← TARIK 86:13 →

Şüphe yok ki o, her şeyi ayırt eden kesin bir söz elbet.

Bu Kur’ân hakkı batıldan ayırt eden bir sözdür.

Şüphesiz Kur’an, (hak ile bâtılı) ayıran bir sözdür.

Muhakkak ki O (Kur’ân), elbette Hak ile bâtılı ayırıcı bir söz;

Şüphesiz o, (hakkı batıldan) ayırıcı bir sözdür.

Şüphesiz o (Kur’an), ayırdeden bir sözdür.

Muhakkak o Kur’an (hak ile batıl arasını) ayırd eden kesin bir hükümdür.

(11-17) Andolsun o dönüşlü göğe, o yarılıp çatlayan yeryüzüne. Şüphesiz Kur`ân, hak ile bâtılı ayıran bir sözdür. O asla bir şaka değildir. Kafirler hep hile/tuzak kuruyorlar. Ben de hilelerine karşılık veririm. Onun için sen kâfirlere mühlet ver, onlara az bir zaman tanı!

Dogrusu bu Kuran kesin bir sozdur.

Ki bu Kur’ân (Hakkı bâtıldan, doğruyu eğriden) ayırd eden bir sözdür.

(13-14) Muhakkak, o (Kur`an) doğruyu yanlıştan ayıran bir kelamdır. O, bir şaka değildir.

Şüphesiz o Kur’an, hak ile batılı ayırd eden bir sözdür.

(11-17) Dönüş sahibi olan (yağmur yağdıran) göğe, (nebat ile) yarılan yere yemin ederim ki Kur’an, (hak ile bâtılı) ayıran bir sözdür. O, asla bir şaka değildir. Onlar bir tuzak kurarlar, ben de bir tuzak kurarım. Kâfirlere mühlet ver, onları biraz kendi hallerine bırak (pek yakında desteğimiz sana gelecek).

Bu, ayırdedici bir sözdür.

Kuşkusuz Kur’ân, ayırıcı bir sözdür.

Şüphesiz Kur’an kesin bir sözdür.

Şüphesiz o (Kuran), ayırdeden bir sözdür.

Şüphesiz o, kesinlikle ayırt edici bir sözdür.

Hakıykaten o (Kur’an) hak ile (baatılı ayırd eden) kat’î bir kelâmdır.

(13-14) Şübhesiz ki o (Kur`ân), elbet (hak ile bâtılı) ayıran bir sözdür. Ve o, şaka değildir!

Ki doğrusu bu, kesin bir sözdür,

Şüphesiz O Kur’an, doğrularla yanlışları ayıran (Allah’ın) sözüdür.

Muhakkak ki o, gerçekten (hakkı bâtıldan) ayıran bir sözdür.

Ki hiç şüphesiz o (Kur’an, hakla batılı) kesin ayırıcı bir sözdür.

Bakın, bu (ilahi kelam) doğruyu yanlıştan ayıran bir sözdür,

elbet bu (vahiy) hakkı batıldan ayıran bir sözdür,

Şüphe yok ki, o elbette bir ayırt eden kelâmdır.

Şüphesiz ki bu Kur’an (hak ile bâtılı) ayıran bir sözdür.

Şüphesiz bu, kesin ayırt edici bir sözdür.

Şüphesiz Kur’an kesin bir sözdür.

Bu Kur’ân, kesin bir sözdür, hakla batılı ayırt eden bir sözdür!

O (Kur’ân), elbette (hak ile bâtılı) ayırdedici bir sözdür.

Kesinlikle o ayırdedici bir sözdür.

Hiç şüphesiz o (Kur’an), ayırdeden bir sözdür.

Ki o, tam bir biçimde ayırt eden bir sözdür;

Behold this is the Word that distinguishes (Good from Evil)