إِنَّهُمْ يَرَوْنَهُ بَعِيدًا
İnnehum yerevnehu be’ıyden.
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Şüphe yok ki onlar uzak görürler onu. |
Abdullah Parlıyan |
O inkârcılar o kıyamet gününü uzak görürler. |
Adem Uğur |
Doğrusu onlar, o azabı (ihtimalden) uzak görüyorlar. |
Ahmed Hulusi |
Muhakkak ki onlar onu (azap günü olan ölümü) uzak görüyorlar! |
Ahmet Varol |
Onlar onu uzak görüyorlar. |
Ali Bulaç |
Çünkü, gerçekten onlar, bunu uzak görüyorlar. |
Ali Fikri Yavuz |
Doğrusu onlar, onu uzak (imkânsız) görüyorlar. |
Bayraktar Bayraklı |
(6-7) Kâfirler o azabı uzak görüyorlar; biz ise onu yakın görmekteyiz. |
Bekir Sadak |
Dogrusu inkarcilar azabi uzak goruyorlar. |
Celal Yıldırım |
Şüphesiz o kâfirler azabı uzak görürler. |
Cemal Külünkoğlu |
Şüphesiz onlar, o (cehennem azabı)nı uzak görüyorlar. |
Diyanet İşleri |
Şüphesiz onlar o azabı uzak görüyorlar. |
Diyanet Vakfı |
Doğrusu onlar, o azabı (ihtimalden) uzak görüyorlar. |
Edip Yüksel |
Onlar onu uzak görüyorlar. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Çünkü onlar onu uzak görürler. |
Fizil-al il Kuran |
Onlar onu uzak görüyorlar. |
Gültekin Onan |
Çünkü, gerçekten onlar, bunu uzak görüyorlar. |
Harun Yıldırım |
Gerçekten onlar, bunu uzak görüyorlar. |
Hasan Basri Çantay |
Filhakıyka onlar bunu (imkândan) uzak görürler, |
Hayrat Neşriyat |
Doğrusu onlar, onu (o azâbı akıldan) uzak görüyorlar. |
İbn-i Kesir |
Doğrusu onlar; bunu uzak görüyorlar. |
İlyas Yorulmaz |
İnkâr edenler o azabın başlarına gelmesini çok uzak görüyorlar. |
İskender Ali Mihr |
Muhakkak ki onlar, onu (kâfirler için vuku bulacak azabı), uzak (bir ihtimal) olarak görüyorlar. |
Kadri Çelik |
Çünkü gerçekten onlar, bunu (kıyameti) uzak görmektedirler. |
Muhammed Esed |
Bak, insanlar o (hesaba) uzak bir şey olarak bakıyorlar, |
Mustafa İslamoğlu |
Çünkü onlar (Hesap Günü`nü) çok uzak bir ihtimal olarak görüyorlar; |
Ömer Nasuhi Bilmen |
(5-6) Artık güzelce bir sabr ile sabret. Şüphe yok ki, onlar onu uzak görürler. |
Ömer Öngüt |
Doğrusu onlar o azabı uzak görüyorlar. |
Sadık Türkmen |
Çünkü onlar onu uzak görürler. |
Seyyid Kutub |
Onlar onu uzak görüyorlar. |
Suat Yıldırım |
(6-7) Onlar, o günü çok uzakta zannediyorlar, ama Biz yakın olduğunu biliyoruz. |
Süleyman Ateş |
Onlar onu uzak görüyor(lar). |
Şaban Piriş |
Onlar bunu uzak görüyorlar. |
Tefhim-ul Kur'an |
Çünkü gerçekten onlar, bunu uzak görmektedirler. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Onlar onu çok uzak görüyorlar. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
They see the (Day) indeed as a far-off (event) |