وَمَا كَانَ لَهُمْ مِنْ أَوْلِيَاءَ يَنْصُرُونَهُمْ مِنْ دُونِ اللَّهِ ۗ وَمَنْ يُضْلِلِ اللَّهُ فَمَا لَهُ مِنْ سَبِيلٍ
Ve ma kane lehüm min evliyae yensurunehüm min dunillah ve mey yudlilillahü fe ma lehu min sebıl
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Ve Allah’tan başka onlara yardım edecek bir dost da yoktur ve Allah, kimi saptırırsa artık bir yol yok ona. |
Abdullah Parlıyan |
Ve Allah’a karşı kendilerine yardım edecek bir koruyucu bulamayacaklardır. Çünkü Allah’ın saptırdığı kimse için bir kurtuluş yolu yoktur. |
Adem Uğur |
Onların Allah’tan başka kendilerine yardım edecek hiçbir dostları yoktur. Allah kimi saptırırsa artık onun kurtuluşa çıkan bir yolu yoktur. |
Ahmed Hulusi |
Onların Allâh’tan başka kendilerine yardım edecek velîleri de yoktur... Allâh kimi saptırırsa, onun için artık bir yol yoktur. |
Ahmet Varol |
Onların Allah’tan başka kendilerine yardım edecek dostları yoktur. Allah kimi saptırırsa artık onun için hiçbir yol yoktur. |
Ali Bulaç |
Onların Allah’ın dışında kendilerine yardım edecek velileri yoktur. Allah kimi saptırırsa, artık onun için hiçbir (çıkış) yolu yoktur. |
Ali Fikri Yavuz |
Onlara, Allah’ın azabından kendilerini kurtaracak yardımcılar yoktur. Kimi de Allah saptırırsa, artık onun için bir yol (kurtuluş) yoktur. |
Bayraktar Bayraklı |
Onların Allah`tan başka kendilerine yardım edecek hiçbir dostları olmayacaktır. Allah kimi saptırırsa, artık onun kurtuluşa çıkan bir yolu yoktur. |
Bekir Sadak |
Onlarin, Allah’tan baska kendilerine yardim edecek dostlari da yoktur. Allah’in saptirdigi kimsenin cikar yolu olmaz. |
Celal Yıldırım |
Onlara Allah’tan başka yardım edecek dostlar, sahip de bulun maz. Allah, kimi saptırırsa, onun için bir yol da yoktur. |
Cemal Külünkoğlu |
Onların Allah`tan başka kendilerine yardım edecek hiçbir dostları yoktur. Allah, kimi (bulunduğu) sapıklıkta bırakırsa, artık onun için hiçbir çıkar yol yoktur. |
Diyanet İşleri |
Onların Allah’tan başka kendilerine yardım edecek dostları da yoktur. Allah, kimi saptırırsa artık onun için hiçbir çıkar yol yoktur. |
Diyanet Vakfı |
Onların Allah’tan başka kendilerine yardım edecek hiçbir dostları yoktur. Allah kimi saptırırsa artık onun kurtuluşa çıkan bir yolu yoktur. |
Edip Yüksel |
Onların, ALLAH’tan başka kendilerine yardım edecek bir dostları yoktur. ALLAH’ın saptırdığı kimse için bir yol bulunmaz. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Onların Allah’tan başka kendilerine yardım edecek hiçbir dostları yoktur. Allah kimi saptırırsa, artık onun için çıkar bir yol yoktur. |
Fizil-al il Kuran |
Onların, Allah’tan başka kendilerine yardım edecek dostları yoktur. Allah kimi sapıklıkta bırakırsa artık onun için bir kurtuluş yolu yoktur. |
Gültekin Onan |
Onların Tanrı’nın dışında kendilerine yardım edecek velileri yoktur. Tanrı kimi saptırırsa, artık onun için hiçbir (çıkış) yolu yoktur. |
Harun Yıldırım |
Onların Allah’ın dışında kendilerine yardım edecek velileri de yoktur. Allah’ın saptırdığı kimselerin yol bulmalarına imkan yoktur. |
Hasan Basri Çantay |
Onların Allahdan başka kendilerine yardım edecek, hiçbir dostları yokdur. Allah kimi sapıklıkda bırakırsa ona hiçbir yol yokdur. |
Hayrat Neşriyat |
Hem onların Allah`dan başka kendilerine yardım edecek hiçbir dostları yoktur. Çünki Allah, kimi (isyânındaki inadından dolayı) dalâlete atarsa, artık onun (kurtulması) için bir yol yoktur. |
İbn-i Kesir |
Onların Allah’tan başka kendilerine yardım edecek velileri de yoktur. Kimi de Allah saptırırsa; artık onun için bir yol yoktur. |
İlyas Yorulmaz |
Artık onların, Allah dan başka hiçbir koruyucuları yok ki, onlara yardım etsinler. Zira Allah kimi sapıklık içerisinde bırakırsa, artık onun için hiçbir kurtuluş yolu yoktur. |
İskender Ali Mihr |
Ve onların, kendilerine yardım edecek Allah’tan başka dostları yoktur. Ve Allah kimi dalâlette bırakırsa artık onun için bir yol (kurtuluş) yoktur. |
Kadri Çelik |
Onların Allah’ın dışında kendilerine yardım edecek velileri yoktur. Allah kimi saptırırsa, artık onun için hiç bir (çıkılacak) yol yoktur. |
Muhammed Esed |
ve Allah’a karşı kendilerine yardım edecek bir koruyucu bulamayacaklar, çünkü Allah’ın saptırdığı için (kurtuluş) yolu yoktur. |
Mustafa İslamoğlu |
ve Allah`a karşı onlara yardım eden candan bir dost olmayacak zira Allah kimin sapmasına izin verirse, onun için hiçbir çıkış yolu kalmaz. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Ve onlar için Allah’ın ötesinde kendilerine yardım edecekler olan dostlardan bir kimse yoktur ve her kimi ki, Allah sapıtırsa artık onun için bir yol da yoktur. |
Ömer Öngüt |
Onların Allah’tan başka kendilerine yardım edecek dostları da yoktur. Allah kimi saptırırsa, artık onun için bir yol yoktur. |
Sadık Türkmen |
Onların Allah’ın dışında, kendilerine yardım edecek koruyucu dostları yoktur. Allah, kimi (yanlış hayat tarzını seçenleri) sapıklığında bırakırsa, artık onun için bir yol (kurtuluş) yoktur. |
Seyyid Kutub |
Onların, Allah’tan başka kendilerine yardım edecek dostları yoktur. Allah kimi sapıklıkta bırakırsa artık onun için bir kurtuluş yolu yoktur. |
Suat Yıldırım |
Kendilerine, Allah’tan başka yardım edecek dostları da yoktur artık. Allah kimi şaşırtırsa artık onun için hiçbir kurtuluş yolu yoktur. |
Süleyman Ateş |
Onların, Allah’tan başka kendilerine yardım edecek velileri yoktur. Allâh kimi sapıklıkta bırakırsa artık onun için bir (kurtuluş) yol(u) yoktur. |
Şaban Piriş |
Onların, Allah’tan başka kendilerine yardım edecek hiçbir velileri yoktur. Allah’ın sapıklıkta bıraktığı kimse için bir yol yoktur. |
Tefhim-ul Kur'an |
Onların Allah’ın dışında kendilerine yardım edecek velileri yoktur. Allah kimi saptırırsa, artık onun için hiçbir (çıkış) yolu yoktur. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Onların Allah’tan başka kendilerine yardım edecek velileri yoktur. Allah’ın saptırdığı kimse için artık hiçbir yol yoktur. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
And no protectors have they to help them, other than Allah. And for any whom Allah leaves to stray, there is no way (to the Goal). |
وَمَا ve mā |
ve yoktur | |
كَانَ kāne |
ك و ن | |
لَهُمْ lehum |
onların | |
مِنْ min |
hiçbir | |
أَوْلِيَاءَ evliyā'e |
velileri | و ل ي |
يَنْصُرُونَهُمْ yenSurūnehum |
kendilerine yardım edecek | ن ص ر |
مِنْ min |
||
دُونِ dūni |
başka | د و ن |
اللَّهِ llahi |
Allah’tan | |
وَمَنْ ve men |
ve kimi | |
يُضْلِلِ yuDlili |
sapıklıkta bırakırsa | ض ل ل |
اللَّهُ llahu |
Allah | |
فَمَا femā |
artık yoktur | |
لَهُ lehu |
onun için | |
مِنْ min |
hiçbir | |
سَبِيلٍ sebīlin |
yol | س ب ل |