وَإِذَا تُتْلَىٰ عَلَيْهِمْ آيَاتُنَا بَيِّنَاتٍ قَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لِلْحَقِّ لَمَّا جَاءَهُمْ هَٰذَا سِحْرٌ مُبِينٌ
Ve iza tütla aleyhim ayatüna beyyinatin kalellezıne keferu lil hakkı lemma caehüm haza sıhrum mübın
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Onlara apaçık âyetlerimiz okundu mu gerçeği inkâr edenler, gerçek, onlara gelince bu derler, aşikâr bir büyü. |
Abdullah Parlıyan |
Onlara apaçık ayetlerimiz okundu mu, Allah’tan gelen gerçekleri örtbas edenler, kendilerine gelen bu gerçek için, bu apaçık bir büyüdür derler. |
Adem Uğur |
Ayetlerimiz onlara açıkça okunduğu zaman hakikat kendilerine geldiğinde onu inkâr edenler "Bu, apaçık bir büyüdür" dediler. |
Ahmed Hulusi |
İşaretlerimiz kendilerine apaçık bildirildiğinde, o hakikat bilgisini inkâr edenler, kendilerine geldiğinde Hak için "Bu apaçık bir büyüdür" dediler. |
Ahmet Varol |
’Bu apaçık bir büyüdür’ derler. |
Ali Bulaç |
Onlara açık belgeler olarak ayetlerimiz okunduğu zaman, o inkar edenler kendilerine gelmiş olan hak için dediler ki "Bu, apaçık bir büyüdür." |
Ali Fikri Yavuz |
Onlara açık ve parlak olarak ayetlerimiz okunduğu zaman, o kâfirler, kendilerine hak olan o ayetler gelince, dediler ki "- Bu açık bir sihirdir." |
Bayraktar Bayraklı |
Âyetlerimiz onlara apaçık okunduğunda, hakikat kendilerine geldiğinde onu inkâr edenler, “Bu, apaçık bir büyüdür” dediler. |
Bekir Sadak |
Ayetlerimiz onlara acikca okundugu zaman inkar edenlere, kendilerine gelen gercek icin «Bu, apacik bir buyudur» derler. |
Celal Yıldırım |
Onlara âyetlerimiz açık-seçik okunduğu zaman, küfre saplanıp kalanlar, kendilerine gelen hakk için, «bu açık bir sihirdir» derler. |
Cemal Külünkoğlu |
Ayetlerimiz onlara açıkça okunduğu zaman inkâr edenler kendilerine gelen gerçek için “Bu, apaçık bir büyüdür” derler. |
Diyanet İşleri |
Âyetlerimiz onlara açıkça okunduğu zaman, o küfredenler kendilerine geldiğinde Hak (kitap Kur’an) için, düşünmeden "Bu, apaçık bir büyüdür" dediler. |
Diyanet Vakfı |
Âyetlerimiz onlara açıkça okunduğu zaman hakikat kendilerine geldiğinde onu inkâr edenler «Bu, apaçık bir büyüdür» dediler. |
Edip Yüksel |
Kendilerine apaçık ayetlerimiz okunduğunda, kendilerine gelen gerçeğe karşı çıkanlar, "Bu, açıkça bir büyüdür" dediler. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Bizim âyetlerimiz kendilerine apaçık okunduğu zaman inkâr edenler kendilerine gelen hak kitap için «Bu apaçık bir büyüdür.» dediler. |
Fizil-al il Kuran |
Ayetlerimiz onlara açıkça okunduğu zaman inkar edenler kendilerine gelen gerçek için «Bu, apaçık bir büyüdür» derler. |
Gültekin Onan |
Onlara açık belgeler olarak ayetlerimiz okunduğu zaman, o küfredenler kendilerine gelmiş olan hak için dediler ki "Bu, apaçık bir büyüdür." |
Harun Yıldırım |
Onlara açık belgeler olarak ayetlerimiz okunduğu zaman, küfürlerinde bilinçli olarak ısrar edenler kendilerine gelmiş hak için dediler ki "Bu, apaçık bir sihirdir." |
Hasan Basri Çantay |
Karşılarında açık açık âyetlerimiz okunduğu vakit (içlerinde) o küfredenler, kendilerine o hak gelince «Bu, apâşikâr bir büyüdür» dediler. |
Hayrat Neşriyat |
Ve âyetlerimiz onlara açıkça okunduğunda inkâr edenler, kendilerine geldiği vakit o hak olan (Allah kelâmın)a dedi ki `Bu apaçık bir sihirdir!` |
İbn-i Kesir |
Onlara, ayetlerimiz açıkça okunduğu zaman; kendilerine geldiğinde hakkı inkar edenler Bu, apaçık bir büyüdür, dediler. |
İlyas Yorulmaz |
O inkâr edenlere ayetlerimiz okunduğu zaman, onlara gelen Hak (Kur’an) için "Bu, apaçık bir aldatmaca (sihir)" derler. |
İskender Ali Mihr |
Ve onlara âyetlerimiz beyan edilerek (açıklanarak) okunduğu zaman kâfirler, (âyetlerimiz) onlara gelince, hak (âyetlerimiz) için "Bu, apaçık bir sihirdir." dediler. |
Kadri Çelik |
Onlara açık belgeler olarak ayetlerimiz okunduğu zaman, o küfre sapanlar kendilerine gelmiş olan hak için, "Bu, apaçık bir büyüdür" derler. |
Muhammed Esed |
Ama mesajlarımız ne zaman onlara bütün açıklığıyla iletildiyse, hakikati inkara şartlanmış olanlar, hakikat kendilerine iletilir iletilmez onun hakkında, "Bu, göz boyayan bir büyüden başka bir şey değil!" diye konuşurlar. |
Mustafa İslamoğlu |
Evet ne zaman ayetlerimiz onlara bütün açıklığıyla tebliğ edildiyse, inkar eden kimseler ayaklarına kadar gelen hakikat için "Bu etkili bir sihirdir!" dediler. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Ve onlara karşı açık açık âyetlerimiz okunduğu zaman kendilerine geldiği vakit hakkı inkâr edenler dedi ki «İşte bu bir apaçık sihirdir.» |
Ömer Öngüt |
Onlara âyetlerimiz açık açık okunduğu zaman, hakikat kendilerine geldiğinde onu inkâr edenler "Bu apaçık bir sihirdir. " dediler. |
Sadık Türkmen |
Apaçik ayetlerimiz onlara okunduğu zaman, kendilerine gelen gerçeği inkâr edenler dediler ki "Bu apaçık bir sihirdir." |
Seyyid Kutub |
«Bu, apaçık bir büyüdür» derler. |
Suat Yıldırım |
Âyetlerimiz açık açık okunup beyan edildiğinde o kâfirler önlerine gelen gerçek hakkında "Bu, besbelli bir sihirdir!" derler. |
Süleyman Ateş |
Onlara açık açık âyetlerimiz okunduğu zaman kendilerine gelen hakkı inkâr edenler "Bu, apaçık bir büyüdür" dediler. |
Şaban Piriş |
Açıklayıcı ayetlerimiz onlara okunduğu zaman, kendilerine gelen gerçeği inkar edenler şöyle dediler -Bu, apaçık bir sihirdir! |
Tefhim-ul Kur'an |
Onlara açık belgeler olarak ayetlerimiz okunduğu zaman, o küfredenler kendilerine gelmiş olan hak için dediler ki «Bu, apaçık bir büyüdür.» |
Yaşar Nuri Öztürk |
Herşeyi ayan beyan gösteren ayetlerimiz onlara okunduğunda, kendilerine gelmiş olan hakkı inkâr edenler şöyle derler "Açık bir büyüdür bu!" |
Yusuf Ali (İngilizce) |
When Our Clear Signs are rehearsed to them, the Unbelievers say, of the Truth when it comes to them "This is evident sorcery!" |
وَإِذَا ve iƶā |
ve zaman | |
تُتْلَىٰ tutlā |
okunduğu | ت ل و |
عَلَيْهِمْ ǎleyhim |
onlara | |
ايَاتُنَا āyātunā |
ayetlerimiz | ا ي ي |
بَيِّنَاتٍ beyyinātin |
açık açık | ب ي ن |
قَالَ ḳāle |
dediler | ق و ل |
الَّذِينَ elleƶīne |
kimseler | |
كَفَرُوا keferū |
inkar eden(ler) | ك ف ر |
لِلْحَقِّ lilHaḳḳi |
hakk için | ح ق ق |
لَمَّا lemmā |
||
جَاءَهُمْ cā'ehum |
kendilerine gelen | ج ي ا |
هَٰذَا hāƶā |
bu | |
سِحْرٌ siHrun |
bir büyüdür | س ح ر |
مُبِينٌ mubīnun |
apaçık | ب ي ن |