فَأَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوَاهَا

Feelhemeha fücureha ve takvaha.

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

Derken ona kötülüğünü de, çekinmesini de ilham etmiştir.

Abdullah Parlıyan

sonra da o insana kötü ile iyiyi, doğruluk ile sapıklığı birbirinden ayıracak özellik ve ölçüyü öğretene veya insanlara hayrı ve şerri, itaat ve isyanı ilham ile öğreten Allah’a.

Adem Uğur

Sonra da ona iyilik ve kötülükleri ilham edene yemin ederim ki,

Ahmed Hulusi

Sonra da ona (bilince) hem fücurunu (Hak’tan ve Sistemden sapmanın ne olduğunu) ve hem de takvasını (korunmasını) ilham edene ki...

Ahmet Varol

Sonra ona kötülüğe eğilimini ve takvasını ilham edene.

Ali Bulaç

Sonra ona fücurunu (sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun).

Ali Fikri Yavuz

Sonra da o nefse, isyanını ve itaatını öğretene ki,

Bayraktar Bayraklı

(1-8) Güneşe ve onun aydınlık veren parlaklığına; onu izlediğinde aya; güneşi açığa çıkardığında gündüze; güneşi örttüğünde geceye; göğe ve onu bina edene; yere ve onu döşeyene; nefse ve onu şekillendirene; nefse, kötülüğe ve korunmaya açık özelliklerini verene yemin olsun ki,

Bekir Sadak

Sonra da ona iyilik ve kotuluk kabiliyeti verene and olsun ki

Celal Yıldırım

Sonra da ona fenalıklarını ve (bunlardan) sakınmasını ilham edene yemîn olsun ki,

Cemal Külünkoğlu

Sonra da ona iyilik ve kötülük kabiliyeti ilham edene andolsun ki,

Diyanet İşleri

(7-9) Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene andolsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir.

Diyanet Vakfı

(1-10) Güneşe ve kuşluk vaktindeki aydınlığına, güneşi takip ettiğinde aya, onu açığa çıkarttığında gündüze, onu örttüğünde geceye, gökyüzüne ve onu bina edene, yere ve onu yapıp döşeyene, nefse ve ona birtakım kabiliyetler verip de iyilik ve kötülüklerini ilham edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir.

Edip Yüksel

Sonra da ona kötülüğünü ve erdemliliğini bildirene andolsun ki;

Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra da ona kötülük ve takva kabiliyetini verene yemin olsun ki,

Fizil-al il Kuran

Sonra da ona iyilik ve kötülük kabiliyeti verene andolsun ki,

Gültekin Onan

Sonra ona fücurunu ve takvasını ilham edene (andolsun).

Harun Yıldırım

Ki hem kötülüğünü hem de takvasını ona ilham etti.

Hasan Basri Çantay

sonra da ona hem kötülüğü, hem (ondan) sakınmayı ilham edene ki,

Hayrat Neşriyat

Sonra da ona (o kişiye) günâhını ve takvâsını (neyin isyan, neyin itâat olduğunu bildirerek) ilhâm edene (yemîn olsun)!

İbn-i Kesir

Sonra da ona, hem kötülüğü hem de takvayı ilham edene,

İlyas Yorulmaz

(Yaratıcı Allah) Nefse günah işlemeyi ve korunmayı ilham etmiştir.

İskender Ali Mihr

Sonra ona (nefse) fücurunu ve takvasını ilham etti.

Kadri Çelik

Sonra da ona isyanını ve itaatını ilham edene andolsun ki!

Muhammed Esed

ve nasıl ahlaki zaaflarla olduğu kadar Allah’a karşı sorumluluk bilinciyle de donatıldığını!

Mustafa İslamoğlu

ve nihayet insan benliğine iyiyi ve kötüyü tanıyıp sorumsuz ve sorumlu davranma yeteneğini yerleştiren (şahit olsun) ki

Ömer Nasuhi Bilmen

Sonra da ona günahını ve takvâsını ilham etmiş olana (andolsun ki),

Ömer Öngüt

Sonra da ona isyanını ve itaatını ilham edene andolsun ki!

Sadık Türkmen

Ona bozulabilme özelliğini ve korunma yeteneğini verene ant olsun ki;

Seyyid Kutub

Sonra da ona iyilik ve kötülük kabiliyeti verene andolsun ki,

Suat Yıldırım

(8-9) Ona hem kötülük, hem de ondan sakınma yolu ilham eden hakkı için ki Nefsini maddî ve manevî kirlerden arındıran, felaha erer.

Süleyman Ateş

Ona bozukluğunu ve korunmasını (isyânını ve itâ’atini) ilhâm edene andolsun ki

Şaban Piriş

Sonra da ona kötülüğü ve korunmayı ilham edene..

Tefhim-ul Kur'an

Sonra ona fücurunu (sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun).

Yaşar Nuri Öztürk

Ardından da ona bozukluğunu ve takvasını ilham edene ki,

Yusuf Ali (İngilizce)

And its enlightenment as to its wrong and its right;-

KELİME KÖKLERİ
فَأَلْهَمَهَا
fe elhemehā
ona ilham edene andolsun ل ه م
فُجُورَهَا
fucūrahā
bozukluğunu ف ج ر
وَتَقْوَاهَا
ve teḳvāhā
ve korunmasını و ق ي