ن ص ر kökü Kur'an'da 159 defa geçmektedir.

AYETLER

TARIK
86:10

نَاصِرٍ

nāSirin

bir yardımcısı

Artık onun ne gücü vardır, ne yardımcısı.

KAMER
54:10

فَانْتَصِرْ

fenteSir

yardım et

Sonunda Rabbine dua etti "Gerçekten ben, yenik düşmüş durumdayım. Artık Sen (bu kafir toplumdan) intikam al."

KAMER
54:44

مُنْتَصِرٌ

munteSirun

muzaffer (yenilmez)

"Biz, ’birbiriyle yardımlaşıp öcünü alan’ bir toplumuz" mu diyorlar?

A'RAF
7:157

وَنَصَرُوهُ

ve neSarūhu

ve O’na yardım edenler

Onlar ki, yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de (geleceği) yazılı bulacakları ümmi haber getirici (Nebi) olan elçiye (Resul) uyarlar; o, onlara marufu (iyiliği) emrediyor, münkeri (kötülüğü) yasaklıyor, temiz şeyleri helal, murdar şeyleri haram kılıyor ve onların ağır yüklerini, üzerlerindeki zincirleri indiriyor. Ona inananlar, destek olup savunanlar, yardım edenler ve onunla birlikte indirilen nuru izleyenler; işte kurtuluşa erenler bunlardır.

A'RAF
7:192

نَصْرًا

neSran

yardım etmeye

Oysa (bu şirk koştukları güçler ve nesneler) ne onlara bir yardıma güç yetirebilir, ne kendi nefislerine yardım etmeğe.

A'RAF
7:192

يَنْصُرُونَ

yenSurūne

yardım edebilirler

Oysa (bu şirk koştukları güçler ve nesneler) ne onlara bir yardıma güç yetirebilir, ne kendi nefislerine yardım etmeğe.

A'RAF
7:197

نَصْرَكُمْ

neSrakum

size yardım etmeye

O’ndan başka taptıklarınız ise size yardıma güç yetiremezler, kendilerine de.

A'RAF
7:197

يَنْصُرُونَ

yenSurūne

yardım edebilirler

O’ndan başka taptıklarınız ise size yardıma güç yetiremezler, kendilerine de.

CIN
72:24

نَاصِرًا

nāSiran

yardım edeni

Sonunda onlar, kendilerine vadedileni gördükleri zaman, yardımcı olmak bakımından kim daha zayıfmış ve sayı bakımından kim daha azmış artık öğrenmiş olacaklardır."

YASIN
36:74

يُنْصَرُونَ

yunSarūne

yardım edilir

Yardım görürler umuduyla, Allah’tan başka İlahlar edindiler.

YASIN
36:75

نَصْرَهُمْ

neSrahum

onlara yardım etmeye

Onların (o İlahların) kendilerine yardım etmeye güçleri yetmez; oysa kendileri onlar için hazır bulundurulmuş askerlerdir.

FURKAN
25:19

نَصْرًا

neSran

yardım bulabilirsiniz

"İşte (ilahlarınız) sizin söylediklerinizi yalanladılar; bundan böyle (azabı) ne geri çevirmeye gücünüz yetebilir, ne de bir yardıma. Sizden kim zulmederse, ona büyük bir azap taddırırız."

FURKAN
25:31

وَنَصِيرًا

ve neSīran

ve yardımcı olarak

İşte böyle; Biz, her peygambere suçlu-günahkarlardan bir düşman kıldık. Yol gösterici ve yardımcı olarak Rabbin yeter.

FATIR
35:37

نَصِيرٍ

neSīrin

yardımcısı

İçinde onlar (şöyle) çığlık atarlar "Rabbimiz, bizi çıkar, yaptığımızdan başka salih bir amelde bulunalım." Size orda (dünyada), öğüt alabilecek olanın öğüt alabileceği kadar ömür vermedik mi? Size uyaran da gelmişti. Öyleyse (azabı) tadın; artık zalimler için bir yardımcı yoktur.

ŞU'ARA
26:93

يَنْصُرُونَكُمْ

yenSurūnekum

size yardım ediyorlar-

"Allah’ın dışında olan (ilah)lar; size yardımları dokunuyor mu, veya kendilerine yardımları oluyor mu?

ŞU'ARA
26:93

يَنْتَصِرُونَ

yenteSirūne

kendilerine yardımları dokunuyor (mu?)

"Allah’ın dışında olan (ilah)lar; size yardımları dokunuyor mu, veya kendilerine yardımları oluyor mu?

ŞU'ARA
26:227

وَانْتَصَرُوا

venteSarū

ve üstün gelmeğe çalışanlar

Ancak iman edenler, salih amellerde bulunanlar ve Allah’ı çokça zikredenler ile zulme uğratıldıktan sonra zafer kazananlar (veya öclerini alanlar) başka. Zulmetmekte olanlar, nasıl bir inkılaba uğrayıp devrileceklerini pek yakında bileceklerdir.

KASAS
28:18

اسْتَنْصَرَهُ

stenSarahu

kendisinden yardım isteyen

Böylece şehirde korku içinde (çevreyi) gözetleyerek sabahladı. Derken, bir de baktı ki, dün kendisinden yardım isteyen (kişi, bugün de) kendisine yardım için bağırıyor. Musa, ona dedi ki "Sen açıkça bir azgınsın."

KASAS
28:41

يُنْصَرُونَ

yunSarūne

yardım olunmazlar

Biz, onları ateşe çağıran önderler kıldık; kıyamet günü yardım görmezler.

KASAS
28:81

يَنْصُرُونَهُ

yenSurūnehu

ona yardım edecek

Sonunda onu da, konağını da yerin dibine geçirdik. Böylece Allah’a karşı ona yardım edecek bir topluluğu olmadı. Ve o, kendi kendine yardım edebileceklerden de değildi.

KASAS
28:81

الْمُنْتَصِرِينَ

l-munteSirīne

kendini kurtaranlar-

Sonunda onu da, konağını da yerin dibine geçirdik. Böylece Allah’a karşı ona yardım edecek bir topluluğu olmadı. Ve o, kendi kendine yardım edebileceklerden de değildi.

İSRA
17:33

مَنْصُورًا

menSūran

kendisine yardım edilmiştir

Haklı bir neden olmaksızın Allah’ın haram kıldığı bir kimseyi öldürmeyin. Kim mazlum olarak öldürülürse onun velisine yetki vermişizdir; o da öldürmede ölçüyü aşmasın. Çünkü o, gerçekten yardım görmüştür.

İSRA
17:75

نَصِيرًا

neSīran

bir yardımcı

Bu durumda, Biz sana, hayatın da kat kat, ölümün de kat kat (acısını) tattırırdık; sonra Bize karşı bir yardımcı bulamazdın.

İSRA
17:80

نَصِيرًا

neSīran

yardımcı

Ve de ki "Rabbim, beni (girilecek yere) doğru bir girdirişle girdir ve (çıkarılacak yerden) doğru bir çıkarışla çıkar ve Katından bana yardımcı bir kuvvet ver."

HUD
11:30

يَنْصُرُنِي

yenSurunī

bana yardımcı olabilir

"Ey kavmim, ben onları kovarsam, Allah’tan (gelecek azaba karşı) bana kim yardım edecek? Hiç düşünmez misiniz?"

HUD
11:63

يَنْصُرُنِي

yenSurunī

bana yardım edebilir?

Dedi ki "Ey kavmim, görüşünüz nedir söyler misiniz? Eğer ben Rabbimden apaçık bir belge üzerindeysem ve bana Tarafından bir rahmet vermişse, bu durumda O’na isyan edecek olursam Allah’a karşı bana kim yardım edecektir? Şu halde kaybımı arttırmaktan başka bana (hiçbir yarar) sağlamayacaksınız."

HUD
11:113

تُنْصَرُونَ

tunSarūne

yardım göremezsiniz

Zulmedenlere eğilim göstermeyin, yoksa size ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka velileriniz yoktur, sonra yardım göremezsiniz.

YUSUF
12:110

نَصْرُنَا

neSrunā

yardımımız

Öyle ki elçiler, umutlarını kesip de, artık onların gerçekten yalanladıklarını sandıkları bir sırada onlara yardımımız gelmiştir; Biz kimi dilersek o kurtulmuştur. Suçlu-günahkarlar topluluğundan zorlu azabımız kesin olarak geri çevrilmeyecektir.

EN'ÂM
6:34

نَصْرُنَا

neSrunā

yardımımız

Andolsun senden önce de elçiler yalanlandı; onlara, yardımımız gelinceye kadar yalanlandıkları ve eziyete uğratıldıkları şeye sabrettiler. Allah’ın sözlerini (va’dlerini) değiştirebilecek yoktur. Andolsun, gönderilenlerin haberlerinden bir bölümü sana da geldi.

SAFFAT
37:25

تَنَاصَرُونَ

tenāSarūne

birbirinize yardım etmiyorsunuz

(Onlara seslenilir) "Ne oluyor size, birbirinizle (dünyada olduğu gibi) yardımlaşmıyorsunuz?"

SAFFAT
37:116

وَنَصَرْنَاهُمْ

ve neSarnāhum

ve onlara yardım ettik

Onlara yardım ettik, böylece üstün gelenler oldular.

SAFFAT
37:172

الْمَنْصُورُونَ

l-menSūrūne

zafere ulaştırılanlar

Gerçekten onlar, muhakkak nusret (yardım ve zafer) bulacaklardır.

ZÜMER
39:54

تُنْصَرُونَ

tunSarūne

size yardım edilmez

Azap size gelip çatmadan evvel, Rabbinize yönelip-dönün ve O’na teslim olun. Sonra size yardım edilmez.

MÜ'MIN
40:29

يَنْصُرُنَا

yenSurunā

bizi kurtarır?

"Ey Kavmim, bugün mülk sizindir, yeryüzünde hüküm sahibi kimselersiniz. Fakat bize Allah’tan dayanılmaz bir azap gelecek olursa bize kim yardımcı olabilecek?" Firavun dedi ki "Ben, size yalnızca gördüğümü (kendi görüşümü) gösteriyorum ve ben sizi doğru yoldan da başkasına yöneltmiyorum."

MÜ'MIN
40:51

لَنَنْصُرُ

lenenSuru

yardım ederiz

Şüphesiz Biz elçilerimize ve iman edenlere, dünya hayatında ve şahidlerin (şahidlik için) duracakları gün elbette yardım edeceğiz.

FUSSILET
41:16

يُنْصَرُونَ

yunSarūne

yardım edilmeyecektir

Böylece Biz de onlara dünya hayatında aşağılanma azabını taddırmak için, o uğursuz (felaketler yüklü) günlerde üzerlerine ’kulakları patlatan bir kasırga’ gönderdik. Ahiret azabı ise daha (büyük) bir aşağılanmadır. Ve onlara yardım edilmeyecektir.

ŞURA
42:8

نَصِيرٍ

neSīrin

yardımcısı

Eğer Allah dileseydi, onları herhalde tek bir ümmet kılardı. Ancak O, dilediğini Kendi rahmetine sokar. Zalimlere gelince; onlar için ne bir veli vardır, ne bir yardımcı (bulursun).

ŞURA
42:31

نَصِيرٍ

neSīrin

bir yardımcı(nız)

Siz yeryüzünde (O’nu) aciz bırakacak değilsiniz. Ve sizin Allah’ın dışında ne bir veliniz vardır, ne bir yardımcınız.

ŞURA
42:39

يَنْتَصِرُونَ

yenteSirūne

savunurlar

Ve haklarına tecavüz edildiği zaman, birlik olup karşı koyanlardır.

ŞURA
42:41

انْتَصَرَ

nteSara

kendini savunursa

Kim zulme uğradıktan sonra nusret bulur (hakkını alır)sa, artık onlar için aleyhlerinde bir yol yoktur.

ŞURA
42:46

يَنْصُرُونَهُمْ

yenSurūnehum

kendilerine yardım edecek

Onların Allah’ın dışında kendilerine yardım edecek velileri yoktur. Allah kimi saptırırsa, artık onun için hiçbir (çıkış) yolu yoktur.

DUHAN
44:41

يُنْصَرُونَ

yunSarūne

yardım edilenlerden

O gün, bir dost dosttan herhangi bir şeyle yarar sağlayamaz. Ve onlara yardım edilmez.

CASIYE
45:34

نَاصِرِينَ

nāSirīne

yardımcınız

Denildi ki "Bugününüzle karşılaşmayı unuttuğunuz gibi, Biz de sizi bugün unutuyoruz. Barınma yeriniz ateştir. Ve sizin için hiçbir yardımcı yoktur."

AHKAF
46:28

نَصَرَهُمُ

neSarahumu

kendilerine yardım etselerdi

Bu durumda, Allah’ı bırakıp yakınlık (sağlamak) için edindikleri ilahlar, onlara yardım etselerdi ya. Hayır, onlar, kendilerinden kaybolup gittiler. Bu (yalancı ilahlar ve onlara yükledikleri), onların yalanları ve uydurduklarıdır.

ZARIYAT
51:45

مُنْتَصِرِينَ

munteSirīne

yardım edilen

Artık ne ayağa kalkmaya güç yetirebildiler, ne yardım bulabildiler.

KEHF
18:43

يَنْصُرُونَهُ

yenSurūnehu

kendisine yardım eden

Allah’ın dışında ona yardım edecek bir topluluk yoktu, kendi kendine de yardım edemedi.

KEHF
18:43

مُنْتَصِرًا

munteSiran

kendisinine yardım edilen

Allah’ın dışında ona yardım edecek bir topluluk yoktu, kendi kendine de yardım edemedi.

NAHL
16:37

نَاصِرِينَ

nāSirīne

yardımcıları

Sen, onların hidayet bulmalarını ne kadar tutkuyla istesen de, Allah, şüphesiz saptırdığına hidayet vermez, onlar için yardım edecek yoktur.

NUH
71:23

وَنَسْرًا

ve nesran

ve Nesr’i

"Ve dediler ki Kendi ilahlarınızı bırakmayın; bırakmayın ne Vedd’i, ne Suva’ı, ne Yeğus’u, ne Ye’uk’u ve ne de Nesr’i."

NUH
71:25

أَنْصَارًا

enSāran

yardımcılar

Bunlar, hataları dolayısıyla suda boğuldular, sonra ateşe sokuldular. O zaman da Allah’ın dışında hiçbir yardımcı bulamadılar.

ENBIYA
21:39

يُنْصَرُونَ

yunSarūne

yardım da olunmayacakları

O inkar edenler, yüzlerinden ve sırtlarından ateşi püskürtemeyecekleri ve hiç yardım alamayacakları zamanı bir bilselerdi.

ENBIYA
21:43

نَصْرَ

neSra

yardım etmeye

Yoksa Bize karşı kendilerini, engelleyerek koruyabilecek ilahları mı var? Onların kendi nefislerine bile yardıma güçleri yetmez ve onlar Bizden yakınlık bulamazlar.

ENBIYA
21:68

وَانْصُرُوا

venSurū

ve yardım edin

Dediler ki "Eğer (bir şey) yapacaksanız, onu yakın ve ilahlarınıza yardımda bulunun."

ENBIYA
21:77

وَنَصَرْنَاهُ

ve neSarnāhu

ve onu koruduk

Ve ayetlerimizi yalanlayan kavimden ’ona yardım edip-öcünü aldık’. Şüphesiz onlar, kötü bir kavimdi, Biz de onların tümünü suya batırıp boğduk.

MÜ'MINUN
23:26

انْصُرْنِي

nSurnī

bana yardım et

"Rabbim" dedi (Nuh). "Beni yalanlamalarına karşılık, bana yardım et."

MÜ'MINUN
23:39

انْصُرْنِي

nSurnī

bana yardım et

(Peygamber) Dedi ki "Rabbim, beni yalanlamalarına karşı bana yardım et."

MÜ'MINUN
23:65

تُنْصَرُونَ

tunSarūne

yardım olunmaz

Bugün feryad etmeyin, çünkü Bizden yardım göremezsiniz.

TUR
52:46

يُنْصَرُونَ

yunSarūne

yardım edilecek

O gün, ne hileli-düzenleri kendilerine herhangi bir şeyle yarar sağlayacak, ne yardım görecekler.

MÜLK
67:20

يَنْصُرُكُمْ

yenSurukum

size yardım edecek

Rahmana karşı size yardım edecek olan kimmiş? Şu sizin ordunuz mu? Kafirler yalnızca bir gurur (kesin bir aldanış) içindedirler.

RUM
30:5

بِنَصْرِ

bineSri

yardımıyle

Allah’ın yardımıyla. O, dilediğine yardım eder. O, güçlü ve üstün olandır, esirgeyendir.

RUM
30:5

يَنْصُرُ

yenSuru

yardım eder

Allah’ın yardımıyla. O, dilediğine yardım eder. O, güçlü ve üstün olandır, esirgeyendir.

RUM
30:29

نَاصِرِينَ

nāSirīne

yardımcıları

Hayır, zulmedenler, hiçbir bilgiye dayanmaksızın kendi heva (istek ve tutku)larına uymuşlardır. Allah’ın saptırdığını kim hidayete erdirebilir? Onların hiçbir yardımcıları yoktur.

RUM
30:47

نَصْرُ

neSru

yardım etmek

Andolsun, Biz senden önce kendi kavimlerine elçiler gönderdik de onlara apaçık belgeler getirdiler; böylece Biz de suçlu günahkarlardan intikam aldık. İman edenlere yardım etmek ise, Bizim üzerimizde bir haktır.

ANKEBUT
29:10

نَصْرٌ

neSrun

bir yardım

İnsanlardan öylesi vardır ki, "Allah’a iman ettik" der; fakat Allah uğruna eziyet gördüğü zaman, insanların (kendisine yönelttikleri işkence ve) fitnesini Allah’ın azabıymış gibi sayar; ama Rabbinden ’bir yardım ve zafer’ gelirse, andolsun "Biz gerçekten sizlerle birlikteydik" demektedirler. Oysa Allah, alemlerin sinelerinde olanı daha iyi bilen değil midir?

ANKEBUT
29:22

نَصِيرٍ

neSīrin

bir yardımcı(nız)

Siz yerde ve gökte (Allah’ı) aciz bırakamazsınız. Sizin Allah’ın dışında veliniz yoktur, yardım edeniniz de yoktur.

ANKEBUT
29:25

نَاصِرِينَ

nāSirīne

yardımcı

(İbrahim) Dedi ki "Siz gerçekten, Allah’ı bırakıp dünya hayatında aranızda bir sevgi-bağı olarak putları (ilahlar) edindiniz. Sonra kıyamet günü, kiminiz kiminizi inkar edip-tanımayacak ve kiminiz kiminize lanet edeceksiniz. Sizin barınma yeriniz ateştir ve hiçbir yardımcınız yoktur."

ANKEBUT
29:30

انْصُرْنِي

nSurnī

bana yardım et

Dedi ki "Rabbim, fesat çıkaran (bu) kavme karşı bana yardım et."

HAC
22:15

يَنْصُرَهُ

yenSurahu

kendisine yardım etmeyecek

Kim, Allah’ın ona, dünyada ve ahirette kesin olarak yardım etmeyeceğini sanıyorsa, göğe bir araç uzatsın sonra kesiversin de bir bakıversin, kurduğu düzen, onun öfkesini giderebilecek mi?

HAC
22:17

وَالنَّصَارَىٰ

ve nneSārā

ve hırıstiyanlar

Gerçekten iman edenler, Yahudiler, yıldıza tapanlar (Sabii) Hıristiyanlar, ateşe tapanlar (Mecusi) ve şirk koşanlar; şüphesiz Allah, kıyamet günü aralarını ayıracaktır. Doğrusu Allah, herşeyin üzerinde şahid olandır.

HAC
22:39

نَصْرِهِمْ

neSrihim

onlara yardım etmeğe

Kendilerine zulmedilmesi dolayısıyla, onlara karşı savaş açılana (mü’minlere, savaşma) izni verildi. Şüphesiz Allah, onlara yardım etmeye güç yetirendir.

HAC
22:40

وَلَيَنْصُرَنَّ

veleyenSuranne

ve elbette yardım eder

Onlar, yalnızca; "Rabbimiz Allah’tır" demelerinden dolayı, haksız yere yurtlarından sürgün edilip çıkarıldılar. Eğer Allah’ın, insanların kimini kimiyle defetmesi (yenilgiye uğratması) olmasaydı, manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah’ın isminin çokça anıldığı mescidler, muhakkak yıkılır giderdi. Allah Kendi (dini)ne yardım edenlere kesin olarak yardım eder. Şüphesiz Allah, güçlü olandır, Aziz olandır.

HAC
22:40

يَنْصُرُهُ

yenSuruhu

kendine yardım eden

Onlar, yalnızca; "Rabbimiz Allah’tır" demelerinden dolayı, haksız yere yurtlarından sürgün edilip çıkarıldılar. Eğer Allah’ın, insanların kimini kimiyle defetmesi (yenilgiye uğratması) olmasaydı, manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah’ın isminin çokça anıldığı mescidler, muhakkak yıkılır giderdi. Allah Kendi (dini)ne yardım edenlere kesin olarak yardım eder. Şüphesiz Allah, güçlü olandır, Aziz olandır.

HAC
22:60

لَيَنْصُرَنَّهُ

leyenSurannehu

elbette ona yardım eder

İşte böyle; her kim kendisine yapılan haksızlığın benzeriyle karşılık verir, sonra aleyhine ’azgınlık ve saldırıda’ bulunulursa, Allah, mutlaka ona yardım eder. Şüphesiz Allah, affedicidir, bağışlayıcıdır.

HAC
22:71

نَصِيرٍ

neSīrin

yardımcısı

Onlar, Allah’ı bırakıp da (Allah’ın) kendisine bir delil indirmediği ve haklarında (hiçbir) bilgileri olmayan şeylere tapıyorlar. Zulmedenler için hiçbir yardımcı yoktur.

HAC
22:78

النَّصِيرُ

n-neSīru

yardımcıdır

Allah adına gerektiği gibi mücadele edin. O, sizleri seçmiş ve din konusunda size bir güçlük yüklememiştir, atanız İbrahim’in dini(nde olduğu gibi). O (Allah) bundan daha önce de, bunda (Kur’an’da) da sizi "Müslümanlar" olarak isimlendirdi; elçi sizin üzerinize şahid olsun, siz de insanlar üzerine şahidler olasınız diye. Artık dosdoğru namazı kılın, zekatı verin ve Allah’a sarılın, sizin Mevlanız O’dur. İşte, ne güzel mevla ve ne güzel yardımcı.

RAHMAN
55:35

تَنْتَصِرَانِ

tenteSirāni

başaramazsınız

İkinizin de üzerine ateşten yalın bir alev ve (bakır gibi erimiş) kıpkızıl bir duman salıverilir de ’kurtulup-başaramazsınız.’

BAKARA
2:48

يُنْصَرُونَ

yunSarūne

hiçbir yardım

Ve hiç kimsenin, hiç kimse adına bir şey ödemeyeceği, hiç kimsenin şefaatinin kabul edilmeyeceği, hiç kimseden bir fidye alınmayacağı ve yardım görülmeyeceği bir günden sakının.

BAKARA
2:62

وَالنَّصَارَىٰ

ve nneSārā

ve hıristiyanlar

Şüphesiz, iman edenler(le) Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sabiiler(den kim) Allah’a ve ahiret gününe iman eder ve salih amellerde bulunursa, artık onların Allah Katında ecirleri vardır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.

BAKARA
2:86

يُنْصَرُونَ

yunSarūne

yardım edilmez

İşte bunlar, ahireti verip dünya hayatını satın alanlardır; bundan dolayı azapları hafifletilmez ve kendilerine yardım edilmez.

BAKARA
2:107

نَصِيرٍ

neSīrin

bir yardımcı

(Yine) Bilmez misin ki, gerçekten göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. Sizin Allah’tan başka veliniz ve yardımcınız yoktur.

BAKARA
2:111

نَصَارَىٰ

neSārā

hıristiyan

Dediler ki "Yahudi veya Hıristiyan olmayan hiç kimse kesin olarak cennete giremez." Bu, onların kendi kuruntularıdır. De ki "Eğer doğru sözlüyseniz, kesin-kanıtınızı (burhan) getirin."

BAKARA
2:113

النَّصَارَىٰ

n-neSārā

Hıristiyanlar

Yahudiler dediler ki "Hıristiyanlar bir şey (herhangi bir temel) üzere değillerdir"; Hıristiyanlar da "Yahudiler bir şey üzere değillerdir" dediler. Oysa onlar, Kitabı okuyorlar. Bilmeyenler (bilgisizler) de, onların söylediklerinin benzerini söylemişlerdi. Artık Allah, kıyamet günü anlaşmazlığa düştükleri şeyde aralarında hüküm verecektir.

BAKARA
2:113

النَّصَارَىٰ

n-neSārā

Hıristiyanlar da

Yahudiler dediler ki "Hıristiyanlar bir şey (herhangi bir temel) üzere değillerdir"; Hıristiyanlar da "Yahudiler bir şey üzere değillerdir" dediler. Oysa onlar, Kitabı okuyorlar. Bilmeyenler (bilgisizler) de, onların söylediklerinin benzerini söylemişlerdi. Artık Allah, kıyamet günü anlaşmazlığa düştükleri şeyde aralarında hüküm verecektir.

BAKARA
2:120

النَّصَارَىٰ

n-neSārā

hıristiyanlar

Sen onların dinlerine uymadıkça, Yahudi ve Hıristiyanlar senden kesinlikle hoşnut olacak değillerdir. De ki "Şüphesiz doğru yol, Allah’ın (gösterdiği) yoludur." Eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların heva (arzu ve tutku)larına uyacak olursan, senin için Allah’tan ne bir dost vardır, ne de bir yardımcı.

BAKARA
2:120

نَصِيرٍ

neSīrin

bir yardımcı

Sen onların dinlerine uymadıkça, Yahudi ve Hıristiyanlar senden kesinlikle hoşnut olacak değillerdir. De ki "Şüphesiz doğru yol, Allah’ın (gösterdiği) yoludur." Eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların heva (arzu ve tutku)larına uyacak olursan, senin için Allah’tan ne bir dost vardır, ne de bir yardımcı.

BAKARA
2:123

يُنْصَرُونَ

yunSarūne

yardım da edilmez

Ve hiç kimsenin hiç kimse adına bir şey ödeyemeyeceği, hiç kimseden fidye alınmayacağı ve hiç kimsenin şefaatinin kabul edilmeyeceği ve yardım görülmeyeceği bir günden sakının.

BAKARA
2:135

نَصَارَىٰ

neSārā

hıristiyan

Dediler ki "Yahudi veya Hıristiyan olun ki hidayete eresiniz." De ki "Hayır, (doğru yol) Hanif (muvahhid) olan İbrahim’in dini(dir); O müşriklerden değildi."

BAKARA
2:140

نَصَارَىٰ

neSārā

hıristiyan

Yoksa siz, gerçekten İbrahim’in, İsmail’in, İshak’ın, Yakub’un ve torunlarının Yahudi veya Hıristiyan olduklarını mı söylüyorsunuz? De ki "Siz mi daha iyi biliyorsunuz, yoksa Allah mı? Allah’tan kendisinde olan bir şehadeti gizleyenden daha zalim olan kimdir? Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir."

BAKARA
2:214

نَصْرُ

neSru

yardımı

Yoksa sizden önce gelip-geçenlerin hali başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle bir yoksulluk, öyle dayanılmaz bir zorluk çattı ve öylesine sarsıldılar ki, sonunda elçi, beraberindeki mü’minlerle; "Allah’ın yardımı ne zaman?" diyordu. Dikkat edin. Şüphesiz Allah’ın yardımı pek yakındır.

BAKARA
2:214

نَصْرَ

neSra

yardımı

Yoksa sizden önce gelip-geçenlerin hali başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle bir yoksulluk, öyle dayanılmaz bir zorluk çattı ve öylesine sarsıldılar ki, sonunda elçi, beraberindeki mü’minlerle; "Allah’ın yardımı ne zaman?" diyordu. Dikkat edin. Şüphesiz Allah’ın yardımı pek yakındır.

BAKARA
2:250

وَانْصُرْنَا

venSurnā

ve bize yardım et

Onlar, Calut ve ordusuna karşı meydana (savaşa) çıktıklarında, dediler ki "Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, adımlarımızı sabit kıl (kaydırma) ve kafirler topluluğuna karşı bize yardım et."

BAKARA
2:270

أَنْصَارٍ

enSārin

yardımcı

Her neyi nafaka olarak infak eder ve adak olarak neyi adarsanız, muhakkak Allah onu bilir. Zulmedenlerin yardımcıları yoktur.

BAKARA
2:286

فَانْصُرْنَا

fenSurnā

bize yardım eyle

Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez. (Kişinin nefsinin) Kazandığı lehine, kazandırdıkları aleyhinedir. "Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma. Bizi affet. Bizi bağışla. Bizi esirge, Sen bizim Mevlamızsın. Kafirler topluluğuna karşı bize yardım et."

ENFAL
8:10

النَّصْرُ

n-neSru

yardım

Allah, bunu, yalnızca bir müjde ve kalplerinizin tatmin bulması için yapmıştı; (yoksa) Allah’ın Katından başkasında nusret (zafer ve yardım) yoktur. Hiç şüphesiz Allah üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

ENFAL
8:26

بِنَصْرِهِ

bineSrihi

yardımıyle

Hatırlayın; hani sizler sayıca azdınız ve yeryüzünde zayıf bırakılmıştınız, insanların sizi kapıp-yakalamasından korkuyordunuz. İşte O, sizi (yerleşik kılıp) barındırandı, sizi yardımıyla destekledi ve size temiz şeylerden rızıklar verdi. Ki şükredesiniz.

ENFAL
8:40

النَّصِيرُ

n-neSīru

yardımcıdır

Geri dönerlerse, bilin ki gerçekten Allah, sizin mevlanızdır. O, ne güzel mevladır ve ne güzel yardımcıdır.

ENFAL
8:62

بِنَصْرِهِ

bineSrihi

yardımıyle

Onlar, seni aldatmak isterlerse, şüphesiz Allah sana yeter. O, seni yardımıyla ve mü’minlerle destekledi.

ENFAL
8:72

وَنَصَرُوا

ve neSarū

ve yardım ettiler

Gerçek şu ki, iman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler ile (hicret edenleri) barındıranlar ve yardım edenler, işte birbirlerinin velisi olanlar bunlardır. İman edip hicret etmeyenler, onlar hicret edinceye kadar, sizin onlara hiçbir şeyle velayetiniz yoktur. Ama din konusunda sizden yardım isterlerse, yardım üzerinizde bir yükümlülüktür. Ancak, sizlerle onlar arasında anlaşma bulunan bir topluluğun aleyhinde değil. Allah, yaptıklarınızı görendir.

ENFAL
8:72

اسْتَنْصَرُوكُمْ

stenSarūkum

yardım isterlerse

Gerçek şu ki, iman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler ile (hicret edenleri) barındıranlar ve yardım edenler, işte birbirlerinin velisi olanlar bunlardır. İman edip hicret etmeyenler, onlar hicret edinceye kadar, sizin onlara hiçbir şeyle velayetiniz yoktur. Ama din konusunda sizden yardım isterlerse, yardım üzerinizde bir yükümlülüktür. Ancak, sizlerle onlar arasında anlaşma bulunan bir topluluğun aleyhinde değil. Allah, yaptıklarınızı görendir.

ENFAL
8:72

النَّصْرُ

n-neSru

yardım etmeniz

Gerçek şu ki, iman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler ile (hicret edenleri) barındıranlar ve yardım edenler, işte birbirlerinin velisi olanlar bunlardır. İman edip hicret etmeyenler, onlar hicret edinceye kadar, sizin onlara hiçbir şeyle velayetiniz yoktur. Ama din konusunda sizden yardım isterlerse, yardım üzerinizde bir yükümlülüktür. Ancak, sizlerle onlar arasında anlaşma bulunan bir topluluğun aleyhinde değil. Allah, yaptıklarınızı görendir.

ENFAL
8:74

وَنَصَرُوا

ve neSarū

ve yardım ettiler

İman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda cihad edenler ile (hicret edenleri) barındıranlar ve yardım edenler, işte gerçek mü’min olanlar bunlardır. Onlar için bir bağışlanma ve üstün bir rızık vardır.

ÂL-I İMRAN
3:13

بِنَصْرِهِ

bineSrihi

yardımıyle

Karşı karşıya gelen iki toplulukta, sizin için andolsun bir ayet (ibret) vardır. Bir topluluk, Allah yolunda çarpışıyordu, diğeri ise kafirdi ki göz görmesiyle karşılarındakini kendilerinin iki katı görüyorlardı. İşte Allah, dilediğini yardımıyla destekler. Şüphesiz bunda, basiret sahipleri için gerçekten bir ibret vardır.

ÂL-I İMRAN
3:22

نَاصِرِينَ

nāSirīne

yardımcıları

Onlar, yaptıkları dünyada ve ahirette boşa gitmiş olanlardır. Ve onların yardımcıları yoktur.

ÂL-I İMRAN
3:52

أَنْصَارِي

enSārī

bana yardımcı olacak

Nitekim İsa, onlarda inkarı sezince, dedi ki "Allah için bana yardım edecekler kimdir?" Havariler "Allah’ın yardımcıları biziz; biz Allah’a inandık, bizim gerçekten Müslümanlar olduğumuza şahid ol" dediler.

ÂL-I İMRAN
3:52

أَنْصَارُ

enSāru

yardımcılarıyız

Nitekim İsa, onlarda inkarı sezince, dedi ki "Allah için bana yardım edecekler kimdir?" Havariler "Allah’ın yardımcıları biziz; biz Allah’a inandık, bizim gerçekten Müslümanlar olduğumuza şahid ol" dediler.

ÂL-I İMRAN
3:56

نَاصِرِينَ

nāSirīne

yardımcıları da

"İnkar edenleri ise, dünyada ve ahirette şiddetli bir azapla azaplandıracağım. Onların hiç yardımcıları yoktur."

ÂL-I İMRAN
3:67

نَصْرَانِيًّا

neSrāniyyen

hıristiyan

İbrahim, ne Yahudi idi, ne de Hıristiyandı ancak, O hanif (muvahhid) bir Müslümandı, müşriklerden de değildi.

ÂL-I İMRAN
3:81

وَلَتَنْصُرُنَّهُ

veletenSurunnehu

ve ona mutlaka yardım edeceksiniz

Hani Allah peygamberlerden ’kesin bir söz (misak)’ almıştı "Andolsun size kitap ve hikmetten verip sonra size beraberinizdekini doğrulayan bir elçi geldiğinde, ona kesin olarak iman edecek ve ona yardımda bulunacaksınız." Demişti ki "Bunu ikrar ettiniz ve bu ağır yükümü aldınız mı?" Onlar "İkrar ettik" demişlerdi de "Öyleyse şahid olun, Ben de sizinle birlikte şahid olanlardanım" demişti.

ÂL-I İMRAN
3:91

نَاصِرِينَ

nāSirīne

yardımcıları

Şüphesiz küfredip kafir olarak ölenler, bunların hiçbirisinden, yeryüzü dolusu altını olsa -bunu fidye olarak verse de- kesin olarak kabul edilmez. Onlar için acı bir azap vardır ve onların yardımcıları yoktur.

ÂL-I İMRAN
3:111

يُنْصَرُونَ

yunSarūne

onlara yardım da edilmez

Onlar size ezadan başka kesinlikle bir zarar veremezler. Eğer sizinle savaşırlarsa size arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra kendilerine yardım da edilmez.

ÂL-I İMRAN
3:123

نَصَرَكُمُ

neSarakumu

size yardım etmişti

Andolsun, siz güçsüz iken Allah size Bedir’de yardımıyla zafer verdi. Şu halde Allah’tan sakının, O’na şükredebilesiniz.

ÂL-I İMRAN
3:126

النَّصْرُ

n-neSru

yardım

Allah bunu (yardımı) size ancak bir müjde olsun ve kalpleriniz bununla tatmin bulsun diye yaptı. ’Yardım ve zafer’ (nusret) ancak üstün ve güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah’ın Katındandır.

ÂL-I İMRAN
3:147

وَانْصُرْنَا

venSurnā

bize yardım eyle

Onların söyledikleri "Rabbimiz, günahlarımızı ve işimizdeki aşırılıklarımızı bağışla, ayaklarımızı (bastıkları yerde) sağlamlaştır ve bize kafirler topluluğuna karşı yardım et" demelerinden başka bir şey değildi.

ÂL-I İMRAN
3:150

النَّاصِرِينَ

n-nāSirīne

yardımcıların

Hayır, sizin Mevlanız Allah’tır. O, yardım edenlerin en hayırlısıdır.

ÂL-I İMRAN
3:160

يَنْصُرْكُمُ

yenSurkumu

size yardım ederse

Eğer Allah size yardım ederse, artık sizi yenilgiye uğratacak yoktur ve eğer sizi ’yapayalnız ve yardımsız’ bırakacak olursa, O’ndan sonra size yardım edecek kimdir? Öyleyse mü’minler, yalnızca Allah’a tevekkül etsinler.

ÂL-I İMRAN
3:160

يَنْصُرُكُمْ

yenSurukum

size yardım edebilecek

Eğer Allah size yardım ederse, artık sizi yenilgiye uğratacak yoktur ve eğer sizi ’yapayalnız ve yardımsız’ bırakacak olursa, O’ndan sonra size yardım edecek kimdir? Öyleyse mü’minler, yalnızca Allah’a tevekkül etsinler.

ÂL-I İMRAN
3:192

أَنْصَارٍ

enSārin

yardımcıları

"Rabbimiz, şüphesiz Sen kimi ateşe sokarsan, artık onu ’hor ve aşağılık’ kılmışsındır; zulmedenlerin yardımcıları yoktur."

HAŞR
59:8

وَيَنْصُرُونَ

ve yenSurūne

ve yardım ederler

(Bundan başka bu mallar,) Hicret eden fakirleredir ki, onlar, Allah’tan bir fazl (lütuf ve ihsan) arayıp, Allah’a ve O’nun Resûlü’ne yardım ederlerken yurtlarından ve mallarından sürülüp-çıkarılmışlardır. İşte bunlar, sadık olanlar bunlardır.

HAŞR
59:11

لَنَنْصُرَنَّكُمْ

lenenSurannekum

mutlaka size yardım ederiz

Münafıklık edenleri görmüyor musun ki, Kitap Ehlinden inkar eden kardeşlerine derler ki "Andolsun, eğer siz (yurtlarınızdan) çıkarılacak olursanız, mutlaka biz de sizinle birlikte çıkarız ve size karşı olan hiç kimseye, hiçbir zaman itaat etmeyiz. "Eğer size karşı savaşılırsa elbette size yardım ederiz." Oysa Allah, şahidlik etmektedir ki onlar, gerçekten yalancıdırlar.

HAŞR
59:12

يَنْصُرُونَهُمْ

yenSurūnehum

onlara yardım etmezler

Andolsun, (yurtlarından) çıkarılacak olurlarsa onlarla birlikte çıkmazlar. Onlara karşı savaşılırsa da, kendilerine yardımda bulunmazlar; yardım etseler bile (arkalarına) dönüp-kaçarlar. Sonra kendilerine yardım edilmez.

HAŞR
59:12

نَصَرُوهُمْ

neSarūhum

yardım etseler bile

Andolsun, (yurtlarından) çıkarılacak olurlarsa onlarla birlikte çıkmazlar. Onlara karşı savaşılırsa da, kendilerine yardımda bulunmazlar; yardım etseler bile (arkalarına) dönüp-kaçarlar. Sonra kendilerine yardım edilmez.

HAŞR
59:12

يُنْصَرُونَ

yunSarūne

kendilerine de yardım edilmez

Andolsun, (yurtlarından) çıkarılacak olurlarsa onlarla birlikte çıkmazlar. Onlara karşı savaşılırsa da, kendilerine yardımda bulunmazlar; yardım etseler bile (arkalarına) dönüp-kaçarlar. Sonra kendilerine yardım edilmez.

AHZAB
33:17

نَصِيرًا

neSīran

bir yardımcı

De ki "Size bir kötülük isteyecek olsa sizi Allah’tan koruyacak, veya size bir rahmet isteyecek olsa (buna engel olacak) kimdir?" Onlar, kendileri için Allah’ın dışında ne bir veli, ne bir yardımcı bulamazlar.

AHZAB
33:65

نَصِيرًا

neSīran

yardımcı

Orda ebedi olarak kalıcıdırlar. Onlar ne bir veli, ne bir yardımcı bulamayacaklardır.

NISA
4:45

نَصِيرًا

neSīran

yardımcı olarak

Allah, sizin düşmanlarınızı daha iyi bilendir; bir veli (en güvenilir bir dost) olarak Allah yeter, bir yardımcı olarak da Allah yeter.

NISA
4:52

نَصِيرًا

neSīran

(hiçbir) yardımcı

İşte bunlar Allah’ın kendilerini lanetlediğidir. Allah’ın kendisini lanetlediğine hiçbir yardımcı bulamazsın.

NISA
4:75

نَصِيرًا

neSīran

bir yardımcı

Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve "Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize Katından bir veli (koruyucu sahib) gönder, bize Katından bir yardım eden yolla" diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına savaşmıyorsunuz?

NISA
4:89

نَصِيرًا

neSīran

bir yardımcı

Onlar, kendilerinin inkara sapmaları gibi sizin de inkara sapmanızı istediler. Böylelikle bir olacaktınız. Öyleyse Allah yolunda hicret edinceye kadar onlardan veliler (dostlar) edinmeyin. Şayet yine yüz çevirirlerse, artık onları tutun ve her nerede ele geçirirseniz öldürün. Onlardan ne bir veli (dost) edinin, ne de bir yardımcı.

NISA
4:123

نَصِيرًا

neSīran

bir yardımcı

Ne sizin kuruntularınızla, ne de Kitap Ehlinin kuruntularıyla değil. Kim kötülük yaparsa, onunla ceza görür; o, Allah’tan başka bir veli (dost) ve bir yardımcı bulamaz.

NISA
4:145

نَصِيرًا

neSīran

hiçbir yardımcı

Gerçekten münafıklar, ateşin en alçak tabakasındadırlar. Onlara bir yardımcı bulamazsın.

NISA
4:173

نَصِيرًا

neSīran

ve bir yardımcı

Ama iman edenler ve salih amellerde bulunanlar, onlara ecirlerini eksiksiz ödeyecek ve onlara Kendi fazlından ekleyecektir de. Çekimser davrananlar ve büyüklenenler, onları acıklı bir azapla azaplandıracaktır ve kendileri için Allah’tan başka bir (vekil) koruyucu dost ve yardımcı bulamayacaklardır.

MUHAMMED
47:4

لَانْتَصَرَ

lānteSara

öc alırdı

Öyleyse, inkar edenlerle (savaş sırasında) karşı karşıya geldiğiniz zaman, hemen boyunlarını vurun; sonunda onları ’iyice bozguna uğratıp zafer kazanınca da’ artık (esirler için) bağı sımsıkı tutun. Bundan sonra ya bir lütuf olarak (onları bırakın) veya bir fidye (karşılığı salıverin). Öyle ki savaş ağırlıklarını bıraksın (sona ersin). İşte böyle; eğer Allah dilemiş olsaydı, elbette onlardan intikam alırdı. Ancak (savaş,) sizleri birbirinizle denemesi içindir. Allah yolunda öldürülenlerin ise; kesin olarak (Allah,) amellerini giderip-boşa çıkarmaz.

MUHAMMED
47:7

تَنْصُرُوا

tenSurū

siz yardım ederseniz

Ey iman edenler, eğer siz Allah’a (Allah adına İslama ve Müslümanlara) yardım ederseniz, O da size yardım eder ve sizin ayaklarınızı sağlamlaştırır.

MUHAMMED
47:7

يَنْصُرْكُمْ

yenSurkum

(O da) size yardım eder

Ey iman edenler, eğer siz Allah’a (Allah adına İslama ve Müslümanlara) yardım ederseniz, O da size yardım eder ve sizin ayaklarınızı sağlamlaştırır.

MUHAMMED
47:13

نَاصِرَ

nāSira

yardım eden

Seni sürüp-çıkaran memleketinden kuvvet bakımından daha üstün nice memleketler vardı ki, Biz onları yıkıma uğrattık da kendileri için hiçbir yardımcı yoktu.

SAF
61:13

نَصْرٌ

neSrun

bir zafer

Ve seveceğiniz bir başka (nimet) daha var Allah’tan ’yardım ve zafer (nusret)’ ve yakın bir fetih. Mü’minleri müjdele.

SAF
61:14

أَنْصَارَ

enSāra

yardımcıları

Ey iman edenler, Allah’ın yardımcıları olun Meryem oğlu İsa’nın havarilere "Allah’a (yönelirken) benim yardımcılarım kimlerdir?" demesi gibi. Havariler de demişlerdi ki "Allah’ın yardımcıları bizleriz." Böylece İsrailoğulları’ndan bir topluluk iman etmiş, bir topluluk da inkar etmişti. Sonunda Biz iman edenleri düşmanlarına karşı destekledik, onlar da üstün geldiler.

SAF
61:14

أَنْصَارِي

enSārī

benim yardımcılarım

Ey iman edenler, Allah’ın yardımcıları olun Meryem oğlu İsa’nın havarilere "Allah’a (yönelirken) benim yardımcılarım kimlerdir?" demesi gibi. Havariler de demişlerdi ki "Allah’ın yardımcıları bizleriz." Böylece İsrailoğulları’ndan bir topluluk iman etmiş, bir topluluk da inkar etmişti. Sonunda Biz iman edenleri düşmanlarına karşı destekledik, onlar da üstün geldiler.

SAF
61:14

أَنْصَارُ

enSāru

yardımcların

Ey iman edenler, Allah’ın yardımcıları olun Meryem oğlu İsa’nın havarilere "Allah’a (yönelirken) benim yardımcılarım kimlerdir?" demesi gibi. Havariler de demişlerdi ki "Allah’ın yardımcıları bizleriz." Böylece İsrailoğulları’ndan bir topluluk iman etmiş, bir topluluk da inkar etmişti. Sonunda Biz iman edenleri düşmanlarına karşı destekledik, onlar da üstün geldiler.

FETIH
48:3

وَيَنْصُرَكَ

ve yenSurake

ve sana yardım etsin (diye)

Ve Allah, sana ’üstün ve onurlu’ bir zaferle yardım etsin.

FETIH
48:3

نَصْرًا

neSran

bir yardımla (zaferle)

Ve Allah, sana ’üstün ve onurlu’ bir zaferle yardım etsin.

FETIH
48:22

نَصِيرًا

neSīran

bir yardımcı

Kafir olanlar, sizinle savaşmış olsalardı, arkalarını dönüp kaçarlardı; sonra, ne bir veli (koruyucu dost), ne bir yardımcı bulamazlardı.

MAIDE
5:14

نَصَارَىٰ

neSārā

hıristiyanız

Ve "Biz Hıristiyanlarız" diyenlerden kesin söz (misak) almıştık. Sonunda onlar kendilerine hatırlatılan şeyden (yararlanıp) pay almayı unuttular. Böylece Biz de, kıyamete kadar aralarında kin ve düşmanlık saldık. Allah, yapageldikleri şeyi onlara haber verecektir.

MAIDE
5:18

وَالنَّصَارَىٰ

ve nneSārā

ve hıristiyanlar

Yahudi ve Hıristiyanlar "Biz Allah’ın çocuklarıyız ve sevdikleriyiz" dedi. De ki "Peki, ne diye sizi günahlarınızdan dolayı azaplandırıyor? Hayır, siz O’nun yarattığından birer beşersiniz. O, dilediğini bağışlar, dilediğini azaplandırır. Göklerin, yerin ve bunların arasındakilerin tümünün mülkü Allah’ındır. Son varış O’nadır."

MAIDE
5:51

وَالنَّصَارَىٰ

ve nneSārā

ve hıristiyanları

Ey iman edenler, Yahudi ve Hıristiyanları dostlar (veliler) edinmeyin; onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden onları kim dost edinirse, kuşkusuz onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna hidayet vermez.

MAIDE
5:69

وَالنَّصَارَىٰ

ve nneSārā

ve hıristiyanlar(dan)

Gerçek şu ki, iman edenlerle Yahudiler, Sabiîler ve Hıristiyanlardan Allah’a, ahiret gününe inanan ve salih amellerde bulunanlar; onlar için korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır.

MAIDE
5:72

أَنْصَارٍ

enSārin

yardımcıları

Andolsun, "Şüphesiz Allah, Meryem oğlu Mesih’tir" diyenler küfre düşmüştür. Oysa Mesih’in dediği (şudur) "Ey İsrailoğulları, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a ibadet edin. Çünkü O, Kendisi’ne ortak koşana şüphesiz cenneti haram kılmıştır, onun barınma yeri ateştir. Zulmedenlere yardımcı yoktur."

MAIDE
5:82

نَصَارَىٰ

neSārā

hıristiyanlarız

Andolsun, insanlar içinde, mü’minlere en şiddetli düşman olarak Yahudileri ve müşrikleri bulursun. Onlardan, iman edenlere sevgi bakımından en yakın olarak da "Hıristiyanlarız" diyenleri bulursun. Bu, onlardan (birtakım) papaz ve rahiplerin olması ve onların gerçekte büyüklük taslamamaları nedeniyledir.

HADID
57:25

يَنْصُرُهُ

yenSuruhu

kendisine yardım edeceğini

Andolsun, Biz elçilerimizi apaçık belgelerle gönderdik ve insanlar adaleti ayakta tutsunlar diye, onlarla birlikte kitabı ve mizanı indirdik. Ve kendisine çetin bir sertlik ve insanlar için (çeşitli) yararlar bulunan demiri de indirdik; öyle ki Allah, Kendisi’ne ve elçilerine gayb ile (görmedikleri halde) kimlerin yardım edeceğini bilsin (ortaya çıkarsın). Şüphesiz Allah, büyük kuvvet sahibidir, üstün olandır.

TEVBE
9:14

وَيَنْصُرْكُمْ

ve yenSurkum

ve sizi üstün getirsin

Onlarla çarpışınız. Allah, onları sizin ellerinizle azaplandırsın, hor ve aşağılık kılsın ve onlara karşı size zafer versin, mü’minler topluluğunun göğsünü şifaya kavuştursun.

TEVBE
9:25

نَصَرَكُمُ

neSarakumu

size yardım etmişti

Andolsun, Allah birçok yerlerde ve Huneyn gününde size yardım etti. Hani çok sayıda oluşunuz sizi böbürlendirip-gururlandırmıştı, fakat size bir şey de sağlayamamıştı. Yer ise, bütün genişliğine rağmen size dar gelmişti, sonra arkanıza dönüp gerisin geri gitmiştiniz.

TEVBE
9:30

النَّصَارَى

n-neSārā

Hıristiyanlar

Yahudiler "Üzeyir Allah’ın oğludur" dediler; Hıristiyanlar da "Mesih Allah’ın oğludur" dediler. Bu, onların ağızlarıyla söylemeleridir; onlar, bundan önceki inkar edenlerin sözlerini taklid ediyorlar. Allah onları kahretsin; nasıl da çevriliyorlar?

TEVBE
9:40

تَنْصُرُوهُ

tenSurūhu

siz ona yardım etmezseniz

Siz Ona (Peygambere) yardım etmezseniz, Allah Ona yardım etmiştir. Hani kafirler ikiden biri olarak Onu (Mekke’den) çıkarmışlardı; ikisi mağarada olduklarında arkadaşına şöyle diyordu "Hüzne kapılma, elbette Allah bizimle beraberdir." Böylece Allah Ona ’huzur ve güvenlik duygusunu’ indirmişti, Onu sizin görmediğiniz ordularla desteklemiş, inkar edenlerin de kelimesini (inkar çağrılarını) alçaltmıştı. Oysa Allah’ın kelimesi, Yüce olandır. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

TEVBE
9:40

نَصَرَهُ

neSarahu

ona yardım etmişti

Siz Ona (Peygambere) yardım etmezseniz, Allah Ona yardım etmiştir. Hani kafirler ikiden biri olarak Onu (Mekke’den) çıkarmışlardı; ikisi mağarada olduklarında arkadaşına şöyle diyordu "Hüzne kapılma, elbette Allah bizimle beraberdir." Böylece Allah Ona ’huzur ve güvenlik duygusunu’ indirmişti, Onu sizin görmediğiniz ordularla desteklemiş, inkar edenlerin de kelimesini (inkar çağrılarını) alçaltmıştı. Oysa Allah’ın kelimesi, Yüce olandır. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

TEVBE
9:74

نَصِيرٍ

neSīrin

yardımcısı

Allah’a and içiyorlar ki (o inkar sözünü) söylemediler. Oysa andolsun, onlar inkar sözünü söylemişlerdir ve İslamlıklarından sonra inkara sapmışlardır ve erişemedikleri bir şeye yeltenmişlerdir. Oysa intikama kalkışmalarının, kendilerini Allah’ın ve elçisinin bol ihsanından zengin kılmasından başka (bir nedeni) yoktu. Eğer tevbe ederlerse kendileri için hayırlı olur, eğer yüz çevirirlerse Allah onları dünyada da, ahirette de acı bir azapla azaplandırır. Onlar için yeryüzünde bir koruyucu-dost ve bir yardımcı yoktur.

TEVBE
9:100

وَالْأَنْصَارِ

vel’enSāri

ve Ensardan

Öne geçen Muhacirler ve Ensar ile onlara güzellikle uyanlar; Allah onlardan hoşnut olmuştur, onlar da O’ndan hoşnut olmuşlardır ve (Allah) onlara, içinde ebedi kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte büyük ’kurtuluş ve mutluluk’ budur.

TEVBE
9:116

نَصِيرٍ

neSīrin

yardımcınız

Gerçek şu ki, göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır; diriltir ve öldürür. Sizin Allah’tan başka veliniz ve yardımcınız yoktur.

TEVBE
9:117

وَالْأَنْصَارِ

vel’enSāri

ve Ensarı

Andolsun Allah, Peygamberin, muhacirlerin ve ensarın üzerine tevbe ihsan etti. Ki onlar -içlerinde bir bölümünün kalbi neredeyse kaymak üzereyken- ona güçlük saatinde tabi oldular. Sonra onların tevbelerini kabul etti. Çünkü O, onlara (karşı) çok şefkatlidir, çok esirgeyicidir.

NASR
110:1

نَصْرُ

neSru

yardımı

Allah’ın yardımı ve fetih geldiği zaman,