ف ص ل kökü Kur'an'da 43 defa geçmektedir.

AYETLER

MÜRSELAT
77:13

الْفَصْلِ

l-feSli

hüküm

(Mü’mini müşrikten, haklıyı haksızdan) Ayırma günü için.

MÜRSELAT
77:14

الْفَصْلِ

l-feSli

hüküm

Bu ayırma gününü sana ne bildirdi?

MÜRSELAT
77:38

الْفَصْلِ

l-feSli

hüküm

Bu, hüküm günüdür; sizi ve öncekileri ’birarada topladık.’

TARIK
86:13

فَصْلٌ

feSlun

ayırdedici

Şüphesiz o (Kur’an), ayırdeden bir sözdür.

SAD
38:20

وَفَصْلَ

ve feSle

ve ayırd edici

Onun mülkünü güçlendirmiştik. Ona hikmet ve anlatım çarpıcılığını vermiştik.

A'RAF
7:32

نُفَصِّلُ

nufeSSilu

biz açıklıyoruz

De ki "Allah’ın kulları için çıkardığı ziyneti ve temiz rızıkları kim haram kılmıştır?" De ki "Bunlar, dünya hayatında iman edenler içindir, kıyamet günü ise yalnızca onlarındır." Bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklarız.

A'RAF
7:52

فَصَّلْنَاهُ

feSSalnāhu

açıkladığımız

Andolsun, Biz onlara bir kitap getirdik; iman edecek bir topluluğa bir hidayet ve bir rahmet olmak üzere bir bilgiye dayanarak onu çeşitli biçimlerde açıkladık.

A'RAF
7:133

مُفَصَّلَاتٍ

mufeSSalātin

ayrı ayrı

Bunun üzerine, ayrı ayrı mucizeler (ayetler) olarak üzerlerine tufan, çekirge, buğday güvesi, kurbağa ve kan musallat kıldık. Yine büyüklük tasladılar ve suçlu-günahkar bir kavim oldular.

A'RAF
7:145

وَتَفْصِيلًا

ve tefSīlen

ve açıklamasına dair

Biz ona Levhalarda herşeyden bir öğüt ve herşeyin yeterli bir açıklamasını yazdık. (Ve) "Şimdi bunlara sıkıca sarıl ve kavmine de emret ki en güzeliyle sarılsınlar. Size fasıkların yurdunu pek yakında göstereceğim" (dedik).

A'RAF
7:174

نُفَصِّلُ

nufeSSilu

biz açıklıyoruz

İşte Biz ayetleri böyle birer birer açıklarız, umulur ki dönerler.

İSRA
17:12

فَصَّلْنَاهُ

feSSalnāhu

anlattık

Biz geceyi ve gündüzü iki ayet kıldık; gece ayetini sildik de Rabbinizden bir fazl aramanız, yılların sayısını ve hesabı öğrenmeniz için gündüzün ayetini aydınlatıcı kıldık. Biz, herşeyi yeterince açıkladık.

İSRA
17:12

تَفْصِيلًا

tefSīlen

açık açık

Biz geceyi ve gündüzü iki ayet kıldık; gece ayetini sildik de Rabbinizden bir fazl aramanız, yılların sayısını ve hesabı öğrenmeniz için gündüzün ayetini aydınlatıcı kıldık. Biz, herşeyi yeterince açıkladık.

YUNUS
10:5

يُفَصِّلُ

yufeSSilu

etraflıca açıklıyor

Güneş’i bir aydınlık, Ay’ı bir nur kılan ve yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için ona duraklar tespit eden O’dur. Allah, bunları ancak hak ile yaratmıştır. O, bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklamaktadır.

YUNUS
10:24

نُفَصِّلُ

nufeSSilu

ayrıntılı olarak açıklıyoruz

Dünya hayatının örneği, ancak gökten indirdiğimiz, onunla insanların ve hayvanların yediği yeryüzünün bitkisi karışmış olan bir su gibidir. Öyle ki yer, güzelliğini takınıp süslendiği ve ahalisi gerçekten ona güç yetirdiklerini sanmışlarken (işte tam bu sırada) gece veya gündüz ona emrimiz gelmiştir de, dün sanki hiçbir zenginliği yokmuş gibi, onu kökünden biçilip atılmış bir durumda kılmışız. Düşünen bir topluluk için Biz ayetleri böyle birer birer açıklarız.

YUNUS
10:37

وَتَفْصِيلَ

ve tefSīle

ve açıklayıcıdır

Bu Kur’an, Allah’tan başkası tarafından yalan olarak uydurulmuş değildir. Ancak bu, önündekileri doğrulayan ve kitabı ayrıntılı olarak açıklayandır. Bunda hiç şüphe yoktur, alemlerin Rabbindendir.

HUD
11:1

فُصِّلَتْ

fuSSilet

etraflıca açıklanmış

Elif, Lam, Ra. (Bu,) Ayetleri muhkem kılınmış, sonra hüküm ve hikmet sahibi ve herşeyden haberdar olan (Allah) tarafından birer birer (bölüm bölüm) açıklanmış bir Kitap’tır (ki)

YUSUF
12:94

فَصَلَتِ

feSaleti

ayrılınca

Kafile (Mısır’dan) ayrılmaya başladığı zaman, babaları dedi ki "Eğer beni bunamış saymıyorsanız, inanın Yusuf’un kokusunu (burnumda tüter) buluyorum."

YUSUF
12:111

وَتَفْصِيلَ

ve tefSīle

ve açıklamasıdır

Andolsun, onların kıssalarında temiz akıl sahipleri için ibretler vardır. (Bu Kur’an) düzüp uydurulacak bir söz değildir, ancak kendinden öncekilerin doğrulayıcısı, herşeyin ’çeşitli biçimlerde açıklaması’ ve iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve rahmettir.

EN'ÂM
6:55

نُفَصِّلُ

nufeSSilu

açıklıyoruz

Suçlu-günahkarların yolu apaçık ortaya çıksın diye, ayetlerimizi işte böyle birer birer açıklıyoruz.

EN'ÂM
6:57

الْفَاصِلِينَ

l-fāSilīne

ayırdedenlerin

De ki "Ben, gerçekten Rabbimden kesin bir belge üzerindeyim, siz ise onu yalanladınız. Sizin kendisine acele ettiğiniz (azap) yanımda değildir. Hüküm yalnızca Allah’ındır. O, doğru haberi verir ve O, ayırt edenlerin en hayırlısıdır."

EN'ÂM
6:97

فَصَّلْنَا

feSSalnā

biz genişçe açıkladık

O, karanın ve denizin karanlıklarından yolunuzu bulmanız için size yıldızları var edendir. Bilebilen bir topluluk için Biz ayetleri birer birer (bölüm bölüm) açıkladık.

EN'ÂM
6:98

فَصَّلْنَا

feSSalnā

biz genişçe açıkladık

O, sizi tek bir nefisten yaratandır. (Sizin için) Bir karar (kalış) ve emanet (olarak konuluş) yeri vardır. Kavrayabilen bir topluluk için ayetleri birer birer açıkladık.

EN'ÂM
6:114

مُفَصَّلًا

mufeSSalen

açıklanmış olarak

Allah’tan başka bir hakem mi arayayım? Oysa O, size kitabı açıklanmış olarak indirmiştir. Kendilerine kitap verdiklerimiz, bunun gerçekten Rabbinden hak olarak indirilmiş olduğunu bilmektedirler. Şu halde, sakın kuşkuya kapılanlardan olma.

EN'ÂM
6:119

فَصَّلَ

feSSale

açıklamıştır

Ne oluyor ki size, kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalmanız dışında, O, size haram kıldıklarını ayrı ayrı açıklamışken, üzerinde Allah’ın ismi anılan şeyleri yemiyorsunuz? Gerçekten çoğu, bir ilim olmaksızın kendi heva (istek ve tutku)larıyla (kimilerini) saptırıyorlar. Şüphesiz, senin Rabbin haddi aşanları en iyi bilendir.

EN'ÂM
6:126

فَصَّلْنَا

feSSalnā

biz geniş geniş açıkladık.

Bu, Rabbinin dosdoğru yoludur. Öğüt alıp düşünmesini bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıkladık.

EN'ÂM
6:154

وَتَفْصِيلًا

ve tefSīlen

ve açıklamak (için)

Sonra Biz Musa’ya, iyilik yapanların üzerinde (nimetimizi) tamamlamak, herşeyi ayrı ayrı açıklamak ve bir hidayet ve rahmet olarak kitabı verdik. Umulur ki Rablerine kavuşacaklarına inanırlar.

SAFFAT
37:21

الْفَصْلِ

l-feSli

hüküm

"Bu, sizin yalanladığınız (mü’mini kafirden, haklıyı haksızdan) ayırma günüdür."

LOKMAN
31:14

وَفِصَالُهُ

ve fiSāluhu

ve onun sütten kesilmesi

Biz insana anne ve babasını (onlara iyilikle davranmayı) tavsiye ettik. Annesi onu, zorluk üstüne zorlukla (karnında) taşımıştır. Onun (sütten) ayrılması, iki yıl içindedir. "Hem Bana, hem anne ve babana şükret, dönüş yalnız Banadır."

FUSSILET
41:3

فُصِّلَتْ

fuSSilet

açıklanmış

Bilen bir kavim için, ayetleri (çeşitli biçimlerde, birer birer) ’fasıllar halinde açıklanmış’ Arapça Kur’an (veya okunan) Kitap’tır;

FUSSILET
41:44

فُصِّلَتْ

fuSSilet

açıklanmalı

Eğer Biz onu A’cemi (Arapça olmayan bir dilde) olan bir Kur’an kılsaydık, herhalde derlerdi ki "Onun ayetleri açıklanmalı değil miydi? Arap olana, A’cemi (Arapça olmayan bir dil)mi?" De ki "O, iman edenler için bir hidayet ve bir şifadır. İman etmeyenlerin ise kulaklarında bir ağırlık vardır ve o (Kur’an), onlara karşı bir körlüktür. İşte onlara (sanki) uzak bir yerden seslenilir."

ŞURA
42:21

الْفَصْلِ

l-feSli

ayırım

Yoksa onların birtakım ortakları mı var ki, Allah’ın izin vermediği şeyleri, dinden kendilerine teşri’ ettiler (bir şeriat kıldılar)? Eğer o fasıl kelimesi olmasaydı, elbette aralarında hüküm (karar) verilirdi. Gerçekten zalimler için acı bir azap vardır.

DUHAN
44:40

الْفَصْلِ

l-feSli

hüküm

Şüphesiz o (hakkı batıldan, haklıyı haksızdan) ayırma günü, hepsinin (hesaba çekilecekleri) vakitleridir.

AHKAF
46:15

وَفِصَالُهُ

ve fiSāluhu

ve sütten kesilmesi

Biz insana, ’anne ve babasına’ iyilikle davranmasını tavsiye ettik. Annesi onu güçlükle taşıdı ve onu güçlükle doğurdu. Onun (hamilelikte) taşınması ve sütten kesilmesi, otuz aydır. Nihayet güçlü (erginlik) çağına erip kırk yıl (yaşın)a ulaşınca, dedi ki "Rabbim, bana, anne ve babama verdiğin nimete şükretmemi ve Senin razı olacağın salih bir amelde bulunmamı bana ilham et; benim için soyumda salahı ver. Gerçekten ben tevbe edip Sana yöneldim ve gerçekten ben Müslümanlardanım."

SECDE
32:25

يَفْصِلُ

yefSilu

hükmedecektir

Şüphesiz, senin Rabbin, ihtilafa düştükleri şeyler konusunda kıyamet günü aralarında ’hükmünü verip ayıracaktır’.

ME'ARIC
70:13

وَفَصِيلَتِهِ

ve feSīletihi

ve tüm ailesini

Ve onu barındıran aşiretini de;

NEBE
78:17

الْفَصْلِ

l-feSli

hüküm

Şüphesiz o hüküm (fasl) günü, belirlenmiş bir vakittir.

RUM
30:28

نُفَصِّلُ

nufeSSilu

biz açıklıyoruz

Size kendi nefislerinizden bir örnek verdi "Size rızık olarak verdiğimiz şeylerde, sağ ellerinizin malik olduklarınızdan, sizinle eşit olup kendi kendinizden korktuğunuz gibi kendilerinden de korktuğunuz (veya çekinip saygı duyduğunuz) ortaklar var mıdır? "İşte Biz, aklını kullanabilen bir kavim için ayetleri böyle birer birer açıklarız.

RA'D
13:2

يُفَصِّلُ

yufeSSilu

açıklıyor

Allah O’dur ki, gökleri dayanak olmaksızın yükseltti; onları görmektesiniz. Sonra arşa istiva etti ve güneş ile aya boyun eğdirdi, her biri adı konulmuş bir süreye kadar akıp gitmektedirler. Her işi evirip düzenler, ayetleri birer birer açıklar. Umulur ki, Rabbinize kavuşacağınıza kesin bilgiyle inanırsınız.

HAC
22:17

يَفْصِلُ

yefSilu

hüküm verecektir

Gerçekten iman edenler, Yahudiler, yıldıza tapanlar (Sabii) Hıristiyanlar, ateşe tapanlar (Mecusi) ve şirk koşanlar; şüphesiz Allah, kıyamet günü aralarını ayıracaktır. Doğrusu Allah, herşeyin üzerinde şahid olandır.

BAKARA
2:233

فِصَالًا

fiSālen

sütten kesmek

Emzirmeyi tamamlamak isteyenler için anneler çocuklarını iki tam yıl emzirirler. Onların (annelerin) yiyeceği, giyeceği bilinen (örf)e uygun olarak, çocuk kendisinin olana (babaya) aittir. Kimseye güç yetireceğinin dışında (yük ve sorumluluk) teklif edilmez. Anne, çocuğu, çocuk kendisinin olan baba da çocuğu dolayısıyla zarara uğratılmasın; mirasçı üzerinde(ki sorumluluk ve görev) de bunun gibidir. Eğer (anne ve baba) aralarında rıza ile ve danışarak (çocuğu iki yıl tamamlanmadan) sütten ayırmayı isterlerse, ikisi için de bir güçlük yoktur. Ve eğer çocuklarınızı (bir süt anneye) emzirtmek isterseniz, vereceğinizi örfe uygun olarak ödedikten sonra size bir sorumluluk yoktur. Allah’tan korkup-sakının ve bilin ki, Allah yaptıklarınızı görendir.

BAKARA
2:249

فَصَلَ

feSale

ayrıldığında

Talut, orduyla birlikte ayrıldığında dedi ki "Doğrusu Allah sizi bir ırmakla imtihan edecektir. Kim bundan içerse, artık o benden değildir ve kim de -eliyle bir avuç alanlar hariç- onu tadmazsa bendendir. Küçük bir kısmı hariç (hepsi sudan) içti. O, kendisiyle beraber iman edenlerle (ırmağı) geçince onlar (geride kalanlar) "Bugün bizim Calut’a ve ordusuna karşı (koyacak) gücümüz yok" dediler. (O zaman) Muhakkak Allah’a kavuşacaklarını umanlar (şöyle) dediler "Nice küçük topluluk, daha çok olan bir topluluğa Allah’ın izniyle galib gelmiştir; Allah sabredenlerle beraberdir."

MÜMTEHINE
60:3

يَفْصِلُ

yefSilu

ayırır

Ne yakın akrabalarınız, ne çocuklarınız kıyamet günü size bir yarar sağlayamaz. (Allah) Sizin aranızı ayıracaktır. Allah, yaptıklarınızı görendir.

TEVBE
9:11

وَنُفَصِّلُ

ve nufeSSilu

ve uzun uzun açıklıyoruz

Eğer onlar tevbe edip namazı kılarlarsa ve zekatı verirlerse, artık onlar sizin dinde kardeşlerinizdir. Bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklarız.