KALEM 68:45
وَأُمْلِي
ve umlī
mühlet veriyorum
|
Ben, onlara süre tanıyorum. Elbette Benim düzenim (cezalandırmam) sapasağlamdır.
|
وَأُمْلِي لَهُمْ ۚ إِنَّ كَيْدِي مَتِينٌ
Ve umliy lehum inne keydiy metiynun.
|
A'RAF 7:183
وَأُمْلِي
ve umlī
ve mühlet veriyorum
|
Onlara bir süre tanıyorum. Hiç şüphesiz Benim düzenim (cezalandırmam) sapasağlamdır.
|
وَأُمْلِي لَهُمْ ۚ إِنَّ كَيْدِي مَتِينٌ
Ve ümlı lehüm inne keydı metın
|
FURKAN 25:5
تُمْلَىٰ
tumlā
yazdırılıyor
|
Ve dediler ki "Bu, geçmişlerin uydurduğu masallardır, bir başkasına yazdırmış olup kendisine sabah akşam okunmaktadır."
|
وَقَالُوا أَسَاطِيرُ الْأَوَّلِينَ اكْتَتَبَهَا فَهِيَ تُمْلَىٰ عَلَيْهِ بُكْرَةً وَأَصِيلًا
Ve kalu esatıyrul evvelinektetebeha fe hiye tümla aleyhi bükratev ve esıyla
|
MERYEM 19:46
مَلِيًّا
meliyyen
uzun süre
|
(Babası) Demişti ki "İbrahim, sen benim ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursan, andolsun, seni taşa tutarım; uzun bir süre benden uzaklaş, (bir yerlere) git."
|
قَالَ أَرَاغِبٌ أَنْتَ عَنْ آلِهَتِي يَا إِبْرَاهِيمُ ۖ لَئِنْ لَمْ تَنْتَهِ لَأَرْجُمَنَّكَ ۖ وَاهْجُرْنِي مَلِيًّا
Kale erağıbün ente an alihetı ya ibrahım leil lem tentehi le ercümenneke vehcürnı meliyya
|
RA'D 13:32
فَأَمْلَيْتُ
feemleytu
fakat bir süre verdim
|
Andolsun, senden önceki elçilerle de alay edildi, bunun üzerine Ben de o inkara sapanlara bir süre tanıdım, sonra onları (kıskıvrak) yakalayıverdim. İşte nasıldı sonuçlandırma?
|
وَلَقَدِ اسْتُهْزِئَ بِرُسُلٍ مِنْ قَبْلِكَ فَأَمْلَيْتُ لِلَّذِينَ كَفَرُوا ثُمَّ أَخَذْتُهُمْ ۖ فَكَيْفَ كَانَ عِقَابِ
Ve lekadistkühzie bi rusülim min kabilek fe emleytü lillezıne keferu sümme ehaztühüm fe keyfe kane ıkab
|
HAC 22:44
فَأَمْلَيْتُ
feemleytu
ben de bir süre vermiştim
|
Medyen halkı da (peygamberlerini yalanlamıştı). Musa da yalanlanmıştı. Böylelikle Ben, o inkar edenlere bir süre tanıdım, sonra onları yakalayıverdim. Nasılmış Benim (herşeyi alt üst edip kökten değiştiren) inkılabım (veya inkarım).
|
وَأَصْحَابُ مَدْيَنَ ۖ وَكُذِّبَ مُوسَىٰ فَأَمْلَيْتُ لِلْكَافِرِينَ ثُمَّ أَخَذْتُهُمْ ۖ فَكَيْفَ كَانَ نَكِيرِ
Ve ashabü medyen ve küzzibe misa fe emleytü lil kafirıne sümme ehaztühüm fe keyfe kane nekır
|
HAC 22:48
أَمْلَيْتُ
emleytu
biraz süre vermişimdir
|
Nice ülkeler vardır ki, (halkı) zulmediyorken Ben ona bir süre tanıdım, sonra yakalayıverdim; dönüş yalnızca Banadır.
|
وَكَأَيِّنْ مِنْ قَرْيَةٍ أَمْلَيْتُ لَهَا وَهِيَ ظَالِمَةٌ ثُمَّ أَخَذْتُهَا وَإِلَيَّ الْمَصِيرُ
Ve keeyyim min karyetin emleytü leha ve hiye zalimetün sümme ehaztüha ve ileyyel mesıyr
|
ÂL-I İMRAN 3:178
نُمْلِي
numlī
süre vermemiz
|
O küfre sapanlar, kendilerine tanıdığımız süreyi sakın kendileri için hayırlı sanmasınlar, Biz onlara, ancak günahları daha da artsın, diye süre vermekteyiz. Onlar için aşağılatıcı bir azap vardır.
|
وَلَا يَحْسَبَنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا أَنَّمَا نُمْلِي لَهُمْ خَيْرٌ لِأَنْفُسِهِمْ ۚ إِنَّمَا نُمْلِي لَهُمْ لِيَزْدَادُوا إِثْمًا ۚ وَلَهُمْ عَذَابٌ مُهِينٌ
Ve la yahsebennelezıne keferu ennema nümlı lehüm hayrul li enfüsihimv innema nümlı lehüm li yezdadu isma ve lehüm azabüm mühın
|
ÂL-I İMRAN 3:178
نُمْلِي
numlī
biz süre veriyoruz
|
O küfre sapanlar, kendilerine tanıdığımız süreyi sakın kendileri için hayırlı sanmasınlar, Biz onlara, ancak günahları daha da artsın, diye süre vermekteyiz. Onlar için aşağılatıcı bir azap vardır.
|
وَلَا يَحْسَبَنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا أَنَّمَا نُمْلِي لَهُمْ خَيْرٌ لِأَنْفُسِهِمْ ۚ إِنَّمَا نُمْلِي لَهُمْ لِيَزْدَادُوا إِثْمًا ۚ وَلَهُمْ عَذَابٌ مُهِينٌ
Ve la yahsebennelezıne keferu ennema nümlı lehüm hayrul li enfüsihimv innema nümlı lehüm li yezdadu isma ve lehüm azabüm mühın
|
MUHAMMED 47:25
وَأَمْلَىٰ
ve emlā
ve uzun emellere düşürmüştür
|
Şüphesiz, kendilerine hidayet açıkça belli olduktan sonra, gerisin geri (küfre) dönenleri, şeytan kışkırtmış ve uzun emellere kaptırmıştır.
|
إِنَّ الَّذِينَ ارْتَدُّوا عَلَىٰ أَدْبَارِهِمْ مِنْ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُمُ الْهُدَى ۙ الشَّيْطَانُ سَوَّلَ لَهُمْ وَأَمْلَىٰ لَهُمْ
İnnellezıner teddu ala edbarihim min ba’di ma tebeyyene lehümül hüdeş şeytanü sevvele lehüm ve emla lehüm
|