فَغَشَّاهَا مَا غَشَّىٰ
Fe ğaşşaha ma ğaşşa
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Derken o şehirleri, örten örttü gitti. |
Abdullah Parlıyan |
onların üzerlerini neler kapladı neler, yani pişirilmiş çamurdan taşlar ve değişik azaplar. |
Adem Uğur |
Onların başına getireceğini getirdi! |
Ahmed Hulusi |
Böylece bürüdü onları, bürüdükleriyle (suçlarının karşılığı olarak)! |
Ahmet Varol |
Böylece onlara sardırdığını sardırttı. |
Ali Bulaç |
Böylece ona (o toplumun başına) sardırdığını sardırdı. |
Ali Fikri Yavuz |
Öyle ki, onlara sardırdığı musibeti sardırdı!... |
Bayraktar Bayraklı |
Onları neler kapladı neler! |
Bekir Sadak |
(53-54) Lut milletinin kasabalarini yere batiran, onlari gomdukce gomen O’dur. |
Celal Yıldırım |
Onları örtecek şeyler örttü de örttü.. |
Cemal Külünkoğlu |
(53-54) Lût kavminin şehirlerini de altüst edip yerle bir eden, onları gömdükçe gömen O`dur. |
Diyanet İşleri |
(53-54) O, "Mu’tefike"yi de kaldırıp yere çarpmış ve onlara örttüğü azap örtüsünü örtmüştür. |
Diyanet Vakfı |
Onların başına getireceğini getirdi! |
Edip Yüksel |
Onları örten örttü. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Onları neler kapladı neler! |
Fizil-al il Kuran |
Buraları yerin dibine O geçirmiştir. |
Gültekin Onan |
Böylece ona (o toplumun başına) sardırdığını sardırdı. |
Harun Yıldırım |
Böylece ona sardırdığını sardırdı. |
Hasan Basri Çantay |
Onlara giydirdiğini giydirdi! |
Hayrat Neşriyat |
(53-54) (Lût kavmine âid o) alt-üst olan (şehirler)i de kaldırıp yere çaldı. Artık onları ne ile örttü ise, örttü (üzerlerine taş yağdırdı). |
İbn-i Kesir |
Onlara giydirdiğini giydirdi. |
İlyas Yorulmaz |
Nuh toplumunu kuşatan şey (azap) kuşatmıştı. |
İskender Ali Mihr |
Artık onu (o kavmi) kaplayan (azap) kapladı ama ne kaplama! |
Kadri Çelik |
Onları (azap olarak) neler kapladı neler! |
Muhammed Esed |
ve sonra ebediyyen görünmez hale getirdiği (gibi). |
Mustafa İslamoğlu |
Derken, kuşatan o şey onları (tarihe) gömdü. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
(53-54) Mü’tefike’yi de yerlere atıverdi. Artık onların yurdlarını kaplayan kapladı. |
Ömer Öngüt |
Onların başına getireceğini getirdi. |
Sadık Türkmen |
Örttüğü şeylerle onları örttü/görünmez hale getirdi. |
Seyyid Kutub |
Buraları yerin dibine O geçirmiştir. |
Suat Yıldırım |
(45-54) Rahime atılan nutfeden (spermden) erkek ve dişi çiftini yaratma, öldükten sonra diriltme, tekrar yaratma O’na aittir. İnsanı zengin, kanaat sahibi ve halinden memnun etmek de O’na aittir. Müşriklerin taptığı Şi’râ yıldızının Rabbi de O’dur. Önceki Âd milletini yok eden de O’dur. Semud milletini yok edip geriye hiçbir şey bırakmayan da O’dur. Daha önce Nuh milletini yok eden de O. Çünkü bunlar çok zalim, çok azgındılar. Altı üstüne getirilen Lût milletinin şehirlerini yerle bir etti. Onları ne azaplar, ne musîbetler, neler kapladı neler! |
Süleyman Ateş |
Onların üstüne neler çöktü, neler! |
Şaban Piriş |
Onlara şiddetli bir azap bürüdü. |
Tefhim-ul Kur'an |
Böylece ona (o topluma) sardırdığını sardırdı. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Sarıp doladı onlara, sarıp doladığını. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
So that (ruins unknown) have covered them up. |