ت ل و kökü Kur'an'da 63 defa geçmektedir.

AYETLER

KALEM
68:15

تُتْلَىٰ

tutlā

okunduğu

Kendisine ayetlerimiz okunduğu zaman "(Bunlar) Eskilerin uydurma masallarıdır" diyen.

ŞEMS
91:2

تَلَاهَا

telāhā

onu izleyen

Onu izlediği zaman Ay’a,

A'RAF
7:175

وَاتْلُ

vetlu

ve oku

Onlara kendisine ayetlerimizi verdiğimiz kişinin haberini anlat. O, bundan sıyrılıp-uzaklaşmış, şeytan onu peşine takmıştı. O da sonunda azgınlardan olmuştu.

FATIR
35:29

يَتْلُونَ

yetlūne

okuyan(lar)

Gerçekten Allah’ın Kitab’ını okuyanlar, namazı dosdoğru kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infak edenler; kesin olarak zarara uğramayacak bir ticareti umabilirler.

MERYEM
19:58

تُتْلَىٰ

tutlā

okunduğu

İşte bunlar; kendilerine Allah’ın nimet verdiği peygamberlerdendir; Adem’in soyundan, Nuh ile birlikte taşıdıklarımız (insan nesillerin)den, İbrahim ve İsrail (Yakup)in soyundan, doğru yola eriştirdiklerimizden ve seçtiklerimizdendirler. Onlara Rahman (olan Allah’)ın ayetleri okunduğunda, ağlayarak secdeye kapanırlar.

MERYEM
19:73

تُتْلَىٰ

tutlā

okunduğu

Onlara apaçık ayetlerimiz okunduğunda, o inkar edenler, iman edenlere derler ki "İki gruptan hangisi, makam bakımından daha iyi, topluluk bakımından daha güzeldir?"

ŞU'ARA
26:69

وَاتْلُ

vetlu

oku

Onlara İbrahim’in haberini de aktar-oku

NEML
27:92

أَتْلُوَ

etluve

okumam

"Ve Kur’an’ı okumakla da (emrolundum). Artık kim hidayete gelirse, kendi nefsi için hidayete gelmiştir; kim sapacak olursa, de ki "Ben yalnızca uyarıcılardanım."

KASAS
28:3

نَتْلُو

netlū

okuyacağız

Mü’min olan bir kavim için hak olmak üzere, Musa ve Firavun’un haberinden (bir bölümünü) sana okuyacağız.

KASAS
28:45

تَتْلُو

tetlū

okusaydın

Ancak Biz birçok nesiller inşa ettik de onların üzerinde (nice) ömür(ler) uzayıp geçti. Ve sen Medyen halkı içinde yaşayıp da ayetlerimizi onlardan okuyarak öğrenmiş değilsin. Ancak (bu bilgileri sana) gönderen Biziz.

KASAS
28:53

يُتْلَىٰ

yutlā

(Kur’an) okunduğu

Onlara okunduğu zaman "Biz ona inandık, gerçekten o, Rabbimiz’den olan bir haktır, şüphesiz biz bundan önce de Müslümanlar idik" derler.

KASAS
28:59

يَتْلُو

yetlū

okuyan

Senin Rabbin, ’ana yerleşim merkezlerine’ onlara ayetlerimizi okuyan bir elçi göndermedikçe şehirleri yıkıma uğratıcı değildir. Ve Biz, halkı zulmeden şehirlerden başkasını da yıkıma uğratıcı değiliz.

İSRA
17:107

يُتْلَىٰ

yutlā

okunduğu

De ki "İster ona inanın, ister inanmayın O, daha önce kendilerine ilim verilenlere okunduğu zaman, çenelerinin üstüne kapanarak secde ederler."

YUNUS
10:15

تُتْلَىٰ

tutlā

okunduğunda

Onlara ayetlerimiz apaçık belgeler olarak okunduğunda, Bizimle karşılaşmayı ummayanlar, derler ki "Bundan başka bir Kur’an getir veya onu değiştir." De ki "Benim onu kendi nefsimin bir öngörmesi olarak değiştirmem benim için olacak şey değildir. Ben, yalnızca bana vahyolunana uyarım. Eğer Rabbime isyan edersem, gerçekten ben, büyük günün azabından korkarım."

YUNUS
10:16

تَلَوْتُهُ

televtuhu

bunu okumazdım

De ki "Eğer Allah dileseydi, onu size okumazdım ve onu size bildirmezdi. Ben ondan önce sizin içinizde bir ömür sürdüm. Siz yine de akıl erdirmeyecek misiniz?"

YUNUS
10:61

تَتْلُو

tetlū

okusanız

Senin içinde olduğun herhangi bir durum, onun hakkında Kur’an’dan okuduğun herhangi bir şey ve sizin işlediğiniz herhangi bir iş yoktur ki, ona (iyice) daldığınızda, Biz sizin üzerinizde şahidler durmuş olmayalım. Yerde ve gökte zerre ağırlığınca hiçbir şey Rabbinden uzakta (saklı) kalmaz. Bunun daha küçüğü de, daha büyüğü de yoktur ki, apaçık bir kitapta (kayıtlı) olmasın.

YUNUS
10:71

وَاتْلُ

vetlu

oku

Onlara Nuh’un haberini oku. Hani kavmine demişti ki "Ey kavmim, benim makamım ve Allah’ın ayetleriyle hatırlatmalarım eğer size ağır geliyorsa ben, şüphesiz Allah’a tevekkül etmişim. Artık siz ortaklarınızla toplanıp yapacağınız işi karara bağlayın da işiniz size örtülü kalmasın (veya tasa konusu olmasın), sonra hakkımdaki hükmünüzü -bana süre tanımaksızın- verin.

HUD
11:17

وَيَتْلُوهُ

ve yetlūhu

ve onu izleyen

Rabbinden apaçık bir delil üzerinde bulunan, onu yine ondan bir şahid izleyen ve ondan önce bir önder ve rahmet olarak Musa’nın kitabı (kendisini doğrulamakta) bulunan kimse, (artık onlar) gibi midir? İşte onlar, buna (Kur’an’a) inanırlar. Gruplardan biri onu inkar ederse, ateş ona vaadedilen yerdir. Öyleyse, bundan kuşkuda olma, çünkü o, Rabbinden olan bir haktır. Ancak insanların çoğunluğu inanmazlar.

EN'ÂM
6:151

أَتْلُ

etlu

okuyayım

De ki "Gelin size Rabbinizin neleri haram kıldığını okuyayım O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın, anne-babaya iyilik edin, yoksulluk-endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. -Sizin de, onların da rızıklarını Biz vermekteyiz- Çirkin-kötülüklerin açığına ve gizli olanına yaklaşmayın. Hakka dayalı olma dışında, Allah’ın (öldürülmesini) haram kıldığı kimseyi öldürmeyin. İşte bunlarla size tavsiye (emr) etti; umulur ki akıl erdirirsiniz."

SAFFAT
37:3

فَالتَّالِيَاتِ

fettāliyāti

ve okuyanlara

Zikir okuyanlara,

LOKMAN
31:7

تُتْلَىٰ

tutlā

okunduğu

Ona ayetlerimiz okunduğunda, sanki işitmiyormuş ve kulaklarında bir ağırlık varmış gibi, büyüklük taslayarak (müstekbirce) sırtını çevirir. Artık sen ona acı bir azap ile müjde ver.

SEBE
34:43

تُتْلَىٰ

tutlā

okunduğu

Onlara, apaçık olan ayetlerimiz okunduğunda "Bu, sizi babalarınızın taptıkların(ilahlar)dan alıkoymak isteyen bir adamdan başkası değildir" dediler. Ve dediler ki "Bu, düzülüp uydurulmuş bir yalan (iftira)dan başka bir şey de değildir." İnkar edenler de, kendilerine geldiği zaman hak için "Bu, apaçık bir büyüden başka bir şey değildir" dediler.

ZÜMER
39:71

يَتْلُونَ

yetlūne

okuyan

İnkar edenler, cehenneme bölük bölük sevkedildiler. Sonunda oraya geldikleri zaman, kapıları açıldı ve onlara (cehennemin) bekçileri dedi ki "Size Rabbinizin ayetlerini okuyan ve bugünle karşılaşacağınızı (söyleyip) sizi uyaran elçiler gelmedi mi?" Onlar "Evet." dediler. Ancak azap kelimesi kafirlerin üzerine hak oldu.

CASIYE
45:6

نَتْلُوهَا

netlūhā

onları okuyoruz

İşte bunlar, Allah’ın ayetleridir; sana bunları hak olmak üzere okuyoruz. Öyleyse onlar, Allah’tan ve O’nun ayetlerinden sonra hangi söze iman edecekler?

CASIYE
45:8

تُتْلَىٰ

tutlā

okunduğunu

Kendisine Allah’ın ayetleri okunurken işitir, sonra müstekbirce (inatla büyüklük taslayarak) sanki işitmemiş gibi ısrar eder. Artık sen onu acı bir azapla müjdele.

CASIYE
45:25

تُتْلَىٰ

tutlā

okunduğu

Onlara açık belgeler olarak ayetlerimiz okunduğu zaman, onların (sözde) delilleri "Eğer doğru sözlüler iseniz, atalarımızı (diriltip) getirin" demekten başkası değildir.

CASIYE
45:31

تُتْلَىٰ

tutlā

okunurdu

İnkar edenlere gelince; "Size karşı ayetlerim okunduğunda büyüklük taslayan (müstekbir olan)lar ve suçlu-günahkar bir kavim olanlar sizler değil miydiniz?"

AHKAF
46:7

تُتْلَىٰ

tutlā

okunduğu

Onlara açık belgeler olarak ayetlerimiz okunduğu zaman, o inkar edenler kendilerine gelmiş olan hak için dediler ki "Bu, apaçık bir büyüdür."

KEHF
18:27

وَاتْلُ

vetlu

oku

Sana Rabbinin kitabından vahyedileni oku. O’nun sözlerini değiştirici yoktur ve O’nun dışında kesin olarak bir sığınacak (makam) bulamazsın.

KEHF
18:83

سَأَتْلُو

seetlū

okuyacağım

Sana (Ey Muhammed,) Zu’l-Karneyn hakkında sorarlar. De ki "Size, ondan ’öğüt ve hatırlatma olarak’ (bazı bilgiler) vereceğim.

MÜ'MINUN
23:66

تُتْلَىٰ

tutlā

okunuyor

Gerçekten Benim ayetlerim size okunuyordu, fakat siz topuklarınız üzerinde geri dönüyordunuz;

MÜ'MINUN
23:105

تُتْلَىٰ

tutlā

okunurdu

Ayetlerim size okunuyorken, yalanlayanlar sizler değil miydiniz?

ANKEBUT
29:45

اتْلُ

Atlu

oku

Sana Kitap’tan vahyedileni oku ve namazı dosdoğru kıl. Gerçekten namaz, çirkin utanmazlıklar (fahşa)dan ve kötülüklerden alıkoyar. Allah’ı zikretmek ise muhakkak en büyük (ibadet)tür. Allah, yaptıklarınızı bilir.

ANKEBUT
29:48

تَتْلُو

tetlū

okuyan

Bundan önce sen hiç kitap okuyan değildin ve onu sağ elinle de yazmıyordun. Böyle olsaydı, batılda olanlar kuşkuya kapılırlardı.

ANKEBUT
29:51

يُتْلَىٰ

yutlā

okunan

Kendilerine okunmakta olan Kitab’ı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu? Şüphesiz, bunda iman eden bir kavim için gerçekten bir rahmet ve bir öğüt (zikir) vardır.

MUTAFFIFIN
83:13

تُتْلَىٰ

tutlā

okunduğu

Ona ayetlerimiz okunduğu zaman "Geçmişlerin masallarıdır" dedi.

RA'D
13:30

لِتَتْلُوَ

litetluve

okuyasın diye

Böylece Biz seni, kendisinden önce nice ümmetler gelip-geçmiş olan bir ümmete (elçi olarak) gönderdik; sana vahyettiklerimizi onlara okuyasın diye. Oysa onlar Rahman’a nankörlük ediyorlar. De ki "O, benim Rabbimdir, O’ndan başka İlah yoktur. Ben O’na tevekkül ettim ve son dönüş O’nadır."

HAC
22:30

يُتْلَىٰ

yutlā

oku(nup açıkla)nan

İşte böyle; kim Allah’ın haram kıldıklarını (gözetip hükümlerini) yüceltirse, Rabbinin Katında kendisi için hayırlıdır. Size (haklarında yasaklar) okunanlar dışındaki hayvanlar helal kılındı. Öyleyse iğrenç bir pislik olan putlardan kaçının, yalan söz söylemekten de kaçının.

HAC
22:72

تُتْلَىٰ

tutlā

okunduğu

Onlara karşı apaçık olan ayetlerimiz okunduğu zaman, sen o inkar edenlerin yüzlerindeki ’red ve inkarı’ tanıyabilirsin. Neredeyse, kendilerine karşı ayetlerimizi okuyanın üzerine çullanıverecekler. De ki "Size, bundan daha kötü olanını haber vereyim mi? Ateş... Allah, onu inkar edenlere va’detmiş bulunmaktadır; ne kötü bir duraktır."

HAC
22:72

يَتْلُونَ

yetlūne

okuyanların

Onlara karşı apaçık olan ayetlerimiz okunduğu zaman, sen o inkar edenlerin yüzlerindeki ’red ve inkarı’ tanıyabilirsin. Neredeyse, kendilerine karşı ayetlerimizi okuyanın üzerine çullanıverecekler. De ki "Size, bundan daha kötü olanını haber vereyim mi? Ateş... Allah, onu inkar edenlere va’detmiş bulunmaktadır; ne kötü bir duraktır."

BAKARA
2:44

تَتْلُونَ

tetlūne

okuduğunuz halde

Siz, insanlara iyiliği emrederken, kendinizi unutuyor musunuz? Oysa siz kitabı okuyorsunuz. Yine de akıllanmayacak mısınız?

BAKARA
2:102

تَتْلُو

tetlū

uyduduğu

Ve onlar, Süleyman’ın mülkü (nübüvveti) hakkında şeytanların anlattıklarına uydular. Süleyman inkar etmedi; ancak şeytanlar inkar etti. Onlar, insanlara sihri ve Babil’deki iki meleğe Harut’a ve Marut’a indirileni öğretiyorlardı. Oysa o ikisi "Biz, yalnızca bir fitneyiz, sakın inkar etme" demedikçe hiç kimseye (bir şey) öğretmezlerdi. Fakat onlardan erkekle karısının arasını açan şeyi öğreniyorlardı. Oysa onunla Allah’ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremezlerdi. Buna rağmen kendilerine zarar verecek ve yarar sağlamayacak şeyi öğreniyorlardı. Andolsun onlar, bunu satın alanın, ahiretten hiçbir payı olmadığını bildiler; kendi nefislerini karşılığında sattıkları şey ne kötü; bir bilselerdi.

BAKARA
2:113

يَتْلُونَ

yetlūne

okuyorlar

Yahudiler dediler ki "Hıristiyanlar bir şey (herhangi bir temel) üzere değillerdir"; Hıristiyanlar da "Yahudiler bir şey üzere değillerdir" dediler. Oysa onlar, Kitabı okuyorlar. Bilmeyenler (bilgisizler) de, onların söylediklerinin benzerini söylemişlerdi. Artık Allah, kıyamet günü anlaşmazlığa düştükleri şeyde aralarında hüküm verecektir.

BAKARA
2:121

يَتْلُونَهُ

yetlūnehu

onu okuyanlar

Kendilerine verdiğimiz Kitabı gereği gibi okuyanlar, işte ona iman edenler bunlardır. Kim de onu inkar ederse, artık onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir.

BAKARA
2:121

تِلَاوَتِهِ

tilāvetihi

okuyuşla

Kendilerine verdiğimiz Kitabı gereği gibi okuyanlar, işte ona iman edenler bunlardır. Kim de onu inkar ederse, artık onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir.

BAKARA
2:129

يَتْلُو

yetlū

okuyacak

"Rabbimiz, içlerinden onlara bir elçi gönder, onlara ayetlerini okusun, Kitabı ve hikmeti öğretsin ve onları arındırsın. Şüphesiz, Sen güçlü ve üstün olansın, hüküm ve hikmet sahibisin."

BAKARA
2:151

يَتْلُو

yetlū

okuyan

Öyle ki size, kendinizden, size ayetlerimizi okuyacak, sizi arındıracak, size kitap ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek bir elçi gönderdik.

BAKARA
2:252

نَتْلُوهَا

netlūhā

okuyoruz (açıklıyoruz)

İşte bunlar, Allah’ın ayetleridir; onları sana bir hak olarak okuyoruz. Sen de gönderilen elçilerdensin.

ENFAL
8:2

تُلِيَتْ

tuliyet

okunduğu

Mü’minler ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman yürekleri ürperir. O’nun ayetleri okunduğunda imanlarını arttırır ve yalnızca Rablerine tevekkül ederler.

ENFAL
8:31

تُتْلَىٰ

tutlā

okunduğu

Ayetlerimiz onlara okunduğu zaman; "İşittik" dediler. "İstesek, biz de bunun bir benzerini söyleyebiliriz. Bu, eskilerin efsanelerinden başkası değildir."

ÂL-I İMRAN
3:58

نَتْلُوهُ

netlūhu

okuduğumuz

Bunları Biz sana ayetlerden ve hikmetli zikirden (Kur’an’dan) okuyoruz.

ÂL-I İMRAN
3:93

فَاتْلُوهَا

fetlūhā

ve okuyun

Tevrat indirilmeden evvel, İsrail’in kendine haram kıldıklarından başka, İsrailoğulları’na bütün yiyecekler helal idi. De ki "Şu halde eğer doğruysanız, Tevrat’ı getirin de onu okuyun".

ÂL-I İMRAN
3:101

تُتْلَىٰ

tutlā

okunmakta

Allah’ın ayetleri size okunuyorken ve O’nun elçisi içinizdeyken nasıl oluyor da inkar ediyorsunuz? Kim Allah’a sımsıkı tutunursa, artık elbette o, dosdoğru olan bir yola iletilmiştir.

ÂL-I İMRAN
3:108

نَتْلُوهَا

netlūhā

onları okuyoruz

Bunlar sana hak olarak okumakta olduğumuz Allah’ın ayetleridir. Allah, alemlere zulüm isteyen değildir.

ÂL-I İMRAN
3:113

يَتْلُونَ

yetlūne

okuyarak

Onların hepsi bir değildir. Kitap Ehli’nden bir topluluk vardır ki, gece vaktinde ayakta durup Allah’ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanırlar.

ÂL-I İMRAN
3:164

يَتْلُو

yetlū

okuyan

Andolsun ki Allah, mü’minlere, içlerinde kendilerinden onlara bir peygamber göndermekle lütufta bulunmuştur. (Ki O) Onlara ayetlerini okuyor, onları arındırıyor ve onlara kitabı ve hikmeti öğretiyor. Ondan önce ise onlar apaçık bir sapıklık içindeydiler.

CUM'A
62:2

يَتْلُو

yetlū

okuyan

O, ümmîler içinde, kendilerinden olan ve onlara ayetlerini okuyan, onları arındırıp-temizleyen ve onlara kitap ve hikmeti öğreten bir elçi gönderendir. Oysa onlar, bundan önce gerçekten açıkça bir sapıklık içinde idiler.

AHZAB
33:34

يُتْلَىٰ

yutlā

okunanı

Evlerinizde okunmakta olan Allah’ın ayetlerini ve hikmeti hatırlayın. Şüphesiz Allah, latiftir, haberdar olandır.

NISA
4:127

يُتْلَىٰ

yutlā

okunan(ayet)ler

Kadınlar konusunda senden fetva isterler. De ki "Onlara ilişkin fetvayı size Allah veriyor. (Bu fetva,) Kendilerine yazılan (hakları veya miras)ı vermediğiniz ve kendilerini nikahlamayı istediğiniz yetim kadınlar ve zayıf çocuklar (hakkında) ile yetimlere karşı adaleti ayakta tutmanız konusunda size kitapta okunmakta olanlardır. Hayır adına her ne yaparsanız, şüphesiz Allah onu bilir.

TALAK
65:11

يَتْلُو

yetlū

okuyan

İman edip salih amellerde bulunanları karanlıklardan nura çıkarması için Allah’ın apaçık ayetlerini size okuyan bir elçi de (gönderdik). Kim iman edip salih bir amelde bulunursa, (Allah) onu içinde süresiz kalıcılar olmak üzere altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Allah, gerçekten ona ne güzel bir rızık vermiştir.

BEYYINE
98:2

يَتْلُو

yetlū

okuyan

(O delil de) Allah’tan gönderilmiş-bir elçi (ki,) tertemiz sahifeleri okumaktadır;

MAIDE
5:1

يُتْلَىٰ

yutlā

oku(nup açıkla)nacak olanların

Ey iman edenler, akitleri yerine getirin. İhramlı iken avlanmayı helal saymaksızın ve size okunacaklar dışta tutulmak üzere, hayvanlar size helal kılındı. Şüphesiz Allah, dilediği hükmü verir.

MAIDE
5:27

وَاتْلُ

vetlu

oku

Onlara Adem’in iki oğlunun gerçek olan haberini oku Onlar (Allah’a) yaklaştıracak birer kurban sunmuşlardı. Onlardan birininki kabul edilmiş, diğerininki kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen) Demişti ki "Seni mutlaka öldüreceğim." (Öbürü de) "Allah, ancak korkup-sakınanlardan kabul eder."