إِذْ يَغْشَى السِّدْرَةَ مَا يَغْشَىٰ
İz yağşes sidrate ma yağşa
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Sidreyi, o sırada neler bürümüş, kaplamıştı, neler. |
Abdullah Parlıyan |
O gördüğü zaman, Sidre’yi bürüyordu, bürümekte olan. |
Adem Uğur |
Sidre’yi kaplayan kaplamıştı. |
Ahmed Hulusi |
O an ki, Sidre’yi (varlığını) bürüyen (hakikat nûru) bürüyordu (beden hissi kaybolmuş bir hâlde)! |
Ahmet Varol |
O zaman (o gördüğünde) Sidre’yi kaplayan kaplıyordu. |
Ali Bulaç |
Sidreyi örten örtmekte iken, |
Ali Fikri Yavuz |
O dem ki, Sidre’yi bürüyen bürüyordu, (çepçevre meleklerle kaplanmıştı)... |
Bayraktar Bayraklı |
(11-18) Kalp gördüğünü yalanlamadı. O`nun gördükleri hakkında onunla tartışıyor musunuz? Andolsun ki Cebrail`i bir başka inişte de görmüştü. Son sınır ağacı, sidretü`l-müntehâ yanında. O ağacın yanında Me`vâ cenneti vardır. Sidre`yi neler kaplamıştı neler! Ne gözü kaydı ne de belirlenen sınırı aştı. Andolsun ki Rabbinin en büyük âyetlerinden bir kısmını gördü. |
Bekir Sadak |
Sidre’yi buruyen buruyordu. |
Celal Yıldırım |
Sidre’yi bürüyenler buruyordu o demde. |
Cemal Külünkoğlu |
O (gördüğü) zaman Sidre`yi kaplayan (meleklerle) kaplamıştı. |
Diyanet İşleri |
O zaman Sidre’yi kaplayan kaplamıştı. |
Diyanet Vakfı |
Sidre’yi kaplayan kaplamıştı. |
Edip Yüksel |
Tüm bölge olağanüstü biçimde kuşatılmıştı. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Sidre’yi kaplayan kaplıyordu. |
Fizil-al il Kuran |
O sırada ağacı yaman bir şey bürümüştü. |
Gültekin Onan |
Sidreyi örten örtmekte iken, |
Harun Yıldırım |
O vakit, Sidre’yi bürüyen bürüyordu. |
Hasan Basri Çantay |
O (gördüğü) zaman Sidreyi bürüyordu onu bürümekde olan. |
Hayrat Neşriyat |
O zaman Sidre`yi bürümekte olan, bürüyordu. |
İbn-i Kesir |
O zaman Sidre’yi bürümekte olan bürüyordu. |
İlyas Yorulmaz |
Sidre’yi örten örtmekte iken. |
İskender Ali Mihr |
Sidre’yi bürüyen şey bürüyordu. |
Kadri Çelik |
Sidre’yi örten örtmekte iken. |
Muhammed Esed |
meçhul bir parlaklığın çevresini sarıp kuşattığı sidre ağacının başında. |
Mustafa İslamoğlu |
kaplayan o şey sidreyi çepeçevre kuşattığında... |
Ömer Nasuhi Bilmen |
(16-17) O vakit ki, Sidre’yi bürüyen bürüyordu. Göz ne çevrildi ve ne de tecavüz etti. |
Ömer Öngüt |
O dem ki, Sidre’yi bürüyen bürüyordu. |
Sadık Türkmen |
Hani bürüdüğü şeyler Sidre’yi bürüyordu. |
Seyyid Kutub |
O sırada ağacı yaman bir şey bürümüştü. |
Suat Yıldırım |
O dem ki Sidre’yi bir feyiz sarıyor, sardıkça sarıyordu... |
Süleyman Ateş |
Sidre’yi kaplayan kaplıyordu. |
Şaban Piriş |
Sidre’yi bürüyen bürüyordu. |
Tefhim-ul Kur'an |
Sidreyi örten örtmekte iken, |
Yaşar Nuri Öztürk |
O vakit kuşatıp sarıyordu Sidre’yi kuşatıp saran, |
Yusuf Ali (İngilizce) |
Behold, the Lote-tree was shrouded (in mystery unspeakable!) |