وَلَقَدْ نَصَرَكُمُ اللَّهُ بِبَدْرٍ وَأَنْتُمْ أَذِلَّةٌ ۖ فَاتَّقُوا اللَّهَ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
Ve le kad nesarekümüllahü bi bedriv ve entüm ezilleh fettekullahe lealleküm teşkürun
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Siz zayıf olduğunuz halde Allah size Bedir’de yardım etmişti, artık siz de Allah’tan sakının da şükredenlerden olun. |
Abdullah Parlıyan |
Zira siz son derece zayıf ve güçsüz iken, Allah size Bedir’de yardım etmişti. O halde yolunuzu Allah ve kitabıyla bulun ki, şükredenlerden olasınız. |
Adem Uğur |
Andolsun, sizler güçsüz olduğunuz halde Allah, Bedir’de de size yardım etmişti. Öyle ise, Allah’tan sakının ki O’na şükretmiş olasınız. |
Ahmed Hulusi |
(Gerçekten) siz zayıf ve çaresiz bir hâldeyken, Allâh size Bedir’de zafer verdi. O hâlde Allâh’tan korunun ki böylece değerlendirenlerden olasınız. |
Ahmet Varol |
Şüphesiz Bedir’de siz güçsüz durumda iken Allah sizi zafere ulaştırdı. Allah’a karşı gelmekten sakının ki şükretmiş olasınız. |
Ali Bulaç |
Andolsun, siz güçsüz iken Allah size Bedir’de yardımıyla zafer verdi. Şu halde Allah’tan sakının, O’na şükredebilesiniz. |
Ali Fikri Yavuz |
Bedir savaşında düşmana nisbetle daha az ve zayıf olduğunuz halde, Allah size kesin zaferi verdi. Allah’dan korkun (ve münafıkların kaçışından kederlenmeyin) tâ ki şükretmiş olasınız. |
Bayraktar Bayraklı |
Andolsun, sizler güçsüz olduğunuz halde, Allah size Bedir`de yardım etmişti. Öyleyse Allah`tan sakının ki, O`na şükretmiş olasınız. |
Bekir Sadak |
And olsun ki, siz duskun bir durumda iken, Bedir’de, Allah size yardim etmisti; Allah’tan sakinin ki sukredebilesiniz. |
Celal Yıldırım |
And olsun ki siz Bedir gününde (sayı ve silah bakımından) daha aşağı bir durumda iken, Allah size yardım etmişti. O halde Allah’tan saygı ile korkun (itaatsizlikten sakının) ki şükretmiş olasınız. |
Cemal Külünkoğlu |
Andolsun ki Bedir`de de siz, (asker ve silah bakımından), daha zayıf bir durumda iken Allah size yardım etmiş (kesin bir zafer vermiş)ti. O halde Allah`ın emirlerine uygun yaşayın ki şükredenlerden olasınız. |
Diyanet İşleri |
Andolsun, siz son derece güçsüz iken Allah size Bedir’de yardım etmişti. O hâlde Allah’a karşı gelmekten sakının ki şükretmiş olasınız. |
Diyanet Vakfı |
Andolsun, sizler güçsüz olduğunuz halde Allah, Bedir’de de size yardım etmişti. Öyle ise, Allah’tan sakının ki O’na şükretmiş olasınız. |
Edip Yüksel |
Nitekim siz zayıf durumda iken, Bedir’de, ALLAH size yardım edip zafere ulaştırdı. Teşekkürünüzü belirtmek için ALLAH’ı dinlemelisiniz. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Andolsun, sizler güçsüz olduğunuz halde Allah size Bedir’de yardım etmişti. Allah’tan sakının ki, O’na şükretmiş olasınız. |
Fizil-al il Kuran |
Nitekim Bedir’de Allah sizi zafere ulaştırdı, oysa siz zayıftınız. O halde Allah’tan korkunuz, O’na şükretmiş olasınız. |
Gültekin Onan |
Andolsun, siz güçsüz iken Tanrı size Bedir’de yardımıyla zafer verdi. Şu halde Tanrı’dan sakının, O’na şükredebilesiniz. |
Harun Yıldırım |
Andolsun ki sizler daha güçsüz olduğunuz halde Allah Bedir’de size yardım etti. O halde Allah’tan sakının ki şükretmiş olasınız! |
Hasan Basri Çantay |
Andolsun ki siz (adedce, silâhça, binekçe düşmandan daha) zâîf ve dûn iken Allah size «Bedir» de kafi bir zafer verdi. Allahdan sakının, tâki şükretmiş olasınız. |
Hayrat Neşriyat |
Buna rağmen, siz (daha) zayıf olduğunuz hâlde, Allah Bedir`de size (zafer vererek)şübhesiz yardım etmişti. Öyle ise Allah`dan sakının, tâ ki şükredesiniz. |
İbn-i Kesir |
Andolsun ki siz, düşkün bir durumda iken Bedir’de Allah size kat’i bir zafer vermişti. Allah’tan korkun ki şükretmiş olasınız. |
İlyas Yorulmaz |
Siz zor durumda iken Allah, Bedir de size yardım etmişti. Allah dan korunun, umulur ki şükredersiniz. |
İskender Ali Mihr |
Ve andolsun ki, Bedir (savaşında), siz (sayıca ve silahça) daha zayıf bir halde iken, Allah size yardım etti. Artık Allah’a karşı takvasahibi olun. Ve umulur ki böylece siz şükredersiniz! |
Kadri Çelik |
Hiç şüphesiz siz güçsüz bir durumda iken Bedir’de, Allah size yardım etmişti. Allah’tan sakının; umulur ki şükredersiniz. |
Muhammed Esed |
Zira, siz son derece zayıfken Allah, Bedir’de size yardım etmişti. O halde Allah’a karşı sorumluluk bilinci duyun ki şükredenlerden olasınız. |
Mustafa İslamoğlu |
Nitekim siz oldukça zayıf bir haldeyken, Allah size Bedir`de de yardım etmişti. O halde, Allah`a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun ki, şükredenlerden olasınız! |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Ve şüphe yok ki, siz kuvvetsiz bir halde iken Allah Teâlâ size Bedir’de yardım etti, artık Allah Teâlâ’dan korkunuz, tâ ki şükreder olasınız. |
Ömer Öngüt |
Andolsun ki siz güçsüz olduğunuz bir durumda iken Bedir’de Allah size yardım etmişti. O halde Allah’tan korkun ki, şükretmiş olasınız. |
Sadık Türkmen |
Andolsun, siz son derece güçsüz iken, Allah size Bedir’de yardım etmişti. O halde Allah’a karşı gelmekten sakının ki, şükretmiş olasınız. |
Seyyid Kutub |
Nitekim Bedir’de Allah sizi zafere ulaştırdı, oysa siz zayıftınız. O halde Allah’tan korkunuz, O’na şükretmiş olasınız. |
Suat Yıldırım |
Gerçekten, sizler birkaç biçare iken, Bedir’de Allah size yardım etmişti. O halde Allah’a karşı gelmekten sakının ki şükretmiş olasınız! |
Süleyman Ateş |
(Allâh mü’minlere yardım eder). Nitekim Allâh, zayıf durumda bulunduğunuz Bedir’de de size yardım etmişti. O halde Allah’tan korkun ki, şükredesiniz. |
Şaban Piriş |
Allah, size Bedir’de daha zayıf olduğunuz halde yardım etmişti. O halde Allah’tan korkun ki, şükredesiniz. |
Tefhim-ul Kur'an |
Andolsun, siz güçsüz iken Allah size Bedir’de yardımıyla zafer verdi. Şu halde Allah’tan korkup sakının, O’na şükredebilesiniz. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Yemin olsun ki, ezik-boynu bükük olduğunuz bir sırada Allah size Bedir’de de yardım etmişti. O halde Allah’tan korkun ki, şükredebilesiniz. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
Allah had helped you at Badr, when ye were a contemptible little force; then fear Allah; thus May ye show your gratitude. |
وَلَقَدْ veleḳad |
nitekim | |
نَصَرَكُمُ neSarakumu |
size yardım etmişti | ن ص ر |
اللَّهُ llahu |
Allah | |
بِبَدْرٍ bibedrin |
Bedir’de | |
وَأَنْتُمْ veentum |
ve siz | |
أَذِلَّةٌ eƶilletun |
zayıf durumdayken | ذ ل ل |
فَاتَّقُوا fetteḳū |
O halde korkun | و ق ي |
اللَّهَ llahe |
Allah’tan | |
لَعَلَّكُمْ leǎllekum |
umulur ki | |
تَشْكُرُونَ teşkurūne |
şükredersiniz | ش ك ر |