Sadık Türkmen 

1. Ey NEBÎ/PEyGAMBER! Eşlerinin hoşnutsuzluğunu gidermek için, Allah’ın sana helâl kıldığı şeyi niçin sen kendine haram ediyorsun? Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

2. Allah (gereksiz yere ettiğiniz) yeminlerinizi bozmayı (ve kefaret ödemeyi) size meşrû kılmıştır. Allah sizin yardımcınızdır. O; bilir ve doğru hüküm/karar verendir.

3. Hani nebî/peygamber eşlerinden birine, gizlilik şartıyla bir söz söylemişti. (Zeyneb’in verdiği bal şerbetini artık içmeyeceğim diye.) Fakat eşi o sözü (başkasına) haber verip, Allah da bunu peygambere bildirince, peygamber bunun bir kısmını bildirmiş, bir kısmını da sonraya bırakmıştı. Peygamber bunu ona haber verince, o; "Bunu sana kim bildirdi?" dedi. Peygamber; "Bunu bana, hakkıyla bilen ve hakkıyla haberdar olan Allah haber verdi" dedi.

4. (ey peygamber’in eşleri!) Eğer siz ikiniz Allah’a tövbe ederseniz, ne iyi. Çünkü kalpleriniz kaydı. Eğer Peygamber’e karşı birbirinize arka çıkarsanız, bilin ki; Allah onun yardımcısıdır, Cebrail de, salih müminler de! Bunlardan sonra melekler de ona arka çıkarlar.

5. Eğer o sizi boşarsa; Rabbi ona sizden daha hayırlı, müslüman, inanan, sebatla itaat eden, tövbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul veya bakire eşler almasına izin verebilir.

6. Ey iman EDENLER! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. O ateşin başında gayet katı, çetin, Allah’ın kendilerine verdiği emirlere karşı gelmeyen ve kendilerine emredilen şeyi yapan melekler vardır.

7. Ey inkâr edenler! Bugün özür dilemeyin! Siz ancak, yapmakta olduklarınızın karşılığını görüyorsunuz.

8. Ey iman EDENLER! Allah’a içtenlikle tövbe edin. Belki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter ve peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde; Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar. Onların nurları önlerinden ve sağlarından aydınlatır, gider. "Ey Rabbimiz! Nûrumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü senin herşeye hakkıyla gücün yeter" derler.

9. Ey PEyGAMBER! Kâfirlere ve münafıklara karşı, size saldırdıkları için cihat et, onlara (karşı dik dur) sert davran! Onların varacağı yer cehennemdir. Ne kötü varılacak yerdir orası!

10. Allah, inkâr edenlere, Nûh’un karısı ile Lût’un karısını örnek gösterdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kişinin nikâhları altında bulunuyorlardı. Derken onlara hainlik ettiler de kocaları, Allah’ın azabından hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara; "Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin!" denildi.

11. Allah iman edenlere ise, Firavun’un karısını örnek gösterdi. Hani o; "Rabbim! Bana katında, cennette bir ev yap. Beni Firavun’dan ve onun yaptığı işlerden koru ve beni zalimler topluluğundan kurtar!" demişti.

12. Allah bir de iffetini sapasağlam koruyan, (İsa için) yarattığımız ruhtan üflediğimiz, Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik eden/doğrulayan, İmrân kızı Meryem’i de (tüm insanlara) örnek gösterdi. Allah’a itaat edenlerdendi.