فَأَنْجَيْنَاهُ وَالَّذِينَ مَعَهُ بِرَحْمَةٍ مِنَّا وَقَطَعْنَا دَابِرَ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا ۖ وَمَا كَانُوا مُؤْمِنِينَ
Fe enceynahü vellezıne meahü bi rametim minna ve kata’na dabirallezıne kezzebu bi ayatina ve ma kanu mü’minın
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Onu ve onunla berâber olanları rahmetimizle kurtardık da âyetlerimizi yalanlayanların ve inanmayanların kökünü kestik. |
Abdullah Parlıyan |
O’nu ve O’nunla beraber olanları bizden bir rahmetle kurtardık; ayetlerimizi yalanlayıp inanmayanları ise, son kalıntısına kadar silip attık. |
Adem Uğur |
Onu ve onunla beraber olanları rahmetimizle kurtardık ve âyetlerimizi yalanlayıp da iman etmeyenlerin kökünü kestik. |
Ahmed Hulusi |
(Biz de) Onu ve onunla beraber olanları, rahmetimizle kuşatarak kurtardık... Âyetlerimizi yalanlayanların ise kökünü kestik... Onlar iman etmediler. |
Ahmet Varol |
Nitekim biz onu ve beraberindekileri tarafımızdan bir rahmet ile kurtardık. Ayetlerimizi yalanlayarak iman etmeyenlerin de sonlarını getirdik. |
Ali Bulaç |
Böylece onu ve onunla birlikte olanları Katımız’dan bir rahmet ile kurtardık. Ayetlerimizi yalan sayarak inanmamış olanların kökünü kuruttuk. |
Ali Fikri Yavuz |
Nihayet Hûd’u ve beraberindeki imân edenleri, rahmetimizle kurtardık; ve âyetlerimizi tekzip ederek iman etmemiş olanların kökünü kestik. |
Bayraktar Bayraklı |
Onu ve onunla beraber olanları rahmetimizle kurtardık ve âyetlerimizi yalanlayıp da iman etmeyenlerin kökünü kestik. |
Bekir Sadak |
Biz, rahmetimizle, Hud’u ve beraberinde bulunanlari kurtardik, ayetlerimizi yalan sayarak inanmayanlarin kokunu kestik. |
Celal Yıldırım |
O sebeple biz Hûd’u da, onunla beraber olanları da katımızdan bir rahmet ile kurtardık. Âyetlerimizi yalanlayıp imân etmemiş olanların kökünü kestik. |
Cemal Külünkoğlu |
Biz, rahmetimizle, Hud`u ve beraberinde bulunanları kurtardık, ayetlerimizi yalanlayanların ve iman etmeyenlerin kökünü kestik. |
Diyanet İşleri |
Bunun üzerine biz onu ve beraberindekileri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. Âyetlerimizi yalanlayan ve iman etmemiş olanların ise kökünü kestik. |
Diyanet Vakfı |
Onu ve onunla beraber olanları rahmetimizle kurtardık ve âyetlerimizi yalanlayıp da iman etmeyenlerin kökünü kestik. |
Edip Yüksel |
Bizden bir rahmet olarak, onu ve onunla birlik olanları kurtardık. Ayetlerimizi yalanlayarak onaylamayanların da ardını kestik. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Onu ve onunla beraber olanları rahmetimizle kurtardık ve âyetlerimizi yalanlayıp da iman etmeyenlerin kökünü kestik. |
Fizil-al il Kuran |
Hud’u ve beraberindekileri rahmetimizin sonucu olarak kurtardık. Ayetlerimizi yalanlayarak inanmamış olanların ise kökünü kuruttuk. |
Gültekin Onan |
Böylece onu ve onunla birlikte olanları rahmetimiz ile kurtardık. Ayetlerimizi yalanlayanların ve inançlı olmayanların kökünü kuruttuk / kestik. |
Harun Yıldırım |
Ardından onu ve onunla beraber olanları katımızdan bir rahmet ile kurtardık. Ayetlerimizi yalanlayarak iman etmeyenlerin kökünü kestik. |
Hasan Basri Çantay |
Bunun üzerine kendisini de, onunla beraber olanları da, katımızdan bir rahmet ile, kurtardık. Âyetlerimizi yalan sayıb îman etmemiş olanların ise kökünü kesdik. |
Hayrat Neşriyat |
Bunun üzerine onu (Hûd`u) ve onunla berâber olanları, tarafımızdan bir rahmetle kurtardık ve âyetlerimizi yalanlayanların ve mü`min olmayan kimselerin kökünü kestik. |
İbn-i Kesir |
Biz, bunun üzerine, rahmetimizle onu ve beraberinde bulunanları kurtardık. Ayetlerimizi yalan sayıp iman etmemiş olanların kökünü kestik. Onlar, zaten mü’minler değillerdi. |
İlyas Yorulmaz |
Hud’u ve onunla birlikte olanları bizden bir rahmet olarak kurtardık ve ayetlerimizi yalanlayanların soylarını da kestik. Onlar inanmış kimseler değillerdi. |
İskender Ali Mihr |
Bundan sonra (o vak’adan sonra) onu ve onunla beraber olanları katımızdan bir rahmet ile kurtardık. Ve âyetlerimizi yalanlayan ve mü’min olmayan kimselerin kökünü kestik (neslini bitirdik). |
Kadri Çelik |
Biz rahmetimizle Hûd’u ve beraberinde bulunanları kurtardık, ayetlerimizi yalanlayıp da iman etmeyenlerin ise kökünü kestik. |
Muhammed Esed |
Ve böylece, onu ve onunla beraber olanları kuşatıcı rahmetimizle kurtardık; beri yandan, ayetlerimizi yalanlayıp inanmayanlarıysa son kalıntısına kadar silip attık. |
Mustafa İslamoğlu |
Nihayet, katımızdan bir rahmet eseri olarak onu ve onunla birlikte olanları kurtardık; ve ayetlerimizi yalanlayanların kökünü kazıdık nitekim onlar da (tehdidimizin gerçekliğine) inanmamıştılar. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Bunun üzerine O’nu ve kendisiyle beraber olanları Bizden bir rahmet olarak halas ettik. Âyetlerimizi tekzîp edenlerin ve imân etmiş olmayanların ise kökünü kesiverdik. |
Ömer Öngüt |
Böylece biz de Hûd’u ve onunla beraber olanları katımızdan bir rahmetle kurtardık. Âyetlerimizi yalanlayıp da iman etmemiş olanların da kökünü kestik. |
Sadık Türkmen |
Onu ve onunla birlikte olanları Bizden bir rahmetle kurtardık. Ve ayetlerimizi yalan sayanların kökünü kestik. |
Seyyid Kutub |
Hud’u ve beraberindekileri rahmetimizin sonucu olarak kurtardık. Ayetlerimizi yalanlayarak inanmamış olanların ise kökünü kuruttuk. |
Suat Yıldırım |
Biz de onu ve beraberinde olanları, tarafımızdan bir lütuf olarak kurtardık ve âyetlerimizi yalan sayıp iman etmeyenlerin ise kökünü kestik. |
Süleyman Ateş |
O’nu ve O’nunla beraber olanları, bizden bir rahmetle kurtardık, âyetlerimizi yalanlayanların ve inanmayacak olanların ardını kestik. |
Şaban Piriş |
O’nu ve beraberindekileri katımızdan bir rahmet ile kurtardık. Ayetlerimizi yalanlayan ve mümin olmayan kavmin de kökünü kazıdık. |
Tefhim-ul Kur'an |
Böylece onu ve onunla birlikte olanları katımızdan bir rahmet ile kurtardık. Ayetlerimizi yalan sayarak inanmamış olanların da kökünü kuruttuk. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Nihayet, onu ve beraberindekileri bizden bir rahmetle kurtardık; ayetlerimizi yalanlayanların da kökünü kestik. İnanan kişiler değillerdi onlar. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
We saved him and those who adhered to him. By Our mercy, and We cut off the roots of those who rejected Our signs and did not believe. |
فَأَنْجَيْنَاهُ feenceynāhu |
O’nu kurtardık | ن ج و |
وَالَّذِينَ velleƶīne |
ve olanları | |
مَعَهُ meǎhu |
O’nunla beraber | |
بِرَحْمَةٍ biraHmetin |
bir rahmetle | ر ح م |
مِنَّا minnā |
bizden | |
وَقَطَعْنَا ve ḳaTaǎ’nā |
ve kestik | ق ط ع |
دَابِرَ dābira |
kökünü | د ب ر |
الَّذِينَ elleƶīne |
kimselerin | |
كَذَّبُوا keƶƶebū |
yalanlayan(ların) | ك ذ ب |
بِايَاتِنَا biāyātinā |
ayetlerimizi | ا ي ي |
وَمَا ve mā |
ve | |
كَانُوا kānū |
olanların | ك و ن |
مُؤْمِنِينَ mu'minīne |
inanmayacak | ا م ن |