← NEML 27:35 →

Onlara bir armağan göndereyim de bakalım elçiler, dönüp ne cevap getirecekler?

Bunun içindir ki, bu mektup sahiplerine, bir hediye gönderecek ve elçilerin, nasıl bir tepkiyle döneceklerini bekleyeceğim."

Ben (şimdi) onlara bir hediye göndereyim de, bakayım elçiler ne (gibi bir sonuç) ile dönecekler.

"Ben onlara bir hediye gönderip deneyeceğim; (hediyeyi götüren) elçiler ne (haber) ile geri dönecekler?"

Ben onlara bir hediye göndereyim de elçilerin geri ne (haber) getireceklerine bir bakayım.

"Ben onlara bir hediye göndereyim de, bir bakayım elçiler neyle dönerler."

Ben onlara (Süleyman’a) bir (heyetle) hediye göndereyim de bakayım, elçiler ne ile dönecekler (hediyem kabul mü edilecek, yoksa red mi edilecek)?" () Dikkat! Secde âyetidir.

(34-35) Melike, “Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi, orayı perişan ederler ve halkının ulularını alçaltırlar. Herhalde onlar da böyle yapacaklardır. Ben onlara, bir hediye göndereyim de, bakayım elçiler ne ile dönecekler?” dedi.

(34-35) Melike «Dogrusu hukumdarlar bir sehre girdikleri zaman orasini bozarlar, onurlu kimselerini asagilik yaparlar. Iste boyle davranirlar. Ben onlara bir hediye gondereyim de, elcilerin ne ile doneceklerine bakayim» dedi.

«Doğrusu ben onlara bir he diye göndereyim de elçilerin ne (haber) ile döneceğine bir bakayım» dedi.

(34-35) (Kraliçe Belkıs) şöyle dedi “Krallar bir memlekete girdi mi, orayı harap ederler ve halkının ileri gelenlerini zelil hâle getirirler. İşte onlar böyle yaparlar! Ben onlara bir hediye gönderip, elçilerin ne ile döneceklerine bakacağım!”

"Ben onlara bir hediye gönderip, elçilerin ne haber ile döneceklerine bakacağım."

Ben (şimdi) onlara bir hediye göndereyim de, bakayım elçiler ne (gibi bir sonuç) ile dönecekler.

"Onlara bir armağan göndereyim de bakayım elçiler nasıl bir tepki ile dönecekler."

«Ben (şimdi) onlara bir hediye göndereyim de, bakayım elçiler ne (gibi bir sonuç) ile dönecekler.»

Şimdi ben onlara bir hediye göndereceğim ve elçilerimin nasıl bir cevapla döneceklerini göreceğim.

"Ben onlara bir hediye göndereyim de, bir bakayım elçiler neyle dönerler."

Ben (şimdi) onlara bir hediye göndereyim de, bakayım elçiler ne (gibi bir sonuç) ile dönecekler.

«Ben onlara bir hediyye göndereyim de elçiler ne (cevab) ile dönecek, bakayım».

`Doğrusu ben ise, onlara bir hediye gönderen (önce iyilikle mukabele eden), daha sonra o elçilerin ne ile (nasıl bir netîce ile) döneceğine bakan (ve artık ona göre hareket edecek olan) bir kimseyim.`

Ben, onlara bir hediyye göndereyim de elçilerin ne ile döneceklerine bakayım.

"Şimdi ben onlara hediyelerle bir elçi göndereceğim. Bakalım elçilere nasıl davranacaklar, bekleyip göreceğiz" dedi.

Ve muhakkak ki ben onlara hediye ile resûller göndereceğim. Böylece bakalım resûller (elçiler) ne ile dönecekler?

"Ben onlara bir hediye göndereyim de bir bakayım elçiler neyle dönerler."

Bunun içindir ki, bu (mektup sahiplerine) bir hediye gönderecek ve elçilerin nasıl bir tepkiyle döneceklerini bekleyeceğim."

İşte bu nedenle ben onlara bir armağan göndereceğim ve bakacağım, elçiler nasıl bir (haberle) dönecekler."

«Ve muhakkak ki, ben onlara bir hediye ile (bir heyet) göndereceğim, artık gönderilenlerin ne ile dönüp geleceklerine bakacağım.»

"Ben onlara bir hediye göndereyim de bir bakayım, elçiler ne ile dönecekler?"

Ben onlara bir hediye göndereyim de, bir bakalım elçiler ne ile dönecekler."

Şimdi ben onlara bir hediye göndereceğim ve elçilerimin nasıl bir cevapla döneceklerini göreceğim.

Bunun içindir ki, ben şimdi onlara bir hediye gönderip elçilerimin ne gibi bir cevap getireceklerini bekleyeceğim."

"Ben onlara bir hediye göndereyim de bakayım elçiler ne ile dönecekler."

Ben, onlara bir hediye göndereceğim, bakalım elçiler neyle geri dönecekler.

«Ben onlara bir hediye göndereyim de, bir bakayım elçiler neyle dönerler.»

"Şimdi ben onlara bir hediye göndereceğim ve bakacağım elçiler neyle geri dönecekler."

"But I am going to send him a present, and (wait) to see with what (answer) return (my) ambassadors."