suçlu günahkarlardan intikam aldık. İman edenlere yardım etmek ise, Bizim üzerimizde bir haktır.

RUM
30:55

الْمُجْرِمُونَ

l-mucrimūne

suçlular

Kıyamet-saatinin kopacağı gün, suçlu-günahkarlar, tek bir saatin dışında (dünya hayatı) yaşamadıklarına and içerler. İşte onlar böyle çevriliyorlardı.

MUTAFFIFIN
83:29

أَجْرَمُوا

ecramū

suç işleyen(ler)

Doğrusu, ’suç ve günah işleyenler,’ kimi iman edenlere gülüp-geçerlerdi.

RAHMAN
55:41

الْمُجْرِمُونَ

l-mucrimūne

suçlular

(Çünkü o gün) Suçlu-günahkarlar, simalarından tanınır da alınlarından ve ayaklarından yakalanırlar.

RAHMAN
55:43

الْمُجْرِمُونَ

l-mucrimūne

suçluların

İşte bu, suçlu-günahkarların kendisini yalanladıkları cehennemdir.

ENFAL
8:8

الْمُجْرِمُونَ

l-mucrimūne

suçlular

O, suçlu-günahkarlar istemese de, hakkı gerçekleştirmek ve batılı geçersiz kılmak için (böyle istiyordu.)

MAIDE
5:2

يَجْرِمَنَّكُمْ

yecrimennekum

sizi itmesin

Ey iman edenler, Allah’ın şiarlarına, haram olan ay’a, kurbanlık hayvanlara, (onlardaki) gerdanlıklara ve Rablerinden bir fazl ve hoşnutluk isteyerek Beyt-i Haram’a gelenlere sakın saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktınız mı artık avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i Haram’dan alıkoyduklarından dolayı bir topluluğa olan kininiz, sakın sizi haddi aşmaya sürüklemesin. İyilik ve takva konusunda yardımlaşın, günah ve haddi aşmada yardımlaşmayın ve Allah’tan korkup-sakının. Gerçekten Allah (ceza ile) sonuçlandırması pek şiddetli olandır.

MAIDE
5:8

يَجْرِمَنَّكُمْ

yecrimennekum

sizi saptırmasın

Ey iman edenler, adil şahidler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adalet yapın. O, takvaya daha yakındır. Allah’tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır.

TEVBE
9:66

مُجْرِمِينَ

mucrimīne

suç işlediklerinden

Özür belirtmeyiniz. Siz, imanınızdan sonra inkara saptınız. Sizden bir topluluğu bağışlasak da, bir topluluğunuzu gerçekten suçlu-günahkar olmaları nedeniyle azaplandıracağız.