← MÜDDESIR 74:17 →

Ben de onu, rahat ve huzur yüzü görmeyeceği bir azâba uğratacağım.

Böylece onu güç yetirilemeyen zor bir azaba mecbur edip yokuşa süreceğim.

Ben onu sarp bir yokuşa sardıracağım!

Onu saud’a (sarp bir yokuş) mecbur edeceğim.

Onu sarp bir yokuşa sardıracağım.

Onu alabildiğine sarp bir yokuşa süreceğim.

Muhakkak ben, onu, meşakkatli bir azaba sardıracağım.

Ben onu dik bir yokuşa süreceğim.

Onu sarp bir yokusa sardiracagim.

Onu elbette sarpa sardıracağım.

Onu alabildiğine sarp bir yokuşa süreceğim.

Ben onu dimdik bir yokuşa sardıracağım.

Ben onu sarp bir yokuşa sardıracağım!

Onu sarp bir yokuşa sardıracağım.

Ben onu dimdik bir yokuşa sardıracağım.

Onu sarp bir yokuşa saracağım.

Onu alabildiğine sarp bir yokuşa süreceğim.

Onu sarp bir yokuşa sürükleyeceğim.

Ben onu sarp bir yokuşa sardıracağım.

Onu yakında sarp bir yokuşa sardıracağım!

Ben; onu sarp bir yokuşa sardıracağım.

Onu çıkışı zor bir yere sokacağım.

Yakında onu sarp bir yokuşa (ateşten bir dağa) süreceğim.

Onu alabildiğine sarp bir yokuşa zorlayıp süreceğim.

(bu nedenle) onu acı veren çetin bir yokuşa süreceğim!

Ben de onu sarp yokuşa süreceğim.

(16-17) Hayır. Şüphe yok ki o Bizim âyetlerimiz için bir muannid oldu. Onu yüklenmesi pek meşakkatli bir şey ile mükellef kılacağım.

Ben onu dik bir yokuşa süreceğim.

Onu sarp (çok dik) bir yokuşa sardıracağım.

Onu sarp bir yokuşa saracağım.

Ben de onu sarp mı sarp bir yokuşa sardıracağım.

Onu dimdik bir yokuşa sardıracağım.

Onu sarp bir yokuşa süreceğim.

Onu alabildiğine sarp bir yokuşa sardırıp süreceğim.

Ben onu dik bir yola süreceğim.

Soon will I visit him with a mount of calamities!