وَلَوْ قَاتَلَكُمُ الَّذِينَ كَفَرُوا لَوَلَّوُا الْأَدْبَارَ ثُمَّ لَا يَجِدُونَ وَلِيًّا وَلَا نَصِيرًا
Ve lev katelekümüllezıne keferu le vellevül edbara sümme la yecidune veliyyev ve la nesıyra
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Kâfirler, sizinle savaşa girişirlerse mutlaka arkalarını dönerler de sonra bir dost da bulamazlar, bir yardımcı da. |
Abdullah Parlıyan |
Kâfirler Hudeybiye’de sizinle savaşsalardı, arkalarını dönüp kaçarlardı, sonra da Allah’ın azabına karşı, kendilerine ne bir koruyucu, ne de bir yardımcı bulamazlardı. |
Adem Uğur |
Eğer kâfirler sizinle savaşsalardı, arkalarına dönüp kaçarlardı. Sonra bir dost ve yardımcı da bulamazlardı. |
Ahmed Hulusi |
Eğer hakikat bilgisini inkâr edenler sizinle savaşsalardı, elbette arkalarını dönüp kaçacaklardı... Sonra da hiçbir velî (koruyucu) ve yardımcı bulamazlardı. |
Ahmet Varol |
İnkar edenler sizinle savaşsalardı arkalarını dönüp kaçarlardı, sonra ne bir dost, ne de bir yardımcı bulurlardı. |
Ali Bulaç |
Kafir olanlar, sizinle savaşmış olsalardı, arkalarını dönüp kaçarlardı; sonra, ne bir veli (koruyucu dost), ne bir yardımcı bulamazlardı. |
Ali Fikri Yavuz |
Eğer (Mekke halkından olan) o kâfirler, (Hudeybi’yede andlaşma yapmayıb) sizinle çarpışsaydılar, mutlaka arkalarını döneceklerdi (perişan olacaklardı). Sonra da ne onları koruyacak bir dost, ne de bir yaradımcı bulamıyacaklardı. |
Bayraktar Bayraklı |
Eğer kâfirler sizinle savaşsalardı, arkalarına dönüp kaçarlardı. Sonra bir dost ve yardımcı da bulamazlardı. |
Bekir Sadak |
Inkar edenler sizinle savassalardi yuzgeri doneceklerdi. Sonra bir dost ve yardimci da bulamayacaklardi. |
Celal Yıldırım |
Kâfir olanlar, sizinle savaşacak olsalardı, arkalarını dönüp kaçarlardı ; sonra da ne bir dost ve sahip çıkan, ne de bir yardımcı bulabilirlerdi. |
Cemal Külünkoğlu |
(Mekke halkından olan) o inkârcılar, (Hudeybiye`de antlaşma yapmayıp) sizinle savaşsalardı, mutlaka arkalarına dönüp kaçacaklardı. Sonra onları koruyacak bir dost, bir yardımcı bulamayacaklardı. |
Diyanet İşleri |
İnkâr edenler sizinle savaşsalardı, arkalarını dönüp kaçarlar, sonra da ne bir dost, ne de bir yardımcı bulabilirlerdi. |
Diyanet Vakfı |
Eğer kâfirler sizinle savaşsalardı, arkalarına dönüp kaçarlardı. Sonra bir dost ve yardımcı da bulamazlardı. |
Edip Yüksel |
İnkarcılar sizinle savaşsalardı dönüp kaçarlardı. Sonra ne bir sahip, ne de bir yardımcı bulabilirlerdi. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Eğer kâfirler sizinle savaşsalardı arkalarına dönüp kaçarlardı. Sonra bir dost ve yardımcı da bulamazlardı. |
Fizil-al il Kuran |
Eğer kafirler sizinle savaşsalardı, arkalarına dönüp kaçarlardı, sonra ne bir koruyucu ne de bir yardımcı bulamazlardı. |
Gültekin Onan |
Küfredenler sizinle savaşmış olsalardı, arkalarını dönüp kaçarlardı; sonra, ne bir veli (koruyucu dost), ne bir yardımcı bulamazlardı. |
Harun Yıldırım |
Küfürlerinde bilinçli olarak ısrar edenler, sizinle savaşmış olsalardı, arkalarını dönüp kaçarlardı; sonra ne bir veli ne bir yardımcı bulamazlardı. |
Hasan Basri Çantay |
Eğer o küfredenler sizinle çarpışsalardı mutlak arkalarına döneceklerdi. Sonra da ne bir koruyucu, ne de bir yardımcı bulamayacaklardı. |
Hayrat Neşriyat |
Eğer kâfirler sizinle savaşsalardı, arkalarına dönüp kaçarlardı. Sonra bir dost ve yardımcı da bulamazlardı. |
İbn-i Kesir |
O küfredenler, sizinle savaşa katılsalardı; mutlaka arkalarını dönerlerdi. Sonra bir veli ve yardımcı da bulamazlardı. |
İlyas Yorulmaz |
Doğruları inkar edenler sizinle savaşırlarsa, arkalarına dönüp kaçarlar, Sonra onlar ne kendilerini koruyacak, nede yardım edecek birisini bulabilirler. |
İskender Ali Mihr |
Ve eğer kâfirler sizinle savaşsaydılar, mutlaka arkalarını dönerlerdi (kaçarlardı). Sonra bir dost ve bir yardımcı da bulamazlardı. |
Kadri Çelik |
Küfre sapanlar sizinle savaşmış olsalardı, arkalarını dönüp kaçarlardı; sonra, bir veli ve yardımcı da bulamazlardı. |
Muhammed Esed |
Ve (şimdi,) eğer hakikati inkara şartlanmış olanlar, size karşı savaşa girerlerse muhakkak arkalarını döner(ek kaçar)lar ve ne kendilerini koruyacak ne de yardım edecek kimse bulamazlar. |
Mustafa İslamoğlu |
Eğer inkarda direnenler size karşı savaşırlarsa, arkalarını dönüp kaçacaklar, ardından da ne samimi bir dost, ne de sağlam bir destekçi bulacaklardır. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Ve eğer o kâfir olanlar, sizinle mukatelede bulunacak olsalar idi elbette arkalarına döneceklerdi, sonra ne bir dost ve ne de bir yardımcı bulamazlardı. |
Ömer Öngüt |
Eğer o kâfirler sizinle savaşacak olsalardı, mutlaka arkalarını dönüp kaçarlardı. Sonra da ne bir dost, ne de bir yardımcı bulamazlardı. |
Sadık Türkmen |
Inkâr denler sizinle (Hudeybiye’de) savaşsalardı, arkalarını dönüp kaçarlar, sonra da ne bir dost, ne de bir yardımcı bulabilirlerdi. |
Seyyid Kutub |
Eğer kafirler sizinle savaşsalardı, arkalarına dönüp kaçarlardı, sonra ne bir koruyucu ne de bir yardımcı bulamazlardı. |
Suat Yıldırım |
Eğer (o Mekkeli) kâfirler sizlerle savaşsalardı, arkalarını dönüp kaçar, sonra da ne kendilerini koruyan, ne de destek olan hiç kimse bulamazlardı. |
Süleyman Ateş |
Eğer kâfirler sizinle savaşsalardı, arkalarına dön(üp kaç)arlardı, sonra ne bir koruyucu, ne de bir yardımcı bulabilirlerdi. |
Şaban Piriş |
İnkar edenler sizinle savaşmış olsalardı, arkalarını dönüp kaçarlardı da bir veli ve yardımcı bulamazlardı. |
Tefhim-ul Kur'an |
Kâfir olanlar, sizinle savaşmış olsalardı, arkalarını dönüp kaçarlardı; sonra, ne bir veli (koruyucu dost), ne de bir yardımcı bulamazlardı. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Eğer küfredenler sizinle savaşsalardı, sırtlarını dönüp kaçacaklardı. Sonra, bir dost da bir yardımcı da bulamazlardı. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
If the Unbelievers should fight you, they would certainly turn their backs; then would they find neither protector nor helper. |
وَلَوْ velev |
ve eğer | |
قَاتَلَكُمُ ḳātelekumu |
sizinle savaşsalardı | ق ت ل |
الَّذِينَ elleƶīne |
kimseler | |
كَفَرُوا keferū |
inkar eden(ler) | ك ف ر |
لَوَلَّوُا levellevu |
dön(üp kaç)arlardı | و ل ي |
الْأَدْبَارَ l-edbāra |
arkalarına | د ب ر |
ثُمَّ ṧumme |
sonra | |
لَا lā |
||
يَجِدُونَ yecidūne |
bulamazlardı | و ج د |
وَلِيًّا veliyyen |
bir koruyucu | و ل ي |
وَلَا ve lā |
ne de | |
نَصِيرًا neSīran |
bir yardımcı | ن ص ر |