ن ج و kökü Kur'an'da 84 defa geçmektedir.

AYETLER

KAMER
54:34

نَجَّيْنَاهُمْ

necceynāhum

onları kurtardık

Biz de onların üzerine taş yağdıran bir kasırga gönderdik. Yalnız Lut ailesini (bu azaptan ayrı tuttuk;) onları seher vakti kurtardık;

A'RAF
7:64

فَأَنْجَيْنَاهُ

feenceynāhu

biz de kurtardık

Onu yalanladılar. Biz de onu ve gemide onunla birlikte olanları kurtardık, ayetlerimizi yalan sayanları suda-boğduk. Çünkü onlar kör bir kavimdi.

A'RAF
7:72

فَأَنْجَيْنَاهُ

feenceynāhu

O’nu kurtardık

Böylece onu ve onunla birlikte olanları Katımız’dan bir rahmet ile kurtardık. Ayetlerimizi yalan sayarak inanmamış olanların kökünü kuruttuk.

A'RAF
7:83

فَأَنْجَيْنَاهُ

feenceynāhu

biz de onu kurtardık

Bunun üzerine Biz, karısı dışında onu ve ailesini kurtardık; o (karısı) ise (helake uğrayanlar arasında) geride kalanlardandı.

A'RAF
7:89

نَجَّانَا

neccānā

bizi kurtardı

"Allah bizi ondan kurtardıktan sonra, bizim tekrar sizin dininize dönmemiz Allah’a karşı yalan yere iftira düzmemiz olur. Rabbimiz olan Allah’ın dilemesi dışında, ona geri dönmemiz bizim için olacak iş değildir. Rabbimiz, ilim bakımından herşeyi kuşatmıştır. Biz Allah’a tevekkül ettik. ’Rabbimiz, bizimle kavmimiz arasında ’Sen hak ile hüküm ver,’ Sen ’hüküm verenlerin’ en hayırlısısın."

A'RAF
7:141

أَنْجَيْنَاكُمْ

enceynākum

biz sizi kurtarmıştık

"Hani size dayanılmaz işkenceler yapan, kadınlarınızı sağ bırakıp erkek çocuklarınızı öldüren Firavun ailesinden sizi kurtarmıştık. Bunda Rabbinizden sizin için büyük bir imtihan vardı."

A'RAF
7:165

أَنْجَيْنَا

enceynā

biz de kurtardık

Kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında ise, Biz de kötülükten sakındıranları kurtardık. Zulmedenleri yaptıkları fısk dolayısıyla pek zorlu bir azap ile yakaladık.

MERYEM
19:52

نَجِيًّا

neciyyen

özel konuşmak için

Ona, Tur’un sağ yanından seslendik ve onu (kendisiyle) gizlice söyleşmek için yakınlaştırdık.

MERYEM
19:72

نُنَجِّي

nuneccī

kurtarırız

Sonra, takva sahiplerini kurtarırız ve zulmedenleri diz üstü çökmüş olarak bırakıveririz.

TA-HA
20:40

فَنَجَّيْنَاكَ

fenecceynāke

seni kurtarmıştık

"Hani kız kardeşin gezinip; "Onu(n bakımını) üstlenecek birini size haber vereyim mi?" demekteydi. Böylece, seni annene geri çevirmiş olduk ki, gözü aydın olsun ve hüzne kapılmasın. Sen bir insan öldürmüştün de, Biz seni tasadan kurtarmış ve seni ’esaslı bir denemeden geçirip-denemiştik.’ Medyen halkı arasında da yıllarca kalmıştın, sonra bir kader üzerine (buraya) geldin ey Musa."

TA-HA
20:62

النَّجْوَىٰ

n-necvā

konuştular

Bunun üzerine, kendi aralarında durumlarını tartışmaya başladılar ve gizli konuşmalara geçtiler.

TA-HA
20:80

أَنْجَيْنَاكُمْ

enceynākum

biz sizi kurtardık

Ey İsrailoğulları, andolsun, sizi düşmanlarınızdan kurtardık. Tur’un sağ yanında sizinle vaadleştik ve üzerinize kudret helvasıyla bıldırcın indirdik.

ŞU'ARA
26:65

وَأَنْجَيْنَا

ve enceynā

ve kurtardık

Musa’yı ve onunla birlikte olanların hepsini kurtarmış olduk.

ŞU'ARA
26:118

وَنَجِّنِي

ve neccinī

ve beni kurtar

"Bundan böyle, benimle onların arasını açık bir hükümle ayır ve beni ve benimle birlikte olan mü’minleri kurtar."

ŞU'ARA
26:119

فَأَنْجَيْنَاهُ

feenceynāhu

biz de onu kurtardık

Bunun üzerine, onu ve onunla birlikte olanları (insan ve hayvanlarla) yüklü gemi içinde kurtardık.

ŞU'ARA
26:169

نَجِّنِي

neccinī

beni kurtar

"Rabbim, beni ve ailemi bunların yaptıklarından kurtar."

ŞU'ARA
26:170

فَنَجَّيْنَاهُ

fenecceynāhu

biz de onu kurtardık

Bunun üzerine onu ve bütün ailesini kurtardık.

NEML
27:53

وَأَنْجَيْنَا

ve enceynā

ve kurtardık

İman edenleri ve sakınanları da kurtardık.

NEML
27:57

فَأَنْجَيْنَاهُ

feenceynāhu

biz de onu kurtardık

Biz de, onu ve ailesini kurtardık, yalnızca karısı hariç; onu geride (azap içinde kalanlar arasında) takdir ettik.

KASAS
28:21

نَجِّنِي

neccinī

beni kurtar

Böylece oradan korku içinde (çevreyi) gözetleyerek çıkıp gitti "Rabbim, zalimler topluluğundan beni kurtar" dedi.

KASAS
28:25

نَجَوْتَ

necevte

kurtuldun

Çok geçmeden, o iki (kadın)dan biri, (utana utana) yürüyerek ona geldi. "Babam, bizim için sürüleri sulamana karşılık sana mükafaat vermek üzere seni davet etmektedir." dedi. Bunun üzerine ona gelip de olup bitenleri anlatınca o "Korkma" dedi. "Zalimler topluluğundan kurtulmuş oldun."

İSRA
17:47

نَجْوَىٰ

necvā

fısıldaşırken

Biz onların seni dinlediklerinde ne için dinlediklerini, gizli konuşmalarında da o zalimlerin "Siz büyülenmiş bir adamdan başkasına uymuyorsunuz" dediklerini çok iyi biliriz.

İSRA
17:67

نَجَّاكُمْ

neccākum

sizi kurtarıp çıkarınca

Size denizde bir sıkıntı (tehlike) dokunduğu zaman, O’nun dışında taptıklarınız kaybolur-gider; fakat karaya (çıkarıp) sizi kurtarınca (yine) sırt çevirirsiniz. İnsan pek nankördür.

YUNUS
10:22

أَنْجَيْتَنَا

enceytenā

bizi kurtarırsan

Karada ve denizde sizi gezdiren O’dur. Öyle ki siz gemide bulunduğunuz zaman, onlar da güzel bir rüzgarla onu yüzdürürlerken ve (tam) bununla sevinmektelerken, ona çılgınca bir rüzgar gelip çatar ve her yandan dalgalar onları kuşatıverir; onlar artık bu (dalgalarla) gerçekten kuşatıldıklarını sanmışlarken, dinde O’na ’gönülden katıksız bağlılar (muhlisler)’ olarak Allah’a dua etmeye başlarlar "Andolsun eğer bundan bizi kurtaracak olursan, muhakkak Sana şükredenlerden olacağız."

YUNUS
10:23

أَنْجَاهُمْ

encāhum

kurtarır onları

Ama (Allah) onları kurtarınca, hemen haksız yere, yeryüzünde taşkınlığa koyulurlar. Ey insanlar, sizin taşkınlığınız, ancak kendi aleyhinizedir; (bu) dünya hayatının geçici metaıdır. Sonra dönüşünüz Bizedir, Biz de yaptıklarınızı size haber vereceğiz.

YUNUS
10:73

فَنَجَّيْنَاهُ

fenecceynāhu

ancak biz onu kurtardık

Fakat onu yalanladılar; Biz de onu ve gemide onunla birlikte olanları kurtardık ve onları halifeler kıldık. Ayetlerimizi yalanlayanları da suda boğduk. Uyarılanların nasıl bir sonuca uğratıldıklarına bir bak.

YUNUS
10:86

وَنَجِّنَا

ve neccinā

ve bizi kurtar

"Ve bizi, kafirler topluluğundan rahmetinle kurtar."

YUNUS
10:92

نُنَجِّيكَ

nuneccīke

kurtaracağız

Bugün ise, senden sonrakilere bir ayet (tarihi bir belge, ibret) olman için seni yalnızca bedeninle kurtaracağız (herkese cesedini göstereceğiz). Gerçekten insanlardan çoğu, Bizim ayetlerimizden habersizdirler.

YUNUS
10:103

نُنَجِّي

nuneccī

kurtarırız

Sonra Biz, elçilerimizi ve iman edenleri böyle kurtarırız; mü’minleri kurtarmamız Bizim üzerimize bir haktır.

YUNUS
10:103

نُنْجِ

nunci

kurtarmak

Sonra Biz, elçilerimizi ve iman edenleri böyle kurtarırız; mü’minleri kurtarmamız Bizim üzerimize bir haktır.

HUD
11:58

نَجَّيْنَا

necceynā

kurtardık

Emrimiz geldiği zaman, tarafımızdan bir rahmet ile Hud’u ve O’nunla birlikte iman edenleri kurtardık. Onları şiddetli-ağır bir azaptan kurtardık.

HUD
11:58

وَنَجَّيْنَاهُمْ

ve necceynāhum

ve onları koruduk

Emrimiz geldiği zaman, tarafımızdan bir rahmet ile Hud’u ve O’nunla birlikte iman edenleri kurtardık. Onları şiddetli-ağır bir azaptan kurtardık.

HUD
11:66

نَجَّيْنَا

necceynā

kurtardık

Emrimiz geldiği zaman, tarafımızdan bir rahmetle Salih’i ve O’nunla birlikte iman edenleri o günün aşağılatıcı azabından kurtardık. Doğrusu senin Rabbin, güçlü olandır, Aziz olandır.

HUD
11:94

نَجَّيْنَا

necceynā

kurtardık

Emrimiz geldiği zaman, tarafımızdan bir rahmetle Şuayb’ı ve O’nunla birlikte iman edenleri kurtardık; o zulmedenleri dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar.

HUD
11:116

أَنْجَيْنَا

enceynā

kurtardığımız

Sizden önceki nesillerden onlardan kurtardığımızdan pek azı dışında yeryüzünde bozgunculuğu önleyecek fazilet sahibi kişiler bulunmalı değil miydi? Zulmedenler ise, içinde bulundukları refahın peşine düştüler. Onlar, suçlu-günahkarlardı.

YUSUF
12:42

نَاجٍ

nācin

kurtulacağını

İkisinden kurtulacağını sandığı kişiye dedi ki "Efendinin katında beni hatırla." Fakat şeytan, efendisine hatırlatmayı ona unutturdu, böylece daha nice yıllar (Yusuf) zindanda kaldı.

YUSUF
12:45

نَجَا

necā

kurtulanı

O iki kişiden kurtulmuş olanı, nice zaman sonra hatırladı ve "Ben bunun yorumunu size haber veririm, hemen beni (zindana) gönderin" dedi.

YUSUF
12:80

نَجِيًّا

neciyyen

fısıldaşarak

Ondan umutlarını kestikleri zaman, (durumu) kendi aralarında görüşmek üzere bir yana çekildiler. Onların büyükleri dedi ki "Babanızın size karşı Allah adına kesin bir söz aldığını ve daha önce Yusuf konusunda yaptığımız aşırılığı (işlediğimiz suçu) bilmiyor musunuz? Artık (bundan böyle) ben, ya babam bana izin verinceye veya Allah bana ilişkin hüküm verinceye kadar (bu) yerden kesin olarak ayrılamam. O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır."

YUSUF
12:110

فَنُجِّيَ

fe nucciye

ve kurtarıldı

Öyle ki elçiler, umutlarını kesip de, artık onların gerçekten yalanladıklarını sandıkları bir sırada onlara yardımımız gelmiştir; Biz kimi dilersek o kurtulmuştur. Suçlu-günahkarlar topluluğundan zorlu azabımız kesin olarak geri çevrilmeyecektir.

HICR
15:59

لَمُنَجُّوهُمْ

lemuneccūhum

onları kurtaracağız

"Ancak Lut ailesi hariçtir; biz onların tümünü muhakkak kurtaracağız."

EN'ÂM
6:63

يُنَجِّيكُمْ

yuneccīkum

sizi kurtarıyor

De ki "Sizi karanın ve denizin karanlıklarından kim kurtarmaktadır ki, siz (açıktan ve) gizliden gizliye ona yalvararak dua etmektesiniz -Andolsun, bizi bundan kurtarırsan, gerçekten şükredenlerden oluruz."

EN'ÂM
6:63

أَنْجَانَا

encānā

bizi kurtarırsa

De ki "Sizi karanın ve denizin karanlıklarından kim kurtarmaktadır ki, siz (açıktan ve) gizliden gizliye ona yalvararak dua etmektesiniz -Andolsun, bizi bundan kurtarırsan, gerçekten şükredenlerden oluruz."

EN'ÂM
6:64

يُنَجِّيكُمْ

yuneccīkum

sizi kurtarıyor

De ki "Ondan ve her türlü sıkıntıdan sizi Allah kurtarmaktadır. Sonra siz yine şirk koşmaktasınız."

SAFFAT
37:76

وَنَجَّيْنَاهُ

ve necceynāhu

onu kurtarmıştık

Onu ve ailesini, o büyük üzüntüden kurtarmıştık.

SAFFAT
37:115

وَنَجَّيْنَاهُمَا

ve necceynāhumā

ve onları kurtardık

Onları ve kavimlerini o büyük üzüntüden kurtardık.

SAFFAT
37:134

نَجَّيْنَاهُ

necceynāhu

onu kurtarmıştık

Hani Biz onu ve ailesini topluca kurtarmıştık.

LOKMAN
31:32

نَجَّاهُمْ

neccāhum

onları kurtarınca

Onları kara gölgeler gibi dalgalar sarıverdiği zaman, dini yalnızca O’na ’halis kılan gönülden bağlılar’ olarak Allah’a yalvarıp yakarırlar (dua ederler). Böylece onları karaya çıkarıp-kurtarınca, artık onlardan bir kısmı orta yolu tutuyor. Bizim ayetlerimizi gaddar, nankör olandan başkası inkar etmez.

ZÜMER
39:61

وَيُنَجِّي

ve yuneccī

ve kurtarır

Allah, takva sahiplerini (inanarak ve inançlarını uygulayarak) zafere ulaşmaları dolayısıyla kurtarır. Onlara kötülük dokunmaz ve onlar hüzne kapılmayacaklardır.

MÜ'MIN
40:41

النَّجَاةِ

n-necāti

kurtuluşa

"Ey kavmim, ne oluyor ki ben sizi kurtuluşa çağırıyorken, siz beni ateşe çağırıyorsunuz."

FUSSILET
41:18

وَنَجَّيْنَا

ve necceynā

ve kurtardık

İman edenleri ve sakınanları ise kurtardık.

ZUHRUF
43:80

وَنَجْوَاهُمْ

ve necvāhum

ve gizli konuşmalarını

Yoksa onlar; gerçekten Bizim, sır tuttuklarını ve aralarındaki fısıldaşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar? Hayır, (işitiyoruz) ve onların yanlarındaki elçilerimiz de (herşeyi) yazıyorlar.

DUHAN
44:30

نَجَّيْنَا

necceynā

biz kurtardık

Andolsun, Biz İsrailoğulları’nı o alçaltıcı azaptan kurtardık.

İBRAHIM
14:6

أَنْجَاكُمْ

encākum

sizi kurtardı

Hani Musa kavmine şöyle demişti "Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın; hani O sizi Firavun ailesinden kurtarmıştı, onlar sizi en dayanılmaz işkencelere uğratıyor, kadınlarınızı sağ bırakıp erkek çocuklarınızı boğazlıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden büyük bir sınav vardır."

ENBIYA
21:3

النَّجْوَى

n-necvā

aralarındaki konuşmayı

Onların kalpleri tutkuyla oyalanmadadır. Zulmedenler, gizlice fısıldaştılar "Bu sizin benzeriniz olan bir beşer değil mi? Öyleyse, göz göre göre büyüye mi geleceksiniz?"

ENBIYA
21:9

فَأَنْجَيْنَاهُمْ

fe enceynāhum

onları kurtardık

Sonra onlara verdiğimiz söze sadık kaldık, böylece onları ve dilediklerimizi kurtardık da ölçüsüz davrananları yıkıma uğrattık.

ENBIYA
21:71

وَنَجَّيْنَاهُ

ve necceynāhu

ve onu kurtardık

Onu ve Lut’u kurtarıp içinde, alemler (insanlık) için bereketler kıldığımız yere (ülkeye) çıkardık.

ENBIYA
21:74

وَنَجَّيْنَاهُ

ve necceynāhu

ve onu kurtardık

Lut’a da bir hüküm ve ilim verdik ve onu çirkin işler yapmakta olan şehirden kurtardık. Şüphesiz onlar, bozulmaya uğrayan kötü bir kavimdi.

ENBIYA
21:76

فَنَجَّيْنَاهُ

fe necceynāhu

kendisini kurtarmıştık

Nuh da; daha önce çağrıda bulunduğu zaman, Biz onun çağrısına cevap verdik, onu ve ailesini büyük bir üzüntüden kurtardık.

ENBIYA
21:88

وَنَجَّيْنَاهُ

ve necceynāhu

ve onu kurtardık

Bunun üzerine duasına icabet ettik ve onu üzüntüden kurtardık. İşte Biz, iman edenleri böyle kurtarırız.

ENBIYA
21:88

نُنْجِي

nuncī

biz kurtarırız

Bunun üzerine duasına icabet ettik ve onu üzüntüden kurtardık. İşte Biz, iman edenleri böyle kurtarırız.

MÜ'MINUN
23:28

نَجَّانَا

neccānā

bizi kurtaran

"Böylece sen, beraberinde olanlarla gemiye bindiğinde o zaman de ki "Bizi o zulmeden kavimden kurtaran Allah’a hamd olsun."

ME'ARIC
70:14

يُنْجِيهِ

yuncīhi

kendisini kurtarsın

Yeryüzünde bulunanların tümünü (verse de); sonra bir kurtulsa.

ANKEBUT
29:15

فَأَنْجَيْنَاهُ

feenceynāhu

fakat onu kurtardık

Böylece Biz onu ve gemi halkını kurtardık ve bunu alemlere bir ayet (kendisinden ders çıkarılacak bir olay) kılmış olduk.

ANKEBUT
29:24

فَأَنْجَاهُ

feencāhu

fakat onu kurtardı

Bunun üzerine kavminin (İbrahim’e) cevabı yalnızca "Onu öldürün ya da yakın" demek oldu. Böylece Allah onu ateşten kurtardı. Şüphesiz bunda, iman eden bir kavim için ayetler vardır.

ANKEBUT
29:32

لَنُنَجِّيَنَّهُ

lenunecciyennehu

onu kurtaracağız

Dedi ki "Onun içinde Lut da vardır." Dediler ki "Onun içinde kimin olduğunu Biz daha iyi biliriz. Kendi karısı dışında, onu ve ailesini muhakkak kurtaracağız. O (karısı) arkada kalacak olanlardandır."

ANKEBUT
29:33

مُنَجُّوكَ

muneccūke

seni kurtaracağız

Elçilerimiz Lut’a geldikleri zaman o, bunlar dolayısıyla kötüleşti ve içi daraldı. Dediler ki "Korkuya düşme ve hüzne kapılma. Karın dışında, seni ve aileni muhakak kurtaracağız. O ise, arkada kalacaktır."

ANKEBUT
29:65

نَجَّاهُمْ

neccāhum

onları salimen çıkarınca

Onlar gemiye bindikleri zaman, dini yalnızca O’na ’halis kılan gönülden bağlılar’ olarak, Allah’a yalvarıp yakarırlar. Ama onları karaya çıkarıp kurtarınca, hemen şirk koşarlar.

BAKARA
2:49

نَجَّيْنَاكُمْ

necceynākum

sizi kurtarmıştık

Sizi, dayanılmaz işkencelere uğrattıklarında, Firavun ailesinin elinden kurtardığımızı hatırlayın. Onlar, kadınlarınızı diri bırakıp, erkek çocuklarınızı boğazlıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.

BAKARA
2:50

فَأَنْجَيْنَاكُمْ

feenceynākum

sizi kurtarmış

Ve sizin için denizi ikiye yarıp sizi kurtardığımızı ve Firavun’un adamlarını -gözlerinizin önünde- boğduğumuzu hatırlayın.

NISA
4:114

نَجْوَاهُمْ

necvāhum

gizli konuşmalarının

Onların ’gizlice söyleşmelerinin’ çoğunda hayır yok. Ancak bir sadaka vermeyi veya iyilikte bulunmayı ya da insanların arasını düzeltmeyi emredenlerinki başka. Kim Allah’ın rızasını isteyerek böyle yaparsa, artık ona büyük bir ecir vereceğiz.

MÜCADELE
58:7

نَجْوَىٰ

necvā

gizli konuşan

Allah’ın göklerde ve yerde olanların tümünü gerçekten bilmekte olduğunu görmüyor musun? (Kendi aralarında gizli toplantılar düzenleyip) Fısıldaşmakta olan üç kişiden dördüncüleri mutlaka O’dur; beşin altıncısı da mutlaka O’dur. Bundan az veya çok olsun, her nerede olsalar mutlaka O, kendileriyle beraberdir. Sonra yaptıklarını kıyamet günü kendilerine haber verecektir. Şüphesiz Allah, herşeyi bilendir.

MÜCADELE
58:8

النَّجْوَىٰ

n-necvā

gizli gizli konuşmak-

’Gizli toplantıların fısıldaşmalarından’ (kulis) men’ edilip sonra men’ edildikleri şeye dönenleri; günah, düşmanlık ve Peygamber’e isyanı (aralarında) fısıldaşanları görmüyor musun? Onlar sana geldikleri zaman, seni Allah’ın selamladığı biçimde selamlıyorlar. Ve kendi kendilerine "Söylediklerimiz dolayısıyla Allah bize azap etse ya." derler. Onlara cehennem yeter; oraya gireceklerdir. Artık o, ne kötü bir gidiş yeridir.

MÜCADELE
58:8

وَيَتَنَاجَوْنَ

ve yetenācevne

ve gizli gizli konuşuyorlar

’Gizli toplantıların fısıldaşmalarından’ (kulis) men’ edilip sonra men’ edildikleri şeye dönenleri; günah, düşmanlık ve Peygamber’e isyanı (aralarında) fısıldaşanları görmüyor musun? Onlar sana geldikleri zaman, seni Allah’ın selamladığı biçimde selamlıyorlar. Ve kendi kendilerine "Söylediklerimiz dolayısıyla Allah bize azap etse ya." derler. Onlara cehennem yeter; oraya gireceklerdir. Artık o, ne kötü bir gidiş yeridir.

MÜCADELE
58:9

تَنَاجَيْتُمْ

tenāceytum

aranızda gizli konuştuğunuz

Ey iman edenler, kendi aranızda gizli konuşmalarda bulunacağınız zaman, bundan böyle günah, düşmanlık ve Peygamber’e isyanı fısıldaşıp-konuşmayın; birri (iyiliği) ve takvayı konuşun ve huzurunda toplanacağınız Allah’tan sakının.

MÜCADELE
58:9

تَتَنَاجَوْا

tetenācev

konuşmayın

Ey iman edenler, kendi aranızda gizli konuşmalarda bulunacağınız zaman, bundan böyle günah, düşmanlık ve Peygamber’e isyanı fısıldaşıp-konuşmayın; birri (iyiliği) ve takvayı konuşun ve huzurunda toplanacağınız Allah’tan sakının.

MÜCADELE
58:9

وَتَنَاجَوْا

vetenācev

(fakat) konuşun

Ey iman edenler, kendi aranızda gizli konuşmalarda bulunacağınız zaman, bundan böyle günah, düşmanlık ve Peygamber’e isyanı fısıldaşıp-konuşmayın; birri (iyiliği) ve takvayı konuşun ve huzurunda toplanacağınız Allah’tan sakının.

MÜCADELE
58:10

النَّجْوَىٰ

n-necvā

gizli konuşma

Şüphesiz ’gizli toplantıların fısıldaşmaları’ (kulis), iman edenleri üzüntüye düşürmek için ancak şeytan (ürünü olan işler)dandır. Oysa Allah’ın izni olmaksızın o, onlara hiçbir şeyle zarar verecek değildir. Şu halde mü’minler, yalnızca Allah’a tevekkül etsinler.

MÜCADELE
58:12

نَاجَيْتُمُ

nāceytumu

siz gizli konuşacağınız

Ey iman edenler, Peygambere gizli bir şey arzedeceğiniz zaman, gizli konuşmanızdan önce bir sadaka verin. Bu, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Şayet (buna imkan) bulamazsanız, artık şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

MÜCADELE
58:12

نَجْوَاكُمْ

necvākum

gizli konuşmanızdan

Ey iman edenler, Peygambere gizli bir şey arzedeceğiniz zaman, gizli konuşmanızdan önce bir sadaka verin. Bu, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Şayet (buna imkan) bulamazsanız, artık şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

MÜCADELE
58:13

نَجْوَاكُمْ

necvākum

gizli konuşmanızdan

Gizli konuşmanızdan önce sadaka vermekten ürktünüz mü? Çünkü yapmadınız, Allah sizin tevbelerinizi kabul etti. Şu halde namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah’a ve O’nun Resûlü’ne itaat edin. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

TAHRIM
66:11

وَنَجِّنِي

ve neccinī

ve beni kurtar

Allah, iman edenlere de Firavun’un karısını örnek verdi. Hani demişti ki "Rabbim bana Kendi Katında, cennette bir ev yap; beni Firavun’dan ve onun yaptıklarından kurtar ve beni o zalimler topluluğundan da kurtar."

TAHRIM
66:11

وَنَجِّنِي

ve neccinī

ve beni kurtar

Allah, iman edenlere de Firavun’un karısını örnek verdi. Hani demişti ki "Rabbim bana Kendi Katında, cennette bir ev yap; beni Firavun’dan ve onun yaptıklarından kurtar ve beni o zalimler topluluğundan da kurtar."

SAF
61:10

تُنْجِيكُمْ

tuncīkum

sizi kurtaracak

Ey iman edenler, sizi acı bir azaptan kurtaracak bir ticareti haber vereyim mi?

TEVBE
9:78

وَنَجْوَاهُمْ

ve necvāhum

ve gizli konuşmalarını

Onlar bilmiyorlar mı ki, elbette Allah, onların gizli tuttuklarını da, fısıldaştıklarını da biliyor. Gerçekten Allah, gaybın bilgisine sahip olandır.